En Yeni Şiirler
Şiirsel Dörtlük 201nedir benim bu çektiğim
söyle senin elinden
yeter artık bıktım yeter
yaptığın bunca zulümden
Ahmet kölecioğlu 18-10-2023
Yazar: Kölecioğlu
EZİKLER ZAVALLI LANETLİ...Taşlar yerine oturuyor
Fitneciler ortaya çıkıyor
Türküm diyenler Yahudi
Kürdüz diyenler Ermeni
Yahudi Ermeni Müslüman düşmanı
İtralin itleri o yüzden sokak iti severler
İtlik bulaşmış it huylu Lanetlik Yahudi kini bulaşmışlar
Soyunu inkar edecek kadar ezikler zavallı lanetlikler
Yazar: Babacan
NE YAZIK KİYalancıya inanan yalancı kadar sahtekar rezildir
Sözünden dönene inanan o onun kadar eziktir
Emanete ihanet edene emanet veren onun kadar şuursuzdur
Üçü bir kişide bulunuyorsa O Münafıktır Müslümanım diyorsa iftiracıdır
Düşmanını yetiştiren, maaş veren devletin vatandaşlarıyız ne yazık ki
Yazar: Babacan
TAM YOL İLERİ-2Şeytanilerin kuklalarından ezik biri
Kendini vaz geçilmez sanan zavallı biri
Yalan, hile, talan hala der tam yol ileri
Tam yol ileri olan, Yandaşların hileleri
İstanbul çağ atlıyor, ileri değil geri geri
Sana oy verenler yalıyor tükürdüklerini
Seni övenler tek tek yutuyorlar sözlerini
Tam yol ileri olan yandaşlarınızın hainlikleri
Yazar: Babacan
KülüstürKülüstür ne çok sevdir kendinide ne küstür
O zamanları tabi, aydınlatma lüküstür
Oya iğne boncuğun yanında birer süstür
Devran döndükçe in san hayvan hayvana süstür
Yazar: whitepage
En Yeni Düz Yazılar
MURATHAN MUNGAN VE MERS...MURATHAN MUNGAN VE MERSİN KENTİ ÖDÜLÜ
Bu haftaki köşe yazımı Mersin Ticaret Odası (MTSO) geleneksel hale gelen Mersin Kenti Edebiyat Ödülü Murathan Mungan'ın 01.11.2024 tarihinde 17'ncisi düzenlenen, Türkiye'de kent adına verilen tek ödül olma özelliği taşıyan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü'ne çağdaş edebiyatın usta ismi yazar ve şair Murathan Mungan törenine ayırdım.
Ödül törenine ilgi büyüktü. Salon tıka basa doluydu. Yer bulamayanlar ayakta izlemek zorunda kaldı. Törene Mersin'in önde gelenleri ve Mersin'in yazar-şairleri de davetliydi. Ben de davetlilerden biriydim.
Bilindiği gibi geleneksel hale gelen Mersin Kenti Edebiyat Ödülü 2023 yılında Türkiye'de tek olma özelliği taşıyan Mersin Kenti Edebiyat Ödülü çağdaş romanın usta ismi Orhan Pamuk değer görülmüştü.
Bu yıl için önerilen adaylar arasından Mungan, başta şiir olmak üzere öykü, roman, oyun ve deneme gibi edebiyat türlerinde verdiği eserlerde kendine özgü lirizmiyle bir kültür figürü olarak öne çıkması nedeniyle seçici kurul tarafından ödüle layık görüldü.
Yaşadığı coğrafyanın efsanelerini oyunlaştırırken yereli evrensel bir dille aktarması bu seçimde etkili oldu. Mungan'a ödülünü MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır ve Meclis Başkanı Hamit İzol birlikte takdim etti.
Kürsüye davet edilen Murathan Mungan, konuşmasına konukseverlik ve edebiyata, kültüre verdiği değer için Mersin'e teşekkür ederek başladı. Çocukluğunu ve sanata nasıl adım attığını, bu yoldaki azmini aktaran Mungan, "Gerektiği zaman gülünç olmayı gerektiği zaman dışlanmayı, ötekileştirilmeyi göze almadan başarı olmuyor" diye ifade etti. Yazar olarak da insan olarak da sahip olduklarımı cepte bilip onlara yaslanmadım. Her zaman eksik olduğum, öğrenmem gerekenlere yöneldim" dedi.
Devamında, "Sanatın rekabet olmadığını öğrendim. Kendimle yarıştım. Kendimi geliştirmeye çalıştım. Mesele başkası değil kendiniz olduğu zaman çok geliştirici bir şey" diye açıklamalarda bulundu.
Yaşam boyu kimseyi rakip görmediğini vurgulayan Mungan, ?Sanatın rekabet olmadığını öğrendim. Kendimle yarıştım. Kendimi geliştirmeye çalıştım. Mesele başkası değil kendiniz olduğunuz zaman çok geliştirici bir şey? ifadelerini kullandı. Sanatın çok zalim olduğuna da değinen Mungan, ?Senden her şeyi istiyor ama hiçbir şeyi vaat etmiyor. Bu nedenle ben ümit ümitsizlik kavramları konuşulunca diyorum ki, umuda inanmıyorum. İnada inanıyorum. İnat ederek kendine sadık olmalısın. İnat edenler kazanacak? dedi.
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır,''Okumak ama kabullenmek için değil. Önemli olan anlayarak, sorgulayarak, düşünerek okumak. Bu anlamda Edebiyat, ?insan olma' eğitimidir? değerlendirmesini yaptı.
Devamında, ?Bizim yargılamaya değil; düşünmeye ve anlamaya, empati kurmaya ihtiyacımız var? diyen Çakır, ?Dürüstlük, doğruluk, adalet, güven gibi etik değerler bilgisi topluma değer katar. İşte edebiyat, insanlığın bu ortak etik değerlerini yüceltir. Edebiyat veya sanatın herhangi bir türüyle, belki dünyayı cennete çeviremeyeceğiz ama etik değer bilgisiyle dolu olan bu eserlerle, daha yaşanır bir dünya yaratılmasına yardımcı olacağımız kesindir. Edebiyata sahip çıkma çabamızın nedeni budur.?
Çakır, ?Sanat, ?kral çıplak' demektir. Bizim de Kral Çıplak diyerek bizi yalan dünyadan kurtaracak cesur kişilere ihtiyacımız var. Ve Sayın Murathan Mungan'ın dediği gibi; cesaret bulaşıcıdır? diye konuştu.
Mersin Sanayi Ve Ticaret Odası Meclis Başkanı Hamit İzol,''Murathan Mungan'a daha çok zaman ayırmak adına konuşmamı kısa tutacağım'' diyerek Mungan'a zaman desteği sundu.
Mungan'ı anlatan bir diğer isim PEN Türkiye Yazarlar Derneği Başkanı Gazeteci Yazar Zeynep Oral oldu. Oral konuşmasında şu ifadelere yer verdi: ?Murathan Mungan'ın bugüne dek kazandığı çok daha büyük bir ödül var. O büyük ödül halkının okurlarının ona gösterdiği muhteşem ilgidir. Okurun ona duyduğu sonsuz sevgidir. Ben okurları tarafından bu kadar çok sevilen fazla yazar tanımıyorum. O nedenle de teşekkür ediyorum.?diye vurguladı.
Murathan Mungan'ı anlatan Şair Yavuz Özdem ise, ?Eleştirmen Ömer Türkeş Mungan'a kendisini en evinde hissettiğin tarz hangisi diye sormuş, Mungan da dünyada şair olarak duruyorum demiş ama bu sanki biraz mesleki bir yanıt gibi. Evet o, dünyada bir şair olarak duruyor hiç kuşkumuz yok ama tüm eserleriyle yarattığı evrenin şairi. O, masallarıyla da öykü, roman, tiyatro eserleriyle de şiirsel bir evren yaratmıştır. Sanırım onun gizi burada saklı? dedi.
Törenin açılışında konuşan Seçici Kurul Üyesi Celal Soycan, ?MTSO öncülüğünde verilen bu ödül, artık ödülü alan edebiyatçılarımızın biyografisinde yer alarak hayatlarına karıştı. Yurtiçi ve yurtdışında basılan tüm eserlerinde artık kayıtlı kalacaktır. Gelip geçici sayısız etkinlik yanında bu etkinliğin önemli misyonunu unutmamalı? şeklinde ifade etti.
Mersin Ticaret Ve Sanayi Odası ve 17. Mersin Kenti Edebiyat Ödülü Mungan'a verilen ödül katılımcıların alkışlarıyla noktalandı.
Emek veren, katkı sunan edebiyat sevenlerini alkışlıyorum. Başarıları ve ödülleri daim olsun diliyorum.
Yazar: öğretmen
NARİN VE SON GELİŞMELERNARİN VE SON GELİŞMELER
Merhaba değerli okuyucularım. Uzun bir zamandan sonra yine birlikteyiz. YAŞA-DER (Yazar Şair Ve Sanatçı Dernekleri) Van, Diyarbakır, Siverek okur yazar buluşması ve imza günü etkinlikleri ve son Mersin 9. Uluslar arası kitap furları'nda yer almamız nedeni ile beraber olamadık. Bu durumu anlayışla karşılamanızı diliyorum.
Birlikte olamadığımız süre içinde, ülkemizde birçok olaylar yaşandı. Çocuk ölümleri, hastane skandalları birbirini izledi. Bunlardan bir de hepimizi yüreğini yaralayan Narin olayı oldu.
Bilindiği gibi Narin; Diyarbakır'da 21 Ağustos günü kaybolan ve 8 Eylül'de cansız bedeni bir dere yatağında bulunan sekiz yaşındaki Narin Güran, aradan uzun süre geçmesine rağmen halen kimler tarafından öldürüldüğüne dair somut bir kanıt maalesef bulunamadı, veya bulunması için gereken hassasiyet gösterilmedi.
Adli Tıp Kurumu, Narin Güran'ın ?ağız burun kapanması ve boyuna bası sonucu oksijensiz bırakılmasına bağlı? olarak öldüğünü belirledi.
Narin'in ölümü üzerinde devasa bir sır perdesi var. Maalesef Türkiye'de yüzlerce Narin var. Hikayesi bilinmeyen, yaşadığı cinsel istismarı en yakınındakine söyleyemeyen, yaşadığı şiddeti en yakınındakine söyleyemeyen binlerce çocuk var. Binlerce çocuk bu şekilde katlediliyor.
19 gün boyunca o çocuğun bedenini bir çuvala koyup taşlarla sabitleyerek suda deforme olmasına neden olanlar kimlerdir. Şimdiye kadar neden ortaya çıkarılmadı, veya neden göz yumuldu.
Bu durum toplumsal tepkiye, sosyal medyada ve bası yayın kuruluşlarında geniş tepkilere neden oldu. Bu toplumsal duyarlılık yargıyı harekete geçirdi.
Konuyla ilgili olarak Diyarbakır Barosu'nun davaya müşteki (şikayetçi) olarak sıfatıyla eklenme talebi, geçen günlerde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kabul edildi.
Baro bu başvuruyu, ?aile bireylerinin şüpheli konumunda bulunması, toplumda infial yaratan yaşam hak temelli yargılama dosyasında adaletin sağlanması, maddi gerçeğin açığa çıkması, faillerin cezalandırılması, adalet sistemi içerisinde çocukların haklarının korunması? gerekçeleriyle yapmıştı.
Kararın ardından Baro tarafından yapılan açıklamada, ?soruşturmayı artık müşteki sıfatıyla takip edecekleri, Narin Güran'ın fail veya faillerinin hak ettikleri cezayı almaları için hukuk mücadelelerini sürdürecekleri? belirtildi.
Güran cinayetinin üzerinden geçen süreye rağmen faillerin henüz belirlenmemiş olması kamuoyunda tartışma yaratıyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Diyarbakır Barosu Narin Güran Komisyonu üyesi avukat Mehdi Özdemir, özellikle olaydan hemen sonraki süreçte çeşitli eksiklikler yaşandığını, o süreçte delillerin karartıldığını söylüyor.
?Bugün şüpheli olan ve tutuklu bulunan kişilerin arama faaliyetlerini manipüle ettikleri ve delillerin kaybedilmesine sebebiyet verdikleri görülüyor. Kaldı ki, tutuklu bulunan 12 kişiden altısının delilleri gizleme, saklama ve kaybettirme suçundan tutuklanması da bunu gösteriyor."
Özdemir kayıp çocuk vakalarında, bu konuda bilgi birikimi olan kişilerin idari ve adli boyutta çalışması gerektiğini, arama kurtarma çalışmalarının da yetkin kişiler tarafından yapılması gerektiğini, ancak bu alandaki yasal düzenlemelerin eksikliği nedeniyle bunun gerçekleşemediğini belirtiyor.
Avukat Özdemir, "Otopsi sonrası çıkan raporlar incelendiğinde, DNA örneklerinin bulunamayışı ölümün oluş şekli itibariyle delillerin organize bir şekilde kaybettirilmesinin amaçlandığını gösteriyor" yorumunu yapıyor.
Özdemir, "delillerin kaybının ardından şüpheli olarak tespit edilen kişilerin sonuç alınmaya çalışıldığını" belirtiyor.
Bununla birlikte bazı kişilerin ifadelerde organize bir şekilde yanlış bilgi verdiğini öne sürüyor ve Nevzat Bahtiyar örneğinde olduğu gibi birkaç kez ifade değişikliği yapan bir şüphelinin de olduğunu vurguluyor.
Avukat Özdemir, bütün bunlar değerlendirildiğinde dosyaya gelmesi beklenen teknik raporların kritik önemde olduğunu anlatıyor:
"Biz teknik anlamda net delillerle olayın açıklığa çıkmasını beklemiyoruz. Fakat olayın oluş şekli, oluş yeri ve zaman mefhumu içerisinde değerlendirildiğinde sonrasındaki kamera görüntüleri ve daraltılmış baz verileri ile birlikte olay anında olay yerinde ya da yakınında bulunan şüphelilerin tavır ve davranışları üzerinden bir sonuca gitmeye çalışıyoruz"." Şeklinde önemli açıklamalarda bulundu.
Olay nedeni ile köyde gözaltına alınmaya insan kalmadı. Ama şimdiye kadar, kim veya kimler tarafından vurulduğu dair somut bir kanıt elde edilemedi.
Sonuç olarak Narın olayını ana başlıklar şeklinde şunlar söylenebilir:
1- Narin'ın otopsi raporunda tespit edilen boynundaki izlerler, ölümün büyük bir ihtimalle boğulma veya boğma suretiyle gerçekleşmiş olabileceğini şeklinde düşünülebilir.
2-Narin Güran'ın cesedinin 15 gün boyunca üstü kapatılarak suda kalmış olması, cesedin delilleri gizlemek amacıyla suya atıldığının göstergesi olarak ifade edilebilir.
3- Otopsi sonrası raporunun tamamlanmasının zaman alacağı belirtilmiş ve cesette meydana gelen deformasyonlar ölüm nedeninin belirlenmesini zorlaştırmış şeklinde düşünülebilir.
4-Soruşturma kapsamında Narin Güran'ın anne-babası ve diğer aile fertlerinin gözaltına alınması, suçun aile içi bağlantılı olabileceği şeklinde yorumlanması daha gerçekçi değerlendirme daha inandırıcı olabilir.
5- Narin Güran'ın hunharca katledilmesi, toplumun adalet arayışını ve dayanışmasını daha da güçlenmesine vesile olacağı gibi, tür olayların tekrarlanmaması için gerekli önlemlerin alınmasına vesile olabilir şeklinde yorumlanabilir.
6-Kısa zamanda faillerin adil olarak yargılanıp adalet önünde hesap vermesi, sadece bu olayla ilişkin değil, bir daha benzer olayların yaşanmaması adına büyük önem taşıdığı asla unutulmamalı.
7-Bu toplumsal travma sadece Diyarbakır'ın travması değil, Türkiye'nin travmasıdır. Gerekli tedbir ve hassasiyet gösterilmezse, içinden çıkılamaz duruma gelebilinir.
8- Bir daha Narin'e yaşatılan vahşetin, başka çocuklarımızın başına gelmemesi için gereken toplumsal tepkiyi göstermek hepimizin görevi olmalıdır diye düşünüyorum.
Yazar: öğretmen
Yalan DünyaNe umutlar bağladık, ne hayaller kurduk,
Sonra birden uçup gitti, hiç yoktan kırıldık.
Sahte gülüşler ardında saklı hüzünler,
Gözyaşlarımızla süslendi yollar, izler.
Dünya dedik, kocaman, güzel dedik ona,
Oysa sırtımızda bir yük, bir ağırlık, yana yana.
Elimizden kayıp giden bir serap gibi,
Koştuk peşinden, hep hayale kanıp bir gibi.
Bir güneş doğar, bir gün batar derken,
Ömür dediğin rüzgar gibi eserken,
Kendi kendine sorarsın belki de son kez:
Neydi gerçek olan, sevgi mi yoksa hile mi hep ez?
Yaşadık, sevdik, aldanarak kandık,
Dönüp bakınca geriye hep yalan sandık.
Bu dünya geçici, kalıcı değil asla,
Hakikat yolunda bul kendini,
Daya sırtını Allah'a...
Yazar: dağlarkızı
Kaybolan izlerSessizliğin derininde kaybolur izler.
Bir fırtına kopar içten içe,
Kendimi arar, bulamam bir çare.
Aynada silik yüzler, yankılanır boşluk,
Karanlık çöker, gözlerimde sonsuzluk.
Bir labirentte dolanır hisler,
Benliğimi kaybediyormuşum meğer.
Kapanan gözler, umut bekler,
Ruhun derinliklerinde bir çığlık yükselir.
Sessizce yankılanır, kaybolur izler,
İncelmemek için duyguları gizler
Yazar: KırıkSaat
YağmurI
Bu gece geleceğim o ıslak koynuna
Ruhumu damla damla erit taş sokaklarda
Yalnızlık krizlerim üşüme nöbetlerim
Yağmur seni her güneşli günde bile özlerim
Boşalsın bu şehir kimse bizi görmesin
Yılanlar pusudaysa gözyaşımı sezmesin
Ey! Yağmur, ey! Aşkın, hayatın içeceği
Niçin bana söylemedin bu korkulu gerçeği
Masalların efsunlu düşlerini yitirdim
Bu karanlık sokaklarda çilemi takipteyim
Sevdalarım, ümitlerim, aşklarım hep sanadır
Bilirim her damlanda bir merhamet saklıdır
Bir uyku ver gözlerime korkularımdan uzak
Aşkların devri bitti sevgiler bile tuzak
Sen olmasan bu kayalar erir miydi göğsümde
Gelir miydim korkusuzca bu devlerin cengine
Sevdaları seninle içiyorken bu toprak
Bir yük olurdu sırtımda sensizliğe alışmak
Yalnız sana anlattım en mahrem sırlarımı
Ateşle kanla yazdı kalem mısralarımı
Şimdi de sen anlat bana bütün sırlarını
Dokundur dudaklarıma, tuzlu dudaklarını
Mehmet Nurettin Üstün
Yazar: Polet
En Çok Okunanlar
- Babacan - AHİRETLERİ CEHENNEM OLUR
- Babacan - RERİZ OLUR MÜNAFIKLAR
- ercagzaım - KENDİ İÇİMDE
- whitepage - Elçi Loves
- Şener - ÇOCUKKEN
- CECO - TEŞVİKLER VAR
- whitepage - Astronot Havlusu
- CECO - TIPIŞ TIPIŞ
- ercagzaım - AYNALARIN KIRDIĞI SAATLERDE
- 01usta - İşte Ozaman
- Kölecioğlu - Be Hey Gönül
- ercagzaım - BİR ANIN İÇİNDEKİ GÖZYAŞLARI
- NeslinPelikanı - Acı Öcü
- whitepage - Varlıklydılar
- WhitePageSürekliYaz - Hakkı Karınca Kadar
- WhitePageSürekliYaz - Bunların Yazları Var
- whitepage - Silgi Tozu Hamuru
- Babacan - EZİKLER ZAVALLI LANETLİKLER
- Şener - GÜLLERE SOR
- NeslinPelikanı - Ölmüş
- WhitePageSürekliYaz - Gül Yüzlü Karınca
- whitepage - Külüstür
- Babacan - NE YAZIK Kİ
- NeslinPelikanı - Yüce Bülendi Dağlar
- Babacan - TAM YOL İLERİ-2
Yeni Üyeler
- kalptenkelimeler
- SürekliYazSürekliYaz
- WhitePageSürekliYaz
- Sürekli_Yaz
- Şener
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir