En Yeni Şiirler
Şiirsel Dörtlük 192aşkın badesini doldurup içek
sevdalı yürekle engeller aşak
yerden yukarıya buluta koşak
gök yüzünde yıldızlara ulaşak
Ahmet kölecioğlu 27-09-2023
Yazar: Kölecioğlu
HürriyetBir gazteden övgüyle özgürlük yazılan söz
Bugün yirmi dokuz ki cumhuriyyet bayramı
Alfabe sayıları sığmaz aya rakamı
Sükut içersinde ses Türkiye yıkılmaz söz
Damlar balon balon geç düşer kalemindir
Şu gözyaşı gibi bir terazi tutar vicdan
Anlar birer birer tek tek geçer uğra zaman
Özgürlük ve hürriyet hep cümle alemindir
Türk milleti hakkında yazılanlar ilkindir
İğde sahip olduğun ancak nefret ve kindir
Ey türk milleti adın en yüksekte, dev indir
Özgürlük ve hürriyet tek cümle alemindir
Demokrasi titretir yüreğimi en içten
Evinim yağ ilkesi mu`rad-ı gelecekten
Gerçek bir özgürlüğe kavuşuruz gerçekten
Bayram bugün cumhürri yet cümle alemindir
Yazar: whitepage
İTİNESahip çıkamazsın azgın itine
Saldırır insanların üzerine
Sıkarlar üç beş kurşun itine
Gelir düşer ayağının dibine
Bak sorumsuzluğun bedeline
İnsanlar feda edilmez itine
İt beslemek senin gibilerin neyine
Yazar: Babacan
BENZERTürk değil, Türklük satar
Müslüman değil, laf atar
Gavurlara yalakalık yapar
Doğrulara çelmek takar
Hileleri Siyonistlere benzer,
Hainlere zalimlere bel bağlar
İçkiden fitneden medet umar
Her işte Atatürk maskesi takar
İmamlar kıl, papaz, haham sever
Fırıldak işleri Lanetliklere benzer
Yazar: Babacan
Mütevazı OlmakNe yücelikte gözüm var, ne tahtlar ararım,
Yalnızca sade bir yaşam, gönlüme yeter dararım.
Gösterişte ışık değil, gözde bir ağırlık var,
Oysa kalpte saklıdır, ışık gibi parlayan yar.
Bilir misin alçakta açan çiçekleri,
Sessiz, sakin, ama hep güzelliğini serer geri.
Rüzgar savurur yaprağını, hiç ses etmez,
Mütevazı durur, onurla toprağa döner, bitmez.
Göklere çıkmadan da huzur bulunur elbet,
Dünya fanidir, kibirle kirletmeden hayatı sepet.
En derin mutluluk, basit bir tebessümde,
Mütevazı gönüllerde yeşerir hep sessizce.
Yazar: dağlarkızı
En Yeni Düz Yazılar
Yalan DünyaNe umutlar bağladık, ne hayaller kurduk,
Sonra birden uçup gitti, hiç yoktan kırıldık.
Sahte gülüşler ardında saklı hüzünler,
Gözyaşlarımızla süslendi yollar, izler.
Dünya dedik, kocaman, güzel dedik ona,
Oysa sırtımızda bir yük, bir ağırlık, yana yana.
Elimizden kayıp giden bir serap gibi,
Koştuk peşinden, hep hayale kanıp bir gibi.
Bir güneş doğar, bir gün batar derken,
Ömür dediğin rüzgar gibi eserken,
Kendi kendine sorarsın belki de son kez:
Neydi gerçek olan, sevgi mi yoksa hile mi hep ez?
Yaşadık, sevdik, aldanarak kandık,
Dönüp bakınca geriye hep yalan sandık.
Bu dünya geçici, kalıcı değil asla,
Hakikat yolunda bul kendini,
Daya sırtını Allah'a...
Yazar: dağlarkızı
Kaybolan izlerSessizliğin derininde kaybolur izler.
Bir fırtına kopar içten içe,
Kendimi arar, bulamam bir çare.
Aynada silik yüzler, yankılanır boşluk,
Karanlık çöker, gözlerimde sonsuzluk.
Bir labirentte dolanır hisler,
Benliğimi kaybediyormuşum meğer.
Kapanan gözler, umut bekler,
Ruhun derinliklerinde bir çığlık yükselir.
Sessizce yankılanır, kaybolur izler,
İncelmemek için duyguları gizler
Yazar: KırıkSaat
YağmurI
Bu gece geleceğim o ıslak koynuna
Ruhumu damla damla erit taş sokaklarda
Yalnızlık krizlerim üşüme nöbetlerim
Yağmur seni her güneşli günde bile özlerim
Boşalsın bu şehir kimse bizi görmesin
Yılanlar pusudaysa gözyaşımı sezmesin
Ey! Yağmur, ey! Aşkın, hayatın içeceği
Niçin bana söylemedin bu korkulu gerçeği
Masalların efsunlu düşlerini yitirdim
Bu karanlık sokaklarda çilemi takipteyim
Sevdalarım, ümitlerim, aşklarım hep sanadır
Bilirim her damlanda bir merhamet saklıdır
Bir uyku ver gözlerime korkularımdan uzak
Aşkların devri bitti sevgiler bile tuzak
Sen olmasan bu kayalar erir miydi göğsümde
Gelir miydim korkusuzca bu devlerin cengine
Sevdaları seninle içiyorken bu toprak
Bir yük olurdu sırtımda sensizliğe alışmak
Yalnız sana anlattım en mahrem sırlarımı
Ateşle kanla yazdı kalem mısralarımı
Şimdi de sen anlat bana bütün sırlarını
Dokundur dudaklarıma, tuzlu dudaklarını
Mehmet Nurettin Üstün
Yazar: Polet
DEĞİŞİM BALIYOR MU?DEĞİŞİM BALIYOR MU?
Konuya değişim, gelişim ve yenilenmenin toplumsal gelişme ve değişmelerde rolü ve önemine vurgu yaparak başlamak istedim. Bilindiği gibi değişim ve gelişim siyasi partiler için de hayati önem taşır. Bunun gerekliliğini yerine getiren başarılı, getiremeyenlerde başarısız oldukları sıkça görülen bir durum.
Partileri ve kurumları ayakta tutan ve varlıklarının devam etmesini sağlayan nedenlerin başında değişime ve gelişime ayak uydurma gelir.
Yeni durumlara göre pozisyonlarını gözden geçiremeyen, yeni şartlar doğrultusunda kendini yenileyemeyen kurumlar, er veya geç tarih sahnesinden çekilmek zorunda kalırlar.?
O halde şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; kalıcı olmak değişebilmekten yenilenebilmekten geçer. Bu kural hem bireyler hem kurumlar, hem de siyasi partiler için vazgeçilmezdir.
Değişim, doğanın bir kanunu. Peki her değişim, ileri doğru olumlu bir adım mıdır? Böyle düşünmek bizi yanılgıya götürür.
Değişim iki şekilde kendini gösterir. Olumlu veya olumsuz şeklinde olabiliyor. Değişim ve gelişim, eğer bizi geliştiriyorsa bu anlamlı ve olumlu değişimdir. Eğer olumsuz yönde etkiliyorsa bu olumsuz değişimdir.
Değişim; sorumluluk ve risk almak demektir. Zaman zaman cesaret gerektirir. Bu konuda en iyi örneği gösteren Erdoğan olmuştur. 22 yıllık iktidar döneminde çeşitli partilerle ittifak veya işbirliği yaparak iktidarını devam etme başarısını göstermiştir.
Eğer halen iktidarını devam edebiliyorsa muhalefet partilerin cesaretsizliğinden ve korkaklığından kaynaklı bir durumdur.
Mademki değişim kaçınılmaz, o değişimden korkmak yerine cesaret ve sorumluluk üstlenerek hayatın bize sunduğu yeniliklere açık olmak gerek.
Ancak ve ancak değişimin kaçınılmazlığının farkındaysak ve bunu kabul edebiliyorsak ileri gidebiliriz. Bu bilinç, aynı zamanda bize değişime hazır olma, değişimi ve yönetme ve lehimize çevirme fırsatı verir.
Bir bakıma değişim, seçim sonrası alınan sonuçlara göre belirleniyor. Başarılı olmanın sevincini yaşarken, başarısız olanlar ya siyasi arenadan siliniyor, ya da politikalarını değiştirmeye yöneliyor. Bazen de genel başkanlarını ve yönetim kademesini değiştirmek zorunda kalıyor.
Bunun örneğini 2023 yılında yapılan genel seçimlerde ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşadık.
14 Mayıs, ikincisi 28 Mayıs 2023 yılında yapılan genel seçimler ve cumhurbaşkanı seçimlerinde iktidar partileri oy kaybı yaşasa da cumhur ittifakı birinci olmayı başarmıştı.
28 Mayıs günü yapılan cumhurbaşkanı seçimde, Seçim sonucunda Cumhur İttifakı olarak seçime katılan Erdoğan oyların % 52 sini alarak cumhurbaşkanı seçilmiş oldu.
Millet İttifakında ise kelimenin tam anlamıyla büyük bir şok yaşandı. Seçim sonrası Millet İttifakı diye bir şey kalmadı, Herkes başının çaresine bakmak zorunda kaldı.
İktidar tarafında bu yenilikler yaşanırken, muhalefet partilerden ilk tepki 7 yıla yakındır cezaevinde tutulan Demirtaş partisini sert dille eleştirdi, seçim sürecinde birçok yanlışlar yapıldı diyerek ''aktif siyaseti bırakıyorum'' ama ''HDP'li olarak kalacağım'' dedi.
Ardından değişimin fitilini CHP içinde Ekrem İmamoğlu ateşledi. ?Artık aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemeyeceğiz? sözleriyle değişim mesajı verdi.
Alına sonuçlar sonrası, birçok genel başkanlar, MYK ve PM üyeleri, birçok il ve ilçe yöneticiler değişti.
Bu değişim bazı partilerde olumlu sonuçlar alınmaya vesile oldu. 31 Mart seçimlerinde CHP 44 yıl aradan sonra birinci parti konumuna yükselerek tarihi bir ?'zafere'' imza attı.
AKP ise yarışı ikinci sırada tamamlayarak 22 yıllık iktidarında ilk yenilgisini aldı.
Eğer muhalefet partileri gerekli cesareti gösterip, gelişim ve değişim için gerekeni yaparlarsa ilerde erken veya zamanında yapılacak seçimlerde 22 yıllık AKP iktidarına son verme şansına sahip olabilirler.
CHP'de son günlerde değişim için çeşitli girişimler başlamış durumda. Bunun başında da tüzük değişim kurultayı yapılması düşünülüyor.
Özel, daha önce kurultay öncesi Kılıçdaroğlu'nu ziyaret edeceğini, görüş ve önerilerini alacağını açıklamıştı.
CHP Parti Meclisi, 6-9 Eylül günlerinde tüzük değişikliği yapmak ve program değişikliği çalışmalarını başlatmak üzere oybirliği ile Olağanüstü Kurultay kararı almıştı.
Buna göre kurultayın sembolik açılışı 4 Eylül'de Sivas'ta yapılacak. Sivas Kongresi'nin 105'inci yıldönümünde Sivas'ta Parti Meclisi toplanacak, Meclis Grubu ve İl Başkanları da bu toplantıya katılacak.
Olağanüstü Kurultay ise resmen 6 Eylül'de başlayacak ve 9 Eylül'e kadar çalışmalarına Ankara'da devam edecek. Ön seçim, dönem sınırı ve başarı kriterinin CHP Tüzüğü'nde yapılacak köklü değişikliklerin başında geldiği belirtiliyor.
Tüzük değişikliği gündeminde milletvekilleri ve belediye başkanları için üç dönem sınırlaması getirilmesi, ön seçim koşullarının belirlenmesi, kongre ve kurultayların toplanma süresinin iki yıldan üç yıla çıkarılması, 60 olan Parti Meclisi üye sayısının yükseltilmesi gibi öneriler öne çıkıyor.?
İmamoğlu'nun tüzük kurultayı çalıştayında yaptığı ?CHP değişecek ve Türkiye de değişecek. Bu yolculuğun başka bir sonucu olmaz? konuşmasının da yönetime yönelik ?Değişim tam olarak gerçekleşmedi, her yönüyle partiye yansıyan bir değişim olmalı? mesajı olduğu iddia ediliyor.
Seçime günler kala uzun bir aradan sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, önceki gün CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yaptığı ziyarete ilişkin ?Sizi ziyaret etmek istedim, muhabbet etmek istiyorum' dedim ve gittim. Başımızın üstünde yeriniz var. Benim başka bir şeyim olmaz, başımızın tacı? dedi. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu için, ?Sonuçta biz kader birliği yaptık ve bundan sonra yeni bir dönem var. Bu süreçte de Kılıçdaroğlu gibi partimizin büyüklerinin ışık tutması kadar önemli husus yoktur? dedi.
Sonuç olarak şunlar söylenebilir;
1-Cesaret başarının anahtarı olduğu;
2-Cesaretli olan kazanır, olmayan başarısız olmaya mahkum olacağı;
3- Hiçbir başarının tesadüfi olmadığını;
4-AKP 22 yıldır iktidarda kalabiliyorsa, muhalefetin yetmezliği ve becerisizliğinden kaynaklandığı;
5-Kendini yenilemeyen, toplumsal gelişmelere ve değişmelere ayak uyduramayan siyasi partilerin iktidar olamayacağı;
6- ülkemizde siyasi partilerin, bazen birinci parti durumundan sonuncu parti durumuna düşürebileceğini;
7- Bu tür partilerin varlıklarını sadece tabela partisi olarak sürdürebilme zorunda kalacaklarını düşünüyorum.
Yazar: öğretmen
ORTADOĞU'DA SON GELİŞME...ORTADOĞU'DA SON GELİŞMELER
İçinde yaşadığımız coğrafya zor olduğu kadar, ayni zamanda sancılı bir coğrafya. Tüm dünyanın gözleri bu coğrafyanın üzerinde. Başka yerlerde savaş yokken neden on yıllardır bu bölgede savaş devam ediyor? Neden ölümlerin, suikastlerin ardı arkası kesilmiyor. Bu haftaki köşe yazımda bunların nedenlerini sorgulamaya çalışmayı düşündüm.
Ortadoğu tarih boyunca din ve etnisitelerin yerleştiği bölge çok katmanlı bir kültür yapısı da ihtiva etmekte. Stratejik yapısı ve verimli içeriği nedeniyle kimi zaman içeriden kimi zaman ise dışarıdan saldırılar bu coğrafyanın her zaman bir çatışma alanı olmasına da yol açtı.
11 Eylül saldırıları sonrası yıllar geçmesine rağmen etkileri halen devam etmektedir. Bu politikalardan en fazla etkilenen bölge ise Ortadoğu'dur.
Bu durum,İran'ın Şiilik vasıtasıyla etki alanını genişletmesi, IŞİD'in ortaya çıkmasıyla Irak ve Suriye'nin iç ve dış politika gündeminin değişmesi, sürekli istikrarsızlığın devam etmesine, Lübnan,Libya, İsrail ve Filistin sorununun çözümsüzlüğene vesile oldu.
IŞİD'din gelişip güçlenmesini sağlayan ABD ve mütefişklri olmuştur. Sonradan da özellikle Irak ve Suriye'ye saldırarak Ortadoğu'yu ceheneme çevirmesine neden olan yine ABD olmuştur.
Diğer yandan Rusya ve Ukranya savaşının halen devam edilmesi, ABD ve Avrupa ülkelerinin kaynayan kazana odun atmaları Ortadoğu'yu ceheneme çevirmeye devam ediyor.
Neden Ortadoğu'da savaş tüm hıızıyla ve gelişerek devam ediyor? Birçok neden sıralanabilir. Ama en önemli nedenlerden biri. ABD, Fransa, Almanya, İngiltere vb ülkelerinin ekonomisi silah sanayisine dayalı olmasından kaynaklı.
Savaş olmadan ekonomilerini güçlü bir şekilde ayakta tutmaları olanaksız durumda. Bu savaşlar geregi olarak Ortodoğu'nun tüm ülkeleri, kendi güvenliklerini sağlamak amacıyla silahlanma zoronda bırakıllıyor. Öyle bir duruma getirilmiş ki, ağır silahları almak için birçok ülke sıraya girmiş durumda.
Ortadoğu'da oynan oyunları anlamak için, 7 Ekim 2023'de Hamas militanlarının düzenledikleri saldırıda çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 1,200 kişiyi öldürmesi ve 250 kadar kişiyi de rehin almasıyla beraber Ortadoğu'da çatışmalar yeniden hızlandı.
Diğer tarafta, İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun derhal ateşkes ilan edilmesini öngören kararına rağmen Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısından bu yana Gazze'ye yönelik saldırılarını ve sivil katliamlarını halen sürmeye devam ediyor.
Misilleme olarak; 7 Ekim'den beri İsrail'in Gazze'de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 40.000'den fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 84.700 kişi de yaralandı.
Şimdi de kısacaÖldürülen İsmail Haniye'nin kim olduğuna bakmakta yarar var; 63 yaşındaki İsmail Haniye, 1962 yılında Filistin'deki El Şati Mülteci Kampı'nda doğdu.
Genç yaştan itibaren Filistin davasına dahil olan Haniye, 1980'lerin sonunda Hamas'ın önde gelen üyelerinden biri oldu.
2006'da Filistin Başbakanı olarak atandı ancak ertesi yıl Gazze'deki şiddet olayları sonrası El Fetih örgütü tarafından görevden alındı.
Haniye 2017 yılında Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı seçildi. ABD, 2018'de Haniye'yi "teröristler listesine" ekledi.
En son gelişme de İran'da en güvenli ve iyi korumalı olarak bilinen ev baskınıda Hamas'ın en üst liderlerinden olan İsmail Haniye'nin Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan'ın göreve başlama törenine katılmak için bulunduğu başkent Tahran'da öldürüldü.
Haniye'nin öldürülmesi İran, Türkiye ve Katar tarafından en sert şekilde kınandı. Başta Arap ülkelerin olmak üzere çoğu devletler sessiz kalmayı tercih etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada, "Filistin davasına desteğimizi ve Filistinli kardeşlerimizle dayanışmamızı göstermek amacıyla yarın (2 Ağustos Cuma) bir günlük ulusal yas ilan edildi" duyurusunda bulundu.
İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney "Haniye'nin intikamını almanın Tahran'ın görevi olduğunu söyledi.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezekşiyan da yemin töreninde görüştüğü Haniye'nin öldürülmesinin ardından "İran'ın toprak bütünlüğünü, itibarını, onurunu koruyacağını ve terörist işgalcileri bu korkak eylemden dolayı pişman edeceklerini" söyledi.
Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Haniye'nin öldürülmesini "korkakça bir hareket" olarak nitelendirdi.
Suikastı kınayan Abbas, Filistin halkına, İsrail'e karşı birlikte hareket etme, sabırlı olma ve işgale karşı sağlam durma" çağrısı yaptı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Haniye'nin ölümünü "kabul edilemez bir siyasi suikast" olarak tanımladı.
Çin Dışişleri Bakanlığı, Haniye'nin öldürülmesi kınadıklarını ve karşı çıktıklarını belirtirken, olayın bölgesel istikrarsızlığı artırabileceğini vurguladı.
Hamas, Tahran'da öldürülen siyasi lideri İsmail Haniye'nin yerine Yahya Sinvar'ı seçti.
İsrail, bugüne kadar örgütün Gazze sorumlusu olan Sinvar'ı 7 Ekim saldırısının mimarlarından biri olmakla suçluyor.
Haniye'nin öldürülmesi sonucu yerine Sinvar seçildi.Sinvar, 1962'de Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus Mülteci Kampı'nda doğdu.
Sonuç olarak şunlar söylenebilir;
1-Emperyalist devletlerin sanayisinin ağır silah sanayisine dayandığını, çıkarları gereği savaşsız ayakta kalamayacağını;
2-Yer altı zenginlik kaynaklarına ve stratejik öneme sahip olan Ortadoğu'nun ?'Büyük Ortadoğu Projesi'' gereği daha uzun süre savaş yayılarak devam edileceği;
3-Savaşın doğası gereği milyonlarca insanın ölebileceği veya sakat kalacağını;
4-?'Büyük Ortadoğu Planı'' gereği Ortadoğu'da bazı sınırların yeniden çizilebileceğini;
5-Yahya Sinvar'ın daha dinci, daha tutucu ve savaş yanlısı olduğunu, bu durum bundan sonra da Ortadoğu'da suikastlar, katliamlar ve savaşın süreceğin göstergesi olarak algılandığını;
6- Uzun zamandan beri İran, Irak, Suriye,Lübnan, Filistin Ukranya'da uyguladığı politikalarla savaşı körüklediğini;
7- Bu durumun Ortadoğu halkları birbirine düşman ettiğini. Açlık, yokluk, yoksulluğun katlanarak devam edeceğini düşünüyorum..
Yazar: öğretmen
En Çok Okunanlar
Yeni Üyeler
- Hasbelkader
- liya123
- Şiir-kokusu55
- Aydeniz21
- Şair_Ali_Bey
Bağlı Üyeler
- sua19819:32
- Polet19:28
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir