En Yeni Şiirler
HIRÇIN BİR GECEDeniz çok hırçın,
Agzı köpüklü
Kuduz bir köpek gibi
Çok azgın..
Yıldızlar kırgın
Arkasına gizlenmişler
Kara bulutların..
Güneşte bana dargın
Dönüşmüş siyaha kızılı..
Ey Tanrı aldım mesajını;
Bugün değil ama belki yarın,
Döneceğim arkama bakmadan,
Yüzümü aydınlığa..
Yanılsamam sadece karanlıkta..
Kalbimde ki acının,
İntikamını alacağım
O günler çok yakın...
Yazar: Sdtklc
AR DAMARI ÇATLAMIŞLARÇatıdan sular şarıl şarıl akıyor
Hava güneşli yağmurda yağmıyor
Yalan söyleyenler yalanlara doymuyor
Dinleyenler alkışlarla coştukça coşuyor
Yalancılara inanan cahil eziklerde oluyor
Bu memlekette adalet ticaret nasıl yürüyor
Ar damarı çatlamışlar vekil başkan bile oluyor
Yazar: Babacan
GAVURLARIN HELACISI OLU...Devletimize haince isyan edeceksin
Polise taş sopa ne bulsan atacaksın
Devletten merhamet dilenmeyeceksin
Gavuristan da olmadığına dua edeceksin
Kafanı kolunu kırarlar bir çöplüğe atarlar
Çok azgın biriysen karakollarda ezim ezim ezerler
Vatanının değerini bilmeyen gavurların helacısı olur
Yazar: Babacan
KIZIMAMutlu bayramların olsun,
Bozulmasın seninde huzurun..
Yarınlarına taşidığın umutların,
Bir ejderin ateşiyle kül olmasın..
Saf sevgiyle kalbin dolsun,
Kalbin çıkarsız ve hesapsız,
Baharın huzurunu taşısın...
Sen mutlu olacaksın,
Sahte, yapmacık hayatların,
Dünyasinda yaşamayacaksın..
Irmağın temiz aksın,
Kirletmeye çalışanların olsada,
Sen berrak kalacaksın..
Canıma candan yakın,
Sen hep kalbimde olacaksın..
Herzaman çok seveceğim
Çok sevgili biricik kızımsın
En yakınımdaki yıldızım
Karanliklarin olsada
Işıltınla aydinlatacaksın
Savur saçlarını yavrum
Dağılsın parlaklığın
Sen hayatsın....
Yazar: Sdtklc
İnce FısıltıSana ulaşmak
Kıl payından geçer
Cemalinİ görmek
El pençe durmak
Gönül ister
Kıyamıda sabrıda
Vav gibi elif gibi
Bir aşık duruşu sergilemek
Yoksaki ince kıla
Kılıcı çekip düşüp
Balı zehire dönüştürmek
İstemem
Ah gönlüm
Yüreğime su serpmek
Adına aşk koysalar
Tadın meşk
Sıratın cennete yol olur.
Yazar: 01usta
En Yeni Düz Yazılar
NEWROZ BAYRAMINEWROZ BAYRAMI
Bu haftaki yazımı Newroz Bayramı ve tarihçesine ayırmak istedim. Newroz, en çok bilinen ifadesi, baharın gelişini simgeleyen yeni gün bayramı olarak bilinir. Orta Doğu, Balkanlar , Anadolu ve Orta Asya Türk birçok halklar tarafından kutlanan önemli bir bayram olduğudur.
Şu gerçeği de unutmamak gerekir; Aslında, binlerce yıllık geçmişe sahip olan Newroz, sadece bahar bayramı olarak değil, aynı zamanda özgürlük, direniş ve yeniden doğuşun sembolü olarak da kabul ediliyor.
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren küçük gruplar tarafından gizlice kutlanan Newroz, 90'lı yılların başından itibaren çok daha geniş kitlelerce alenen kutlanmaya başlandı.
Newroz Kürtler için özgürlük, barış, demokrasi özlemlerini ve siyasal, sosyal kültürel taleplerini dile getirdikleri kitlesel mitinglere dönüştü.
Newroz'un tarihçesi; ?'Newroz'un tarihsel anlatısının kökeni olan Demirci Kawa Destanı'nda da Newroz'un ortaya çıkış koşulları tasvir ediliyor. Anlatıya göre, zalim bir kral olan Dehak, sahip olduğu hastalıktan ötürü her gün iki Kürt gencini öldürmek zorunda kalıyor.
Dehak'ın bu zulmüne karşı koyanlar, zaman içinde dağlara sığınarak saklanıyor ve 21 Mart günü yakılan Newroz ateşiyle birlikte kralın sarayı ele geçiriliyor. Demirci Kawa'nın öncülüğünde Kürtler özgürlüklerini direnip savaşarak elde ediyor. ?'
Yazar ve anayasa hukuku profesörü Server Tanilli ise Newroz'un Kürt halkı için önemini ?Cumhuriyet Bayramı nasıl bizim kimliğimizse, Newroz da Kürt halkının? sözleriyle dile getiriyor.
Kürt halkının en büyük aydınlarından biri Musa Anter ise Newroz'u ?Bugün yeni gündür, Newroz'dur. Bayramımızdır bizim. Bayramımızdır ki zulmedilen ve sömürülen halkın zulme ve sömürüye karşı Demirci Kawa'yla kazandığı zafer sonucu kutlanmaya başlanan, insanlık tarihinin en eski özgürlük bayramıdır.?
2013 barış süreci döneminde Öcalan'ın Diyarbakır'da 2 milyondan fazla insanın katıldığı Newrozu'nda okunan mektubunda şu mesajlara yer verilmişti. ?Bizim kavgamız hiçbir ırka, dine, mezhebe veya gruba karşı olmamıştır, olamaz. Bizim kavgamız ezilmişliğe, bilgisizliğe, haksızlığa, geri bırakılmışlığa, her türlü baskı ve ezilmeye karşı olmuştur. ?Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun' noktasına geldik.
Akan kan Türküne, Kürdüne, Lazına, Çerkesine bakmadan insandan, bu coğrafyanın bağrından akıyor. Zaman ihtilafın, çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil, ittifakın, birlikteliğin, kucaklaşma ve helalleşmenin zamanıdır.'' Şeklinde ifade etmişti.
Birçok nedenden dolayı süreç başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
2025 tarihinde kutlanan Newroz, başta büyükşehirler başta olmak üzere ülkemizin her tarafına yayılarak daha toplumsal, daha görkemli kutlanıyor.
Bu kutlamalardan biri de bu yıl Diyarbakır'da sabahın erken saatlerinden itibaren yüz binlerce kişi Nevroz alanına katılmasıyla başlandı.
DEM Parti'den yapılan açıklamaya göre Öcalan'ın beklenen mesaj gelmedi. Partinin açıklamasında, ?Newroz öncesi heyetin başvurusuna yanıt verilmediği için bu yılki Newroz'a Sayın Öcalan'dan herhangi mesaj gelmedi? denildi.
Bakırhan, Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını hatırlattı. ?Bu konuda bir adım yok. Demokratik siyaset alanı daraltıyor. İmamoğlu'nu gözaltına aldılar. Kim barış ve özgürlükten bahsediyor, tutuklama ve şiddetle tehdit ediyorlar. Nasıl barışacağız?? diye sordu.
Bakırhan, Öcalan'ın mesajına sahip çıkılması gerektiğini vurguladı, ?Barış bir yenme-yenilme meselesi değildir. Barış herkesin kazandığı en güzel bahardır. Newroz Meydanındaki gibi, gelin bu baharın bir daha kışa dönmesine izin vermeyelim, Barış ve Demokratik Toplum Çağrısına 85 milyon olarak sahip çıkalım? dedi.
CHP Genel başkanı Özgür Özer; ?Newroz'un sıcaklığı, tıpkı bugün yakılan ateş gibi, yüreklerimizi aydınlatsın ve geleceğe dair umutlarımızı büyütsün. Bu duygu ve düşüncelerle, tüm Diyarbakırlı kardeşlerimin Newroz'unu kutluyor; bu baharın barışa, kardeşliğe ve demokrasiye vesile olmasını diliyorum. Newroz pîroz be!? şeklinde açıkladı.
Sonuç olarak Newroz, halkların kardeşliği fikrini, barış içinde bir arada yaşamayı esas alan kutlanmayı fazlasıyla hak ediyor diye düşünüyorum.
Son olarak da sizlere NEWROZ şiirimi sunuyor, keyifli okumalar diliyorum.
NEWROZ
Bilirim sevgili
Newroz dendi mi
Dağlarda yakılan
İsyan ateşi
Zulme başkaldıran
Mazlumun direnişi gelir
Newroz geldi mi
Dört yanda
Yaşanır bayram sevinci
Yeni umutlar yeşerir
Davul
Zurnalarla
Omuz omuza
Kol kola halaylar çekilir
**
Newroz geldi mi
Dalda çiçek açan
Rengarenk akasyaya
Çatıda yuva yapan
Göçmen kuşa
Topraktaki karıncaya
Sudaki balığa
Denirdi merhaba
Newroz'da
Bahar bir başka
Dağ başında
Kaval çalan çoban
Şafakta süt salan
Berivanlar gelirdi akıllara
***
Newroz geldi mi
Munzur asi akar
Dicle heybetli
Fırat coştukça coşar
Her biri bereketli
Topraklara can katar
Sanmayın boşuna
Bu birlik bu beraberlik
Bunca çaba
Yürek yüreğe
Bunca dayanışma
Ve barış içinde
Kardeşçe
Newroz'da saflaşma
****
Newroz geldi mi
Açılırdı dağ başlarında
Yedi veren
Özgürlük çiçekleri
Newroz dendi mi
Barış
Kardeşlik için direnen
Zulme boyun eğmeyen
Çağdaş Kawalar gelir
Veya
Yirmi bir Mart'ta
Mezopotamya'da yakılan
Yüreklerde tutuşan
Özgürlük meşalesi gelir
Muzaffer KALABA
Yazar: öğretmen
Anlamlı Söz 1387uykusuz geceler gözlerim yorgun
teselli bulmayan bu gönlüm kırgın
Ahmet kölecioğlu 2013
Yazar: Kölecioğlu
DÜNYA ŞİİR GÜNÜDÜNYA ŞİİR GÜNÜ
Bu haftaki köşe yazımı 21 Mart Dünya Şiir Günü'ne ayırmak istedim. Ne zamandan beri ve kimler tarafından kutlanmaya başlandı? Şair ve şiirin toplumsal gelişme ve değişmelerde rolü ve önemi nedir? Ülkemizde nasıl kutlanıyor? Sorularına yanıt arayacağım.
İlk olarak ne zaman kimler tarafından kutlanmaya başlandı? Kutlanmanın amacı nedir? sorularına yanıt bulalım;
İlk kez 1999 yılında UNESCO tarafından ilan edilen ve dünya çapında kutlanan Dünya Şiir Günü?nün amacı ?farkındalık yaratmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze bir enerji sağlamak? olarak nitelendirilmiştir. Şiirin sorgulayarak çeşitlilik yarattığını belirten UNESCO, dil çeşitliliğini kutlamak için bugünü, şiir günü olarak ilan etmiş.
Şiir okumayı, yazmayı, yayınlamayı teşvik etmeyi amaçlayan Dünya Şiir Günü Dünya'nın bütün ülkelerinde kutlanmaktadır.
Bu yıl 21 Mart Dünya Şiir Günü ile ilgili olarak, Adana Büyükşehir Belediyesi'nin ve Hülya Çapar'ın katkılarıyla YAŞA-DER (Yazar Şair Ve Sanatçı Dernekleri) ve Adana YAŞA-DER. olarak katıldık.
Gününün anlam ve önemini belirtirken, 21 Mart Dünya Şiir Günü ve Newroz Bayramı'nın önemine YAŞA-DER olarak vurguladık. (Newroz Bayramı ile ilgili bir başka makalemde yer vereceğim.)
Katılımcı üyelerimiz ve diğer katılımcı şairler de gününü anlamına vurgu yaparak birer şiirlerini okudu. Şarkılar, türküler söylenerek etkinliğe farklı güzelliklerle taçlandı.
Etkinlik katkı sunan dernek başkanları ve şairlere plaket ödüle layık görülerek pekiştirildi.
Adana YAŞA DER başkanı Cumalı Kahraman ve YAŞA-DER genel başkanı Muzaffer Kalaba olarak ödüle layık görülmekten onur duyduk.
Bu belirlemeler sonrası şimdi de şairlerin toplumsal gelişme ve değişmelerdeki rolü ve önemine gelince; şair ve şiir, her dönemde olduğu gibi günümüzde de yaşamın haykırışını dile getiren en eski sanat dalıdır. Şair şiirleriyle, yaşamın bir parçası olan acı, sevinç, aşk, sevgi, özlem, ayrılık vb duygularını işler.
Şair toplumsal gerçeklikten hareket etmeli. Toplumun sorunlarına duyarsız olanlar gerçek şair olamaz.
Gerçek şair topluma ayna tutandır. Dünü bugüne, bugünü yarına taşıyandır. Yoksa yüzyıllar öncesi yazan şairlerin bugün bile okunuyor, anlaşılıyor olmasını nasıl izah edebiliriz?
?'Şair toplumun vicdanıdır. Aynı zamanda çağının tanığı olmak zorundadır. Ruhunda hep başkaldırı vardır. Uysal değildir. Uysallaştığı an şair olmaktan çıkar. Sorgulayan, eleştiren, bir tavrı olmalıdır şairin. Ucuz, kuru, sığ ve kör bir bakış onun üslûbu değildir. Şair ayna tutandır.
Şair, Sözü çoğaltan değil, azaltandır.''
Mevlana şairler için şair " Söz az ve öz gerektirir vesselâm" diye ifade eder.
Şair ciltlerce yazılan roman, hikaye gibi edebi yazıları, birkaç dizeye sığdırabilir. Zaten şairi diğer yazarlardan ayıran özeliği budur. Roman yaza-yaza, şiir ata-ata güzelleşir. Şiir az kelimelerle çok anlam teşkil etmeli.
Şair ve şiirleri siyasetin emrine girdiği yerde şair el üstünde tutulmuş, muhalif olduğu yerde ise acımasızca sürülmüş, hapsedilmiş veya faili meçhule gitmiştir.
Buluştuğu duygularla bütünleşen şair, kesinlikle özgür olmalı. Ön yargılardan arınmış, özgür düşünen, özgü yazmalı. Beyinlerdeki korku duvarını yıkan şairler şair, gerçek şiirlerdir.
Bu açıklamadan sonra şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; Şairleri iki kategoride değerlendirmek mümkündür.
Birinci kategoride yer alanlar, egemenlerin hizmetine giren, onlara biat eden kiralık kalemlerdir. Bu kapı kulu sözde şairler, günümüzde de görülen bir durumdur.
İkinci kategoride yer alan şairler, zulme, yokluk, yoksulluğa, sömürü düzenine muhalif olan, ezilenlerin safında yer alan şairlerdir. Onların isteklerini şiir ve edebi eserleriyle düzene karşı onurlu duruşlarıyla dik duranlardır.
Şairler şiirlerini döneme, düzene ve iktidara yakın durmak, iktidardan nemalanmak, iktidara can suyu katmak amaçlı değil, aksine karşı durmak, kurulu düzeni sarsmak, iktidarı değiştirmek, daha yaşanır bir düzen için yazmalı.
Şiir siyasetin emrine girmemesi gerektiği gibi siyasete de teslim olmamalıdır. Elbette şairlerin bir dünya görüşü ve buna uygun olarak dik duruşu olmalı. Siyaset ve politika ayrı bir meziyet ister. Mümkün oldukça siyaset, politika ve ideolojinin emrine girmemeli diye düşünüyorum.
Son olarak da günün anlamını ifade eden şiirimi sunuyorum.
BİR AVUÇ ŞİİR
Gelin bir avuç şiirden
Umut yükleyelim
Çocukların gülüşlerine
Yarına dair
Olmasın gözlerde korku
Yüreklerinde endişe
Öyleyse yeşersin
Boy verip serpilsin
Taze umutlar
Bir avuç şiirden
Serpilsin dize-dize
**
Şiir dediğin aşkla
Sevdayla
Yaşama sarılmaktır
Omuz omuza
El ele halaya durmaktır
Kardeşçe
Horon tepmek
Zeybek oynamaktır
Bir avuç şiirle
Öyle usulca
Yüreklere dokunmaktır
***
Öyleyse
Gökkuşağı renklerle
Basamaklar yapalım
Mavi gökyüzüne
Karanlıklar aydınlansın
Dünyaya
Gururla bakılsın diye
Bir avuç şiirle
Dayatalım merdivenleri
Dayatalım
Şafakla doğacak güneşe
****
Gelin yürek yüreğe
Bir avuç şiir olalım
Tükenmez kalemle
Dize-dize
Yüreklere dolalım
Şiir dediğin
Olacaksa barışa
Kardeşliğe vesile
Akın edelim
Bir avuç şiirle
Akın edelim güneşe
Muzaffer KALABA
Yazar: öğretmen
ÇAĞRI NASIL KARŞILANDI?ÇAĞRI NASIL KARŞILANDI?
Bilindiği gibi Öcalan'ın İmralı'dan kaleme aldığı çağrı metni uzun bir süreden beri üzerine çalışılıp mutabık kalındığı yazılı açıklama, DEM Parti heyetinin üçüncü ziyaretinden sonra 27 Şubat'ta kamuoyuyla paylaşmıştı.
Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı "Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir" çağrısı genellikle siyası partiler tarafından olumlu karşılandı.
AKP içinde, Bahçeli'nin açıklamalarını temkinli karşılayanlar olsa da, ?tarihi? olarak nitelendirenler çoğunluktaydı.
AKP'de, Bahçeli'nin çıkışının olası sonuçlarına ilişkin şu değerlendirmeler öne çıktı:
"Aslında Devlet Bey, bu meseleyle ilgili bir tabuyu ortadan kaldırdı, yorganı kaldırdı attı. Altındakiler açığa çıktı. Şimdi kimin gerçek milliyetçi, kimin küreselci olduğu ortaya çıkacak.
"Devlet Bahçeli, taşı getirdi en dibe koydu. 'Tecrit, umut hakkı' dedi. Yani her türlü manipülasyonun da önüne geçti. Bundan sonra Türkiye'nin terörle mücadele konusunda atacağı adım, çok çok meşru hale gelmiştir şeklinde yorumlandı.
MHP liderinin, adı tam olarak konulamayan bu süreçle ilgili muhatap olarak Öcalan'ı ve Meclis'te DEM Parti'yi adres göstermesi de olumluydu.
DEM Partililer, Öcalan'ın örgüte ?silah bırakma? çağrısı yapmasının mümkün olduğunu, Öcalan'ın Kürt halkı üzerinde de, örgüt üzerinde de otoritesinin olduğuna ve bu anlamda Bahçeli'nin çağrıyı Öcalan'a yapmasının doğru olduğuna işaret ediliyordu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel "Terörün bitmesine, annelerin gözyaşının silinmesine tam destek vereceklerini" söyledi. Özel, "Kürtlere tam olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sahibi olmayı teklif ediyorum" şeklinde açıklamalarda bulundu.
Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı "Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir" çağrısı dünya çapında da ses getirdi.
İlk tepki; Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Brian Hughes, "önemli bir gelişme" olarak ifade ettiği çağrı için "Bu gelişmenin bu sorunlu bölgeye barış getireceğine inanıyoruz" diye konuştu.
PYD Başkanlık Konseyi üyesi Salih Müslim, Öcalan'ın serbest bırakılması, terör suçundan hapis yatan mahkumların serbest bırakılması ve belediyeye atanan kayyumların geri çekilmesi gibi adımlar atılması gerektiğini söyledi.
Müslim ayrıca Türkiye'nin PKK ile "ateşkes ilan etmesi" gerektiğini belirtti ve bunun PKK'nın "diğer adımları atmasına yol açacağını" savundu.
Irak Dışişleri Bakanlığı, konuyla ilgili yazılı açıklamasında çağrıyı "bölgede istikrar için pozitif ve önemli bir adım" diye tanımladı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, çağrıyı "tamamen desteklediklerini" vurguladı ve "sürecin ilerlemesi için arabuluculu rolü üstlenmeye ve gereken her türlü desteği vermeye hazırız" ifadelerini kullandı.
Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) partisi başkanı Bafel Talabani Öcalan'ın çağrısını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.
Talabani, KYB'nin "Kürt ve Türkler arasında birlik ve kardeşliği besleyen her türlü girişimi desteklemeyi milli görev kabul ettiğini" vurguladı.
İran, Öcalan'ın çağrısını memnuniyetle karşıladı. Dışişleri Bakanlığı, devlet medyasına yaptığı açıklamada, PKK'ya silah bırakma çağrısının "terörü durduracak ve Türkiye'de güvenliği artıracak" bir hamle olduğunu söylemişti.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in sözcüsü Stephane Dujarric, "Bu, uzun süredir devam eden bir çatışmanın sona ermesi için bir umut ışığı" diye konuşmuştu.
Avrupa Birliği Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Öcalan'ın çağrısını "tarihi bir adım" olarak niteledi.
Amor, çağrının "Türkiye'deki Kürt meselesini çözecek potansiyel bir siyasi ve kapsayıcı süreç için en iyi başlangıç noktası" olduğunu belirtti.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı da benzer bir açıklamada "tüm taraflara güvenlik, istikrar ve hukukun üstünlüğüne saygı sağlayan barışçıl ve yapıcı bir sürece dahil olma" çağrısı yaptı.
Almanya hükümetinden bir sözcü, Başbakan Olaf Scholz'un
?'Öcalan'ın çağrısı sonunda bu şiddetli mücadeleyi aşmak ve Kürt sorunu hakkında kalıcı, barışçıl bir gelişmeye ulaşmak için bir şans yaratıyor" diye konuştu.
Sözcü, çağrıyı memnuniyetle karşılamakla birlikte Türkiye'deki Kürtlerin kültürel ve demokratik haklarının korunması için daha fazla adım atılması gerektiğini söyledi.
Sonuç olarak ana başlıklar şeklinde şunlar söylenebilir:
1-Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı çağrının 1 yıldan fazla bir süredir en yetkin kişiler tarafından çalışıldığı ve bu çalışma sonucu açıklandığı;
2-Uzun süreden beri süren çatışmalı durumun sonlandırılması için atılan adımların değerli olduğunu;
3-Çağrının en milliyetçi ve Cumhur İttifakı içinde en etkili konumda olan MHP lideri Bahçeli'den gelmesi değerli olduğunu;
4- Çağrı, iç ve dış kamuoyunda olumlu karşılandığı şeklinde yorumlandığını;
5-Başta "umut hakkı" olmak üzere Öcalan ve süreçle ilgili yapılacak düzenlemelerin Meclis olacağına işaret edilmesi büyü önem tekil ettiğini;
6- Yapılan çağrının sadece Türkiye'yi kapsamadığı, bölgeyi kapsadığı şeklinde değerlendirmelerin doğru olacağını;
7- Taraflar arasında ayrıştırıcı bir dil ve tutum takınmadığı sürece, yapılan çağrının barış demokrasi ve kardeşliği pekiştireceğini ;
8-Çağrının en önemlisi ??Şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir.? ifadesinin olduğunu düşünüyorum.
Devam edecek?
Yazar: öğretmen
8 MART VE ÖNEMİ8 MART VE ÖNEMİ
Bu haftaki köşe yazımı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ayırmak istedim. Sekiz Mart nasıl ortaya çıktı? Dünyada ve ülkemizde nasıl kutlanıyor. Kadınların toplumsal gelişme ve değişmelerde rolü ve önemi nedir sorularına yanıt olmaya çalışacağız.
Konuya 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ne zaman ve nerede başladığı sorusuna yanıtlayarak başlayalım. 8 Mart 1857 yılında Amerika'nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grevler yapması olarak kabul edilmektedir.
40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı.
Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.
1910 yılında Kopenhag'da toplanan Uluslararası Emekçi Kadınlar Konferansı'nda Dünya Kadınlar Günü fikrini önerdi.
Konferansa 17 farklı ülkeden katılan 100 kadın, verilen önerisini oybirliğiyle kabul etti.
İlk uluslararası etkinlikler 1911'de, Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre'de düzenlendi.
Şimdi dünyada ve Türkiye'de nasıl kutlanıyor sorusuna bakalım; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü birçok ülkede resmi tatil. Çin'de birçok kadına yarım gün izin veriliyor. Küresel düzeyde ise binlerce etkinlik yapılıyor.
Kadınlar için 8 Mart hak, eşitlik, özgürlük ve dayanışmayı temsil ediyor. Yürüyüş ve mitingler düzenlenerek bu mücadele dile getiriliyor.
Günümüzde Dünya Kadınlar Günü. Her kesin güne bakış açısı farklı olabilir. Kimisi sevgisin bir çiçekle, kimisi şiir yazarak, kimisi şarki türkü söyleyerek sevgisini ifade etmeye çalışmaları elbette anlaşılır bir durumdur. Ama asıl önem arz eden kutlamanın tüm dünyada kutlanır olmasıdır.
1921 tarihinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı. 1980 darbesi döneminde dört yıl yasaklar nedeniyle kutlama yapılamadı. 1984'ten itibaren her geçen gün daha da geniş kitlelerle kutlanmaya devam ediliyor.
Zaman-zaman Türkiye'nin çeşitli yerlerinde kutlanan Dünya Kadınlar Günü çeşitli baskı, engelleme ve gözaltına almalara rağmen her yıl kitlesel olarak kutlanmaya devam ediliyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınlar için küresel dayanışma, birlik ve beraberlik günü olarak tüm dünyada anılan özel bir gün. 8 Mart, kadın cinayetleri, kadın hakları, kadın emeği, kadının toplumdaki yeri, eğitimde ve iş hayatında kadınların karşılaştıkları zorluklar, yasalar ve beklentilerin konuşulacağı en önemli gün.
Ülkemize hizmetleriyle değer katan, tüm kadınlarımıza örnek olacak başarılarıyla adından söz ettiren, genç nesillere ışık tutan, geleceğimize yönelik tehditler karşısında dimdik duran, cesur ve özgüveni yüksek kadınlarımız geleceğe yürüyüşümüzde en önemli güvencemizdir.
Günümüzde tüm yasak ve eylemlere rağmen giderek bir gün olarak değil, hafta boyunca daha kitlesel olarak çeşitli yürüyüşler, mitingler, basın açıklamaları, gece yürüyüşleri şeklinde, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, sendikaların katılımıyla kutlanmaya başlandı.
Sonuç olarak başlıklar halinde şunlar söylenebilir;
1-Günümüzde bugünün anlamı ulusal devletleri aşarak uluslar arası birlik, beraberlik ve dayanışma günü olarak 8 Mart Birleşmiş Milletler tarafından da Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edildi;
2-Ülkemizde 1921 tarihinde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı.
3 -Tüm yasaklara ve baskılara rağmen toplumsallaşarak kutlanmaya devam edildiği;
4 -Birlik, beraberlik ve dayanışma içinde kazanılan haklar, ulusal olmaktan çıkarak uluslararası sözleşmelerle kalıcı duruma getirildiği;
5 -Türkiye'de 8 Mart resmi tatil değil, ancak kadınlar ülke genelinde yürüyüşlerle ve mitinglerle dayanışma ve hak arayışını sürdürüldüğünü;
6- Artık kadınlar eski kadınlar değil, dünyadaki gelişim ve değişimlerde önemli rol alıyor ve kendi kaderlerini kendi elleriyle yazıyor diye düşünüyorum.
Konuyla ilgili olarak yazmış olduğum şiiri sunuyorum. Kutlu olsun, sonsuz olsun diliyorum?
KADININ DA ADI VAR
Sormayın bana
Kadının kimliğini
Ne adı belli
Ne de benliği
Tepeden tırnağa
İşgal edilmiş güzelliği
Sanki
Tokat gibi
Suratında his ederdi
Kimliksizliğin acı bedelini
**
Hani derler ya
Saçı uzun aklı kısa
Eksiltmeyin
Bir an sopayı sırtından
Olmalı her zaman
Biri kucağında
Diğeri karnında
Düşünüyorum da
Nasıl bu kafayla
İlerlenir insanlık yolunda
***
Kadın dediğin
Bazen ana bazen yardır
Direne-direne
Özgürleşmeyi yaratandır
Özgürleşen güzelleşir
Güzelleşen kadın
Zulme dur diyendir
Artık kadının da adı vardır
Kendi kaderini
Kendi elleriyle yazandır
****
Sekiz mart'ta
Dünya kadınlarıyla
Dilleri
Dinleri farklı olsa da
Yürüyorlar kol kola
Halaylar zılgıtlarla
Zulme isyandır aslında
Bir gün
Zulüm saltanatlarını
Elbette yıkarlar başlarına
Muzaffer KALABA
Yazar: öğretmen
En Çok Okunanlar
Yeni Üyeler
- Sdtklc
- Münir_Sönmez
- thebozkir
- Refik
- Yıldız
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir