Şiir Defteri

OKUL MÜDÜRÜ ŞAHİN ÖZDEMİR'İN YANLIŞI SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
05.10.2019 / 08:36
809 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
İnsanların en sevdikleri şeylerden biri de genelleme yapmaktır ancak yapılan genellemelerin alayı da yanlış genellemedir çünkü genelleme yapmak felsefe, bilim, mantık ve geniş bir örnek bilgisine sahip olmayı gerektirir örnek ki yürüyen balıkları bilmeyen biri 'Yürüyen balık olmaz' diye bir yanlış genelleme yapabilir, yine örnek ki uçan balıkları bilmeyenler 'Balıklar uçmaz' diye yanlış bir genelleme yapabilirler. Eğitim şart da önce eğitimi, ve eğitecek olanları eğitmek gerek ki bu da eğitimi felsefe, bilim, evrim, ve dini tanımlayan Din hadisileri(hadisleri) ile eğitmek ile olur ancak. Açık ki evrime karşı olan dünya; Batının yalnızca bilim, teknoloji, ekonomi olarak değil, medenilik olarak da gerisinde kalmaktadır, ve yine açık ki evrimin tek sorunu ahlaka karşı bir direniş içinde olmasıdır yani zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, felsefenin, bilimin, insan olmanın, insanlığın en üst zirvesi olan ahlakın da evrime dahil olduğunu henüz anlayabilecek düzeye, beyine erişmiş olmamasındadır ki zamanla bu da olacaktır kuşkusuz yani ahlakı dışlayan evrim yalnızca nicel evrimdir, bedenin evrimidir, eksik evrimdir, yoz evrimdir. Hayatımda birçok tuhaf, akıldışı, ahlakdışı öğretmen gördüm; bunlardan biri de 'Öğretmen oldum' diye lise kitaplarını çöpe atmış bir bay öğretmendi, biri de kitaplarını kışın kalorifer kazanına, yazın çöpe atmış bir bayan öğretmen idi. Yahu kitabı çöpe atanın, yakanın öğretmenlikte ne işi var? Belli ki cinsiyet ayırımı yapmadan yozluk her mesleği ve iki cinsiyeti de sarmakta. Herşeyden(Her şeyden) önce şunu söylemeliyim ki ben öğretmenlerin müdür yardımcısı ya da müdür olmak istemelerini hiç anlamıyorum ve doğru bulmuyorum. Bence öğretmenin müdür yardımcısı ya da müdür olmak istemesi ya para hırsındandır ya iktidar hırsından yani ikisi de nefsten; nefs ki hem en büyük cehalettir hem de her kötülüğün hem nedeni hem amaçı(amacı); bence okul müdür yardımcısı, okul müdürü olmak ayrı bir meslek dalı olmalı. Düşünün ki 'Kutsal' denilen bir iş, çocuklarının alayının olmak istedikleri bir meslek; ve öğretmen kalkıp öğretmen olmak yerine müdür yardımcısı ya da müdür olmak istiyor. Demek ki kaymakamlık, valilik verilse geri çevirmeyecekler; peki öyle ise öğretmen olmanın nedeni, anlamı, amaçı nerede kaldı? Yani acaba bazıları öğretmenliği sevmeden yoksa rastlantı ile mi yapıyor acaba? Bir aylık gayrımeşru bebeğini evde tek başına bırakıp tatile çıkıp bebeğinin açlıktan ve susuzluktan ölmesine neden olan ancak modasından hiç geri kalmayan, sanki öğretmen değil de modacı olan kadının durumunu da görmüşdük(görmüştük). Belli ki öğretmenlik mesleği günümüzden elli yıl önceki durumunda değil; ve bazı tuhaflıklar taşımakta artık. Savım ki felsefeyi, evrimi ve dini tanımlayan Din hadisileri'ni öğrenmeden öğretmen olmuş ya da felsefeye, evrime ve Din hadisileri'ne aykırı her öğretmen yanlış öğretmendir. Öğretmen nedir; bilginin, bilimin, mantığın, ilerinin, geleceğin, gelişmişliğin ışığıdır; peki Türkiye'de kaç öğretmen bilim ve teknoloji üretmekle uğraşmakta, kaç öğretmenin evinde mikroskop var, kaç öğretmen Türkiye'ye ve dünyaya bilimsel, teknolojik tezler ya da ürünler sunmakta; ve 'Din ilimdir/bilimdir, ilim yoksa din de yoktur' diyen bir dini inançın dünyası olan İslam dünyasında bunca öğretmen varken İslam dünyası son elli yılda dünyaya, insanlığa ne gibi bilimsel ya da teknolojik katkıda bulunmuştur, kaç alim, kaç alime yetiştirmiştir? Öğretmeni tek birşey bozar: Nefs. Nefs de siyaset, ticaret ve haz olarak kendini göstermekte çağımızda ki hazzın çağımızda zirvesi de mini etekten, bikiniye kadar ahlaka da, dine de aykırı bir alanı kapsayan modadır; yani genelde devlet memurunun ve memuresinin, özelde ise öğretmenin siyasetten, ticaretten ve modadan uzak durması zorunludur ancak görülmekte ki okul bahçesileri(bahçeleri) alim, alime yuvası gibi değil de ahlaka ya da dine aykırı moda giyimler ve saçlar ile sanki pavyon, gazino gibi. Evet; öğretmenliği de, öğretmeni de öldüren üç nefs var savım ki: 1- Siyaset, 2- Ticaret, 3- Haz. Bunların üçü de felsefeye de, bilime de, dini tanımlayan yani özdin(öz din) olan din hadisileri'ne aykırıdır ancak ne yazık ki genelde ülkemizi, özelde ise okulları, üniversiteleri bunlar yönetmektedir. İzmir'in Karaburun ilçesinde bir ilköğretim müdürü olan Şahin Özdemir isimli kişi, büyük olasılıkla hem müdür hem öğretmen; 'Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralık' demiş. Tarafsızca bakıldığında bu söz ilk anda doğru, mantıklı imiş gibi görünmekte. Ancak konulara mantıkla yani bilimle yani felsefe ile bakmak zorunludur, biz de öyle yapalım: Perdesiz olan her av satılık ya da kiralık değildir çünkü belki perdeler yıkanmakta ya da yıkanmış da kurutulmaktadır. Konuya alttan baktık, bir de tepeden bakalım: Kaçınız başı açık bayanların tümünün satılık ya da kiralık olduğunu gördünüz? Kuşkusuz ki başı açık anneleriniz, kız kardeşleriniz, eşleriniz olabilir, ve kuşkusuz ki onlar satılık ya da kiralık değildir. Öteyandan(Öte yandan) ise başı örtülü fahişeler de var dünyada; yani satılık ya da kiralık olmak örtü ile ilgili bir konu değildir ki bayanların örtülü olmalarını isteyen ancak kendilerinin başları açık, ve ruhunu, vatanını bile satabilecek çok bay vardır dünyada. Öteyandan; bayanı eve benzetmek doğru mu? Evlerin içi konukomşu herkese açıktır ancak bayanların içi herkese açık değildir. Yine öteyandan; bayanları güle benzetmek de yanlış olur bu durumda çünkü güller de satılmaktadır. Yine öteyandan; bayanları meleke(meleğe) benzetmek de yanlıştır çünkü melekler pedli olmaz. Yine öteyandan; evi insanın namusudur yani bu durumda bayanların eve benzemesi yanlış, kötü birşey olmaz. Yine öteyandan; bay herkes ev sahibi, bayan herkes sahibesi olmak ister; bu durumda ev sahibi, sahibesi olmak yanlış, kötü birşey olur ki bu durumda o müdürün ya hiç evinin olmaması, hep kiralarda sürünmesi için ya da evi varsa başına yıkılması için beddua edilmesi gerekir durumu oluşur. İşte tüm bunların nedeni genelde evrim karşıtı, özelde ise Atatürk karşıtı olmaktan ki Atatürk demek de demokrasi, demokrasi demek de laiklik, laiklik demek de bilim ve ahlak demektir. Yani demek ki imam-hatiplerin bu ülkeye asla yararı olmaz, zararı olur çünkü laiklikte eğitim dini inanç okulu üzerine kurulu olmaz. Anlaşılıyor ki Şahin Özdemir kendine kendi dini inançına uygun bir amaç, sav, suçlama, eleştiri koymuş, ve mantığı zorlayıp, mantığı kırıp o amaçına uydurmaya çalışmış görünmekte gibi bir durum var ortada; hani şu Suudi Arabistanlı imam 'Dünya dönmüyor' demişti da savına kanıt olarak mantığı kırıp 'Dünya dönseydi zıpladığımda aynı noktaya düşmezdim' gibi birşey söylemişdi(söylemişti) ya, bu müdürün yaptığı da bence budur yani 'Perdesiz ev ya satılıktır ya kiralıktır' diye dar ya da eksik veri ile geniş bir genelleme yapmaya kalkmış ve mantık yapmak isterken mantıksızlık yapmıştır çünkü hem perdeler yıkanmakta ya da kurutulmakta ya da ütülenmekte olabilir hem de başı açık her kadın zina ve fuhuş yapmazken başı örtülü olup da zina ve fuhuş yapan kadınlar da var dünyada. Ve başında türban, kıçında tayt pantolon olan bayan dolmakta ortalık. Eve değerini veren şey perdesi değil onurudur. Onura giden doğru yol da felsefeden, bilimden, ve Dini tanımlayan Din hadisileri'nden geçer yoksa kümeslere ve televizyonlara da perde takılabilir, ve gözün perdeli haline katarakt denir yani perde doğrunun ölçütü değildir, unutulmamalıdır ki genelevlerin(kerhanelerin) ve fahişelerin evlerinin pencerelerinde de perde vardır. Öteyandan; bayan kırk kat çuvalın içine bile saklansa, bayan olduğu bilinirse kendisi açısından yine sorun olabilir, bu nedenle ki bir hadis 'Kadının derdi ancak mezarda biter' demiştir; yani asıl sorun bayanların bayan olmasında değil, bayların bay olmasında yani bayanların başlarını örtmemesi bile baylar için sorun ise baylar önce kendilerini kendilerine getirmeliler yani neredeyse bayanları çuvala sokacak bir mantık önce kendini eğitmelidir felsefe, bilim, ve Din hadisileri ile; öteyandan çocuklarla evlenenler koca koca bayanlar değil koca koca baylar. Öteyandan; baylar da örtüsüzler yani bu durumda örtüsüz baylar da ya satılık ya kiralık ev gibi olurlar, okul müdürünün savına göre. Mantığa genel açıdan zarar veren üç temel şey var savım ki: Felsefeden, bilimden ve dini tanımlayan Din hadisileri'nden uzak olmak; özel açıdan ise mantığa zarar veren yine üç şey var yine savım ki: 1- Atatürk düşmanı olmak, 2- Evrim karşıtı olmak, 3- Ahlakı dışlamak; bence ilk üç şeyi içermeyen, ikinci üç şeyi dışlamayan kimseler insan, toplum, insanlık adına hiç konuşmasınlar, yalnızca kendi işlerine baksınlar, ağızı olan konuşmasın yani felsefe, bilim, Din hadisileri, Atatürk'e saygısı, evrimci ve ahlakçı olanlar konuşsun, ağızı(ağzı) olanın evrensel konular hakkında konuşmaları tarihe karışsın artık. İlahlar yandaşlık verir, bilgelik değil. Gerçek ki ne bikiniliden ne türbanlıdan hayr var Türkiye'ye ve insanlığa çünkü tümü de felsefeden, bilimden ve dini tanımlayan Din hadisileri'nden uzak. Kendinize iyi yöneticiler mi seçmek istiyorsunuz; felsefe, bilim, ve Din hadisileri içinde olan kişileri seçin; kendinize kötü yöneticiler mi seçmek istiyorsunuz: Felsefeden, bilimden ve Din hadisileri'nden uzak kişileri seçin. Ve bir de şuna bakılmalı: Çocuklara tecavüz suçunu işleyenler bayanlar değil, baylar ki o bayların alayı da bayanların örtülü olmasını isteyenler. Yani açık ki bayanların örtülü olmasını isteyen kesimi bilimsel bir incelemeden, bilimsel bir araştırmadan geçirmek gerekmekte. Felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne göre; cinsel sunum, cinsel tahrik, cinsel taciz içermeyen giyimlerde, görünümlerde sorun yoktur. Bunun ötesinde olarak; bayanlardan aşırı etkilenmek eğitim ya da tedavi gerektiren bir durumdur. Din hadisileri'n tanımladığı din insanların bilimsel ve ahlaklı olmalarını ister; çuvala girmelerini değil. Bu okul müdürü önce gidip; zinaya, genelevlere, eşcinselliğe, eşcinsel evliliğe, bikinili/mayolu pılajlara(plajlara) yani dine aykırılığın her türüne izin veren Akp iktidarını eleştirmeli ya da suçlamalı ya da kötülemeli. Gerçek ki Atatürk ve evrim karşıtı olanlardan mantık beklemek olanaksız ve haksızlık. İnsan ilahlardan değil; felsefeye, bilime ve Din hadisileri'ne aykırı olmaktan korkmalı. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 5.10.19/08.36
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir