Şiir Defteri

SEVİLAY-13. BÖLÜM

Yazan: inan_sude1995
28.08.2022 / 00:04
419 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
... Tuğra, saat beş buçukta kapının önündeydi. Heyecanını dindirmeye çalışırken, bir anda kapı açıldı. Tuğra donakaldı. Kızı Sevilay, karşısında öylece duruyordu. Sevilay, hafifçe gülümseyerek selam verdi; -Merhaba. -M-merhaba... -Kime bakmıştınız? -F-feryal... Feryal Durmuş'un evi burası değil mi? -Aa... Siz annemin arkadaşısınız. Ben Sevilay, kızıyım. Sevilay elini uzattı. Tuğra titreyen elini uzatıp, Sevilay'ın elini sıktı. -Ben de Arda. Memnun oldum... -Ben de. Feryal hanım, mutfaktan bağırdı. -Hadi kızım, bir çöpü atamadın mı?! Klima çalışıyor, kapat şu kapıyı! Sevilay içeri seslendi. -Annecim, misafirimiz geldi. Feryal hanım ile Ayça, kapıya Tuğra'yı karşılamaya gitti. Ayça da güler yüzüyle, Tuğra'yı selamladı. -Merhaba, hoşgeldiniz. -Merhaba. Feryal hanım, bir anda Tuğra'ya sarıldı. -Ne kadar çok özlemişim seni! Tuğra şaşkına döndü, ama Feryal hanımı bozmadı. -Ben de seni özlemişim... -Hadi, içeri geçelim. Sevilay, çöpleri atıp gel kızım. -Tamam anne. Birlikte içeri girdiler. Feryal hanım, sanki gerçekten Tuğra ile eski arkadaşlarmış gibi rahat konuşuyordu. Tuğra bu durum karşısındaki şaşkınlığını gizlemeye çalışarak, kısa ve gerçekçi cevaplar vermeye çalışıyordu. Çok gergindi. Feryal hanımın ona anlattıklarını düşündükçe; başı aşağı eğiliyor, üzülüyor ve kendinden utanıyordu... Sevilay çok meraklıydı, sürekli soru soruyordu. -Nasıl tanıştınız peki?.. -Ne çok soru soruyorsun kızım sen. -Merak ettim anne, hadi anlat. -Tam hatırlamıyorum, çok küçüktük... Sınıfta yan yana oturduğum ilk arkadaşım Ali'ydi. Öyle tanıştık. -Ali kim peki? Ondan hiç bahsetmedin. Feryal hanım, Tuğra'yı işaret ederek cevap verdi; -Ali işte kızım, arkadaşım. -Arkadaşın bana kapıda isminin Arda olduğunu söylemişti de... -Ha, iki ismi var onun kızım. Ali Arda... Ben ona hep Ali diye seslenirdim. -Hm, anladım. Feryal hanım gerilmişti. Hemen konuyu değiştirdi. -Hadi artık, sofraya mı geçsek? O sırada Ayça içeri girdi. -Suat'ı bekliyoruz ya anne... -Doğru... Salata tamam mı? -Tamam annecim, tamam. Yaptım. -Tamam kızım. Tuğra, ismi geçen kişinin kim olduğunu soramadan kapı çaldı. -Hah, Suat da geldi! Ayça, kapıya koştu. Kapıyı açıp Suat'a sarıldı. -Hoşgeldinn. -Hoşbuldum canım. Nasılsın? Ayça, fısıldayarak cevap verdi. -Biraz yorgunuz sadece. -Hmm... Feryal hanım, Suat'ı selamladı. -Hoşgeldin oğlum. -Hoşbuldum anne. Tuğra, şaşkına döndü. İçinden; 'Demek bana bunu da yaptın ha?! Bir de beni suçluyor!' diye geçirdi. Suat'ın, Feryal'in oğlu olduğunu zannetmişti. Sevilay da Suat'a sarıldı; -Hoşgeldin enişte. -Hoşbuldum Sevilay. Tuğra'nın iyice kafası karışmıştı. Sevilay Suat'a neden enişte demişti?.. -Feryal, bu beyefendi kim? -Merhaba efendim, ben Suat. Ayça'nın eşiyim. Tuğra şok olmuştu. Bir anda bembeyaz kesildi. Şaşkınlıkla Suat'ın elini sıktı. -Merhaba, hoşgeldiniz... Ben de Arda. Ali Arda Yıldırım... -Memnun oldum efendim... Suat, Feryal hanıma döndü; -Çok bekletmedim sizi değil mi anne? -Yok oğlum, yok. -Tamam anne, ben bir elimi yüzümü yıkayıp geleyim. -Tamam oğlum. Tuğra, hala üstündeki şaşkınlığı atamamıştı. Feryal hanım ise 'Şimdi renk verecek!' diye telaşlanıyordu. Hemen sessizliği bozdu. -Kızlar, Suat da geldi. Hadi ekmekleri kesin, suyu, salatayı falan getirin. -Tamam anne. -Tamam annecim. Kızlar mutfağa gitti. Feryal hanım, Tuğra'yı azarlamaya başladı. -Ne yapıyorsun sen?! Çocuklar anlasın mı istiyorsun? -Şimdi duyacaklar Feryal. -Duymazlar! Bana bak, eğer beceremeyeceksen işim çıktı deyip git! Çocuklarımı kötü etkileme. -Onlar benim de çocuklarım. Sadece bir an çok şaşırdım, gizleyemedim işte şaşkınlığımı... Feryal hanım ile Tuğra böyle fısıldayarak tartışırken, kızlar ellerinde ekmek sepetleriyle odaya girdi ve bir anda sustular. Feryal hanım, hemen toparladı; -Bir de D şubesinde manyak bir matematik öğretmeni vardı, hatırlıyor musun? -Evet, evet. Hatırlamaz olur muyum hiç? Delinin tekiydi! Sevilay güldü. -Öğretmenlerinizi mi çekiştiriyorsunuz? -Aman kızım. Yıllar sonra buluşmuşuz, sohbet ediyoruz işte. -Tamam, tamam. Kızlar tekrar mutfağa gittiler. Feryal hanım, fısıldayarak devam etti; -Bana bak, eğer renk verir de çocuklarımın üzülmesine sebep olursan, seni mahvederim anladın mı?! -Tamam, dikkat etmeye çalışacağım... -Çalışma, dikkat et! O sırada Suat geldi. -Gel oğlum, otur. Biraz soluklan. Kızlar da sofrayı kuruyorlar. Birazdan geçeriz sofraya. -Tamam anne. -Nasıl gidiyor bakalım? -İyi anne, ne olsun. İş güç, yoruluyoruz. Devam yani... -Ne yapacaksın oğlum. Ev geçindirmek kolay değil. -Tabii anne. Ama önemli olan sağlık, huzur. -Tabii, tabii. Bunu yapamayan onca erkek var ki, ben 'adam'ım diye geçinen... -Öyle annecim. Yuvamız için çalışmak zorundayız. -Aferin sana. Allah mutluluğunuzu daim etsin yavrum. -İnşallah annecim. Suat, Tuğra'ya döndü. -Sizler nasılsınız efendim? -İyilik, bizde de iş güç... Sen nasılsın evlat? Hayat nasıl gidiyor? -Şükürler olsun efendim. Sağlığımız yerinde, yuvamızda mutluyuz. Başka ne ister insan Allah'tan. -Öyle tabii evlat... Maşallah, ne saygılı çocuksun sen. -Estağfurullah efendim, saygıyı hakeden sizlersiniz. Feryal hanım homurdandı. -Sorma... -Efendim annecim, bir şey mi dedin? -Yok oğlum, bir şey demedim. Konuşun siz, ben bir kızlara bakayım. -Tamam anne. Feryal hanım mutfağa gitti. -Ne yapıyorsunuz kızlar? -Büyük sürahiyi arıyoruz anne. Su dolduracağım ama bulamıyorum. -Bulaşık makinesinde kızım. -Aa, aklıma gelmedi oraya bakmak. -Orada kızım... Ayça, sen peçeteliği al kızım, salatayı ben alırım. -Tamam anne. -Sevilay, sen de suyu doldurup gel kızım. -Tamam. Eksikler tamamlandıktan sonra sofraya geçtiler. Yemek sırasında Tuğra'nın gerginliği, Feryal hanımın telaşı ve Sevilay'ın merakı devam ediyordu. Sevilay'ın merakı durmuyordu, ama soruları tükenmişti. Sohbet tıkandığında Tuğra sessizliği bozdu. -Suat oğlum, ne iş yapıyorsun sen? -Kağıt fabrikasında çalışıyorum efendim. -Güzel... Ne kadar maaş alıyorsun? -Kendimize rahatlıkla bakabilecek kadar. Feryal hanım Suat'a döndü. Sinirini saklayıp, gülerek cevap verdi. -Ne güzel cevap verdin sen öyle oğlum. Sanki arkadaşının damadıyla tanışmıyor da, kızına eş seçiyor değil mi?.. Tuğra sinirlenmişti, ama gülerek cevap verdi; -Sonuçta arkadaşımın damadı, benim de damadım sayılır değil mi ama?.. -Yok canım. Arkadaşın damadı başka, senin damadın başka. Gidip kendi kızlarını bul, onlara güzel eşler seç. Çocuklarına yaptıklarını anlatacaktın ya hem. Hadi anlatsana. Ayça, gergin ortamlardan hoşlanmıyordu. Tuğra, Feryal hanıma cevap veremeden, Ayça hemen araya girdi. -Bizim size vereceğimiz çok güzel bir haber var! Herkes merakla Ayça'ya baktı. -Nedir o kızım? -Ben... -Evet abla, sen?.. -Ben... -Sen, ne kızım?.. -Ben... -... -Ben hamileyim!! ... (14. bölüm 10 Eylül Cumartesi gecesi yayında)
Düzenleme: 28.08.2022 / 00:51
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • şairim42
  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir