Gün doğduğunda geceler bizim için
Ürperen bir ağıttır ıssız sokaklarda
Açıldıkça uzayan yolları ben bilirim
Yetişirken bir çaresiz çığlığa
Bir çocuğun elleri uzanır göğüme
Kış geceleri bizim için
Yakıcı bir soğuk değildir tenimizde
Bir bıçağın ucunda hatırlanan ölümü
Yaşamaktır kaygısız düşlerde
Çünkü ben...
Baharla gelen en taze umutları
Bir masum çocuğun gözlerinden bilirim
Sessiz geceler bizim için
Bir cinayet sabahının arifesinde
Bir izini bulmak için katilin
Anlamaktır duvarlarda son bakışı, son izi
Aynadaki ruj lekesi
Bir sigara izmariti
Unutulan bir eşya
Dinlemektir ürperten sessizliği
Çözmektir çözülemez denklemi
Yağmurlu geceler bizim için
Sokak banklarının altında
Kimsesiz, yetim bir çocuğun sesidir
Bıçak gibi sessiz kınından sıyrılan
Sarsılmayan, yıkılmayan
Yeniden yemin olsun şu silaha diyerek
Koşmaktır yenilgisiz sefere
Şehadete susayan dudağında
Vurulmaktır kan kırmızı bayrağın rengine.
Mehmet Nurettin ÜSTÜN
(Polis Dergisi 115. inci sayısında yayınlanmıştır). Düzenleme: 19.06.2024 / 17:08