"Sezai Karakoç'un ardından"
Bir şair öldüğünde ben
Kanlı düşlerin arefesinde
Küllerimden yeniden doğar gibi
Yanarım bir Budist ateşte
Acıların kuşattığı zihnimde
Cam kırığı kelimeler
Ve gurbet hikâyelerinde
Kaldırımlarda yağmuru
Doruklarda rüzgârı özlerim
Yılkı atları süzülür yaylalarımdan
Buğday tarlalarından esen serinlik
Yüzümde yalnızlığın çizgisi
Göğsümde bıçak izi
Bir kez daha reddederim
Sahipsiz bir esaretle ölmeyi
Ölüm ki gözlerimde bir mum ışığı
Perdeleri indirilmiş karanlık
Çorak toprakların çatlamış damarı
Su sesi gecenin uğultusu...
Burçlarımda bir kanlı çarpışma
Yüzümde yaz yağmuru
Feryat figan bir veda
Sarhoş naraları bölüyor mutluluğumu
Kan Sızıyor gri bakışlarıma
Gül kokusu sarmaşıklar
Solgun renkleri ile açılıyor
Kapanıyor ışıksız zindanlara günahlar
Bir şair öldüğünde ben...
Çığlığımı alevlerin üstüne
Hasretimi taşlara kazırım
Kapanırım karanlık bir güne
Ellerimde güllerden bir ateş
Sırtımda bir Brütüs
Bir şair öldüğünde ben... Düzenleme: 10.09.2024 / 22:09