Şiir Defteri

YAŞLILARLA YAŞAMAK (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
22.11.2018 / 10:50
762 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Bundan 20 yıl kadar önce; bir Tv kanalında bir haberde ya da magazin yayınında, ünlü bir genç sanatçı ya da manken, yaşlı annesine, üstelik de sokak ortasında 'Git, defol, sen benim annem değilsin, senin gibi anne olmaz olsun' diye bağırıyordu, arkasından gelmekte olan yaşlı kadını kovmaya çalışıyordu. O zamanlar o genç bayanı olağan olarak ayıplamıştım, kınamıştım. Kuşkusuz ki genç bayanın yaptığı yanlış ve kötü idi ancak o da pısikolojisinin(psikolojisinin) ya da genetiğinin ya da kalıtımının ya da biyolojisinin ya da cehaletinin kurbanı olabilirdi açık ki yaşlı kadın da pek örnek bir insan olmayabilirdi. Ancak sonraki yıllar içinde; öz evlatlarını öldüren, kocalarını öldüren, hırsızlık yapan, zina yapan, ortalıkta bikini-mayo diye sütyen-külot dolaşan, çocuklarına hırsızlık ya da dilencilik yaptıran bayanları gördükçe kadın konusunun da, yaşlılık konusunda da sanıldığı kadar pek masum olmayabileceğini düşünmeye başladım. Baktım ki 'Kadınlara saygı, kadınlar çiçektir' diyenler genelde, sütyen-külot ortalıkta dolaşan bayanları kastediyorlarmış yani bu şu demekti: O sözleri söyleyenlerin düşüncelerine, beyinlerine, ruhlarına pek güvenilemez yani bilimsel ya da ahlaki olarak değil keyif yani nefs olarak bunları söylüyorlar. Yani artık kimseye 'Vay sen annene, babana, yaşlıya nasıl kötü davranırsın!' demiyorum; önce konuya, soruna, olaya, kişilere bakıyorum çünkü genç olmak da, yaşlı olmak da melek ya da düşünür, alim, alime, bilge olmak demek olmuyor yani gençler gibi yaşlılar da haksız olabilir; ve bir de 'Bekara karı boşamak kolaydır' sözü benzeri olarak sorunu bir kez görmüş olan kişilerle sorunu aylardır ya da yıllardır yaşamakta olan insanların ruh halileri bir, aynı olmaz yani örnek ki şaka olarak bile kişiye yalnızca bir tek tokat atılması başkadır, tüm gün ya da günlerce ve her dakika tokat atılması başkadır yani bakan(gören) ile yaşayanın tepkileri, duyguları farklı olabilir, bakana değil yaşayana bakmak gerekir önce. Yani kimsenin hakkı kimseye geçmesin. Yani kadınlar çiçek ise, kadınlara saygı ise; genelevlerde, sütyen-külot ortalıkta ne işleri vardı? Yani açık ki ülkede birşeyler hem yanlış düşünülüyor hem de yanlış gidiyordu. Yaşlılar başımızıntaçıdır(başımızın taçıdır', 'Sen de birgün yaşlanacaksın', 'Biz de birgün yaşlanacağız', 'Herkes birgün yaşlanacak' gibi yaklaşımlar 'Kadınlar çiçektir' gibi saçmasapan, yanlış bir yaklaşımdır çünkü eğitim, kültür arttıkça yaşlılığın öznel olumsuz yönleri de azalmaktadır. Kadınlık konusunda örnek ki kadınların kendileri bile kadın konusunda bir ayırıma(ayrıma) gitmişlerdir: Kaynana türü kadın. Kaynana kadınları kötüleyen az mı türkü var ülkemizde? Demek ki kadın kadın için bile çekilmez olabiliyor; öyleyse ise insan için insan neden çekilmez olsun? Örnek ki işçi ve patron dünyası; ikisi de insan ancak ne kadar dostlar? Eğer yaşlılar düşünür, alim, alime, bilge kimseler olsaydılar ya da yaşlanmakla insanlar düşünür, alim, alime, bilge olsalardı, genetik ya da kalıtımsal ya da sağlıksal sorunlar dışında bir sorun olmazdı. Ancak ne yazık ki yaşlanmakla düşünür, alim, alime, bilge olunamıyor. Ağaç yaş iken eğilir' sözüne de pek katılmıyorum ben çünkü eğitimden çok kölelik, biat, diktatörlük kültürü içeriyor gibi. Ve ağaç meyvalı(meyveli) iken de eğilir ve yaşlı ağaçlar bile meyva verebilirler. Ya da yaşlanmak iyi, hoş, güzel birşey olsaydı yine pek sorun olmayabilirdi. Ancak hal öyle olmuyor ne yazıkki(yazık ki), öyle ki yaşlılık yaşlılar için bile çekilmez olabiliyor; hernekadar bir cehalet ve nefs diktatörlüğü olan gençliğin de çekilmez olduğunu gençlik henüz pek anlamamış olsa da; gerçek ki düşünür, alim, alime, bilge yani cehaleti ve nefsi aşmış insanlar için cehalet ve nefs içindeki gençler, gençlik te(de) pek çekilmezdir, üstüne üstlük bir de kibir. İş çekilmez, gürültü çekilmez, çevre kirliliği çekilmez, birbiri çekilmez, o çekilmez, bu çekilmez. Yani bakın siyasetçiler de çekilmez insanlar. Patronlar da. Bu yalan, barbar, vahşi dünya da. Yani demek ki temel olarak alınması gereken şeylerden biri de 'çekilmezlik'. Yani medeniyet dünyadaki çekilmezliğe; medenilik te insanlardaki ve toplumlardaki çekilmezliğe karşı haldir. Evet yaşlanmak hoşluk, güzellik getirse idi sorun yoktu ancak öyle değil: Ağızlarını şağırdata şapırdata yemek yiyen yaşlılar, pis kokan yaşlılar, insan yanında sürekli burun karıştıran yaşlılar, insan yanında sürekli osuran yaşlılar, çişini yapınce ellerini yıkamadan heladan çıkan yaşlılar, yemekten önce ve sonra ellerini ağızlarını yıkamayan yaşlılar. Daha neler neler. Yani yaşlıların akıla aykırı durumlarına katlanmak, katlananların akıl-ruh sağlıklarına zarar verebilir. Yani yaşlılara bakmak ya da katlanmak derken akıl-ruh sağlığından da olmamak gerekir. Bu nedenle; yaşlılara hürmetten, saygıdan önce eğitim gerekmektedir. Eğitim hem onlarrın beyinlerinin yararına olur hem de onlara bakanların. Bu açıdan sıpor(sipor, spor) da gençlerden çok yaşlılara gereklidir ki daha sağlıklı olabilsinler, kendilerine daha iyi bakabilsinler ve kendilerine bakanlara daha az zorluk olabilsinler. Sorun yaşlılara bunun nasıl yapılacağıdır. Kuşkusuz ki ayni dinin inanç ya da aynı eğitim düzeyi ya da aynı kültür içindeki insanlarda bir sorun ya çıkmayabilir ya da çok az çıkabilir ancak farklı inançlarda, farklı eğitim durumularında, farklı kültürlerde önemli birşeyin ortaya çıkma olasılığı yüksek olabilir. Ancak ne olursa olsun dünya akıl, mantık üzerinden çizeceği açıların noktalarını koymuş durumdadır yani toplumlar ya da kişiler ya da siyasetçiler bunu geciktirebilir ancak önleyemez yani toplumlarda ve insanlıkta yaşlılar konusunda bir sorun çıkması kaçınılmaz durumdadır, bu halde yani bu cehalet ve nefs halinde. Bunu önleyebilecek tek şey eğitimin ve ülkelerin felsefe, bilim, görgü kuralıları, ceza kanunu ve dini tanımlayan Din hadisileri eğitimi üzerine kurulmasıdır; böyleyce insan hayatı çocukluktan yaşlılığa kadar doğru açılarının doğru noktalarını, ana hatlarını, doğru yönünü belirlemiş, koymuş, saptamış olur. Bir örnek olarak ki yaşlıları toplumsal alanlara çıkartacak, yaşlıları eğitmek ve yeniden düzenlemek için festival, eğlence, gezi, tatil gibi düzenlemeler yapılabilir; yaşlıları eğitmek ve yeniden düzenlemek için yaşlılar için Tv kanalıları kurulabilir, yarışmalar düzenlenebilir; yalnızca yaşlıların oynadığı filimler(filımlar, filmler), Tv dizisileri yapılabilir. Yani düşünür, alim, alime, bilge yaşlılar toplumlarını yüceltirler; cehalet ve nefs içindeki yaşlılar ise toplumlarını çökertirler ki aynı durum gençler, gençlik için de, üniversite mezunuları için de geçerlidir. Yani kesin, açık olan birşey var ki bu da bu durumun sonsuza kadar gitmesinin artık nesnel olarak olanaksız olduğudur, olmasıdır. Evet bu ülkede birzamanlar insanlar aynı yemek çanağına kaşıksallıyorlardı(kaşık sallıyorlardı) ve sağlık açısından da çok yanlıştı, medenilik yani insanlık açısından da; yaşlılık konusu da açık ki böyle bir hal alacak gibi bir durumda çünkü baştaçı edilmesi gereken şey felsefe, bilim, Din hadisileri, düşünürlük, alimlik, alimelik, bilgeliktir; yaşlılık ve yaşlanmak değil; ve gelecek te bu yöndedir; ancak açık ki birgün her yaşlı üniversite mezunu olacaktır ki bu da olumlu bir hal oluşturmaktadır ancak var olan bu hal karşısında, yaşlıları ile sorunları da anlamak zorunlu olacaktır. Açık ki örnek ki İslamiyet dini inançının dinderi(peygamberi) Muhammed'in zamanındaki, çevresindeki yaşlılar, bayanlar(kadınlar) ve anneler ile günümüzdeki yaşlılar, bayanlar, anneler büyük bir farklılık içindeler örnek ki O'nun zamanında ortalıkta bikini-mayo diye sütyen-külot dolaşan yaşlılar, bayanlar, anneler yoktu yani artık 'Cennet annelerin ayakları altındadır' sözünü günümüz ve özellikle nicel laiklik içindeki ülkeler, toplumlar için söylemek pek doğru olmaz. Yani biryerde de herkesi kendini bilmek zorunda. Evet ülkemizde de, dünyada da birşeyler değil herşey yanlış gidiyor, çünkü ülkeleri felsefe, bilim, Din hadisileri, düşünürler, alimler, alimeler, bilgeler değil siyaset, siyasetçiler ve özel sektör yani patronlar yani kapitalizım yani seçim sandıklı ve fabrikalı cehalet ve nefs yönetiyor. Yani en azından gerçek şu: Yaşlılara saygı da; eğitime, medeniliğe, insaniliğe gösterdikleri ilgice; yoksa yaşlı Hitler'e de yaşlı diye saygı göstermek gerekecekti. Yan yaşlı olmak tabu yapılmamalı; incelenmeli artık. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 22.11.18/10.39
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale

Bağlı Üyeler

  • Turkaydini07:40
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir