Şiir Defteri

SPRITE REKLAMI VE NET OLMAK YA DA DOĞRU İNSAN OLMAK (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
06.04.2021 / 10:07
576 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Açık ki 'Reklam' adı altında birileri üstelik de akıldışı-ahlakdışı ünlülerle, ve akıldışı-ahlakdışı görüntülerle; topluma akıldışı, bilimdışı, ahlakdışı, abuksubuk, saçmasapan şeyler öğretmek, pompalamak, sevdirmek biçiminde ve işlevinde toplum mühendisliği yapmak denilen durum içine düşmek durumu içinde görünmekte. Örnek ki yaz gelince nedense dondurma reklamılarında(reklamlarında) hep pılajlar(plajlar), bikinililer, mayolular yani akıl-ruh sağlığına, medeniliğe, ahlaka, dine, ve Türklüğe aykırı görüntüler görülmekte, sanki dondurma yalnızca pılajlarda, ve bikinililerce, mayolularca yani ahlaka aykırı yerlerde, ahlaka aykırı giyimlilerce yenilen birşeymiş gibi. Durum ki okullarda 'Doğru ve iyi insan' olmak öğretilirken, Andımız da bunu öğretmeye çalışırken Tvdeki pekçok tanıtımda(reklamda), sanki kapitalistler, ve reklamcılar alim, alime insanlar imiş gibi, bu duruma zıtlıklar, aykırılıkla görülmekte; örnek ki 'Saçmalamak güzeldir; saçmalamaktan korkma; kirlenmek güzeldir; hazzı yaşa; anı yaşa; kendinden başka şeyi umursama', ve akıldışı-ahlakdışı moda ve durum içindeki gençleri 'Yeni nesil, yeni kuşak, örnek nesil, örnek gençlik' gibi tanımlama içerikli şeyler. Gerçek ki insan ve toplum eğitimi felsefe, mantık, bilim, ve ahlak gerektiren bir durumdur; laylaylom, eğlence, keyfilik, saçmalamak dünyası değil. Bu durumun temel nedeni 'Din bilim, ahlak, mantık, vicdan, merhamet, dürüstlük, güvenilirlik, adillik, sakinlik, medenilik, nefssizlik, ve bunlarla inzivadır' diyen Din hadisileri'nin bilinmemesinden; ve akıldışı, ahlakdışı, barbar, küresel, ve derin bir merkezin dünyaya ve insanlığa akıldışılık, ahlakdışılık, ve barbarlık pompalamasının etkisinde kalınmasıdır. Bu nedenle ki Tv barbar, ahlaka aykırı, bilime aykırı filımlar(filmler), diziler, yarışmalar, reklamlar, yayınlar ile dolmakta. Gerçek ki bu merkez reklamlarla da, moda ile de, astroloji ile de, Tv yarışmasıları(yarışmaları) ile de, sinema ile de, Tv dizisi ile de, Tv yarışması ile de, belgesel ile de, bilgisayar oyunu ile de akıla, bilime, ve ahlaka aykırı bir toplum mühendisliği yapmak çalışması göstermek durumu içindelik göstermekte. Yani 21. yüzyılda, hiçbirşey masum değil artık ki gerçeğe, doğruya götüren ilk yol öncelikle dini tanımlayan Din hadisileri'dir yani Din hadisileri'ne aykırı herşeyden uzak durmak gerekir. Bu açıdan örnek ki Sprite'ın 'Senin gibi net' reklamını inceleyelim. Sprite'ın 'Senin gibi net' konulu Tv reklamı 'Kendin gibi olduğun için daha net bakıyorsun hayata. Lafı dolandırmayı sevmiyorsun mesela. Aklında ne varsa söylüyorsun. İçin dışın bir, aynı ben. Sanat kimin içinmiş, ne önemi var, önemli olan kendi ritmini bulmak, ne olursa olsun kendini sevmek mesela, ya da net bir şekilde 'Ben geymır olacağım' demek. Sen hep böyle net ol, ben yanındayım. Sprite, senin gibi net' diyor. Reklamın başında, tek kollu genç bir bay yüzücü var. Sonraki görüntüler: 'Göz çevresileri(çevreleri) mavi boyalı, ve kulağı çift küpe delikli yani tuhaf küpeli yani moda takılan, bir duvara belinde bir halat ile gökdelen boyacısı bay işçiler gibi, soyut tür dev bir resim yapmakta olan bir genç bayan duvar ressamı', 'Bir genç bayan baterist', 'Markette Sprite alan, tişörtünün önünün kısalığından dolayı göbeği açıkta kalan bir genç bayan', 'Sırtında ve omuzunda dövmeler olan bir genç bay'. Görüntülerden ilk anlaşılan şey temel hedefin genelde toplumu, özelde ise gençliği, daha özelde ise yetişkin insan dişisini yönlendirmek amaçı(amacı) içermesi; daha özelde ise gençliği, yetişkin insan dişisini modaya, sıpora(spora), kaslı bedene, beden egemenliğine, ve hazcılığa yönlendirmek; ve 'Kadınlar erkeklerin yaptığı herşeyi yapabilir' vurgusu ya da durumu ya da amaçı olması durumu, sanki insanlığın önderi, lideri insan erkeği imiş, sanki insan erkeği alim imiş gibi, sanki insanın ve insanlığın tek doğru önderi, Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak' değilmiş gibi; sanki insan dişisi insan erkeğinin yaptığı şeyleri yapmakla görevli, yükümlü, ve yükselecekmiş, ilerleyecekmiş, onurlanacakmış, özgürleşecekmiş gibi. Gerçek ki insan dişisinin görevi de, onuru da insan erkeğini taklit etmek ya da insan erkeği gibi olmak değil; dini tanımlayan Din hadisileri'nin tanımladığı dinin istediği gibi insan olmaktır. Reklamın girişindeki tek kollu genç bay yüzücünün işlevinin sonraki sahnelerdeki olağandışılıklar için duygululuk sağlanması yani duyguları açıp mantığı tıkamak olması durumu olabilir. Şimdi, bu reklamın sözlerine bakalım: 1- 'Kendin gibi olduğun için daha net bakıyorsun hayata' sözü. Hayata net bakmak, nedir; eğer hayata gerçekçi, doğru, insani bakmak ise bu ancak dini tanımlayan Din hadisileri, felsefe, mantık, ve bilim ile olur; bunlara aykırı bir durum ile değil. Yani hayata doğru bakmak 'Kendin gibi olmak' ile değil öncelikle Din hadisileri'nin tanımladığı dine uymak ile olur yoksa zaten örnek ki kartal, şahin, akbaba, aslan, kaplan, baykuş, koyun, geyik gibi hayvanlar da kendi hayatlarına net bakarlar ancak Din hadisileri, felsefe, mantık, ve bilim ile bakmazlar. Yani 'Kendin gibi olmak' hayata net yani gerçekçi yani doğru bakmak da, doğru insan olmak da değildir. 2- 'Aklında ne varsa söylüyorsun' sözü. 'Akılında(Aklında) ne varsa söylemek' erdem değildir; bu nedenle ki toplum bile 'Akıla her geleni söylemek delilik' olarak tanımlanır. Öteyandan; erdem, hüner, beceri, doğru olan şey 'Akıla geleni' değil öncelikle Din hadisileri'nin tanımladığı, öğrettiği, açıkladığı, sevdirdiği dine uygun olan şeyleri söylemektir çünkü akılda olan herşey doğru ve iyi demek değildir yani bu durumda örnek ki bir bayana gidip, ona aşk sözleri söylemek, bayan şikayetçi olursa taciz suçu olur; yani bu sözün taciz olaylarına ve suçuna neden olan durumu körüklemesi, desteklemesi durumu olmaktadır. Önemli olan şey 'Akılda ne varsa söylemek' değil Din hadisileri'ne uygun şeyleri söylemektir yoksa deli de akılına ne gelirse söyleyebilir. 3- 'İçin dışın bir, aynı ben' sözü. Yine gerçek ki önemli olan şey 'İçidışı(İçi dışı) bir olmak değil öncelikle Din hadisileri'ne uygun olmaktır yoksa örnek ki ortalıkta ahlaka aykırı giyimle bulunan kimsenin içi dışı bir olsa ne olur, olmasa ne olur. İçin de, dışın da doğruluğu; için de, dışın da önce Din hadisileri'nin tanımladığı doğru dine uygun olması ile olur yoksa örnek ki içi mis gibi yemek dolu bir yemek tenceresinin dışının metal yani başka, içinin başka yani mis gibi yemek dolu olması sorun olmaz. 4- 'Sanat kimin içinmiş, ne önemi var' sözü. Gerçek ki sanatın ne olduğu da, sanatı kimin yaptığı da, sanatın kimin için yapıldığı da çok önemlidir. Açık ki Din hadisileri'ne aykırı bir sanat, sanatçı, ve sanat hayranı türü bir var oluş örnek ki Roma arenasılarında(arenalarında) aslanlara parçalattırılan Hıristiyanları(Hristiyanları) çizen ressamı da, çizdiği resimi de, o resime hayran Neron'u da baştaçı etmeyi gerektirir. Açık ki sanat Din hadisileri'ne uygun insanca, Din hadisileri'ne uygun insanlara, ve Din hadisileri'ne uygun biçimde olursa onurluluk değerini hak eder, yoksa etmez; bu nedenle ki Atatürk'ün 'Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir' sözü de Atatürk'ün 'Önce bilim(ilim) ve ahlak' sözüne bağlıdır. 5- 'Ne olursa olsun kendini sevmek mesela' sözü. Anlatabildimse açık ki dini tanımlayan Din hadisileri'ne aykırı bir insan olmak onur, övünç, gurur, insanca, doğru bir durum değil utanç bir durumdur yoksa açık ki Hıristiyanları aslanlara parçalattıran Neron da, Yahudileri gaz odasılarında(odalarında) zehirleyen Hitler de kendilerini hem kendilerini çok seven, hem de ne olursa olsun kendini seven insan türü örnekleridir. Açık ki öncelikle Din hadisileri'ne aykırı kimseyi sevmeyeceksin, Din hadisileri'ne aykırı isen kendini sevmeyeceksin, utanacaksın, üzüleceksin. 6- 'Ben geymır olacağım' demek' sözü. Açık ki bu söz de bunca iş varken yazılışı 'gay', okunuşu 'gey' olan erkek eşcinselliğini çağırıştıran(çağrıştıran) bir sözcüklü işin adının kullanılması 'Acaba rastlantı mı yoksa kasıtlı mı?' sorusunu oluşturmak durumu içindedir. 7- 'Sen hep böyle net ol, ben yanındayım' sözü. Bu durumda açık ki bu söz 'Sen akıldışı, bilimdışı, ahlakdışı olsan da ben hep yanındayım' durumu yani okullarda öğretilen, eğitim ile amaçlanan duruma aykırılık, zıtlık da oluşturmak durumu içermektedir. Bu durumun akıldışılığı, bilimdışılığı, ahlakdışılığı, barbarlığı, mantsızlığı, tutarsızlığı da destekleyeceği açıktır, öyle ise bu okullar neden var; Eğitim bakanlığı, Aile bakanlığı, Gençlik bakanlığı, üniversiteler, Tbmm, ve Diyanet neden var? 21. yüzyılın akıldışı, ahlakdışı, barbar, küresel, ve derin bir merkezin saldırısı altında olduğu gerçeği karşısında açık ki bu merkezin işine yarayacak yani akıldışı, bilimdışı, ahlakdışı herşey ve heryer yasaklanmayi gerektirmektedir ki bunların başında akıldışı-ahlakdışı moda, akıldışı-ahlakdışı ünlülük anlayışı, akıldışı-ahlakdışı sanat anlayışı, akıldışı-ahlakdışı medya türü, akıldışı-ahlakdışı bilgisayar oyunu, akıldışı-ahlakdışı yarışma türü, ve akıldışı-ahlakdışı reklam türü gibi şeyler gelmektedir. Bu nedenle ki reklamların sılogan(slogan) içermeleri; reklamlarda akıldışı-ahlakdışı sunumlar olması; reklamlarda insan kullanılması; reklamlarda ünlü sesi kullanılması; reklamlarda toplum mühendisliği, koşullama, beyinyıkama gibi şeyler yapılması yasaklanmalıdır; yani reklamlar ürünün yalnızca nicel özelliklerini sunmalıdır; kendilerini topluma akılhocası yerine koymaya çalışmamalıdır. Gerçek ki Türkiye Atatürk'ün 'Önce bilim ve ahlak' sözünden de, Din hadisileri'nin tanımladığı dinden de ayrılmamak zorundadır yani 'Ya bilim ve ahlak başa, kuzgun leşe' durumu. Ey reklamcılar, ve kapitalistler yalnızca reklam yapın; topluma doğru şeyler öğretmek istiyorsanız önce kendiniz gidin dini tanımlayan Din hadisileri'ni öğrenin. Evet; Türkiye de, insanlık da reklamlara da dikkat etmek zorunda çünkü Din hadisileri'ne aykırı şeyler zaten masum değildi, şimdi ise açık ki rastlantı da değil durumu var. Ve tüm bunlara izin veren, gözyuman da siyaset denilen akıldışı, bilimdışı, ahlakdışı, insanlıkdışı dünya türü yani siyaset izin veriyor, kapitalistlik yapıyor. İnsanın ve insanlığın en büyük düşmanı nefstir çünkü nefs hem en büyük cehalettir, hem kötülüklerin nedeni ve amaçıdır, hem de önce akılı, mantığı, sonra da ahlakı, vicdanı, ve insanlığı yok eder; ahlak da zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, akıl-ruh sağlığının ve özgürlüğün soyut nitel tek zirvesidir. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 6.4.21/10.05
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir