Şiir Defteri

ŞÜKRİYE TUTKUN'UN SESİNİ DE RUHUNU DA BEĞENMİYORUM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
18.04.2020 / 00:46
524 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Şükriye Tutkun. Bu kadının sesini hiç sevmedim, hiçbir zaman çünkü sesi dünya ile, düzen ile, hayat ile, mutluluk ile aşırı bağışık, ve şımarık gibi, ve kibir kokar idi. Ve sürekli 32 diş ortada insanları da sevmem. Ey insanlık, yani, dünyanın içi lav, kor, ateş; insanın içi bağırsak, bok, pis, iğrenç, tiksinç, mide bulandırıcı şeyler, neyine seviniyorsun, neyine mutlu oluyorsun? Yani bu kadından hoşlanmamamın Akpseverliği ile ilgisi yoktu. Ve 17.4.2020 tarihi ile anladım ki bu kadından hoşlanmamam mantıklı ve haklı imiş çünkü bu tarihte medyadaki bir haberden şunu öğrendim: Cumhurbaşkanlığı iletişim başkanı Fahrettin Altun'un Kuzguncuk'da, Vakıflar'a ait, kiraladığı araziye yaptırdığı binalar kaçak diye İstanbul büyükşehir belediyesi'nce yıktırılması üzerine Akp yandaşı medya bu kadının tanıklığına başvurmuş, ve bu kadın da Fahrettin Altun'a destek verici sözler etmiş. Akp karşıtı birileri de sosyal medya denilen şeyden, bu kadını eleştirmişler. Bu kadın da kendini eleştirenlere 'Salyalarınızı görebiliyorum', 'Sümüklerin efendisi', 'Keşke imkanım olsa da sizin gibilere hiçbir şarkımı dinlettirmeyebilsem' diye hakaretler etmiş, sanatçılığa yakışmayan durumla; içi ferah olsun, ben onun 'şarkı' dediği hiçbir şeyini dinlemiyorum çünkü 'şarkı' diye kulağıma gelen şey cehalet, nefs, kibir, yozluk, mıymıntılık algısı veren bir ses oldu hep. Birileri için, sesi güzel olabilir ancak sanat açısından açık ki sanatçılık yok ruhunda çünkü sanatçılık ruhu doğru sanat bilimsellik, mantık, ahlak, edeb, vicdan, dürüstlük, tarafsızlık, adillik, gerçekçilik, medenilik gibi şeyler üzerine kuruludur. Bence hiç şarkı söylemese ne sanat ne Türkiye ne insanlık birşey yitirir çünkü açık ki 'güzellik' ve 'sanatçılık' diye aradığı şey yalnızca sesinde gibi. Belli ki konuyu bile bilmiyor olmalı çünkü o kişinin o araziyi Vakıf'lardan ayda 258 Tl gibi gülünç bir paraya kiraladığı ileri sürülmekte ancak bu kadının 'Fahrettin bey buraya gelmeden önce buralar mezbelelikti' demesinden anlaşılmakta ki Fahrettin Altun'un o araziyi kiralaması ya da oraya bina yaptırması oranın rantını oldukça arttırmış olmalı ki kadının belki de hoşuna giden şey budur. Yani anlaşılması zor bir konu: Cumhurbaşkanlığı iletişim başkanı gibi bir adam aylık kirası 258 Tl'lik biryeri neden kiralasın; aylık kirası 258 Tl olan biryerde ne yapsın; orayı bu kişiye kiraya veren Vakıflar da ayda 258 Tl'yi ne yapsın? Yani desem ki 'Falan yerde 5 bin Tl'ye araba var'; derler ki 'Bozuktur, arızalıdır, dandiktir, işe yaramaz' falan; peki 'Falan yerde aylık kirası 258 Tl olan bir arazi var' denilse, aynı biçim şey düşünülmez mi yani denilse ki '10 bin dönüm arazi var, fiyatı 1000 Tl', kimse almak istemez değil mi, 'Dağın başıdır, şöyledir, böyledir' diye? Yani koskoca Cumhurbaşkanlığı iletişim başkanı aylık kirası 258 Tl olan araziyi ne yapacak, üstelik de kadının 'mezbelelik' dediği yerde? Ya da Vakıflar idaresi nasıl oluyor da boğazdaki bir araziyi aylık 258 Tl ile kiraya veriyor çünkü Kuzguncuk boğazda imiş. Koskoca Cumhurbaşkanlığı iletişim başkanı. 'Düz olsun' ya da 'Vakıflar'a hediyem olsun' deyip 500 yapaydın bari? Herşeye karşın yine de ortada ki Türkiye'de müzik sanatı ses sanatçısılığı ses güzelliği arayışından yukarı çıkamamış, ileri gidememiş gibi çünkü bu ülkede bilim ve ahlak açısından topluma ya da insanlığa örnek gösterebilecek; ahlaka aykırı giyinmeyen, denize bile girmeyen, sigara ve içki de içmeyen kaç sanatçı var acaba? Açık ki 'Önce bilim(ilim) ve ahlak' diyen Atatürk'ün 'Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir' sözüne bilim ve ahlak içinde olmak da dahildir yani yalnızca ses güzelliği ile sanatçı olmak müzik sanatçısı olmanın da, müzik sanatının da ancak yarısıdır. Yani, hep, 'Herkes bu kadından hoşlanırken ben neden hoşlanamıyorum?' deyipduruyordum(deyip duruyordum). Açık ki ülkeye bilim ve ahlak içinde sanatçılar gerekli; sesi Konya, ruhu anya değil. Evet, sanattaki yozlaşmadan, Türk sanat müziği de sanatçı ruhunda yozlaşma olarak payını almış görünmekte. Yani, artık, 'Tanrı kimseyi sanatçı da, siyasetçi de yapmasın' denilecek günlerdeyiz, tüm dünya olarak. Şükriye Tutkun emin olsun; dünya şarkısız kalacak, yine de dinlemem onu. Eskiden, sesini beğenmiyordum, şimdi ruhunu da beğenmiyorum. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 18.4.20/00.46
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir