Şiir Defteri

TRT BELGESEL'DEKİ EN TEHLİKELİ OKUL YOLLARI BELGESELİ (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
23.09.2020 / 09:33
781 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Trt belgesel Tvnin her belgeselini sevmem; örnek ki bir belgesel dizisinde, horoz dövüşlerine tepki göstermek yerine olağanlık gösteriliyordu; bir başka belgeselde ise sokaklarda hayvan kanından ilaç yapılmasına da tepki göstermek yerine olağanlık gösteriliyordu; savaş, silah, barbarlık, ve Serdar Kılıç'lı, vahşi doğada yaşamayı ve ilkel-barbar kavimlerde yaşamayı bir halt ya da erdem gibi göstermeyi içeren belgesellerini, ve sanki yalnızca Trt'den para almak için yapılmış izlenimi veren ve Türkiye içindeki bazı kişileri gösteren belgesellerini hiç sevmiyorum. Ancak 'Su savaşları', 'Ailenin yeni üyesi', 'Dünyanın en tehlikeli okul yolları' adlı belgeselleri takdir ediyorum; bunlar içinde en takdir ettiğim ise Su savaşları. Trt belgesel Tvde(Tv'de) 'Dünyanın en tehlikeli okul yolları' adlı bir belgesel dizisi var. Trt belgesel Tvnin(Tv'nin) önemli, iyi, güzel belgesellerinden biri. Pekçok ülkede, küçük çocukların, küçük küçük çocukların genelde tek başlarına, okula gitmek için nerelerden geçmek zorunda kaldıklarını anlatıyor ki o yollar yetişkinler için çok tehlikeli: Örnek ki yılanlarla dolu bir orman yolunda, aslan-kaplan gibi vahşi hayvanların oldukları bir çölde, organ mafyası, eşkiya, haydut, çete gibi şeylerin yer aldığı bir dağda yaya ve tek başına gitmek; buz tutmuş bir ırmaktan at ile geçmek; azgın bir ırmakta, su alan bir kano ile gitmek; yani özetle ki ıssız ve çok tehlikeli yerlerde ve bu nedenle de pekçok çocuğun öldüğü yollarda saatlerce yürüdükten sonra okula varmak; öyle ki belgeselin bir bölümünde 10 yaşında falan bir kız çocuğu dağda, ormanda tek başına 3 gün falan, gündüzleri yürüyüp, geceleri ormanda uyuyup okula vardı; aileleri de şehir dışı yerlerde, dağlarda, köylerde ve kötü koşullarda yaşayan yoksul insanlar yani sanki çocukları alim, alime olacaklar ya da dünyayı kurtaracaklar ya da ülkede onların çocuklarından başka okuyacak çocuk yok yani sanki ülkenin ya da insanlığın kaderi onların çocuklarına bağlı. Yani ülkemizde, illerde yaşayan insanlar 100 Mt ötedeki okula ya da dükkana bile çocuklarını tek başlarına göndermeye korkarlarken o belgeseldeki insanların, çocuklarını, dağ-orman-ırmak gibi ve ıssız, kimsenin olmadığı ortamlardan, ve saatlerce, bazıan(bazan, bazen) günlerce süren bir zamandan sonra varabildikleri okullara göndermeleri insanda bende önce saygı, sonra da öfke yarattı. Amaçları ne? Dünyayı kurtarmak falan değil; öğretmen, doktor, mühendis olmak. Sanki illerinde, okulların diplerinde evleri olan aileler ve onların çocukları yok. Nedir bu; aptallık mı, cehalet mi yoksa kibir mi? Çocuğunun hayatını göz göre göre tehlikeye atmaya, çocuğunu göz göre göre ölüme atmaya değer mi? Yani çocukların başlarına dağlarda, ormanlarda, ırmaklarda birşey gelse ne yardım eden olur, ne gören; hem çocukları okumaya göndermek hem de bu akıldışılık nedir; bilim de, din de önce akıllı, mantıklı olmayı gerektirmez mi? Düşünün ki bu belgeselin bir bölümünde aile yemek yedikten sonra ellerini ve ağızlarını sabunsuz yani yalnızca su ile yıkıyorlardı. Yani bu yapılanlar ne bilime, ne insanlığa, ne akıl-ruh sağlığına ne de dine uygun; sanki ya kibir ya hezeyan ya da aşağıda yazacağım iki şeyden biri. Yani sanki 'Dünyanın en tehlikeli okul yolları' değil de 'Dünyanın en tehlikeli şizofrenik yolları' yani 'Dünyanın en kusursuz çocuk öldürme yolları'. Trt belgesel Tvde ancak yabancı yapım bir belgesel. Şöyle düşünün; ister ilde(şehirde), ister köyde yaşamakta olun; durum çocuğunuzu her gün, tek başına, hiçkimsenin olmadığı ve içlerinde yılan, aslan, kaplan, uçurum, bataklık, mafya olan yerlerden, bulunduğunuz yerin en az 20 Km uzağına gidip gelmesini istemek gibi birşey. Bu belgeselin bir bölümünde, ikisi kız üç küçük çocuk, içi su alan bir uyduruk bir kano ile, azgın bir ırmakta, okula gitmeye çalışıyorlar, biryandan da bir çocuk kanoya dolan suyu boşaltıyor. Yani bu akıl alacak birşey değil. Yani böyle şeyler Türkiye'de yapılsa, yapan aileler hakkında soruşturma açılır, çocukları koruma altına alınır. Yani yetişkinlerin bile yapmaya cesaret edemeyecekleri şeyleri yapıyorlar 8-10 yaşlarındaki çocuklar. Ve yetişkinlerin bile izlemekte zorlandıkları, öyle ki bazı yetişkinler bu belgeseli izleyemiyormuş bile. Bu durumda; insan bu belgeseli izleyince şu iki şeyi düşünmeden edemiyor: 1- Bu belgesel acaba çakma, uyduruk, düzmece bir belgesel mi? 2- Acaba o aileler çocuklarının ölmelerini yani çocuklarından kurtulmak mı istiyorlar? Ya, siz; Türkiye'deki üniversite mezunuları(mezunları) bile iş bulmakta zorlanırken siz nasıl iş bulacaksınız; ve onların aileleri yiyecek ekmeği bile zor bulurlarken çocuklarını üniversitede nasıl okutacaklar? Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 23.9.20/09.33
Düzenleme: 23.09.2020 / 09:39
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir