Şiir Defteri

SEVİLAY-20. BÖLÜM (2. Sezon)

Yazan: inan_sude1995
22.12.2024 / 00:00
49 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
... Çağlar'ın gözleri dolu dolu olmuştu. Kafasını kaldırıp Sevilay'a baktı; -Sevilay. -Efendim? -Sen benim omzuma elini koydun ya... -Evet? -Ben de senin omzuna, başımı koysam? Sevilay hiçbir şey söylemedi. Bu yüreği hüzün dolu çocuğa; gözleri ile cevap vermişti. Çağlar, başını Sevilay'ın omzuna koydu ve sessizce birkaç damla gözyaşını Sevilay'ın omzuna bıraktı... Bir süre öyle kaldılar. İkisi de sessizliği kimin bozması gerektiğini düşünüyordu. Sevilay yine merakına yenik düştü; -Çağlar. Çağlar kafasını kaldırıp Sevilay'a baktı, gözyaşlarını silerek cevapladı; -Efendim Sevilay, söyle. -Annenin durumu kötüymüş, neden gidip görmüyorsun? -Ben... Sana gerçekten çok teşekkür ederim Sevilay. Ama bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. -Bir neden belirtmiyorsun, özel bir durum mu? -Gerçekten omzumda çok fazla yük var ve yüzleşmekten kaçtığımda böyle oluyor. -Ne oluyor? -Böyle ağlıyorum işte... -Yüzleşmeyi dene? -İşin kötüsü de bu ya; yüzleşmeye çalıştığımda da her seferinde gözyaşı döküyorum. Hayatım bir şekilde darma duman oluyor ve ben iyi olamıyorum Sevilay... -Hep öyle olur. Çözmesi zor olan sorunlar; ölümüne yakana yapışır... -Aynı şeyleri yaşamışız gibi konuşuyorsun... -Belki de çok benzer şeylerdir yaşadıklarımız. -Sen ne gibi şeyler yaşadın ki? -Kötü bir adam yüzünden toplumda kabul görmemek gibi; sebepsizce terkedildiğim için, kendimi oldum olası yalnız hissetmek gibi şeyler mesela... -Ama benim acım; buna hiç benzemiyor Sevilay... Çağlar ayağa kalktı ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Sevilay arkasından seslendi; -Çağlar! -... Çağlar kısa sürede uzaklaştı ve gözden kayboldu. Sevilay kendi kendine söylendi. -Ne oldu ki şimdi?.. Sevilay duyduğu sesle bir anda irkildi. Bu annesinin telefonuydu, arayan ablasıydı. Telefonu hızlıca cebinden çıkardı ve açtı. `-Alo, efendim abla. `-Sevilay? `-Benim abla. Sana bir şey söylemem lazım... `-Söyle. `-Ama telaş yapmayacaksın tamam mı? `-Sevilay böyle daha çok telaşlanıyorum. Söyle, ne oldu? `-Annem rahatsızlandı, merkezdeki hastaneye geldik. `-Nesi var, ne oldu? `-Gelince anlatacağım, ama sen lütfen telaş yapma abla, olur mu? Gelebilecekse eniştem de gelsin, yalnız gelme. `-Tamam, ben hemen Suat'ı arayacağım. Sen neredesin? `-Hastanedeyim ben de. Girişte danışmanın orada bekliyorum. `-Tamam bekle, hemen geleceğiz biz. Kapatıyorum. `-Tamam ablacım görüşürüz... Sevilay can sıkıntısından elinde telefonu evirip çevirmeye başladı. Annesinin aldığı ilaçları bir doktora yazdırmış olabileceği aklına geldi ve annesinin E-Nabız'ına bakmak istedi. Şifreyi biliyordu, telefonu açtı ve E-Nabız'ı ararken, gözüne mesajlaşma uygulaması çarptı. Sevilay sebepsizce açıp kurcalama ihtiyacı duydu; biraz karıştırmaktan zarar gelmez diye düşünüyordu. Ekranda gözlerini gezdirirken, gözüne 'Ali (İlkokul)' ismi çarptı... Sevilay kaşlarını çattı ve kendi kendine söylenmeye başladı; -Bu, o adam değil mi?.. Evimize yemeğe gelen garip adam... İsmin üzerine tıkladı. Yalnızca birkaç mesaj vardı, gördüğü kısa konuşmayı okudu... Ali (İlkokul): [Feryal, bu yaptığını unutmayacağım!] 21.14 -[Ben hiçbir şeyi unutulması için yapmam] 21.19 Ali (İlkokul): [Sen göreceksin Feryal] 21.20 [Kurtulamayacaksın ne geçmişten ne de gerçeklerden] 21.20 Bu mesajlar da neyin nesiydi? Mesajların tarihi Tuğra'nın yemeğe geldiği günü gösteriyordu. -Biliyordum! Bu adam o akşam anneme bir şeyler yaptı, hoşlanmayacağı hareketlerde bulundu. Kesin bu adamda bir şeyler var... Sevilay kara kara düşünürken ilaç olayını unutmuştu bile... Birkaç dakika sonra Ayça ile Suat hastanenin kapısından içeri girdiler. Ayça biraz bakındıktan sonra Sevilay'ı gördü ve ona doğru yürüdü. Sevilay kalktı ve ablasına sarıldı. -Abla, hoşgeldiniz... -Ne oldu ablacım, nesi var annemin? -Abla, annem bir baygınlık geçirmiş sanırım. Net bir şey söylemediler. -Sebebi neymiş peki, hiçbir şey demediler mi? Sevilay'ın aklına annesine verdiği söz geldi; ablasına ilaçlardan bahsetmeyecekti... -Yok... Psikolojik sebepli olduğunu söylediler. -Şimdi nerede, hadi götür bizi ben bir göreyim annemi. -Yoğun bakımın en yakın ziyaret saati yarınmış abla. İstediğimiz zaman gidip göremiyoruz. -Ne?! Annemi yoğun bakıma mı kaldırdılar? Suat, Ayça'nın elini tuttu; -Hayatım, sen hamilesin. Stres yapmaman gerekiyor. Sakin ol, bir bir öğreneceğiz her şeyi. Hadi sen burada otur, biz Sevilay'la doktorun yanına gidip detayları öğreneceğiz tamam mı? -Tamam... Bütün detaylarıyla her şeyi sorup öğren tamam mı? -Tamam, söz veriyorum öğreneceğim. Sen yeter ki sakin ol. Buradan ayrılma, biz hemen döneceğiz. Hadi Sevilay. Sevilay ve Suat yoğun bakım ünitesine doğru yürümeye başladılar. Ayça'dan uzaklaşmışlardı. Sevilay ruhunun içinde sıkışıp kalan o kargaşadan kendini bir türlü soyutlayamıyordu. Bir anda durdu ve sırtını duvara yaslayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. -Sevilay, ne oldu! Feryal anne iyi mi? -İyi değil enişte. Ben anneme söz verdim, ama tek başıma gizleyerek işin içinden çıkamıyorum. Ne olur bana yardım et. -Tamam, ne oldu anlat bana. Nesi var annenin? -Enişte... Annem bir sürü ilaç içmiş... -Ne ilacı içmiş? -Bir sürü uyku hapı almış ve bu haplar vücudunun dengesini bozmuş. -Bunu sana doktor mu söyledi? -Evet, kan sonuçlarında çıkmış. -İşin aslını öğrenebildin mi peki annenden? -Aslında tam değil... Hastaneye ilk geldiğimizde gözlem odasındaydı. İçeri girip gördüm ama, sonra konuşalım dedi. Sonra bir anda fenalaşmış ve bilincini kaybetmiş. Uyanıkmış ama bilinci kapanmış. O yüzden yoğun bakıma kaldırmışlar. Annem hiç kendine gelmeyecek mi? Sevilay hüngür hüngür ağlıyordu... -Hayır, tabii ki de kendine gelecek. Çok iyi olacak, söz veriyorum. Bak, ağlama. Şimdilik ablana hiçbir şey söylemeyeceğiz tamam mı? İşin aslını öğrenene kadar aramızda kalacak. Ben ne dersem destekle, bozma beni. -Tamam enişte. -Hadi gel canım, gel ağlama. Hadi gidelim. Suat, Sevilay'ın sırtını sıvazladı. Onu kardeşi gibi seviyordu... Az sonra yoğun bakım ünitesine vardılar ve zili çaldılar. Kısa süre içinde kapı açıldı ve Aylin hemşire göründü. Suat, hemşireyi selamladı. -Merhabalar hemşire hanım, kolay gelsin. -Teşekkürler, buyurun. -Bizim bu ünitede hastamız yatıyor. Adı Feryal Durmuş. Durumunu öğrenmek istiyorum. -Feryal hanım buraya gözlem odasından yeni geldi. Kan sonuçlarında çok çeşitli uyku ilaçları almış olduğu görülmüş. Doktor hanım, vücut dengesinin şaştığını, ilaçların çok ağır gelmiş olduğunu söyledi. Şu an uyanık, ama şuurunu kaybetmiş durumda. -Peki başka bir bilgi yok mu elimizde hemşire hanım? -Az önce beyin tomografisi de çekildi. Ama sonuçların çıkması biraz zaman alır. -Tahminen ne zaman çıkar hemşire hanım? -Büyük ihtimalle yarın bu saatlerde çıkmış olur. Bu arada hastanız için imza atıp, iletişim numarası bırakmanız gerekiyor. Siz gidebilirsiniz. Biz bir ihtiyaç, ya da taburcu olması durumunda sizi ararız. Suat imzayı attı. İletişim numarası olarak da kendi numarasını ve Sevilay'ın numarasını verdi. Kimsenin Ayça ile birebir iletişim kurmasını istemiyordu... Sevilay, Suat'a; Suat, Sevilay'a bakıyordu. -Enişte şimdi ne yapacağız? Ablama ne söyleyeceğiz. -Bir şekilde halledeceğim. Senin bildiğin başka bir şey var mı, söyle bakalım? -Şey, aslında... O gün bize gelen adam vardı ya, annemin misafiri... -Evet, tuhaf bir adamdı. -Evet, hem de aşırı tuhaf bir adamdı... Sevilay içinden kendi kendine söylenmeye başladı; -(Saçmalama Sevilay, saçmalamaa. Bunu eğer istersen kendin de çözebilirsin. Ortalığı karıştırmana gerek yok!) -Eee, ne olmuş o adama Sevilay? -Bir şey yok, sadece aklıma geldi. Değişik biriydi cidden... -Evet, öyleydi... Suat ve Sevilay, Ayça'nın yanına döndüler. Ayça onları görür görmez oturduğu yerden ayağı fırladı. -Ne olmuş anneme? -Hayatım, ani hareketler yapma lütfen. Bebek için çok zararlı, biliyorsun. -Haklısın, özür dilerim. Ama çok telaşlandım. Lütfen söyle ne olmuş anneme? -Bir şeyi yokmuş hayatım. Psikolojik sebepli bir bayılma geçirmiş. Daha iyi tedavi edilebilmesi için yoğun bakıma almışlar ve tomografi çekmişler. Ama sonuçların çıkması birkaç gün alırmış. O zamana kadar da tedbir amacı ile burada kalacak ve güvende olacak tamam mı? -Başka bir şey yok muymuş yani? -Yokmuş güzelim, yokmuş. -Ben annemi burada bırakıp gidemem ki ama. -Acil bir durumda arayabilmeleri için telefon numaralarımızı bıraktık. Bir şey olursa haber verecekler. Telaşlanmana gerek yok. -Öyle mi diyorsun. Suat hafifçe gülümseyerek başını salladı. -İyileşecek değil mi annem? -Tabii ki iyileşecek; hatta eskisinden de iyi olacak. Hadi gidelim. Hep birlikte arabaya bindiler. Suat, Sevilay'ı eve bıraktı ve inerken sıkı sıkı tembihledi. -Bir sıkıntın olursa ara tamam mı Sevilay? -Tamam enişte, teşekkür ederim. Sorun yok, her şey yoluna girecek. -Tamam, hadi dikkatli ol. -Tamam görüşürüz enişte, görüşürüz ablacım. Sevilay arkalarından el salladı. Sonra anahtarla evin kapısını açtı ve bir süre içeri baktı... Eve geldiğinde onu sessizliğin karşılamasına hiç alışkın değildi... Ne olmuştu da annesi kendini bu hale düşürmüştü... Sevilay hızlıca kafasındaki düşüncelerden sıyrıldı; çünkü kafasında bir plan vardı ve ona odaklanmalıydı... Annesinin telefonuna sarıldı ve Tuğra'ya mesaj attı. -[Hemen gelmen gerekiyor] 17.36 Ali (İlkokul): [Ne oldu] 17.37 [Ne istiyorsun] 17.37 -[Bir şey istediğim yok] 17.37 [Gerçekten gelmen gerekiyor] 17.37 [Konuşmamız lazım] 17.37 Ali (İlkokul): [İyi tamam] 17.37 [Evde misin?] 17.37 -[Evet evde yalnızım] 17.38 [Seni bekliyorum] 17.38 Ali (İlkokul): [Tamam geliyorum] 17.38 Sevilay telefonu bıraktı ve ellerini ovuşturdu. -İşte şimdi ağıma düştün pislik adam! Bakalım ne işler çeviriyorsun, anneme ne yapmışsın öğrenelim... Sevilay beklemeye başladı. Her geçen dakika stresi biraz daha artıyordu. Yaklaşık yarım saat sonra Tuğra kapıyı çaldı. Sevilay son bir derin nefes verdi ve kapıyı açtı. Bundan haberi yoktu fakat, babası karşısında öylece duruyordu... ...
Düzenleme: 22.12.2024 / 02:02
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • ceyan
  • Bağımsızşair
  • warles
  • ustafer
  • fasıl
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir