Şiir Defteri

MİNİ ETEKLİ TAYT KÜLOTLU TARKAN VE KARTAL TİBET (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
04.07.2021 / 07:54
544 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Akıldışı, ahlakdışı, küresel, ve derin bir güç binlerce yıldır dünyaya akıldışılık, bilimdışılık, ahlakdışılık pompalamak için uğraşmakta. Bu gücün evrensel adı 'nefs'tir; günümüzde ise Usa(Abd), Batı, moda, sanat, ünlü, bilgisayar oyunu, oyuncak, eğlence, pılaj(plaj), medya, siyaset, özel sektör, astroloji, magazin, turizım(turizm), sıpor(spor) gibi pekçok alt ada sahiptir. Görülmekte ki Türkiye toplumuna toplumsal olarak yani genel yani tümel olarak ilk ahlaka aykırılık durumu sinema ile, siyah-beyaz filımlar(filmler) ile getirilmiş; dansözler, yarıçıplak kadınlar, çıplak kadınlar, bikini, sevişme sahnesileri, ahlaka-dine-Türklüğe aykırı giyimler falan. Bu nedenle ki sanki Türkiye toplumu meyhanesiz, pavyonsuz, ve gazinosuz yapamıyormuş gibi hemen hemen her filımda böyle mekanlar; Türkiye toplumu pavyonun, gazinonun yolunu bilmezken, yoksul-parasız-işsiz kalan bayanların hemen bir pavyona ya da gazinoya, şarkıcılık için koşması falan. Durum ki siyah-beyaz Türkiye sinemasına egemen olan iki temel şey şiddet ve ahlaka aykırılık olmuş; öyle ki bayanlara bikini diye sütyen-külot; baylara da mayo diye, cinsel organı bile belli eden, daracık ve kısacık, utanç verici, ahlaka-dine-Türklüğe-insanlığa aykırı şeyler giydirildi. Yani 'Önce bilim ve ahlak' diyen Atatürk'ün ülkesinin bağırına, göğüsüne ilk hançer genelde sanat, özelde ise sinema ile saplanmış; sonra da gelsin akıldışı-ahlakdışı moda, akıldışı-ahlakdışı ünlüler, günümüzde durum da zinanın, eşcinsel evliliğin, mini şort diye ortalıkta külotla dolaşmanın bile serbest olduğu, ve kendine bir de 'Müslüman ve Türk' de diyen, 'Atatürkçü' diyen bir toplum durumu. Nefs insanın da, toplumların da, dinin de, bilimin de, demokrasinin de, laikliğin de, özgürlüğün de, hukukun da, devletin de, akıl-ruh sağlığının da en büyük düşmanıdır çünkü hem en büyük cehalettir, hem tüm kötülüklerin nedeni ve amaçıdır, hem de akılı, mantığı, ahlakı, vicdanı, akıl-ruh sağlığını engeller. Ahlak da zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, akıl-ruh sağlığının, evrenin, insanlığın, ve evrimin en nitel zirvesidir. Sanat ancak bilime ve ahlaka uygun ise sanatsız kalmış bir toplumun hayat damarılarından(damarlarından) biri kopmuş olur, yoksa olmaz; bilime ve ahlaka aykırı sanat olmasın, daha doğru ve daha iyi; yani bilimsel ve ahlakçı bir diktatörlük bilimi ve ahlakı dışlamış bir demokrasiden üstündür. Tarkan adlı bir çizgi roman var; filımı da çekildi, Tarkan'ı Kartal Tibet oynadı. Ancak tuhaf bir durum ki Tarkan çizgi romanında da, Tarkan filımında da Tarkan mini etekli, tayt külotlu; kılsız ve süt bacaklı biri olarak var. Çizgi romanında da, filımında da Tarkan Türk olarak, Hun Türkü olarak tanıtılmakta. Durum ki ne Türkler, ne de Hun Türkleri mini etekli giysi, ve tayt külot giymiş. Düşünün ki Attila da Hun Türkü; Atilla'yı mini etekli ve tayt külotlu olarak düşünmek saçmalık olur. İnternette de gördüm ki Hunlar da, öteki Türkler de bol pantolon üzeri uzun bir giysi içindeler yani kimsenin bacakları açıkta değil, büyük olasılıkla da içlerinde bol ve uzun külot var. Çizgi romanında Tarkan bayanlara çok itici gelecek biçimde kılsız ancak kahverengimsi bacaklı görünmekte, filımında ise bayanları bile kıskandıracak biçimde kılsız, beyaz, süt bacaklı. Tarkan çizgi romanı Hürriyet gazetesinde 1967 yılında yayınlanmaya başlamış, ilk filımı ise 1969 yılında çekilmiş. Ekşi sözlük'te, Tarkan'ın yaratıcısı Sezgin Burak Tarkan konusunda şunu söylemiş: 'Tarkan, Türk gücünü ve kudretini yansıtan bir kelimedir. Bu kelimeyi Türk kanı taşıyan kahraman manasında yarattım. Kahramanlık ve mertlik ifade eder.'. Anlaşılan ki Sezgin Burak 'Türk' demenin 'Önce ahlak, edeb, onur, gurur' demek olduğunu, hele ki o çağlarda 'Türk' demenin 'Ortalıkta kadınlar gibi mini etekle gezmemek' olduğunu ya düşünememiş ya öğrenememiş ya da unutmuş olmalı. 'Tarkan'; demirci, demir ustası; devlet görevlisi; savaşçı/asker' anlamına geliyormuş. Sezgin Burak acaba Tarkan'ı neden mini etekli ve kılsız bacaklı çizdi? Nasıl bir mantık, nasıl bir dünya bir Türkü, üstelik de bir Hun Türkünü mini etekli çizer? Peki, Kartal Tibet. Tarkan filımında 'Ben de giymem, Türk erkeği de mini etek giymez, böyle Türk erkeği hele ki Hun erkeği hiç olmaz' deyip rolü neden geri çevirmedi? Durum ki akıldışı-ahlakdışı, küresel ve derin bir güç dünyaya mayonun icadından bu yana ahlakdışılık pompalamakta, sinema ile de bunu en iyi biçimde yapmakta çünkü sinemada ahlakdışı giyim, ahlakdışı müzik, ahlakdışı ünlü, ahlakdışı mekan, ahlakdışı durum yani ahlakdışı herşey olabilmekte. Bu nedenle ki ahlakdışılık modayı da, sinemayı da çok sevmekte. Bilime ve ahlaka aykırı sanat açık ki bir toplumun hayat damarı değil ölüm damarıdır. Mini etekli Tarkan'dan günümüze gelen durum ortada: Zina, genelev, eşcinsellik, eşcinsel evlilik, sıtriptiz(striptiz) kulübü, sexshop, sütyen-külot pılaj, bay-bayan karışık masaj salonu, ortalıkta mini şort diye külotla bulunmak serbest. Sırada daha neler var acaba? Bir Türk erkeğine mini etek giydirmek; üstelik de bir Hun erkeğine. Türk erkeğine, üstelik de ağda yapılmış ve süt gibi bacaklara mini etek giydirmenin amaçı nedir? Açık ki bu durum genelde 'Ahlaka saldırı', özelde ise 'Türk ahlakına saldırı' durumu olur. Günümüzde ise kaş aldıran, küpe takan, tayt pantolon giyen, bayanlar gibi saç uzatan, tanga külot giyen sözde Türk erkekleri, sözde Müslüman erkekler, sözde Atatürkçü erkekler, sözde demokrasi erkekleri, sözde özgürlük erkekleri, sözde üniversite mezunu erkekler. İki Tarkan tanıdık; ikisi de ahlaka, dine, Türklüğe aykırı durum. Atatürk'ün de, dinin de, Türklüğün de, akıl-ruh sağlığının da, insan olmanın da, demokrasinin de, laikliğin de, özgürlüğün de, adaletin de, eğitimin de, ekonominin de, devlet olmanın da, vatan olmanın da, 'Önce ahlak, sonra bilim' olduğu ne zaman öğrenilecek acaba? Bir kafatası ya beyinle dolar ya bedenle; beden denilen de ya mide ya cinsel organ ya kas ya deri ya saç ya takı, süs. Kafatasını bilim ve ahlak beyinle doldurur; nefs ise bedenle. Bu nedenle ki Atatürk de, Muhammed de 'Ahlak ve bilim' dedi. Sanat 'Sanat için herşeyi yapmak' değildir; bilime ve ahlaka uygun herşeyi yapmaktır ki sanatın cesareti de buradan gelir; bu nedenle ki Galile cesurdur da, ortalıkta sütyen-külot dolaşmak, dünyanın en büyük cesareti olan ahlakı dışlamak korkaklıktır. Açık ki çağımız gerçekte 21. yüzyıl değil; faşist, sömürgeci, işgalci, istilacı Roma imparatorluğu'nun siyaset, özel sektör, moda, sanat, turizım, medya, eğitim, ve sıpor gibi adlar altında 21. yüzyıl durumu. Açık ki bu ülkeye en büyük kötülüğü ilk önce sinema yani sanat yapmış görünmekte. Sanat; tak, biri akıldışılıktan, biri ahlakdışılıktan iki kanat. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 4.7.21/07.54
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir