Şiir Defteri

PAHALI ŞEYLE İFTAR OLMAZ (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
31.05.2019 / 07:45
717 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Lokantalara, restoranlara, pidecilere, çorbacılara, köftecilere, kebapçılara sıra sıra dizilmişler; neymiş, iftar yapacaklarmış; önlerinde birbirlerinden enfes yemekler, akşam ezanının okunmasını bekliyorlar. Kilosu 80 Tl olan hurmalarla, kebaplarla, pidelerle, pahalı şeylerle, gösterişli şeylerle; lokantalarda, restoranlarda, pidecilerde, ocakbaşı denilen yerlerde iftar yapanlar var. Belli ki onlar hem dini tanımlayan Din hadisileri'ni yani dini bilmiyorlar hem de Ramazan ayı'nın, oruçun, iftarın anlamını bilmiyorlar; ve belli ki özgürlük ile serbestliğin aynı şey sanılması gibi iftar ile akşam yemeğini de aynı sanıyorlar oysa özgürlük başka şeydir, serbestlik başka şey, iftar başka şeydir, akşam yemeği başka şey; ve özgürlük ile serbestlik, iftar ile yemek birbirlerine zıt şeylerdir. Kilosu 80 Tl gibi pahalı olduktan sonra; 'Bir kilo aldım, her iftarda yalnızca bir tane hurma yiyorum' demek haklılık değildir; çünkü neden o hurmaya gerek duyuyorsun, kilosu 10 Tl zeytin ya da yudumu bedava olan su varken; demek ki 'Canım istiyor' dediğin nefsin istiyor yani nefse 'can', 'canım', 'canım istiyor' demektesin yani nefsi canın yapmışsın; öyle ise oruçun anlamı kalmaz yani oruç gelenek değil, töre değil, nefse karşı savaşımdır, nefssiz olmak amaçıdır(amacıdır); yani düşün ki ülkende etin kilosu bile 50 Tl iken sen üstelik de oruç diye, iftar diye, Ramazan ayı diye, kilosu 80 Tl ve zorunlu olmayan hurma satın alıyorsun; Ramazan ayı nefs, zevk, haz, mutluluk, keyif, eğlence ayı değil ki oruç ayı, nefsi yenmek çalışması ayı. Yani bu durumda durum 'Bu ne perhiz, bu ne turşu' durumu oluyor. Bazı kişiler ya da bazı kesimler İslamiyet'i ya da dini nefsin, nefslerinin; cehaletin, cehaletlerinin arkasına sıkıştırmaya ya da nefsi, nefslerini, cehaleti, cehaletlerini İslamiyet'in ya da dinin arkasına sıkıştırmaya çalışılıyorlar. İslamiyet'in, dinin, Ramazan ayı'nın, oruçun(orucun), iftarın ne olduğunu henüz anlayamayan bir ülkedeyiz. Bu durumun eski nedeni Osmanlı hanedanlığıdır, yeni nedeni ise siyasetçiler, medya ve özel sektördür. İslamiyet, din demek dini tanımlayan, 'Din bilimdir/ilimdir, ahlaktır, vicdandır, dürüstlüktür, nefssizliktir, inzivadır' diyen Din hadisileri demektir. Ramazan ayı da oruç demektir; oruç da nefs demek değil nefse karşı savaşım demektir çünkü İslamiyet, dini nefsi dışlar, kötüler çünkü nefs hem en büyük cehalettir hem de her kötülüğün hem nedenidir hem amaçıdır(amacıdır) yani İslamiyet, din nefs ile yanyana, birlikte asla olmaz. Ancak durum bu gerçeğin tam tersi, ülkemizde. Ramazan ayı sanki oruç ayı değil de ziyafet, şölen, eğlence, yemek-içmek, keyif ayı gibi yorumlanıyor ve uygulanıyor; bu yanlış durumun ana nedeni, dediğim gibi siyasetçiler, medya ve özel sektördür çünkü en başta onlar dini tanımlayan Din hadisileri'nden uzaktalar. Ramazan ayı geliyor; televizyon 'Yiyin, için, keyifinize(keyfinize) bakın, nefsinizi mutlu edin' anlamına gelen, Ramazan ayı'na aykırı, oruça(oruca) aykırı reklamlarla(tanıtımlarla) doluyor; internette ise birileri şöyle reklamlar veriyorlar: 'Birbirinden eşsiz, birbirinden leziz, birbirinden enfes iftar yemekleri'. Kardeşim; siz Ramazan ayı dışında, her akşam akşam yemeği yemiyor musunuz? Yiyorsunuz. Demek ki iftar demek akşam yemeği demek değil; akşam yemeği demek iftar demek değil. Yani açık ki iftar ve akşam yemeği yani yemek yemek farklı şeyler yani açık ki akşam yemeğine iftar denilemez, akşam yemeği ile iftar birbirine eşit sayılamaz. Açık ki iftar demek iftarlık demektir; iftarlık ise yemek değil basit, önemsiz, sıradan, ucuz, maddi olarak değersiz birşey demektir; örnek ki Türkiye'de bir zeytin tanesi, Arabistan'da bir hurma tanesi ya da bir yudum su gibi. Bir de tutturmuşlar, çıkarmışlar 'Ramazan pidesi' diye birşey, bir nefs. Yani Ramazan ayı oruç, oruç da nefssizlik iken işe bir de Ramazan pidesi denilen nefsi, zevki, hazzı karıştırıyorlar; evinizde ekmek yok mu, çarşıda ekmek yok mu; açık ki durumları 'Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler' diyenin durumu gibi bir durum yani sanki ekmek bulamıyorlar da ya da bir zeytin tanesi bulamıyorlar da Ramazan pidesi arıyorlar. Ramazan pidesi nesir; bir pasta türü; çünkü bu nedenle fiyatı ekmek fiyatından yüksektir yani Ramazan pidesi bir keyiftir, Batıcası ile 'lükstür'. Yani hem oruç 'tutuyorlar' hem de pasta ile iftar yapıyorlar, evlerinde zeytin tanesi ya da bir yudum su ya da ekmek varken. İftar saatine bakıyorsunuz; leziz yemeklerle donatılmış masalar, iftar yemekleri, iftar davetleri; esnaf dükkanılarının önlerine kurulmuş masalarda, İftar çadırı denilen çadır masasılarında(masalarında), Sokak iftarı denilen iftar masasılarında birbirlerinden leziz, birbirlerinden iştah kabartıcı, birbirlerinden nefs çorbalar, yemekler, tatlılar; böyle Ramazan ayı, iftar, oruç, din olmaz. İftarlık öyle sıradan, ucuz, maddi olarak değersiz, ve iştahı tahrik etmeyen şeyler olmalı ki 40 gündür aç olan bir insan bile onları yemek istemesin. Ramazan pidesi. Yemekler, davetler, ziyafetler, iftar çadırları, sokaklarda iftar masaları. Tümü nefs, tümü gösteriş yani dine aykırı şeyler. Dine aykırı şeylerle dine gidilmez; nefsi tahrik eden şeylerle de oruç olmaz; nefsi yok etmeyen oruç da oruç olmaz. Kendinizi ve birbirinizi kandırabilirsiniz ancak dini, Din hadisileri'ni kandıramazsınız. Bilin ki nerede nefs varsa, orada din yoktur; nerede cehalet varsa, orada da din yoktur. Bilin ki iftar ayrıdır; yemek, akşam yemeği ayrıdır. Bence iftar ile akşam yemeğini ayırın; akşam yemeğini iftardan daha sonra yiyin; Ramazan ayı'nda Akşam ezanı yemek yiyin diye değil, iftar yapın diyedir. Ramazan ayı oruç demek, oruç nefse karşı bir insan olmak demek; iftar demek bir tek zeytin tanesi ya da bir yudum su gibi ucuz ve gösterişsiz şeyler demek. Yani kilosu 10 Tl'lik zeytin varken kilosu 30 Tl'lik zeytinle; kilosu 10 Tl zeytin varken kilosu 30 Tl hurma ile; bedava su varken, para verilip alınan birşeyle iftar yapmak Ramazan ayı'nın, oruçun anlamına ve amaçına zıttır. Açık ki Müslümanlar Ramazan ayı'nda; iftar ile akşam yemeğini birbirlerinden ayırmalılar, bir zeytin tanesi ya da bir yudum su ile iftarlarını yapıp iftardan yarım saat sonra falan akşam yemeğini yemeliler yani iftar ile akşam yemeğini birbirlerine karıştırmamalılar yoksa iftarlar iftar değil ziyafet oluyor yani Ramazan ayı'nın yani oruçun nedenine, anlamına ve amaçına zıt birşey. Yani iftar demek sanki yemek yemekmiş gibi bir durum oluşuyor; iftarda yemek yenilirse. Bilin ki bir ülkede; nefs azalmak yerine çoğalıyorsa; o ülkede ya din yoktur ya da oruçun nedeni, amaçı ve anlamı bilinmiyor demektir; çünkü din cehalete ve nefse karşıdır, ve nefs de en büyük cehalettir, ve kötülüklerin hem nedeni hem amaçıdır yani nefs gemisine ya da dalına binilip din, dinlilik olmaz; ancak ne yazık ki ülkemize baktığımızda nefs azalmak yerine azgınca artmaktadır, ülkemizde ahlaka, edebe uygun giyinenler çoğalacağına ahlaka, edebe aykırı giyinenler çoğalmaktadır, ve pılajlara(plajlara), havuzlara gidenler yani bikini, mayo denilen sütyen-külotla herkesin içine çıkanlar azalacağına artmaktadır yani demek ki ülkemizde ya din bilinmiyor ya da oruçun nedeni, amaçı, anlamı yani demek ki gerçekte iftarlar iftar değil ziyafet. İnsan bir gemi gibidir; pusulası felsefe, bilim, ve dini tanımlayan Din hadisileri'dir; din bir gemi gibidir, pusulası dini tanımlayan Din hadisileri'dir. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 31.5.19/07.46
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir