Şiir Defteri

YUMURTA SANILDIĞI KADAR MASUM MU? (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
17.06.2020 / 01:41
529 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Hastahaneye gitseniz; göz doktoru 'Ben dahiliyeden anlamam' der; cilt doktoruna gitseniz 'Ben gözden anlamam' der ancak ilginç ki televizyon her konudan anlayan tıpçılar ile dolmakta ki bu durum gerçekte olması gereken bir durum yani doktorlar yalnızca kendi uzmanlık alanlarından değil tıppın her alanından anlamalılar; tıppın(tıbbın) her alanından, her konusundan anlayan doktorlara ne mutlu ki Türkiye'nin de, tüm insanlığın da böyle doktorlara, ve böyle uzmanlara gereksinimi var gerçekte yani genel kültürü yüksek uzmanlara, genel kültürü yüksek üniversite mezunularına(mezunlarına), bu nedenle ki üniversite yalnızca uzmanlık yaratmak üzerine değil genel kültür yüksekliği yaratmak üzerine de kurulu olmalı ancak ilginç ki televizyondaki bilgi yarışmasılarında(yarışmalarında) bir üçgenin iç açısıları(açıları) toplamını bile bilmeyen genç üniversite mezunuları(mezunları) görülmekte ancak ilginç ki ahlaka aykırı modadan da, ahlaka aykırı ünlülerden de iyi anlamaktalar, sanki Milli eğitim bakanlığı, ve Yök Türkiye'ye değil Abd'ye bağlı. Bu nedenle ki Pırof(Prof) Canan Karatay da televizyonda, elindeki Amerikan tıp dergisilerini ya da tıp kitaplarını gösterip 'Bunları ben söylemiyorum, Amerikan tıp dergisi yazıyor, Dünya sağlık örgütü söylüyor' diyordu. Dünya sağlık örgütünü de, Türkiye'deki Bilim kurulu'nu da, televizyona çıkan tıp akademisyenilerini(akademisyenlerini) de gördük işte; ben 'Corona virüsü havada 20 dakika kalabilir, corona virüsü havadan da bulaşabilir, herkes maske takmalı' diye internette yazılar yazarken onlar 'Corona virüsü havada kalmaz, corona havadan bulaşmaz, herkes değil yalnızca corona hastası olanlar maske taksınlar' diyorlardı çünkü onlarda uzmanlık vardı ancak bende genel kültür ve felsefe vardı çünkü 'Havadan ağır olan kömür tozları, kükürt tozları havada kalıp hava kirliliğine neden oluyorlarsa gözle de, sıradan mikroskopla bile görülemeyen ile de görülemeyen mikro zerrecik olan corono virüsü havada neden kalamasın?'dı. Canan Karatay. Meslek olarak ne? Bildiğimiz kadarı ile kalp(yürek) tıppı uzmanı ancak onu televizyondan, daha çok yeme-içme konusu ile tanımaktayız, belli ki evinde paralarını götürüp dolandırıcılar için çöpe atmak yerine araştırmalar yapmak için bir mikroskob(mikroskop) ve bir tıp odası yapmaya ayırmak düşünmediği ya da istemediği birşey olmuş. Ben tıp akademisyeni ya da doktor olsaydım evimde kesinlikle bir mikroskop, deney araçları, ve tıp araştırmaları yaptığım bir odam olurdu çünkü bilim demek 'merak' da demektir. Benim tuhafıma giden şeylerden biri de televizyona çıkmakta olan tıpçıların evlerinde bir mikroskop ve bir tıp araştırma odasının olmaması ki para sorunları da yok; ben üniversitede tıp yerine ekonomi okumuş olmama karşın çocukluğumdan beri en büyük düşlerimden biri de bir mikroskobumun olması idi ki bu amaçla internetten Ya, 800 Tl'ye laptop varsa 80 Tl'ye mikroskop neden olmasın' diye satın aldığım bir mikroskop da oyuncak çıktı. Anlayamadığım konulardan ikisi de şu: 1- 'Öğrencilere neden mikroskop hediye edilmez?', 2- 'Avm'lerde, marketlerde neden mikroskop satılmaz?'. Canan Karatay dedi ki 'Günde on yumurta yiyin çünkü yumurtada kollestrol yok.'. Yumurtada kollestrol yok da neden eskiden yumurta beyazı yapıştırıcı olarak kullanıldı? Peki; yumurtada kollestrol yok da A vitamini ve kolajen(kollajen) de mi yok? Peki, yumurtada kolestrol(kollestrol) yok da kolajen var da 'kolajen'nin 'kola'sı bir yapıştırıcı türü değil mi, örnek ki gömlek yakalarını kolalamakta kullanılan kola gibi? Gerçek ki yumurtada bolca A vitamini ve kolajen var. A vitamini de gerçekte kolajen üretimini arttırır, bedende. Kolajen ise karaciğer sirozunun nedenidir yani aşırı yumurta yemek aşırı A vitamini, aşırı A vitamini aşırı kolajen, aşırı kolajen de karaciğer sirozu yapabilir yani günde 10 tane yumurta yemek ya da çok miktarda yumurta yemek kolestrol yapmasa da karaciğer sirozuna, oradan da karaciğer kanserine neden olabilir. Açık ki uzmanlık zorunlu ve yararlı olsa da konuların yalnızca uzmanlık alanı ile ilgili yanlarına dikkati ve ilgiyi yönelttiğinden, genel kültürden uzaklaştırdığından zararlıdır da yani üniversite kurumu hem uzmanlık hem de genellik üretmelidir; bu nedenle ki tıp tarihinde, kuduz köpek ısırmış insana önce tetanoz aşısı değil kuduz aşısı yapan doktorlara da, tetanoz aşısını yeni olmuş ve kuduz köpek ısırmış insanlara kuduz aşısı da yapıp insanların ölümlerine neden olmuş doktorlara da rastlanmıştır; kişilik, ahlak, vicdan, mantık yoksunu doktorlara da rastlanmıştır. Yalnızca uzmanlık doğru bilimci de, doğru insan da yetiştirmez; bu nedenle ki örnek ki faşist, zalim, cani Hitler'in bile uzmanları vardı. Uzmanlık tıren(tren) rayının yalnızca bir yanının var olması gibidir, genel kültür yüksekliği ile rayın öteki demiri de oluşur; bu nedenle ki üniversitede felsefe dersi zorunlu olmalıdır ancak felsefe diye öğretilen 'Felsefe tarihi' değil, henüz dünyada var olmayan 'Felsefe bilimi' olarak. Bende tıp meslek olarak değil genel kültür olarak var ancak görülmekte ki doktorlarda tıp yalnızca meslek olarak var, genel kültür olarak da değil ki bu da kötü sonuçlara bile yolaçmaktadır(yol açmaktadır); örnek ki 85 yaşındaki bir kişinin diz ağrısıları(ağrıları) için bir özel hastahane ortopedi doktoru 'Ameliyat olması gerekli' derken bir ortopedi Pırof'u(Prof'u) 'Ameliyata gerek yok, dinlensin yeter' dedi, bir ilaç yazıp sorunu çözdü. Tıpta, uzmanlık sorunları çözer ancak genel kültürlü uzmanlık daha çok çözer. Evet, yumurtada kolestrol olmayabilir ancak başka tehlikeler var; bu nedenle, son zamanlarda 'kolajenli' güzellik ürünüleri(ürünleri) furyası da önemli bir konudur, ve önemli bir soruna neden olabilir. Bir de doktorlar 'Tıp okumak yüksek zeka ister' kibirini aşmalılar çünkü tıp fakültesi okumak yüksek zeka değil yüksek bellek(hafıza) ister. Ülkede akıldışı-ahlakdışı moda virüsü, akıldışı-ahlakdışı turizım(turizm) virüsü, ve akıldışı-ahlakdışı ünlü virüsü varken okullarda ve üniversitelerdeki öğretim-eğitim alimlik, alimelik değil ancak meslek öğretir, ve akıldışılığın-ahlakdışılığın gönüllülerini yetiştirir. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 16.6.20/09.56
Düzenleme: 17.06.2020 / 01:54
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • vedatsonsa
  • Saudade
  • şairim42
  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir