Şiir Defteri

KIZILAY'IN 2021 YILI RAMAZAN AYI'NDAKİ 'PAYLAŞMAK' KONULU REKLAMINDAKİ TUHAFLIK DURUMU (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
01.05.2021 / 12:19
423 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Dil basit birşey değildir. Doğru dil; dil mantığı, dil felsefesi, dil bilimi, ve dil geometrisi ister. Türkçe ise dünyadaki en zor dildir, ve en evrensel dildir. Yani, Türkçe konuşurken, yazarken iki kez daha çok düşünmek gerekir, öteki dillere göre. Dini tanımlayan, 'Din bilim, ahlak, mantık, vicdan, merhamet, dürüstlük, adillik, güvenilirlik, sakinlik, medenilik, israfsızlık, nefssizlik, ve inzivadır' diyen Din hadisileri'nin bilinmemesinden ya da eksik bilinmesinden ya da yanlış anlaşılmasından ya da doğru anlaşılmamasından olsa gerek, Ramazan ayı gelince birileri hemen bağış yani para toplamaya başlamakta, televizyon reklamları da nefs sunan, nefse davet eden reklamlar(tanıtımlar) dolmaya başlamakta, sanki insanlar 11 ay açmışlar da Ramazan ayı'nda yiyebiliyorlarmış, 11 ay yiyipiçmek yasakmış da yalnızca Ramazan ayı'nda serbestmiş gibi. Din 'nefssizlik' de içerir çünkü savım ki nefs hem en büyük cehalettir, hem kötülüklerin nedeni ve amaçıdır(amacıdır), hem de akılı, mantığı, ahlakı, vicdanı, akıl-ruh sağlığını yani insanca insan olmayı önler, yani nefs bu nedenle dine aykırıdır, laf olsun diye değil; bu nedenle ki Din hadisileri 'Sultanlarla düşüpkalkan alimler bile hırsızdır' der çünkü sultan, sultanlık nefs köleliği de demektir, yani nefse kölelik alimliği, alimeliği bile yok eder. Yani insanın da, dinli insanın da ilk savaşması, yok etmesi gereken şey nefsidir oysa bakıyoruz Ramazan ayı'nda televizyon reklamları kuru ekmek, bulgur pilavı yani nefssizlik reklamları ile değil sucuk, salam, pizza, dondurma, pasta gibi nefslerin reklamları ile, ve yemek tarifileri yayınıları ile dolmakta, açık ki birileri hem dini tanımlayan Din hadisileri'ni anlamamakta, hem de Ramazan ayı'nın yani oruçun ziyafet, şölen, nefs, zevk, haz ayı değil nefse karşı savaşım ayı olduğunu anlamamakta; üstelik de birileri, Din hadisileri 'Sultanlarla düşüpkalkan alimler bile hırsızdır' demesine karşın 'Ramazan 11 ayın sultanı' yazmakta, demekte; açık ki bu durum din, İslamiyet, Ramazan ayı, ve oruç konusunda büyük bir cehalet ve mantıksızlık durumudur, dine aykırılık durumudur. Kızılay 2021'in Ramazan ayı'nda 'Biz paylaşmayı bollukta değil yoklukta öğrendik' diyen bir reklam(tanıtım) yayınlamakta. Öncelikle; 'Paylaşmak güzeldir' savına karşın 'Biz paylaşmayı bollukta değil yoklukta öğrendik' sözü 'Paylaşmak güzeldir' mutlaklığına aykırılıktır ki 'Paylaşmak güzeldir'deki 'güzel' sözcüğü açık ki zaten nefsi, zevki, hazzı anlatmakta, yani 'Paylaşmak güzeldir' savına ben de katılmıyorum zaten çünkü 'Haneye değil taneye gelen insan türü' yani nefsçi ve çıkarcı yani mantıksız insan türü yaratır. 'Paylaşmak güzel' ise ulusal(milli) gelir kapitalistlere ve işçilere, yoksullara, işsizlere de neden adilce paylaşılmıyor? Yani demek ki 'paylaşmak'tan önemli şeyler de var, bu nedenle ki Çin atasözü 'Balık vereceğine balık tutmayı öğret' demiş. Kızılay'a sormak gerekir: 1- Bollukta paylaşmak yanlış, kötü, çirkin, zararlı birşey midir de paylaşmak konusunda 'yokluk'u, 'yoksulluğu' vurguluyorsun? Ne yani; paylaşmayı bollukta öğrenmiş olmak da, bollukta paylaşmak da yanlış, kötü, çirkin, zararlı birşey mi? Neden yalnızca 'Biz paylaşmayı biliyoruz, biliriz' gibi birşey söylemiyorsun da işin içine 'yokluk'u sokuyorsun? 2- Gerçek ki yokluk zaten paylaştırıcı, paylaşmayı kolaylaştırıcı birşeydir çünkü durumu kötü olanlar durumu iyi olanların yanlarına gitmek, ve durumu kötü olanlar durumu iyi olanlardan geçinmeye çalışırlar ki bu durumlardan biri de 'Sigara otlakçılığı' denilen şeydir; dilenciler zenginlerin yanlarına giderler dilenmeye, zenginler dilencilerin değil; yani yoksulluk(fakirlik) zorunlu olarak biraraya(bir araya) getiricidir zaten ancak görülmekte ki insanlar zenginleştikçe önce yoksullara, sonra da topluma sırtlarını dönmek eğilimi göstermekte; yani açık ki yoksulluk birleştirici, zenginlik ise ayırıcı bir özellik göstermekte, bu nedenle ki yoksul mahallelerinde herkes elinikolunusallayasallaya(elini kolunu sallaya sallaya) gezebilir, insanlar istedikleri evin zilini, kapısını çalabilir ancak rezidans sitesilerine girmek için önce güvenlikten ve onaydan geçmek gerekir. 3- 'Biz paylaşmayı bollukta değil yoklukta öğrendik' sözünde bir de 'Biz, bolluk içinde iken paylaşmayı bilmiyorduk, biz bolluk içinde iken paylaşmayı bilmezdik; yoksullaşınca öğrendik' gibi bir anlam durumu da içerilmemiş olmaktadır. Gerçek ki yoklukta paylaşmak zaten bir eğilimdir, hüner bollukta paylaşmaktır. Muhalefette iken herkes paylaşır, hüner iktidarda iken herkes ile paylaşabilmektir. Ancak Chp milletvekili Gürsel Tekin 2020 yılının ocak ayında Kızılay konusunda şu dilekçeyi vermiş: 'TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Türkiye'nin kadim yardım kuruluşu Türk Kızılay'ı, ülkemizde yardım kuruluşu dediğimiz zaman aklımıza ilk gelen kuruluştu. Halkımızın kara gün dostu olan; barışta, savaşta ve felaket anlarında birçok görev yüklenen Kızılay, son dönemde yolsuzluk, usulsüzlük ve yandaşlık gibi iddialarla gündeme gelmeye başladı. Türk Kızılay'ı Genel Başkanı Kerem Kınık'ın, Elâzığ depreminin ardından paylaştığı mesajla yurttaşlardan bağış istemiş, bu mesaj büyük tepki konusu olmuştu. Deprem bölgesine ilk yardımı ulaştıracak olan kurumlardan olan Kızılay, 'ilk önce para isteyen, fırsatçılık yapan' bir konumuna düşürülmüştü. Kızılay'ın faaliyetleri kamuoyunu meşgul etmeye devam ederken ortaya çıkan yeni bir belgeyle Kızılay'ın kendi bütçesinden çeşitli vakıflara para aktardığı ortaya çıktı. Kızılay üzerinden Ensar Vakfı'na 7 milyon 925 bin dolarlık bağışa ilişkin açıklamalarda bulunan Kınık, söz konusu bağışı, 'Vergi kaçırmak başkadır, vergiden kaçınmak başkadır' diye savundu. Türk Kızılay'ı, 11 Haziran 1868 tarihinde 'Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti' adıyla kurulup, 1947 tarihinde 'Türkiye Kızılay Derneği' adını almıştır. Kuruluşa 'KIZILAY' adını büyük önder Mustafa Kemal Atatürk vermiştir. Kızılay'ın en önemli özelliği, hiçbir şart veya koşul gözetmeksizin insanlara her koşulda yardıma koşmaya çalışmasıdır. Herkesin güvenini muhafaza etmek amacıyla kimseye taraf olmaz ve siyasi tartışmaların dışında kalırdı. Ancak son yıllarda tarafsız ve bağımsız olarak tüm ülkeye ve insanlığa hizmet etmek amacıyla kurulan ve gelirinin tamamına yakınını halkın bağışları ile sağlayan Kızılay, siyası iktidarın arka bahçesi olarak nitelendirilmeye başlandı. Yönetsel olarak bağımsız olması gereken kuruluş, yürütülen hizmetin en önemli ilkesi olan tarafsızlık ilkesini yok saymaya başladı. İnsani yardım amaçlı kurulmuş olan Kızılay, tüm itirazlara rağmen kâr amaçlı bir şirketedönüştürüldü. Türk Kızılay'ı resmen Holding oldu. Holdingleşme ile birlikte Kızılay hayır kurumu işlevini yitirerek, mal alan satan bir ticarethaneye dönüştürüldü. Kızılay'ın tüm gayrimenkulleri yeni kurulan altı farklı şirkete devredildi. Şirketler, Yönetim Kurulu'ndan izin almadan yatırım ve satış işlemi yapabilme hakkına sahip oldular. Kızılay'ın kuruluş amacıyla bağdaşmayan faaliyetleri kurumun saygınlığına ciddi anlamda gölge düşürmektedir. Dünyada ki örneklerinde olduğu gibi tüm siyasi hesap ve çıkarlardan uzak, tamamen bağımsız ve adil bir şekilde hizmetlerini yürütmesi gereken Kızılay bu amacından sapmaya başlamıştır. Kuruluş felsefesine dönmesi hem uluslararası hem de yasal bir zorunluluk oluşturmaktadır. Bu açıdan, Kızılay'ın kuruluş amacına aykırı, şaibeli ve usulsüz faaliyetlerin olup olmadığının araştırılması Yüce Meclisimiz açısından son derece önemli bir sorumluluktur. Türk Kızılay'ın insanı yardım konusundaki işlevini etkin yürütüp yürütmediğini ve bu konudaki eksiklerin saptanarak gerekli önlemlerin alınması amacıyla Anayasa'nın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105. Maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını saygılarımla arz ederiz. 30.01.2020 Gürsel Tekin'. 2019 yılında da Kızılay ile ilgili olarak medyada şu haber var: 'Kızılay yöneticilerinin aylığı dudak uçuklattı: Müdürün maaşı 31 bin 500 TL. Kızılay Genel Müdürü İbrahim Altan'ın maaşı 31 bin 500 TL oldu. Kızılay Genel Müdür yardımcılarının maaşlarında da dört yılda yaklaşık yüzde 170 oranında artış olduğu öğrenildi.'. Yine 2019 yılında Kızılay ile ilgili olarak medyada şu haber var: 'Kızılay'ı çiftliğe çevirmişler: Deniz Feneri hükümlüsü Genel Müdür oldu. Kızılay Yönetim Kurulu, AKP adayları ile akrabalar tarafından dolduruldu.'. Habertürk gazetesindeki köşesinde de Sevilay Yılmaz 29.01.2020 tarihli yazısına şöyle başlık atmış, Kızılay ile ilgili yazısına: 'Kızılay Ensar Vakfı'nın aracısı mı?'. Kızılay'a şunu da sormak gerekir, paylaşmayı 'öğrenmiş' ise: Kızılay'ın yönetim kademesinde, ve hizmetli kademesinde kaç Chp'li ya da Chp'ci çalışmaktadır, ya da Millet ittifakı'ndan kişi çalışmaktadır? Chp'li, Chp'ci, Akp karşıtı işsiz pekçok kişi de var da. Görülmekte ki Kızılay 'paylaşmak'tan anlaşılmaması gereken şeyler anlar görünmekte durumu içinde görünmekte. Önce mantık. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 1.5.21/12.19
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir