Yalnızlık içimdeki bir kayadır erimeyen
Ey! Beni yokluğun girdabında büyüleyen
Ne yaman yük verdi sırtıma ulakların
Artık müptelasıyım efsunlu rüyaların
Gözlerime bir perde çekmiş gibi öteler
Çelme takıyor bana görünmeyen cüceler
Bu kıvılcım bir renktir gözlerimi süsleyen
Bilge şairler gibi sessizliği dinleyen
Kim demiş umut yok masumun çığlığında
Anlamsız su aramak çölün ıssızlığında
Serapların uzansa sınırsızca önümde
Ey! Benim olan şehir, Ey! Benim olan ülke
Özgürlük denizine açtığım yelkenli
Dönmesin bir daha, dönmesin geri
Yalnızca senin yükün değildir sırtımdaki
Bitiremedim henüz bu kederli bekleyişi
Onun için ruhum teni asmaya karar vermiş
Varlığım bir hayalin ardında sürüklenmiş
Değişmişim sokakların beni tanımaz olmuş
Evlerin bir korkunç drama kurban olmuş
Çekilmiş göklerinden gülümseyen aydınlık
Tükenmiş denizleri, karada kalmış balık
Seni görünce dilim çözülüyor ağından
Yasak meyvelerini alıyorum bağından
Ve kalmasın diyerek şiirde sözde yerde
Yaşıyorum karanlığı aydınlığın içinde
Çağlasın vadimizi şenlendiren ırmaklar
Açsın kapılarını sonsuzluğa saraylar
Hapsettim aşklarımı zindanına ey! Şehir
Bitsin artık tutsaklık yeter bize bu zehir
Bana göre değil şöhret, ekonomi, politika
Bir sokak bilirim ben, bir yağmur, bir de sevda.
Mehmet Nurettin Üstün Düzenleme: 07.12.2024 / 13:30
KırıkSaat
08.12.2024 / 04:10