Şiir Defteri

SEVİLAY-ÖZEL BÖLÜM~1 (Çağlar)

Yazan: sude_bdkksn
12.02.2025 / 21:40
38 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
... Yaşananlardan sonra, Çağlar'a çok kızmış ve yargılamışlardı. Ama Çağlar'ın gözünde her şey çok farklıydı... ~ Telefonda o Ufuk denen herifin sesini ilk duyduğum anda sanki başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. O adam kimdi, o eve nasıl girmişti, amacı neydi hiçbir şey bilmiyordum. O adam bir katil olabilirdi. Sevilay'a ciddi bir zarar verebilirdi... Ciddi zarar vermek şöyle dursun, Sevilay'ın kılına dokunsaydı yine nefes aldırmazdım o şerefsize. Gerçi pek değişen bir şey de olmadı ama neyse. O taksiye nasıl binip indim, evin odalarını nasıl gezdim hatırlamıyorum bile. Ama odasında Sevilay'ı öyle bağlı görünce aklımdan bin türlü şey geçti. O herif Sevilay'ı öldürmek istemiş olabilirdi, ona zarar vermek istemiş olabilirdi... Düşünmesi bile çok korkunç. Zaten ben de çok korktum. Ahh, güzelim benim nasıl da korkmuştu. Titriyordu, ağlıyordu; çaresizliği gözlerinden okunuyordu. Ellerinin kollarının bağlı olduğu kadar, dili de tutulmuştu sanki. Korkudan sesi titriyordu. Onu o hale getiren şerefsize daha da çok bilendim. O herifi yakalayabilmek için sevgilimi sakinleştiremedim bile! Sımsıkı sarılıp da 'Geçti' diyemedim. Kafasını göğsüme koyup da öyle sakinleştiremedim... Hala içim soğumadı zaten, öfkem içimde ilk anki gibi yanıyor. Hatta daha da fazla... O şerefsiz de girdiği yerden çıkmıştı. Sevilay "Camdan atlayıp kaçtı" deyince hiç düşünmeden atladım aşağı. Sendeleye sendeleye koşuyordu. Herhalde atladığında kötü düşmüştü. O camdan tek ve son düşüşü olmayacaktı, henüz bunu bilmiyordu tabii... Her neyse; bütün gücümle koştum ve dibine kadar girdim. Boğazına kolumu dolayıp, tek hamleyle indirdim bunu. Karnına oturdum, sarıldım boğazına; kilitledim şerefsizi. Öyle cinnete gelmiştim ki... Duymak istediğim tek şey de amacıydı. Ne yapmıştı Sevilay'a, ya da ne yapmayı düşünüyordu? Derdi neydi onunla?.. Sordum, söylemedi. Oysa ben normalde hiç kavgacı bir adam da değilimdir. Soruyorum doğru dürüst, azıcık adam ol söyle işte değil mi?.. Zaten o kadar sinirliydim ki, mantıklı düşünecek kafa kalmamıştı. Ben de son hırsımı bunu yumruklayarak harcadım. Tabii o son hırsım değilmiş... Birkaç yumrukta bitti zaten bu, aldığı nefesleri bile zar zor alıyordu. Öldü ölecek haldeydi ama gerçekten gözüm dönmüştü. Ama eğer güzellikle konuşmadıysa, demek ki daha zor koşullar lazımdı... O yüzden ben de Turgut abiyi aradım. Atladı geldi ama Sevilay'ı evde yalnız bırakmamış, onu da getirmişti. İyi yapmış hoş yapmıştı da, Sevilay o halimi görüp de, benden korksun istemezdim... Ödüm kopuyordu bundan. Farklı birisi olduğumu düşünür, benden ürker diye çok korkuyordum. Sakin kalmaya zorladım kendimi, onunla her zamanki gibi konuşmaya çalıştım. Ama Sevilay, o herifin suratındaki kandan bile korkmuştu... Öyle masum bir kıza aşık olmuştum ki işte; ona zarar vermeye çalışan adamın yüzündeki kana bile üzülüp, acımıştı. Önce bunu pek umursamadım, sadece korktu zannettim ama, sonradan onu korumaya çalışıyormuş gibi davranmaya başladı. Belki de gerçekten korumaya çalışıyordu. Bunlar benim korkularım mı, yoksa Sevilay'ın kafası gerçekten karışık mıydı bilmiyorum. Hala bilmiyorum, hiçbir zaman da bilemeyeceğim sanırım. Eski sevgilisini korumaya çalışması resmen öldürdü beni. O kadar yaralandım ki; yaşarken öldüm, ruhum bedenimden ayrılıyordu sanki... O herife zarar gelmesin diye geçti önüme resmen, kollarımı bir tutuşu var sanki çıkaracak yerinden... Eli de ağır yani prenses edalarına aldanmamak lazım... Zaten beni parçalara ayırıp bir kenarı da atsa, davranışları kadar yakamaz canımı o fiziksel acı. Değil başkasını sevmesi, korumayı istemesi bile... İstemedim öyle bir şey olsun, kim ister ki zaten? Eskiden bir şeyler yaşamış olabilir, buna saygı duyarım. Geçmişine nasıl müdahale edebilirim ki? Zaten böyle bir şeye hakkım da yok, kimsenin yok. Ama ben onu bu kadar severken; zamanında ona sevgilim diyen, sarılan, ellerini tutan, belki benim düşünmekten bile sakındığım dudaklarını öpen, üstüne üstlük bunca zaman sonra gelip onu böylesine korkutan bir adamı nasıl koruyabilirdi? Tam olarak bunu aklım almamıştı. Sevilay'ı kıskandığım için değil; o masum kız hâlâ böylesine bir vicdan taşırken, ona bunları yaşatmayı kendine hak gören şerefsizi pişman etmek için yaptım. Sevilay o halimden nasıl korkmasın, çok haklı; ben bile korktum kendimden. Cani ve vicdansız bir adam değilim ki ben. Ama o an dürtülerim sadece 'Yap' dedi işte. Ve ben de izin verdim... O duygulara nasıl yenildim bilmiyorum ama, gözüm döndü ve yaptım. Gözünü öfke bürümüş falan derler ya, gerçek bir tabirmiş bu. Öfkeden gözlerim görmez, kulaklarım duymaz olmuş. Algılarım kapanmış resmen. Mahalleli bir süredir sokaktan sesleri dinliyormuş. Bir grup insan battaniye tutuyormuş, aşağıda pencerenin altında. Benim bundan bile haberim yoktu o an. Sandalyeyi camdan attığım anda bile gözlerim kapalıydı. Sonra yere çöktüm ve sadece yok olmayı diledim. Bunun devamını hiç düşünmemiştim, o an da düşünmüyordum zaten... Tam o sırada aklıma, eğer ceza alırsam Sevilay ile bir daha asla eskisi gibi olamayacağımız geldi. Ben bunları düşünürken Turgut abi geldi yanıma. Yapıştı yakalarıma, bağırıp çağırdı. "Başın belaya girecek" falan diyordu. Tamam da ben hiçbir şey düşünmüyordum ki, umurumda bile değildi. Ben yalnızca 'Sevilay ile halimiz ne olacak?' diye düşünüyordum. O yüzden cevap bile veremedim. O kadar çok bağırıyordu ki dayanamadım, o öfke ile ben de karşı çıkıp bağırmaya başladım artık. Aşağıdan sesimi duymuş benim asabi güzelliğim. Tabii nedense aşağıdaydı. Benim yanıma gelmek yerine, önce o herifi görmeyi tercih etmiş... Çıktı yukarı, eğildi yanıma yalvardı. "Ne olur aşağı in, bir şey yap" diyor bana. Gel de delirme! Ulan adamı ben attım ya az evvel camdan, ne diye gidip geri iyileştirecekmişim; deli miyim ben? O kısım tartışılır tabii... Sevilay da öyle yaptı ve bu durumu çok güzel tartıştı zaten. "Cani" dedi bana. Cani ne demek ya? Benim kalbim titrerken, 'Ya onun gözlerine bir daha eskisi gibi bakamazsam' diye korkarken, o bana canavarmışım gibi davrandı. Bana yine cinnet geldi bir anda. "O adam haketti" dedim, çok iyi halt ettim... Yedim tokadı. Yediğim tokat bana koymadı da, o şerefsiz için yedim ya o tokadı; işte bu beni mahvetti. Sevilay değil beni sevmek, varsın yanıma yaklaşmasın; ister benimle ister başkasıyla olmak istesin, ben acımı kalbime gömer susarım o mutlu olacaksa. Ama o şerefsizde mutluluğun M'sini değil, sadece şerefsizliğin Ş'sini görüyor insan... Koydu işte, çok koydu bu bana... ... (( ~ Bu özel bölümlerden daha fazla görmek ve karakterlerin iç dünyalarını daha fazla keşfetmek istiyorsanız, belirtebilirsiniz. )) ~ Paylaşarak ve yorum yaparak desteklemeyi unutmayın canlarım ×3 ×3 Gelişmelerden haberdar olabilmek ve destek olmak için takip edebilirsiniz; ( Facebook : Sude Budakkesen Instagram : sude.bdkksn )
Düzenleme: 12.02.2025 / 21:41
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • kalbe-vaveyla
  • Sukrann
  • şiirdeburhan58
  • şiirdeburhan
  • Robindemir
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir