Şiir Defteri

TÜRKİYE VE GÜVEN (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
10.02.2021 / 07:05
472 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
İnsanlar ve toplumlar için en önemli üç şey hukuk, iş ve sağlıktır. Bu üç durum 'Sığınmak' olarak özetlenebilir. Sığınmak güven demektir, güven de huzur demektir. Türkiye'de görülmekte ki Türkiye'de en güvenilir, en güvenilebilecek olan tek şey polis, ordu, hastahaneler, İstinaf mahkemesi, ve Yargıtay. Yani açık ki ne siyasetçiler, ne kapitalistler, ne sanatçılar, ne ünlüler, ne eğitim, ne medya, ne hukuk, ne yargılama sistemi, ne üniversite mezunuları(mezunları) tam güvenilir durumda. Siyaset dünyası zaten akıldışı, bilimdışı, ahlakdışı; ve toplumları siyasi parti siyasi parti bölmek, ve bölünenleri de birbirlerine düşman etmek üzerine kurulu bir dünya; hukuku yani yasaları da zaten siyasetçiler yapıyorlar; yerel mahkemelerde yalan makinası yok, bu nedenle ki iki yalancı tanık, bir de uyduruk bir darp raporu alabilen suçlular suçsuz, suçsuzlar suçlu çıkabiliyor durumu olmakta; eğitim zaten siyasetin elinde, ve öğretmenler ve öğrenciler açısından akıldışı-ahlakdışı modanın, ve akıldışı-ahlakdışı ünlülerin etkisinde; sanat dünyası da, ünlü dünyası da, medya da akıldışı-ahlakdışı bir dünyayı baştaçı etmiş durumda; kapitalistler isterlerse işçileri işe alırlar, isterlerse iştan çıkarırlar yani iş kapitalistin iki dudağı arasında ki ona bu hakkı veren de siyasetçilerin yaptıkları yasalar. Hastahaneler yalnızca bilimsel delillerle, yalnızca bilimsel kanıtlarla çalışan yerler; ifadelere de, yalancı tanıklara da kanmayan tek yer durumunda ve özelliğindeler çünkü hastahanelerde herşey önce bilimsel tahlillerden, bilimsel araştırmalardan, bilimsel sonuçlardan ve teknolojiden geçiyor yani hastahanelerde hata payı çok az oysa İstinaf'tan, Yargıtay'dan, Aihm'den dönen kararlar ortada, bu kadar çok hatayı doktorlar, hastahaneler, tıp yapsaydı vay hallerine. Durum ki ülkeyi öteki ülkelerden korumak olarak ordu; olay yeri araştırma, parmak izi, Dna, delil toplama ile polis; kararlarını yalnızca bilimsel tahlillere dayalı olarak vermek ile hastahaneler; hukukta, adalette, yargıda yasalara bir de felsefeyi, mantığı, bilimselliği eklemek açısı ile de istinaf mahkemesi, ve Yargıtay; insanların başlarına yanlış şeyler gelmesini önlemek açısından en güvenilir alanlar durumunda yani açık ki hukuk, adalet ancak polis ve İstinaf, Yargıtay koruması altında güvenilir bir durum özelliği göstermekte yani polis, İstinaf, Yargıtay olmasa eski çağlardaki gibi iki tanıkla adam asmak durumu oluşabilecek yani hukukta hata payı çok yüksek bir durum içinde yani tıpta, hastahanelerde yalanın zerresi bile olmazken hukukta yalanın bini bir para durumu görülmekte ki bunun temel nedeni de yargıda yalan makinasının(makinesinin) yani teknolojinin kullanılmamasıdır yani yalan makinası olsa hukukta güvenilirlik de hastahanelerdeki güvenilirlik derecesine yükselecek; bu nedenle ki gerçek adalet ancak İstinaf'tan ve Yargıtay'dan itibaren başlayabiliyor; örnek ki bileklerinde tırnak izi olan ya da ittirilmiş, iteklenmiş kişiye yerel mahkeme 'Bileklerinde neden tırnak izi var?', 'Neden ittirildin?' diye sormuyor, tırnak izini yapmış ya da ittirmiş kişiye, gerçekte bunu kendini savunmak için yapmış yani masum olsa da ceza veriyor yani ne çiziklerde ne de tırnaklarda Dna arıyor, istiyor çünkü kişi kendi bileklerindeki ya da kendisindeki çizikleri kendisi de yapmış olabilir kasıtlı olarak, yalnızca ifadelere ve darp raporuna bakıp ceza verebiliyor yani bu durumda suçlu kişi suçsuz, suçsuz kişi de suçlu ilan edilebiliyor oysa yalan makinası olsa bu tür yanlış karar durumları olmaz; düşünün ki saldırıya uğrayan kişi gerçekleri, doğruları söylemesine karşın sırf saldırganı 'ittiği' için suçlu oluyor, ceza alıyor, saldırgan ise yalanla, yalancı tanıklarla, ve boğuşma sırasında aldığı çizikleri gösteren hastahane raporu ile suçsuz ilan ediliyor yani gerçekleri, doğruları söyleyen suçlu oluyor, yalan söyleyen, iftira atan ise suçsuz oluyor çünkü yargıda yalan makinası kullanılmıyor yani yargıda vahim durumlar oluşmakta çünkü yalan makinası yok. Yani açık ki ordu olmasa; polis parmak izi, Dna, delil toplamasa, İstinaf olmasa, Yargıtay olmasa, hastahaneler olmasa Türkiye hayatı bilimsellikten çok daha uzakta olacak durumu görülmekte. Yani, Türkiye'ye şöyle bir bakıldığında; polisten, ordudan, İstinaf'tan, Yargıtay'dan ve hastahanelerden başka, güvenilirlikte zirvelik içinde olan yerler pek görülmemekte. Yani ülkede iyi ki ordu, polis, İstinaf, Yargıtay, hastahaneler var. 200 üniversite olan bu ülkede güvenilirliğin bu denli az alanda olması bilime aykırılığın bir sonuçu(sonucu), ve gerçekten acı. Gerçek ki bir ülkede her kurum ya da her insan güvenilir değilse, o ülke gerçekten güvenilir bir ülke olmaz; isterse o ülke Mars'a gitsin. Yalan ifade heryerde geçebilir ancak hastahanede, tıpta geçmez çünkü tıp bilimdir, oysa hukuk henüz bilim değil siyaset durumunda; siyaset de bilim değil zaten. Açık ki yargıda yalan makinasının kullanılmaması yargıya hem nesnel olarak, hem de öznel olarak güveni azaltmak özelliği oluşturmaktadır yani yalan makinasız yargı yalnızca sıteteskopu(steteskopu) olan doktora benzemektedir. Siyaset hukuktan elini çekmeli; yargıya yalan makinası da dahil olmalı; hukuk bilim olmalı artık. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 10.2.20/07.03
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir