Şiir Defteri

SEVİLAY-18. BÖLÜM (2. Sezon)

Yazan: inan_sude1995
08.12.2024 / 03:19
118 kez görüntülendi
6 yorum yapıldı
... Genç hemşirin girdiği kapı, yoğun bakım kapısıydı. Peki, eğer bu hemşir alan hemşiresiyse; yoğun bakımda işi neydi?.. Sevilay oturduğu koltukta bir müddet bekledi. Genç hemşir bir süre sonra kapıdan gözlerinde yaşlar ile çıktığında, Sevilay aniden ayağa fırladı. Genç hemşir karşısında bir anda Sevilay'ı görünce şaşırmıştı. Açıklama yapma gereği duydu ve genç kıza yaklaştı; -Annenin sonuçları henüz çıkmadı. Benim peşimden gezmene gerek yok. Bir haber geldiğinde gerçekten hemen gelip sana haber vereceğim. -Şey, annem için gelmedim... Burada ne işin var senin? İçeride tanıdığın biri mi var? -Yok... Yani, evet bir akrabam yatıyor. -Neden ağlıyorsun, çok sevdiğin birisi mi? -Sen neden beni takip ediyorsun ki? -Sen, çok hızlı koşuyordun... Yani, bilmiyorum. Elimde olmadan koştum peşinden ben. Seni bilerek takip etmedim... Genç hemşir, elini genç kızın omzuna koydu; -Anladım, ama sorun değil. Hastalarımız iyileşecek, tamam mı... Hadi burada durma, git sen. Annen uyanırsa seni görmek ister. -Ama... Genç hemşir Sevilay'ın omzundan elini çekip, her zamankinden biraz hızlı adımlarla oradan uzaklaştı. Sevilay sessizce çocuğun arkasından söylendi; -Neden bir insanın gözyaşları bile gizemli olur ki?.. Bu çok anlamsız... Neyse. Sevilay bekleme alanına geri döndü ve etrafı gözetmeye başladı. Artık mutlaka bir haber almalıydı. Kısa süre sonra otomatik kapı açıldı ve doktor göründü. Sevilay hemen ayağa fırladı ve doktora doğru yöneldi. Sonunda! Doktor Sevilay'a doğru yürüyordu. Durdu ve yüzündeki sıcak gülümseme ile genç kızı selamladı; -Merhabalar, geçmiş olsun. -Merhaba doktor hanım, çok sağolun. -Siz Feryal Durmuş'un kızıydınız değil mi? -Evet evet, kızıyım doktor hanım. Annem nasıl, iyi mi? -Yeni uyandı, bilinci açık. Yapılan kontroller sonucunda ciddi bir duruma rastlamadık. Fakat annenizin genel durumuna bakıldığında, dengesi epey bir sarsılmış görünüyor. Düzenli olarak kullandığı bir ilaç var mıydı? -Hayır olmaması lazım. Ben yok diye biliyorum. Zaten annemin devamlı bir hastalığı da yoktur. -Anladım. Biz annenizin kan sonuçlarında yüksek dozda uyku ilacına rastladık. Ve bunlar bileşenleri birbirinden çok farklı olan ilaçlar. Yani bir arada kullanımlarında çok büyük sorunlar yaratabilirler. Zaten öyle de olmuş. Annenizin bilinci açık, ama vücut dengesi aşırı derecede bozulmuş durumda. Konuşmada ve hareket etmede biraz güçlük çekiyor. -Peki iyi olacak mı? Tahminen ne zaman toparlanabilir, bir süre bilgisi verebilir misiniz? -Hayır, benim şu an kesin bir zaman bilgisi vermem doğru olmaz. Ne zaman tamamı ile iyi olabilir bilemiyoruz, ama en kısa sürede toparlanabilmesi için elimizden geleni yapacağız. -Annemi göremez miyim peki? -Yanına gidip görmek için biraz daha bekleseniz iyi olur. Kendini daha çabuk toparlayabilmesi için hastayı yormamamız gerekiyor. Bir süre sonra güncel durumu hakkında yeniden bilgi alabilirsiniz. Tekrardan geçmiş olsun. -Sağolun... Sevilay çaresizce beklediği koltuğa geri oturdu. Hepsi bu muydu yani? Annesi uyanmıştı, ama iyi sayılmazdı?.. Artık annesini görmek istiyordu... ... Feryal hanım uyanmıştı, ama kendini berbat hissediyordu. Sanki gözleri görüyordu, ama gerçek dünyayı değil. Kulakları duyuyordu, ama varolan sesleri değil... Kendisini bütün algıları kapalı olan, yalnızca bomboş nefes alıp veren bir ruh gibi hissediyordu... Dermansız bir ses tonu ile doktorlara doğru seslendi. -Biri bana bakabilir mi? Genç hemşirelerden biri yaklaştı. -Buyrun. İyi misiniz, bir sorun mu vardı? -Ben çok kötü hissediyorum. Sanki görüp, duymuyormuşum gibi... -Anlıyorum. Bunun sebebi kullandığınız ilaçlar olmalı. Ama iyi olacaksınız. Yapılması gereken bütün kontroller yapıldı. Almanız gereken ilaçlar var, birazdan onları da alacaksınız. Kısa sürede toparlarsınız. -Kızım var benim, Sevilay. Nerede, burada mı? -Kapıdaki genç kızdan bahsediyor olmalısınız. Geldiğinizden beri bekleme alanında, bekliyor. -Ona ilaçlardan bahseden oldu mu? -Yani... Kızınız epey zamandır bir haber bekliyor. Doktor hanım da yeni çıktı, büyük ihtimalle kızınıza bilgi vermiştir. -Kızıma seslenebilir misiniz? Onu görmem lazım. Benim hamile kızım da var, eğer hastanede olduğumu duyduysa çok telaşlanmıştır. Lütfen seslenin kızıma, gelsin. -Kendinizi yormamanız gerekiyor ama. Şu an bile konuşurken zorlanıyorsunuz. Doktor hanımın izni ile anons yapılmadan güvenlikten geçip içeri giremez, yasak. -Kızımla konuşmam gerekiyor diyorum ama. -Tamam, doktor hanım geldiğinde sorarız olur mu? Ama şimdi benim kızınızı içeriye alabilme yetkim yok maalesef. Birazdan ilaçlar için geleceğim tamam mı, geçmiş olsun. -Tamam, sağolun... Feryal hanım kafasını arkasına yasladı, yeniden uykuya dalmak üzereydi. Üzerindeki bu ağırlık, bu hal onu delirtmek üzereydi... ... Sevilay beklemekten epey bir sıkılmıştı. Kafasını geriye yatırmış, öylece tavanı izliyordu. Duyulan adım sesleri ile kafasını o yöne doğru çevirdi. Gelen genç hemşirdi. Onu yeniden görmek; Sevilay'ın içine garip şekilde bir hüzün vermişti... Genç hemşir kapıya doğru yürürken Sevilay seslendi; -Annemin kan sonuçları çıkmış! Genç hemşir şaşkınlıkla kafasını Sevilay'a doğru çevirdi. Sonra tüm bedeni ile ona doğru döndü ve yüzündeki hafif buruk tebessüm ile karşılık verdi; -Ne güzel, ciddi bir sorun var mıymış peki? Sevilay başını eğdi ve dudaklarını büktü; -Kanında yüksek dozda uyku ilacına rastlamışlar; doktor öyle söyledi... Ama annem normalde hiç öyle ilaçlar almazdı. Hatta düzenli olarak kullandığı hiçbir ilaç yoktu. Ne oldu bilmiyorum... -Bir bakayım, eğer uyanmışsa ben annene sorarım olur mu? Merak etme. -Uyanmış. Ama içeri girip görmeme izin vermiyorlar... Beş dakika bile giremez miyim? Sadece annemi görmek istiyorum. -Ben seni içeri alma gibi bir yetkiye sahip değilim maalesef. Ama senin için doktoruna sorarım. Sevilay sıcacık gülümsemesi ile karşıladı; -Tamam, teşekkür ederim... Genç hemşirin aniden gözlerinin içi parlamıştı. Bu genç kızın bir gülümsemesi; neden bütün hüznünü söküp atmış gibi, bir anda duygu durumunu değiştirmişti?.. Genç hemşir bu hali gizleyebilmek için hemen arkasını döndü ve açılan otomatik kapıdan içeriye girdi. Sevilay ise anlamsız şekilde gülümsemeye devam ediyordu... Bu çocuğun gözlerinde bir şeyler vardı; bir hüzün, bir çaresizlik.. Resmen gözlerinin içinden okunuyordu. Ve Sevilay bunu öğrenecekti... ... Genç hemşir Feryal yanıma yaklaştı; -Nasılsınız, iyi misiniz Feryal hanım? -Az önce ilaç aldım, daha iyi gibiyim. Ama benim kızım dışarıda beni bekliyor olmalı. Onu görmem gerekiyor. -Evet, kapının önünde bekliyor ve iyi, merak etmeyin. Sizin için doktorunuza soracağım. Kızınızı kısa süreliğine de olsa içeri alacaklardır. Zaten sizi iyi gördüm, bir sorun yok gibi görünüyor. -Teşekkür ederim. -Bu arada sonuçlarda; kanınızda yüksek dozda uyku ilacı görülmüş sanırım. Doktor hanım kızınıza öyle söylemiş. Kızınız normalde o tarz ilaçlar almıyorsunuz diye biliyormuş; çok merak ediyor. Düzenli olarak kullanıyor muydunuz? -Aslında... Doktorun biri bağırarak genç hemşiri çağırdı; -Çağlar! Buraya gel. Genç hemşir seslendi; -Tamam doktor hanım, geliyorum!.. Ben yanınıza yeniden uğrarım olur mu? Siz dinlenin, geçmiş olsun. -Sağolun, kolay gelsin... ... Feryal hanımın durumunu kontrol eden doktor geri döndü. Sevilay doktoru görünce ayaklandı. -Artık annemi görebilir miyim doktor hanım? Hemşireler iyi göründüğünü söylediler de... Doktor hanım gülümsedi; -Öyle mi? Dur bir de ben bakayım, eğer iyi görürsem anons edeceğim, güvenlik seni içeri alır tamam mı? -Tamam, çok teşekkürler! Sevilay'ın içini bir heyecan kaplamıştı, sonunda annesini görecekti! Kısa süre sonra kapı açıldı, doktor hanım yine sıcacık gülümsemesi ile genç kıza baktı; -Sen çok bekledin. Anons yaptırmak yerine bizzat ben çağırmak istedim. Annen daha iyi görünüyor, hadi içeri gel. -Tamam, çok teşekkür ederim doktor hanım! Sevilay yüzünde kocaman bir gülümseme ile ayağa kalktı ve heyecanla içeri girdi. Gözleri ile kısa süre etrafını aradıktan sonra, annesinin yattığı sedyeyi gördü ve yanına koştu. -Annecim! İyi misin? -İyiyim kızım. Sen iyi misin? Sevilay gözlerinde yaşlar ile annesine sarıldı. -Ya seni çok merak ettim! Sana bir şey olacak diye ödüm koptu anne. -Bak, iyiyim. Bir şeyim yok. Ağlama kızım. -Tamam, ağlamıyorum.. Sevilay gözündeki yaşları sildi ve annesinin yüzünü ellerinin arasına aldı; -Canım annem, çok korkuttun beni. Ne oldu sana öyle? Bayılmış mısın, ne olmuş? -Bilmiyorum kızım. Net bir şey söylemediler. Az önce ilaç aldım, kendime yeni yeni gelebiliyorum. -İlaç demişken o ilaç olayı nedir anne? Kanında uyku ilacına rastlanmış! -Ben içmem ki öyle şeyler kızım. -Anne kan sonucunda çıkmış işte. -Dün gece almıştım. Uzun süredir uykusuzluk çekiyorum, rahat uyurum diye. Ama bir tane içtim. -Anne! Yalan söyleme. Doktor yüksek dozda ilaç gördüğünü söyledi. Neden o kadar ilaç içtin? Yoksa kendine bir şey yapmak mı istedin! -Şşt, sessiz ol kızım. Hastane burası. -Söyle o zaman, çok korkuttun beni! -Son günlerde çok uykusuzluk çekiyordum kızım, sadece uyuyabilmek için aldım. Ayarlayamamışım, fazla içmişim demek ki... -Anne birden fazla ilaç içmişsin. İçerikleri birbirinden farklı bir sürü uyku ilacı almışsın! Böyle bir şey yapılır mı, neden yaptın? -Kızım, lütfen sonra konuşalım olur mu? -Anne! Beni o kadar korkuttun ki, sana bir şey olsaydı mahvolurdum. Nasıl böyle sakin cevap verebiliyorsun ya? -Kızım, lütfen... Zaten iyi değilim. -Annecim, bak iyi olacaksın tamam mı. Ben sana çorba yaparım, bitki çayları yaparım. Çok güzel bakarım sana. Ama bir daha böyle şeyler kullanmayacaksın tamam mı, kendine çok dikkat edeceksin! -Tamam, tamam. Gel buraya. Feryal hanım kızına sıkıca sarıldı. -Tabii ki de çocuklarım için kendime çok iyi bakacağım. Sizden başka kimim var ki... Bu arada ablanı aradın mı kızım? Ayy, öğrendiyse çok fena olmuştur şimdi. Benim kızım iki can taşıyor... -Yok annecim yok, sakin ol. Merak etme ablamı aramadım. Telaş yapmasın diye uyanmanı ve durumunu öğrenmeyi bekledim. -Aferin benim düşünceli kızıma. Doktordan net bir bilgi alalım, sonra uygun bir dille anlatırız olur mu? -Tamam annecim, zaten ben doktor hanımla konuşacağım şimdi. -Sevilay... -Efendim anne? -Ablana ilaçlardan bahsetme olur mu kızım? Sevilay gözlerindeki öfkeyi gizlemeye çalışarak annesine baktı; -Konuşacağız anne, konuşacağız... -Özür dilerim kızım... -Tamam, hadi şimdi sen dinlen. Ben doktor hanımla konuşacağım. Beni merak etme tamam mı, bekleme alanında bekliyorum. Daha sonra senin yanına yeniden geleceğim. -Tamam kızım. Sevilay annesinin yanağına bir öpücük kondurdu ve doktor hanımın yanına gitti; -Doktor hanım annem taburcu olabilecek mi? Şu an durumu nasıl? -Anneniz şu an buraya ilk geldiği haline göre çok daha iyi görünüyor. Bir müddet daha müşahede altında tutup göndermeyi düşünüyorum. -Tamam doktor hanım, çok teşekkür ederim. Kolay gelsin. -Sağolun. Sevilay karşıdan annesine el salladı ve kocaman gülümsedi. Daha sonra kapıdan çıktı ve bekleme alanına doğru yöneldi. Genç hemşir oradaki koltuklarından birinde oturuyordu. Sevilay da usulca onun yanındaki koltuğa oturdu. Genç hemşir, yine aynı buruk gülümsemesi ile genç kıza baktı; -Anneni gördün mü, için rahatladı mı biraz? Sevilay gülümsedi. -Evet, çok mutlu oldum. İçim baya rahatladı annemi iyi görünce. -Ne güzel... Geçmiş olsun o zaman. -Sağol... Kısa sessizliği Sevilay bozdu. -Adın neydi senin? Genç hemşir yüzünde haylaz bir gülümseme ile boynundaki yaka kartını gösterdi; -Bak, burada yazıyor. -A- pardon.. Sevilay dikkatle okurken; genç hemşir ufak bir kahkaha patlattı; -Haha.. Şaka yapmıştım! Sevilay genç hemşiri ilk kez böyle gülerken görmüştü. Gülmek ona bu kadar yakışıyorken, neden yüzünde hep bir hüzün vardı?.. Sevilay bu düşüncelerden çabucak sıyrılıp genç çocuğa gülümsedi; -Memnun oldum Çağlar... Ama benim bir yaka kartım yok. Sanırım ismimi sorman gerekiyor?.. Genç çocuk güldü; -Sizin isminiz nedir? -Benim adım Sevilay. -O zaman ben de memnun oldum, Sevilay... -Ne güzel.. -Evet öyle... -Bir şey soracağım. -Buyur. -Neden burada oturuyorsun? -A, doğru benim işime bakmam lazım, kalkmalıyım. -Hayır, hayır! Dur, o yüzden sormadım. Biraz üzgün ve durgun görünüyorsun. Ayrıca gözlerinde bir yorgunluk var gibi... Yani, sebebi nedir? -Çeşitli sebepler işte... Şimdi ben işime döneyim olur mu. Geçmiş olsun size tekrardan. -Sağol... Genç hemşir yeniden o otomatik kapıdan içeri girdi ve gözden kayboldu... Sevilay sessizce mırıldandı; -Çağlar.. Çağlar... Acaba gözlerindeki bu yorgunluğa sebep olan şey ne?.. ... ( Canlarım ben yeni bölümü yayınlamam gerektiğini unuttum ve biraz gecikti. Sabrınız için çok teşekkür ederim. İyi okumalar ×3 :')

inan_sude1995


15.12.2024 / 17:07
Yeni bölüm profilimde. Söylediğim gibi her Cumartesi 23.59'da inan_sude1995 isimli Şiir Defteri hesabımdan ulaşabilirsiniz. Yeni gelişmeleri de Sude Budakkesen adlı Facebook hesabımdan bildiriyor olacağım. Takip etmek isterseniz, oradan da takip edebilirsiniz. ×3
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • sevimlişair
  • ceyan
  • Bağımsızşair
  • warles
  • ustafer
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir