Şiir Defteri

TÜRKLÜK DE DİN DE OSMANLI HANEDANLIĞI'NI VE AKP'Yİ RED EDER SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
29.06.2019 / 00:20
724 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Siyaset cehalet nefs, ve toplumu bölmek her bölümü öteki bölümlere düşman etmek üzerine kuruludur; felsefe, bilim, ve dini tanımlayan Din hadisileri üzerine değil; yani insana ve insanlığa gerekli gerçekler ve doğrular üzerine değil yani kısaca, özetle 'bilim ve ahlak' üzerine değil; yani bir ülke, millet bölünmek istemiyorsa, düşmanlık istemiyorsa siyaseti yasaklamak zorundadır. Bu nedenle; nerede siyaset varsa orada mantıksızlık, tutarsızlık, yalan, hile, barbarlık, vicdansızlık, ahlaka aykırılık, insanlığa aykırılık vardır, ve ahlak açısından pis kokular da olur. Bu nedenle ki felsefe de, bilim de, Din hadisileri yani din de siyaseti kötüler ve dışlar. Türkiye'de de Atatürk sonrası dönemde birtuhaf(bir tuhaf) siyaset vardır; felsefeyi, bilimi ve Din hadisileri'ni kapsamak yerine dışlamak üzerine. Bunun ilk etkileri mantıksızlık biçiminde oldu ancak dürüstlük de vardı ancak 1950'den sonra da tutarsızlık ve ahlaksızlık biçiminde olmaya başladı ve artık dürüstlük te yoktu yani 1950'den önce mantıksızlık vardı ancak en azından tutarsızlık ve ahlaksızlık yoktu siyasette; 1950 ile işin içine Abd girdi ve siyaset artık tutarsızlık ve ahlaksızlık biçimini almaya başlamış oldu böylece. 1950 ile siyasete Osmanlıcılık sokulmaya başlandı, Arabçılıktan başka bir de oysa Türklerin dahi önderi Atatürk Türklükten, ahlakçılıktan ve bilimcilikten yana idi öyle ki 'Ben insanın/sıporcunun, sporcunun ahlaklısını isterim/severim', 'Ahlaksız bir millet kalkınamaz', 'Bir milletin ahlak değeri o milletin yükselmesini sağlar', 'Bir millet zenginliği ile değil ahlak değeriyle ölçülür', 'Cumhuriyet ahlak üstünlüğüne dayalı bir erdemdir' de demişdi(demişti) ancak Atatürk'ün ahlak tanımı dini inançların tehdit içeren ahlak anlayışından farklıdır, bilimsel bir ahlak anlayışıdır, bu nedenle ki 'Tehdide dayalı ahlak erdemlilik olmadığı gibi güvenilmezdir de' demiştir. Arabların dahi önderi Muhammed te 'Din bilim/ilim ve ahlaktır; bilim ve ahlak olmayan yerde din de olmaz' demiştir. İki önderin sözlerinden de anlaşılmakta ki ikisi de tehdite dayalı ahlaktan değil bilime yani mantığa dayalı ahlak anlayışından yanadır. Ahlak neden bu kadar çok önemlidir? Çünkü ahlak dini inançların içerdiği gibi bir tehdit değildir gerçekte; zekanın, akılın(aklın), mantığın, beyinin, ruhun, felsefenin, bilimin, dinin, insanca olmanın, insanca insanlığın nitel en üst aşamasıdır yani sağ beyinde tehdit ahlakı bulunurken sol beyinde mantık ahlakı bulunur, bu nedenle ki mantık ahlakı tehdit ahlakından üstündür, ileridir ve farklıdır. Yani gerçek ahlak tehdit değil mantıktır yani felsefenin ve bilimin temeli olan mantık yani ahlaka karşı olmak mantığa yani bilimsel olmaya karşı olmaktır yani gerçekte pılajlar ve moda bilimseller ile değil bilimselliğe karşı ya da uzak ya da aykırı olanlarla doludur. Şimdi bu açıdan Osmanlı hanedanlığı'na ve Akp'ye bakalım. Osmanlı hanedanlığı belgelerin gösterdiği, ve Osmanlıcıların da 'Ancak devletin bekası için yaptılar' itirafının da kanıtladığı gibi; öz bebek kardeşlerini, öz çocuk kardeşlerini, öz annelerini, öz babalarını, öz evladlarını, öz çocuk torunlarını bile öldürtmekten çekinmemiş bir hanedanlıktır. Öyle ki Türk düşmanı bir hanedanlıktır öyle ki sultanların resimlerine bakıldığında Türke benzemedikleri görülür. Öyle ki tarihin yazdığına göre Kuyucu Murad paşa'ya 'Kuyucu' adı kuyuculuk yaptığı için değil; Osmanlı hanedanlığı diktatörlüğüne başkaldıran, içinde hamile kadınlar, bebekler, çocuklar, yaşlılar da olan binlerce Türkü öldürttüğü için verilmiş. Böyle bir hanedanlık, böyle bir dünya, böyle bir yapı Türklüğe de, İslamiyet'e de, insanlığa da, bilime de aykırıdır. Ayrıca 'Orayı almış, burayı almış' demek gerçekte başka milletlerin vatanlarını almak demektir ki bu da dine aykırıdır çünkü dinde kimse kimsenin malını zorla almaz. Akp ne yapıyor? Atatürk'e sahiplenmek yerine o Osmanlı hanedanlığı'na sahipleniyor yani Türklüğe, İslamiyet'e, insanlığa, bilime aykırı birşeye sahipleniyor; neden; çünkü cehalet ve nefs içinde; çünkü felsefeye, bilime ve dini tanımlayan Din hadisileri'ne aykırılık ve ne pahasına olursa olsun oy yani iktidar olmak peşinde; bu nedenle ki Akp dönemi yalnızca işçi ölümlü iş kazasılarında(kazalarında) ve yolsuzlukta Avrupa birincisi olmak değil, 'seçim ve hile' sözcüklerinin sürekli yanyana gelmesinde ve Atatürk düşmanlığınında da Avrupa birinciliği bir dönem oldu. Akp dönemi yalnızca mantıksızlık dönemi değil tutarsızlık dönemidir de çünkü felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne aykırı bir dönemdir örnek ki Akp bir Haçlı seferi olan Bop'a yani Büyük Ortadoğu projesi denilen şeye eşbaşkan da oldu oysa akp Bop'a eşbaşkan olmak yerine felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne eşbaşkan olsaydı bugün Ortadoğu da, tüm dünya da barış, huzur, güven, kardeşlik, medenilik ve bereket içinde olurdu; Akp dönemi yalnızca mantıksızlık dönemi değil tutarsızlık dönemidir de örnek ki Akp hem dinden imandan söz ediyor hem de zinayı suç olmaktan çıkardı, eşcinselliği yasaklamak yerine eşcinsel evliliğe bile izin verdi; ortalık bikinili-mayolu yani sütyen-külotlu pılajlar-oteller, bar, pavyon, gecekulübü, sıtriptiz(striptiz) kulübü, eşcinsel, tıravesti/travesti, cinsiyet değiştirme, sex shop, diskotek, ahlaka aykırı medya, falcı, zina, fuhuş, ahlaka aykırı masaj salonu, ahlaka aykırı sıpor/spor salonu yani Sodom, Gomora, Pompei benzeri birhayat(bir hayat) doldu; Akp dönemi çocuklara tecavüzün ve ahlaka aykırı giyimin, çıplaklığın da , hertürlü(her türlü) sapkınlığın da, hukuka aykırılığın da, adalete güvensizliğin de, yandaşlık denilen bilime ve dine aykırılığında ayyuka çıktığı birdönemdir(bir dönemdir). Yani açık ki Akp sırf oy için 'Tavşankaçtilkitut/Tavşan kaç, tilki tut' yapmaktadır; Akp dönemi yalnızca mantıksızlık dönemi değil tutarsızlık dönemidir de örnek ki hem 'Yerli ve milli' olmaktan söz ediyor hem de devletin, vatanın, miletin, kamunun yerli ve milli fabrikalarını, madenlerini, kaynaklarını, servetlerini tek amaçı(amacı) sömürmek ve keyif içinde yaşamak olan özel sektöre satıyor; Akp dönemi yalnızca mantıksızlık dönemi değil tutarsızlık dönemidir de örnek ki Akp hem dinden, imandan söz ediyor hem de bikinili-mayolu otelleri, bikinili-mayolu otelleri pazarlayan Ets-tur'un sahibini Kültür ve Turizm bakanı yapıyor yani bir de kültür ile çıplaklığı ve din-iman ile çıplaklığı da nasıl bir araya getiriyorsa. Ve Diyanet başkanı da böyle bir Akp ile kalkıp camiler açıyor; ve böyle bir Akp okullarda genelde eğitim, özelde din dersi veriyor. Daha nice örnekler. Devletin, vatanın, milletin, kamunun yerli ve milli fabrikalarını, şirketlerini, kaynaklarını, servetlerini kapitalistlere satıyor ki onlar da istedikleri zaman onları yabancılara satabilirler, onların parası ile orayaburaya(oraya buraya) yollar, köprüler, havalimanıları(hava limanları), tüneller, hızlı tırenler(trenler), şehir hastahanesileri(hastahaneleri) yaptırıyor ki genelde yabancı şirketlere yaptırıyor, sonra da 'Ben onu yapdım, bunu yapdım' diyor; bu durum genel örnek olarak, bir evi yıkıp malzemesi ile başka bir ev yapmaya benzer, özel örnek olarak ta fakirin evini yıkıp malzemesi ile zengine ev yapmaya benzer. Ey Akp yoktan ne var ettin; oysa Atatürk yoktan çok şey var etdi(etti). Ve 'Türkçe ile felsefe ve bilim olmaz, Türkçeyi terk edelim' sözü ile Akp dönemi Türkçeye de saldırı dönemidir; 'Devlet şirket gibi yönetilmeli' sözü ile devlete de saldırı dönemidir; 'Lozan zafer değil hezimettir' ve 'İki ayyaş' sözü ile Atatürk'e de saldırı dönemidir. Atatürk'e aykırı ol, devlete aykırı ol, vatana aykırı ol, millete aykırı ol, Türkçeye aykırı ol, dine aykırı ol, Türklüğe aykırı ol, insanlığa aykırı ol, demokrasiye aykırı ol, barışa aykırı ol, bilime aykırı ol, yerli ve milli olmaya aykırı ol; öyle ise Akp kimin, neyin dönemidir? Belli ki yalnızca cehaletin, nefsin ve siyasetin dönemidir. Yani açık ki Türklük de, İslamiyet de Osmanlı hanedanlığı'nı ve Akp'yi red eder. Bu durum da Türkiye'yi kötüye götürmekten başka şey yol açmaz; zaten de gitmektedir örnek ki Türkiye milleti tarihinde ilk kez Akp döneminde sebze kuyruğuna girdi, sebze yardımı almak, sebzeye muhtaç olmak zorunda kaldı. Yani Akp dışarı; Türklük ve din içeri. Yani Akp ile Türklük ve din ateş ile barut gibidir. Belli ki Akp ticaretteki ve dilencilikteki din-iman sömürüsünün siyasete uygulanmış birhalidir(bir halidir). Bu nedenle ki İstanbul büyükşehir belediyesi başkanlığını Akp'nin kazanamaması ile yalnızca İstanbul değil tüm Türkiye ve tüm insanlık kazandı yani denilebilir ki 'Türkiye'nin verilmiş sadakası varmış'. Evet; Mustafa Kemal de İstanbul'dan bakıp 'Geldikleri gibi giderler' demişdi(demişti). Eder; Türklük ve din Akp'yi de, Osmanlı hanedanlığı'nı da red eder; İstanbul da, Türkiye de Türklüğe ve dine aykırı olanlara yar olmaz. İnsanlık tarihinde iki dahi tanırım: Biri Muhammed'tir, biri Atatürk çünkü Onlar toplumlarına ve insanlığa bilimi ve ahlakı miras bırakdılar(bıraktılar); Onlardan başka bunu yapan önder, lider yok bu dünyada. İnsanlar, Türkiye ve insanlık önce bilime ve ahlaka sarılmalıdır; Türkiye'nin gerçek sınırları, gerçek onuru, gerçek övünçü(övüncü) ve gerçek savunması bilim, ahlak ve Türkçedir, gerisi ya şinanay yavrum şinanaydır ya da Türkiye karşı ajanlıktır. Türkiye'nin batısından batısındanki dış dünyayı silin, doğusundan doğusundaki dış dünyayı silin, kuzeyinden kuzeyindeki dış dünyayı silin, güneyinden güneyindeki dış dünyayı silin ve batısına ahlakı, doğusuna felsefeyi, kuzeyine bilimi, güneyine Türkçeyi koyun, işte gerçek Türkiye, doğru Türkiye, olması gereken Türkiye, Atatürk'ün de istediği Türkiye, ve dünya önderi, insanlık önderi Türkiye budur; ve böyle bir Türkiye de dünyanın da, insanlığın da merkezidir. Türklük de, din de Akp'yi red eder ki bu nedenle ki internet ve Türkiye Akp'cilerin erdemleri, alimlikleri, alimelikleri, bilgelikleri ile değil; Akp karşıtılarına ana-avrat küfürleri, barbarlıkları, saldırganlıkları, vahşilikleri ile dolmaktadır. Akp'cilere ödül veren ülkelere bakalım: Abd, İngiltere, İsrail. Akp ile ters düşen Akp'cilerin kaçtıkları ülkelere bakalım: Abd ve İngiltere. Chp iyi mi? O da kötü çünkü o da pılajlarda çıplaklığı, genelevleri, zinayı, eşcinselliği, tıravestiliği, barları, pavyonları, sıtriptiz kulübülerini, sex shopları, ahlaka aykırı masaj salonularını, ahlaka aykırı sıpor salonularını, kamusal alanlarda ahlaka aykırı giyimi, akıldışı-ahlakdışı modayı yasaklamayacak ancak en azından Atatürk düşmanı ve Osmanlıcı değil; ve tek çözüm ne Akp ne Chp ne başka bir parti ne siyaset, tek çözüm Felsefe-Bilim-Din hadisileri devleti, ülkesi ve milleti olmaktır. Atatürk Türkiye'yi Batıya karşı kurdu ancak tuhaf ki 1950'den itibaren siyasi iktidarlar önce Abd'ye gitdi yani Abd ile yani Batı ile var oldular, Batı ile ayaktadurabildiler(ayakta durabildiler). Atatürk farkı işte budur. Gel Felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne gel Gel İnsanlığın en doğru, en iyi, en güzel, en insanca, en medeni dünyasına gel Gel Akıl ve ruh sağlığını sağlayan ve koruyan tek doğru yol olan Felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne gel. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 28.6.19/00.21
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir