Şiir Defteri

SEVİLAY-26. BÖLÜM (2. Sezon)

Yazan: inan_sude1995
26.01.2025 / 00:17
63 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
... Turgut telefonunu çıkardı ve Çağlar'ı aradı. Telefon çalıyordu fakat açılmıyordu... -Açmıyor... ... Ufuk kaçıyor, Çağlar ise peşinden koşuyordu. Soluksuz koşuşturma devam ederken; Ufuk bir anda yavaşladı. Zaten camdan atladığında zar zor ayaklanabilmişti. Bu yüzden dengesi şaşmıştı ve sendeleyerek koşuyordu. Çağlar bunu fark ettiğinde hızını daha da arttırdı ve artık neredeyse ensesindeydi. Atıldı ve tek hamlede kolunu boğazına dolayarak Ufuk'u indirdi. Yere serer sermez Ufuk'un karnına oturdu ve boğazına sarıldı. -Kimsin lan sen, neden girdin o eve? Ne yaptın Sevilay'a? Neden bağladın kızı, anlat! Nefesi kesilen Ufuk, zar zor karşılık verdi. -Bırak beni! -Sevilay'a bir şey olmamış olsun. Sen dua etmeye başla! O kızın kılına bir zarar verdiysen seni öldüreceğim anladın mı? -Bırak beni dedim! -Senin Sevilay'la sorunun ne? Ne istedin kızdan neden bağladın lan anlatsana! Ufuk artık nefes alamıyordu. Ellerini Çağlar'ın bileklerine sarmış kurtulmaya çalışıyordu. Saldırmayı denedi ama salladığı yumruklarda güç yoktu. Çağlar tek eli ile Ufuk'un boğazına yüklenmeye devam ederken, bir eliyle de telefonunu çıkardı ve Turgut'u aradı. Çalan telefonun sesini duyan Sevilay heyecanla sordu. -Çağlar mı? -Evet, o. Turgut hemen cevapladı; ` -Alo, ne yaptın aslanım neredesin? Aklımız sende kaldı. ` -Abi bırak şimdi beni. Acilen atla gel... Çağlar olduğu sokağı tarif etti ve telefonu kapattı. Sonra birkaç yumruk ile Ufuk'u tamamen etkisiz hale getirdi. Turgut ise Sevilay'ı evde yalnız bırakmamak için, onu da alıp taksiye atladı. Sokağa girdiklerinde Çağlar'ı gören Sevilay bağırdı; -Abi bak, Çağlar ile Ufuk! -Ne yapıyor bu çocuk böyle? Sen burada kal, sakın inme tamam mı Sevilay. Turgut aracı durdurdu ve atladı. Gidip Çağlar'ı kolundan yakaladı. -Çağlar! Ne yapıyorsun, katil mi olacaksın? Çocuk nefes bile alamıyor. -Alamayacak zaten! Bundan sonra hiç alamayacak. Hadi yardım et de arabaya atalım abi. Turgut söylene söylene bir kolundan tuttu ve Ufuk'u arabaya kadar sürüklediler. Ufuk'un ayakta duracak gücü bile kalmamıştı... Çağlar arka kapıyı açtı. -Sevilay, hadi in güzelim. Ön koltuğa geç. Sevilay gördüğü manzara karşısında şoka uğradı. -Ne yaptın Çağlar, dövdün mü? Suratı kan içinde kalmış! -Raporu sonra vereceğim, tamam mı güzelim? Hadi ön koltuğa geç. Sevilay hemen indi ve ön koltuğa geçti. Turgut ile Çağlar, Ufuk'u arka koltuğa attılar. Çağlar arka koltuğa, Turgut ise yeniden direksiyona geçti. Turgut, Çağlar'a sordu; -Karakola mı? -Eve abi. Turgut ve Sevilay aynı anda şaşkınlıkla Çağlar'a döndüler; -- Eve mi?! -Evet, eve. Hadi bas Turgut abi. -Oğlum ne evi, delirdin mi sen? Ne yapacağız biz bununla? -Abi sürecek misin; yoksa ben bunu sırtlayıp götüreyim, bir dağın başında öldüresiye döveyim mi? -Yok bu gerçekten delirmiş. Tamam gidelim. Sevilay'ın evine mi gidiyoruz? Çağlar gülümseyerek Sevilay'a baktı; -Misafir kabul ediyor musun güzelim? Hem korkmuş, hem de şaşırmış olan Sevilay elini alnına vurdu. -Bu çocuk gerçekten de delirmiş Turgut abi. Sür sen, gidelim. Evin önüne geldiklerinde Turgut aracı park etti ve indiler. Çağlar, Sevilay'a döndü; -Sevilay, güzelim sen kapıyı aç. Abi biz de şu şerefsizi taşıyalım, yukarı çıkaracağız. Aşağıdan destek ol. -Zargana gibi bir şey zaten. Zorlamaz beni ben çıkarırım. Da, kafanda ne var senin? Ne yapacağız yukarıda? -Abi sen orasını bana bırak. Hadi, çıkaracak mısın yukarı? -Allah'ın delisi! Tamam hadi salla sırtıma. Turgut, Ufuk'u sırtlayıp yukarı çıkardı. Çağlar ve Sevilay da peşlerinden yukarı çıktılar. Çağlar Turgut'a döndü; -Abi oturtalım sandalyeye. -Çağlar aklında ne var Allah aşkı için? -Bağlayacağız abi, bağlayacağız. Çağlar, Ufuk'u sandalyeye bağladı ve beklemeye başladı. Ufuk iyice ayılıp gözlerini açtığında, Çağlar karşısına dikilip gözlerinin içine baktı. -Demek uyandın ha? Günaydın. -Neden bağladınız beni? Çözün beni lan! -Ben de Çağlar, memnun oldum Ufukçum. -Ne diyorsun lan sen? -Şerefsizcem yok, ancak bu kadar iletişim kurabiliyorum seninle. Sen sanırım pek memnun kalmadın ama, birazdan karşılıklı memnun olacağız. -Ne anlatıyorsun lan sen dallama! Çöz beni hemen! -Yumruklarım yüzünü bulduğunda diyorum, çok güzel iletişim kurmuş olacağız. O yüzden bağladım seni buraya. -Boşu kes de çöz beni. Yoksa çok kötü olacak. -Daha çok zaman geçireceğiz, bence sabırlı olmalısın. Bana anlatacağın çok şey var. -Benim sana anlatacak hiçbir şeyim yok. Çözün lan beni şerefsizler! Çağlar gülerek Turgut'a baktı; -Ne güzel şeyler öğretmişler buna. Küfür de edebiliyormuş abi baksana! Aferin lan sana, helal valla! -Kes lan kes! -Bak Ufukçum, bana her şeyi bir bir anlatacaksın. Ya seve seve, ya da zorla. -Ne yapacaksın lan anlatmıyorum! Öldürene kadar dövecek misin? -Ah Ufukçum, ah. Sen herhalde kaçarken yabani otların arasından geçmişsin. Baya kaşıntın tutmuş senin. Ama sen merak etme, şu an ufukta güzel bir dayak görünüyor... ...
Düzenleme: 26.01.2025 / 00:24
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Hizmetkâr
  • SametDoğru
  • sude_bdkksn
  • Sinaniyiiş
  • aliberat_yurdakul06
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir