Şiir Defteri

KURBAĞALAR: BU NASIL KÖY FİLMİ BÖYLE? (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
29.01.2021 / 02:11
407 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Türkiye'deki demokrasidışı yönelimi anlamak için zorunlu şeylerden biri de genelde Türk sineması denilen sinemayı, özelde ise bu sinemadaki yozlaşmayı, yozluğu anlamak zorunludur bence. Yani Türkiye'de; felsefel, bilimsel, toplumsal ve ahlakçı bir sinema kurulmadan ne Türkiye sineması doğru, iyi olarak var olur ne de Türkiye'de gerçek, doğru bir demokrasi ve ülke yapısı var olur bence. Kurbağalar. Hülya Koçyiğit'in ve Talat Bulut'un başrollerde oynadığı, 1985 yapımı bir köy filımı(filmi). Amanın da aman, nasıl bir köy filımı. Sanki Emanuelle filımlarının(filmlerinin) kapalısı, köylü giysilisi. Amanın da aman; Balkanlı Ali'den(Talat Bulut) taze, yeni, yedi yaşlarında çocuklu dul Elmas'ın(Hülya Koçyiğit'in) kapısına güpegündüz de dayanmalar, yatağına girmeler; Elmas'tan, başkalarının da olduğu kumsalda kumlara uzanıp kumlarla sevişmeler; herkesin içinde bir baydan Elmas'ın memelerini(göğüslerini) tutmalar; herkesin içinde bir baydan bir köylü kızın memelerini tutmalar; Elmas'ın incecik entarisinin içinden çevredeki bayları(erkekleri) tahrikçi görüntüler. Yani gören de sanır ki köyler azgın bayanlarla dolu. Nasıl bir köy, nasıl köylü bunlar anlayamadım. Gerçek ki birilerince bilerek ya da bilmeyerek sinema cinselliğe ya da utanmazlığa yönlendirilip hem Türkiye sinemasının doğru düzgün gelişmesi engellenmiş hem de demokrasinin, laikliğin içine düşmanlık yaratacak tohumlar atılmış. Yani benden artis olmazdı çünkü ben böyle filımlarda oynayamazdım, bu tür şeyleri yapamazdım. Yani sinemaya bu tür yaklaşımlar hem sinemaya hem demokrasiye zarar veriyor hem de doğru düzgün, ahlak edeb ilkeleri olan sanatçıların ortaya çıkmasını engelliyor. Böyle bir ülke ya ahlakdışı bir Ab dünyasına gider ya da İslamcı, Osmanlıcı bir diktatörlüğe çünkü bu tür şeylerle doğru, iyi, insancıl yerlere gidilmesi olanaksız. Yani sinema kendisine gelmeli, sinemaya felsefel, bilimsel, toplumsal, ahlaksal bir yapı verilmeli. Yazık. Gerçekte bu ülkede hiç Türk, Türkiye sineması olmamış. Sanat; sanat için herşeyi yapmak değil; ahlakdışı, utanma taşımayan şeyleri yapmamaktır. Sonra da işte böyle; sinemanın içine 'Sanat için herşeyi yaparım' diyen, soyunabildiği kadar soyunanlar doldu. Sanat için herşeyi yapacaksan ahlaka aykırı şeyleri yapmama cesaretini, sanatını göster ki bu da sanat için herşeyi yapmanın gerçek, doğru anlamıdır yoksa sanat için herşeyi yapmak pornoya kadar gider. Yani sanat için herşey yapılmaz; yapılırsa da gün gelir demokrasiyi, laikliği, özgürlüğü mumla aramak zorunda kalırsın. Evet; sinemayı da moda, turizım(turizm), çıplak medyası, yandaş medya ve siyaset gibi düşmanlarımdan, bu ülkenin düşmanlarından ve insanlığın düşmanlarından biri ilan ettim. Necdet Gürçiftçi İnternette yayınlandığı zaman: 5.3.17/08.03
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir