Şiir Defteri

SEVİLAY-24. BÖLÜM (2. Sezon)

Yazan: inan_sude1995
11.01.2025 / 23:00
57 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
... Sevilay'ın başı hala ağrıyordu. İlacı içebilmek için, kantinden su aldı ve bir banka oturdu. Cebinden ağrı kesici kutusunu çıkardı ve açtı. Kutunun içinden yarım bir blister çıkardı ve gördüğü şey karşısında şoka uğradı. Bu annesinin sık sık içtiği, Sevilay'ın da bildiği bir ilaçtı. Ama içinden çıkan tabletlerin beyaz olması gerekirken; bunlar turuncu, değişik tabletlerdi... Sevilay şaşkınlıkla o garip görünümlü turuncu tabletlere bakakaldı. -Allah Allah... Annem ilaçların kutularını karıştırdı herhalde. Bu ilaçların ağrı kesici kutusunun içinde ne işi var ki? Sevilay'ın aklına bir anda, doktorun bahsettiği ilaçlar geldi. -Bu ilaçlar, doktorun bahsettiği ilaçlar mı acaba? Bunu öğrenmem lazım. Sevilay hızla yerinden kalktı ve sora sora hastanenin laboratuvar bölümünü buldu. Bir süre kapının önünde bekledikten sonra, kapıdan çıkan bir laboratuvar teknikerini durdurdu. -Merhaba, kolay gelsin. -Teşekkürler buyurun. -Size bir şey sormak istiyordum. Elindeki ilaç blisterini uzattı ve devam etti; -Bunun ne ilacı olduğunu bana söyleyebilir misiniz acaba? Tekniker, Sevilay'ın uzattığı blisteri aldı ve arkasını çevirdi. İlacın ismini okuduktan sonra kısa bir süre düşündü; -Bu ilaç yanılmıyorsam; bazı ruhsal hastalıkların vücutta yol açtığı bir takım rahatsızlıkların tedavisinde kullanılıyor. -Nasıl yani? Bu bir psikiyatristin yazabileceği bir ilaç mı? -Yani, aile hekimleri de reçete edebilir diye biliyorum ama; bir psikiyatrist kontrolünde daha sağlıklı kullanılabilecek bir ilaç. -Anladım, teşekkür ederim... -Önemli değil, başka bir şey var mı? -Yok, teşekkürler... Sevilay'ın iyice kafası karıştı ve kendi kendine söylendi. -İyi de annem psikiyatriste gitmiyordu ki... Yürüyerek uzaklaşmakta olan teknikere seslendi; -Pardon, bir saniye! Koşarak çabucak teknikerin yanına ulaştı ve sordu; -Kusura bakmayın sizi işinizden ediyorum ama, bir şey daha sormak istiyorum. -Buyurun. -Bu ilaç gereksiz yere kullanılırsa ne gibi yan etkiler yapabilir? -Bunu ben tam olarak bilemem. Hasta kimse, onun psikiyatristi ile konuşmanız daha doğru olur. -Peki ya bir doktor yazmadıysa? -Böyle ilaçların reçetesiz alınması pek mümkün olmuyor. Reçetesiz alınmış olabileceğini düşünmüyorum. Siz yine de biraz daha araştırsanız daha iyi olur gibi. İyi günler. Tekniker yeniden gittiği yöne doğru yürümeye devam etti. Sevilay söylendi; -Doğru, biraz araştırmam lazım. Hiçbir şey bilmeden rastgele sorular sorup duruyorum, kadın nereden bilsin ki... Bu işin altından ne çıkacak acaba?.. Derken aklına Tuğra geldi; -Ahaa, o adam yok mu o adam! Ali midir nedir. Kesin onun başının altından çıkan bir iş bu! Sevilay, Çağlar'ın çalıştığı servise doğru yürürken, Çağlar'ı aradı. Kısa süre sonra arama cevaplandı; `Buyur güzelim. `Çağlar, sana bir şey söylemem lazım. `Sesin telaşlı geliyor, sıkıntılı bir durum mu var? `Anlatacağım. Servise doğru yürüyorum, beş dakikalığına kapıya çıkabilir misin? `Tabii ki. Bekliyorum seni. `Tamam, geliyorum. Sevilay aramayı sonlandırdı ve hızını biraz daha arttırarak yürümeye devam etti. Servise vardığında, Çağlar'ı kapının önünde beklerken buldu. -Ne oldu güzelim? Sevilay elindeki ilaç kutusunu ve blisteri gösterdi; -Bak, evden aldığım kutunun içinden bu ilaçlar çıktı. -Ama bunlar kutudaki ilaçlar değil. -Evet sorun da bu. Kutunun içinden yanlış ilaçlar çıktı. Kesin o adam bu şekilde zarar verdi anneme, zehirledi annemi! -O garip adamdan mı bahsediyorsun? -Evet! Kesin o yaptı. -Tamam da baksana, ilaçların yarısı içilmiş. -Evet işte, baksana yarısını içmiş annem! Doktor da zaten bir sürü içmiş demişti. O adam zehirlemiş annemi! -Güzelim lütfen sakin olur musun? Bu adam bunu nasıl yapacak? -O gün ben odama çıktığımda, annemle ikisi aşağıda yalnız kalmışlardı. Kaşla göz arasında yatak odasına girip ambalajları değiştirmiştir. -Tamam da canımın içi, bu ağrı kesici annenin sürekli kullandığı, bildiği bir ilaç değil mi? Değişik ilaçlar olduğunu görüp, bile bile neden yarısını içsin ki annen? -Haa doğru, renkleri farklı bu ilaçların... Bilmiyorum ki. -Bu turuncu olanlar ne ilacı biliyor musun? -Laboratuvardan geliyorum. Orada bir görevliye sordum, bir psikiyatristin yazabileceği ilaçlar dedi. Ama annem psikiyatriste gitmiyor ki. -Belki de sen bilmiyorsundur. Öncelikle işin aslını öğrenmemiz lazım. Sakin ol tamam mı? -Tamam. -O gün konu yarım kaldı. Söyle bakalım, annen ortalama ne kadar yalnız kaldı o adamla aşağıda? -Yaklaşık 5 10 dakika, belki de daha az. -Bu kadar süre içinde hem böyle hararetli bir kavgaya sebep olup, hem de annenin odasında bu işi halletmesi imkansız. Bu bir kere kesin. Ve bu adam sizin evinize ilk defa gelmişti değil mi? Annemin senelerdir görüşmediği bir arkadaşı demiştin. -Evet, öyle söyledi annem. -Öyleyse annenin odasındaki eşyaların yerini nereden bilecek? O kadar kısa süre içinde nasıl yapmış olabilir ki bunu? -Mantıklı aslında ama, ya annem odasında o adamı gördüyse ve kavga öyle çıktıysa? Olamaz mı? -Olabilir tabii ki. Ama dediğim gibi, hadi bütün olaylar senin dediğin gibi işledi diyelim; ambalajdaki ilaçların farklı olduğunu görüp, neden bile bile yarısını içsin annen? -Bilmiyorum... Sevilay gözleri dolmuş şekilde başını eğdi. Çağlar çenesinden tutup, Sevilay'ın başını kaldırdı ve burnundan öptü; -Biraz sakin ol tamam mı? İyice düşünüp, araştırıp işin aslını öğreneceğiz. -Söz mü? -Söz veriyorum güzelim. -Sözler tutmak içindir, değil mi? Çağlar gülümsedi; -Evet. Sözler tutmak içindir... Çağlar, Sevilay'ın kafasını göğsüne yasladı ve Sevilay kollarını Çağlar'a sımsıkı sardı. Bir süre öyle kaldılar ve ayrıldılar. Çağlar tekrardan Sevilay'ın burnundan öptü; -Kendine çok dikkat et ve en küçük bir olumsuzlukta beni yeniden ara tamam mı? -Tamam. Sevilay'ın aklına bir şey geldi ve telefonunu çıkardı. -Bir saniye bekler misin? -Tamam.. Çağlar ekranı görmüyordu. Sevilay birini arayıp telefonu kulağına götürdü. Çağlar anlamaz gözler ile Sevilay'ı izliyordu. Birkaç saniye sonra Çağlar'ın telefonu çaldı. Çağlar telefonunu cebinden çıkarıp ekrana baktı ve anlaması ile beraber gülerek Sevilay'ın yüzüne baktı; -Telefonum hiçbir zaman sessizde olmaz güzelim. Ne zaman ararsan duyarım. Sevilay aldırmadı ve kafasını; Çağlar'ın elindeki telefona doğru uzattı. Bir şeyi görmeye çalışıyor gibiydi. Çağlar, Sevilay'ın amacını şimdi anlamıştı. Ekranı ona doğru çevirdi. -Bak; ~Gelen Arama: " Güzelim ×3 " +90********** Sevilay utandı ve gülümseyerek Çağlar'ın gözlerinin içine baktı. -Çok tatlısın... -Çevir bakalım o ekranı, ben nasıl kayıtlıymışım? Sevilay ekranı çevirdi; ~Giden Arama: " Kahramanım ×3 " +90********** -Beni gerçekten kahramanın olarak mı görüyorsun sen? Dün akşam o adama da öyle demiştin... -Şeyy, evet... Çağlar elini Sevilay'ın çenesinin altına koydu; -Eğer o başını bir daha eğersen... -Eee? -Başını bir daha eğme Sevilay. -Ne olacakmış eğersem? -Lütfen, bir daha eğme. -Peki, öyle olsun. Hem sen nasıl kaşla göz arasında kaydettin numaramı? Ne çabuk güzelin oldum? -Seni ilk gördüğüm anda güzelim oldun. Yani benim değildin ama, çok güzelsin... O anda içimden 'Güzelim, güzelimm...' diye sayıklamaya başladım seni. Her saniye yüzün gözlerimin önündeydi sanki. Yüzünü her gördüğümde, güzelliğin eritti beni resmen... Sevilay içinden şunları geçirdi; -(Off, başını eğme dedi. Eğemiyorum... O zaman geriye tek bir yol kalıyor; inkar! Bağırdı; -Yok! -Ne yok? -Ben güzel olabilirim de, hemen güzelin olamam senin! Aaa, nasıl ilk anda güzelin olabildim? Daha sormadan etmeden... -Ne dersen de, benim için hep 'Güzelim'din. İlk gördüğüm andan beri... Ayrıca küçük hanım; ben numaranızı az önce kaydetmedim. Yoğun bakıma numaranızı bırakmışsınız. Hasta kayıt formundan adresi alırken aldım. Sevilay acayip derecede etkileniyordu, ama belli edince kızarıyordu; -Gerçekten çok zekisin. Ve yakışıklı... Ama, benim yakışıklım değil! Daha var bunlara... -Peki, sen nasıl istersen öyle olsun. Kendine dikkat et ve bir şey olduğunda ara tamam mı güzeli.... Güzel kız. -Peki yakışıklı adam. Annemden haber aldığında söyle tamam mı, burada bekliyorum. -Tamam. Aylin abladan haber bekliyorum. Aradığında haber vereceğim. -Tamam, kolay gelsin. -Teşekkür ederim. Birbirlerine el salladılar. Çağlar servis kapısından içeri girdi ve Sevilay bekleme alanında oturup beklemeye başladı... Çağlar'ın telefonu çaldı. Hemen cebinden çıkarıp baktı. Arayan Aylin hemşireydi. -Sonunda! Çağlar hemen telefonu açtı; `Alo, Aylin abla. Lütfen iyi haberler vermek için aradığını söyle. `Çağlar... `Abla... Abla bir şey olmadı de. `Maalesef... Feryal hanım entübe edildi. `Neden peki? Toparlanabilecek gibi duruyordu sanki. `Maalesef öyle olmadı. Gece yine kalp ritimlerinde bozukluk görülmüş. Bu da solunum sistemini bayağı bir etkilemiş. Doktor hanım az önce entübe edilmesi gerektiğini söyledi. `Çok üzüldüm... Durumu nasıl peki şu an? Toparlanabilecek gibi mi? `Şu an bilemiyorum tabii ki. Ama Feryal hanım gerçekten çok güçlü. İyileşeceğine inanıyorum. Biraz zaman geçmesini bekleyeceğiz sadece. `Teşekkür ederim abla. `Ne demek. O kızcağıza kim söyleyecek peki bunu? `Öyle ya da böyle haberi olması lazım abla. Kapıda benden haber bekliyor, söylemem lazım. `Yazık perişan oldu kızcağız. İnşallah iyileşir annesi. `İnşallah abla, inşallah... Hoşçakal. Çağlar telefonu kapattı ve kafasında kelimeleri toparlamaya çalıştı... Kapıya doğru ilerlerken, sanki içinde bir şeyler yanıyordu. Çağlar kapıdan çıkar çıkmaz, Sevilay onu gördü ve ayağa fırladı. -Çağlar, bir haber mi var? -Sevilay... -Hayır. Hayır, kötü bir şey olmadı de! -Sakin ol. Kötü bir şey yok tamam mı. -Ne oldu peki, annem iyi mi? -Biraz kötülemiş ve uyutmuşlar sadece. -Ne? Nasıl yani? Ne demek uyutmuşlar? Annem uyanacak mı geri? -Uyanacak tabii ki, sakin ol. Annen uyanıkken nefes almakta güçlük çekiyormuş. Daha rahat edebilmesi ve daha çabuk toparlanabilmesi için uyutmuşlar. -Bir şey olmayacak değil mi Çağlar? Yalan söylemiyorsun değil mi bana? -Sana neden yalan söyleyeyim. Gerçekten böyle. Doktor haber göndermiş. Annenin daha rahat edebilmesi için, entübe edilmesi gerektiğini söylemiş. -Ama iyi olacak değil mi, iyileşecek annem? -İyileşecek güz- ... -Güzelim diyebilirsin... Sevilay, Çağlar'a sımsıkı sarıldı. Çağlar, Sevilay'ın saçlarını okşayarak mırıldandı; -Güzelim... Bir tanem... Annen iyileşecek. Söz veriyorum... Sevilay kafasını kaldırıp yaşlı gözler ile Çağlar'a baktı; -İyileşecek değil mi? Çağlar, Sevilay'ın yanaklarına düşen yaşları sildi; -Islanmasın o güzel kirpiklerin. Her şey yoluna girecek. -Çağlar... -Efendim? -Kafamı yine göğsüne koyabilir misin? -Tabii ki. Gel buraya. Çağlar, Sevilay'ın kafasını göğsüne yasladı ve parmaklarını nazikçe saçlarında gezdirdi... -Desteğim her daim seninle olacak unutma... -Biliyorum Çağlar... (Ahh, yakışıklı çocuk... Ben çok patavatsız ve agresif bir kızım. Ama konu sen olduğunda utançtan öyle bi kızarıyorum ki... Sana içimden geçenleri söylemek çok zor geliyor...) Sevilay kafasını, Çağlar'ın göğsünden kaldırdı; -Çağlar. -Efendim güzelim? -Teşekkür ederim. Senin sayende ayakta durabiliyorum... -Her zaman yanındayım. Ne zaman istersen. -Şimdi ne olacak peki? Annemi görebilecek miyim ziyaret saati geldiğinde? -Anneni o şekilde görmenin sana pek iyi geleceğini düşünmüyorum. Ama yine de sen bilirsin. -Uyanacak ama değil mi, uyanınca görürüm? -Yine de eğer için rahat edecekse ziyaret saati geldiğinde gidip gör. Ben sana engel olmuş olmayı istemem. -Yok, sanırım annemi o şekilde görmek hiç iyi hissettirmeyecek... -Öyleyse biz de daha iyi olmasını bekleriz. Sen yine de burada bekle olur mu, doktordan bilgi alırsın. -Tamam. -Ablanlar gelecek mi peki? -Ablam! Evet, o kesinlikle öğrenmemeli. Çünkü hamile, bunları duymamalı. Suat enişteme haber vermem lazım. Şu an işte ama, ararsam hemen gelir. -Tamam güzelim, hadi ara. Çağlar işine geri döndü. Sevilay, Suat'ı arayıp durumu anlattı ve ziyaret saatine kadar beklemeye devam etti. Ziyaret saatine 5 dakika kala Suat gelmişti. Beraber yoğun bakım servisine gittiler. Sevilay yerine Suat girip Feryal hanımı gördü. Sonrasında hemen Feryal hanımın doktorunu buldular ve bilgi aldılar. Değişen bir şey yoktu. Feryal hanımın kendine ne zaman gelebileceğini kimse bilmiyordu. Tomografi sonuçları ise henüz çıkmamıştı... -Şimdi ne yapacağız Sevilay? -Bilmiyorum enişte. Annem nasıldı? -Uyuyor gibiydi Sevilay. Ama sanki huzurlu bir uyku çekiyor gibi görünüyordu, iyi gördüm onu. Sevilay dudaklarını büzdü; -Umarım bu uykuya çok alışmaz. Bir an önce uyanır... -Canım benim.. Üzülme. Annen iyileşecek, tamam mı. -Evet, inanıyorum. İyileşecek ve eski mutlu günlerimize geri döneceğiz... Peki ablam? O bir şey bilmemeli, biliyorsun. -Evet biliyorum. İçeri girip gördüğümüzü ve bir problem olmadığını söylemek durumundayım. -Yalan da olsa, onun iyiliği için. Sonuçta biz zaten annem için yeterince telaşlanıyoruz. Bize ek olarak ablamın da telaşlanmasına gerek yok. -Aynen öyle. Şimdi ben iş yerine geri dönmeliyim. Yolda da Ayça'yı arayıp telaşlanmasına ve gelmesine gerek olmadığını söyleyeceğim. -Tamam enişte. -Hadi gel, seni de geçerken eve bırakayım. Burada tek başına beklemenin bir anlamı yok şu anda. En azından evde dinlenirsin. -Ben zaten eve döneceğim. Ama burada bir arkadaşım var. Onunla vedalaştıktan sonra taksiyle dönerim olur mu enişte? -Bak ama kendine çok dikkat et tamam mı? Ablan evde, ben işteyim. Feryal annenin durumu zaten malum. Lütfen dikkatli ol. -Tamam enişte, tamam. Arkadaşımı görüp hemen döneceğim eve. -Tamam öyle olsun. Bir problem olursa alo de. Hadi görüşürüz. -Tamam enişte, görüşürüz. Sevilay, Çağlar'ı aradı. Çağlar, Sevilay'dan gelen aramayı görür görmez kapıya çıktı. -Gördün mü anneni güzelim? -Yok, ben giremedim içeri. Ama eniştem girip gördü. İyi görünüyormuş, huzurlu bir uyku uyuyormuş gibi... Öyle söyledi bana. -Aylin abla da beni aradığında öyle söyledi. 'Feryal hanım çok güçlü bir kadın, eminim iyileşecektir' dedi. -Evet, öyledir annem. Sapasağlam, çok güçlü bir kadındır... -Evet. Ve iyileşecek, biliyorsun değil mi? -Evet biliyorum... -Enişten gitti mi? -Evet, seni de bırakayım dedi ama... -Neden gitmedin, dinlenirdin evde. -Seninle vedalaşmadan gitmek istemedim. -Kıyamam sana ben, gel buraya. Çağlar, Sevilay'a sımsıkı sarıldı. -Hadi, dön evine güzelim. Biraz uyu, dinlen ve toparlan. Zaten ben sürekli Aylin abla ile iletişim içerisindeyim. Bir gelişme olursa mutlaka haber vereceğim. Tamam mı? -Tamam, çok teşekkür ederim. Ben dönüyorum o zaman. -Çok dikkatli ol. -Tamam, sen de. Kolay gelsin. Birbirlerine el salladılar ve Sevilay çıkış kapısına doğru yürümeye başladı. Çağlar birisini aradı ve bir adres verdi. Sonra telefonunu cebine koyup işine geri döndü... ... Sevilay kapının önünde gördüğü boş taksiye atladı ve gideceği semtin ismini söyledi. Telefonu mesaj bildirimi ile aydınlandı. Prensim ×3 : [Sakın itiraz etme ve keyfine bak tamam mı güzelim?] 13.04 Sevilay pek anlamadı ama gülümseyerek cevap yazdı; -[Tamam] 13.05 Prensim ×3 : [Evde güzelce dinlen ve bir problem olursa her zaman arayabileceğini unutma] 13.05 -[Tamam, çok teşekkür ederim] 13.05 Prensim ×3 : [Her zaman bir tanem] 13.05 -[ ×3 ] 13.06 Sevilay telefonunu kapattı ve camdan dışarıyı izlemeye başladı. Dalıp gitmişti... Bir süre sonra taksinin evin yolunda gidiyor olduğunu farketti. Ama Sevilay yolu tarif etmemişti ki... -Abi, buradan sola dönecekt... Taksici aracı, yolu ezbere biliyormuş gibi sürüyordu. -Biliyorum efendim, Çağlar bey adresi verdi. Sevilay gülümsedi. -Anladım... Eve geldiler ve Sevilay elini çantaya attığında taksici onu durdurdu; -Bu yolculuk ücretsizdi hanımefendi. İyi günler dilerim. -Çok teşekkür ederim abi, kolay gelsin. Sevilay araçtan indi ve anahtarı ile kapıyı açıp eve girdi. Hemen Çağlar'ı aradı. ` -Çok teşekkür ederim ama ne gerek vardı? ` -Hani itiraz etmek yoktu küçük hanım? ` -Yaa, tamam. Sağol. ` -Önemli değil. Sen eve girdin değil mi, onu söyle bakalım? ` -Evet, girdim. Evdeyim. ` -Tamam. Güzelce dinlen ve keyfine bak. Akşama kadar çok acıkmazsan yemek yeme olur mu? Beraber yeriz. ` -Tamam, beklerim. Hadi kolay gelsin sana. ` -Teşekkür ederim güzelim. Sevilay üst kattan gelen sesler ile irkildi... ` -Alo, güzelim? Sesim geliyor mu? ` -Çağlar... ` -Ne oldu, bir sorun mu var? ` -Üst kattan sesler geliyor... ` -Ne ?! Sesler git gide yaklaştı ve merdivende görünen gölge ile son buldu... ` -Sevilay! ` -... ` -Sevilay, bir şey söyle! Ne oluyor?.. ... ( Küçük tatlı kitlem ve Şiir Defteri ailesi. Hepinizi selamlıyorum. Canım okurlarım, sizlere sürpriz yapmak istedim ve yeni bölümü yayın saatimizden 1 saat önce sizlerle buluşturmaya karar verdim. Hepinize iyi okumalar ve iyi geceler diliyorum. Yorum yapmayı ve paylaşmayı unutmayın. Bana destek olmak ve yeni gelişmeleri takip edebilmek için ' Sude Budakkesen ' adlı Facebook hesabımı takip edebilirsiniz. Sizleri çok seviyorum, hoşçakalın ×3 )
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • OsmanAkçay
  • MehmetEmreDursun1
  • BayMikrofon
  • ORHAN2024
  • Abdulkadir610
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir