Şiir Defteri

ZAMAN VE AŞK KURAMIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
19.12.2020 / 09:52
419 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Savım ki felsefe; felsefe tarihi, felsefe mazisi, felsefe akımıları(akımları) yani tarih ve ezber değil; konular konusunda tüm olasılıkları dürüstçe, tarafsızca ortayakoymak(ortaya koymak) bilimidir ve yaratıcılıktır. Bu nedenle savım ki dünyanın hiçbir ülkesinde doğru, gerçek felsefe öğretilmemekte. Einstein'ın Görelilik(İzafiyet) kuramı(savı, teorisi) belli ki bazılarınca yanlış anlaşılmış ve anlaşılmakta çünkü görülmekte ki birileri Einstein'ın Görelilik kuramı'na sarılıp 'Gerçekler, doğrular sana göre, bana göre, ona göre, kişilere göre değişir' demekte oysa kişilere göre değişen şeyler bilimi oluşturmaz, bilim kişilere göre değişen şeylerin toplamı değildir, kişilere göre değişmeyen şeylerin toplamıdır, örnek ki 5x5 dünyanın heryerinde, herkese göre '25' etmek 'zorunda'dır yani bilim görelilik değil 'zorunluluk'tur. Bu nedenle ki 'Din bilim demektir, bilim yoksa din de olmaz, bilim Çin'de de olsa gidip öğrenin, alimin uykusu bile cahilin ibadetinden(tapınmasından) üstündür, dinsiz de olsalar alimlerin yeri Cennet'tir' diyen Din hadisileri'nin(hadisileri'nin) dışında kalan dini inançlar ile bilim zıtlık içindedir yani Din hadisileri'nin tanımladığı 'din' ile, Din hadisileri'ne aykırı 'dini inanç' farklı şeylerdir. Felsefe üç-beş bilgi dışında, belleği(hafızayı) silmekle başlar çünkü felsefe bellek, ezber üzerine değil verisizlik üzerine kuruludur; bu nedenle ki felsefe tarihini, felsefe mazisini, felsefecilerin savlarını ve felsefecilerin hayatlarını bilmek felsefe bilmek değil, felsefe bilmemektir. Bu nedenle belleğimizi silelim, ve 'Kapalı kutunun içindeki nesneyi anlama yöntemi'ni yani anlam olarak felsefeye en yakın yöntemi kullanmaya başlayalım. Açık ki 'zaman' diye birşey yok çünkü 'zaman' denilen şey güneşin varlığına yani güneşin ışığına yani ışığa göre belirlenmiş birşey yani güneşin ülkelerdeki varlığına 'gündüz', yokluğuna ise 'gece' denilmekte. Diyelim ki güneş parçalandı yok oldu ya da sürekli var yani hep gündüz; bu durumda 'gündüz' ya da 'gece' kavramı olmaz. Diyelim ki sizi hiç penceresi, saati, takvimi ve aynası olmayan bir odaya kapattılar, ve acıkmanızı da, dışkılamanızı da önleyen bir teknoloji uyguladılar. Bu durumda, bir süre sonra 'zaman'ı unutursunuz; diyelim ki o odada bu durumda 100 yıl kaldınız; odada değişen tek şey eşyaların görünümleri olur yani eskime, yıpranma, kırılma, çatlama gibi şeyler. Yani zamanı bilmezsiniz ancak eşyaların, nesnelerin değişimlerini bilirsiniz; işte, nesnelerin değişimine 'zaman' denilmiş, yani denilmeyebilir de; 1 ay 30 gün değil 100 gün, 1 yıl 12 ay değil 100 ay yapılabilir de ya da hiç böyle şeyler yapılmayabilir de. Yani gerçeklikte zaman yoktur ancak 'değişim' vardır yani 'Herşey değişir' yani doğa zaman kullanmaz, değişim kullanır, doğa zaman değildir, değişimdir. Zaman ve aşkın birbirleri ile ne ilgisi var, konusuna gelince. Zaman aşka da, aşk zamana da benzer çünkü aşk da insan kendini aşık ederse var olur, etmezse var olmaz yani aşk insanın keyifine(keyfine), göreliliğine bağlıdır; bu nedenle 'Aşk ota da konar, boka da konar' denilir yani bazılarının 'Çok güzel' dedikleri bir insan bazılarına göre 'Çok çirkin' olabilir. 'Vardan yok, yokdan var olmaz' savının açık ki zaman ve aşk gibi şeyler dışında kalmakta çünkü 'zaman' ve 'aşk' yoktan var edilmiş şeylerdendir. Örnek ki buğday un, un pasta olur yani pasta buğdayın içerik ve görünüm değiştirmiş durumudur yani pasta büyülü bir biçimde yoktan var olmaz; bir arazi yol da yapılabilir, park da, toplu konut alanı da ancak ne yapılırsa yapılsın arazi vardır; bir konutun nicel toplamı da dünyadan aldığı kum, demir, cam, tahta(ahşap) gibi nesnelerin toplamıdır, bir arabanın(otomobilin) ağırlığı dünyadan aldığı nesnelerin toplamıdır ancak zaman ve aşk zaten var olmayan şeylerdir yani zaman ve aşk dünyadan birşey almaz çünkü onlar 'hayal, düş, sanı, varsayım' şeylerdir yani evrende ya da dünyada ya da uzayda ya da havada ya da mekanda biryer kaplamayan şeylerdir; bu nedenle ki aşkın varlığının da, yokluğunun da koşulu 'zaman'dır yani zamanı gelince aşık olunur, zamanı gelince unutulur. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 19.12.20/09.49
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir