Şiir Defteri

KILIÇDAROĞLU CHP'Yİ BATIRACAK (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
23.03.2019 / 01:22
852 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Kemal Kılıçdaroğlu bana göre ayırdında(farkında) olmadığı büyük bir tuzağın içine düşürüldü. Anlayabildiğimce Türkiye'de iki karşıt güç savaşıyor. Biri Akp'yi iktidara getirmeye çalışan yaklaşık 90 yıllık bir süreç ve örgütlenmesi; öteki de bu örgütlenmeye karşı savaşan yaklaşık 50 yıllık bir süreç ve örgütlenme ve bunun ile koşut(paralel) çalışan bir dış süreç ve örgütlenme ki bu yüzden bazan bu iç örgütlenme ve dış örgütlenme birbiriyle karıştırılmaktadır. Benim düşünceme göre Türkiye'de, bugünkü gelişmeleri erek edinmiş 90 yıllık bir süreç ve örgütlenme var ve bu örgütlenme; Erbakan'ın Refah Partisi'nde bölünme, ayrılık yaratarak, gözüne daha önceden kestirdiği Erdoğan ve arkadaşlarına yeni bir parti kurdurttu çünkü Erbakan'ın gitmeyeceği bir parti ile bugünkü, özellikle bölücü örgütle görüşmelere başlanamayacağı açıktı çünkü Erbakan Milli(Ulusal) görüşçü idi. Erdoğan'ın, Milli Görüş ile uyuşmadığını nasıl saptamışsa saptamış bu örgüt. Belki de zaaflarını saptadı ve onları kullandı, yönlendirdi. Bu, zaaf işlerini en iyi İngiliz istihbarat örgütü yapar. İngiltere bu zaaf işlerinin uzmanıdır; daha önce de Arabistan'da, Vehhabi adlı birinin zaaflarını saptayıp kullanarak, orada Vehhabilik dinini kurdurmuştu. Gerçekten de Türkiye'deki Samanyolu adlı Tv'nin öncülü olan, 'Milkway Tv: Samanyolu Tv' adlı bir tv kanalı var İngiltere'de ve Samanyolu Tv'nin ünlü 'Sırlı dizileri'ni dünyada ilk önce İngiltere'deki bu tv yayınlamaya başlamıştı. Öyleyse Fethullah Gülen'in neden İngiltere'de değil de Abd'de yaşadığı sorusunun yanıtına ise başka bir yazımda değineceğim. Refah Partisi içindeki Erdoğan'ı saptayan bu örgütlenme bana göre, Chp içindeki Kılıçdaroğlu'nu ve zaaflarını da da saptadı. Ve onu Chp'nin başına getirebilmek için Baykal'a tuzak kurdu. Baykal da zaaflarından dolayı bu tuzağa düştü. Baykal'ın bir toplantıda, yanına oturmuş mini etekli, açık saçık giyimli bir kadın sanatçıyı, yanından kaldırtmamış olmasını(Ben olsaydım kaldırtırdım), tam aksine onunla tatlı tatlı bir söyleşiye girmiş olmasını gösteren fotoğrafın olduğu, üstelik bir Chp dergisi olan dergiyi hala saklarım. Casusluk örgütleri saf, aptal insanlardan oluşmaz. Bir bakışta, insanların zaaflarını şıp diye anlarlar. Kılıçdaroğlu parti başkanı olabilir ama lider(önder) olamaz, konulu bir yazı yazmıştım, Baykal daha başkanken. Ben de insan sarrafıyım. Baykal'dan başkan olur ama lider(önder) olmaz. Son bir ay içinde, Kılıçdaroğlu, önder olamayacağını kendi kendine kanıtladı da. Çünkü Kılıçdaroğlu'nda da bilimsellik, felsefe, mantık ve sanatçı ruhu yok. Chp'lilere, Atatürk'ün, sanat ve sanatçı ile sözlerini yeniden okumalarını öneririm. Chp'liler ya çok dalgınlar ya çok unutkan. Kılıçdaroğlu şu üç sözüyle, önder olmadığını gösterdi: 1-Anayasadaki değişiklikler toplum oylaması açık alan konuşmalarından birinde şöyle dedi: 'Recep bey, dokunulmazlıkları kaldırırsa, ben de evet derim. 'Anayasa değişikliklerine karşı çıkışın temel nedeni konusunda bile bilgi sahibi olunmadığını gösteren ve 'Hayır'cılara büyük bir darbe vuran söz O an 'Ne diyor bu adam ya?' diye şaşkınlıktan kendimi alamadım. 'Evet' demek bu kadar basit mi? 'Bana ev ve araba alırsan seninle evlenirim.' diyen anlayıştan ne farkı var bunun? Bir insanla ya evlenirsin ya evlenmezsin. 2-'Terör silahla önlenmiyor' sözü. Ne demek, terör silahla önlenmiyor? Böyle bir genelleme yapmak hakkını kendinde nasıl buluyorsun? Bilge misin? Düşünür müsün? Uzman mısın? General misin? 'Terörü önleyemiyorum, beceriksizim, başarısızım.' diyebilirsin ama silahla önlenmiyor diyemezsin. Ver bana bin kişi, bin kaleşnikof, mermi, bin mayın, bin gece dürbünü; bir valiz de yüzlük dolar; sana, terörü silahla önleyivereyim. İşi bilmiyorsan konuşmayacaksın; hesap uzmanıysan gidip hesaplarınla uğraşacaksın, ülke sorunlarıyla değil. Ülke sorunlarını bilgelere, uzmanlarına bırakacaksın. Ne Chp'ye başkan ne de ülkeye başbakan olmak bilge, düşünür, bilimsel olmak demek değildir. Terör silahla önlenemiyor deyip genel af çıkarmak istiyor; terör örgütü ile görüşmek istiyor. 3-'Başbakan samimiyse anayasa çalışmalarını destekleriz' sözü. Böyle söz mü der muhalefet başı? Başbakan samimi mi değil mi anlayamadın mı daha? 'Samimiyim' dese ne olacak? Güvenecek ve Akp'ye mi geçeceksin? Böyle muhalefet mi olur? Böyle Chp başkanı, önderi mi olur? Ülkedeki sorun, başbakanın samimi olup olmadığı mı çıkarılacak yasaların içerikleri ve erekleri mi? Kılıçdaroğlu ancak masa başında konuşabilir. Başbakan da onun bu gücünü ve zaafını bildiği için onun, tv ekranlarında düello çağırısını kabul etmedi. Bir parti başkanı düşünün ki 21. yüzyılda, düellodan söz ediyor ama terörün silahla önlenemeyeceğini söylüyor! Bir ulusal, yurtsever, bilimsel, bilinçli, tutarlı parti başkanı ya da önder böyle konuşur mu? 'Bana tatlım, canım, cicim' dersen seni desteklerim türü bir anlayış bu. Böyle muhalefet mi olur? Gerçek bir ülkeyi başbakan da hükümet de yönetemez. Hastalanınca çözümü gidip marangoza mı, demirciye mi, mühendise mi, avukata mı soruyoruz? Chp başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, teröre karşı 'Toplumsal uzlaşma' diye bir çözüm getirdiğini söylüyor. Kemal Kılıçdaroğlu kimdir? Alim mi, filozof mu, düşünür mü, bilge mi? Kılıçdaroğlu böyle bir konuya çözüm getirebildiğini nasıl söyleyebiliyor? Kemal Kılıçdaroğlu hesap uzmanı değil mi? Muhasebe il ülkenin kültürel, düşünsel, bilimsel çözümlerinin ne ilgisi var? Kılıçdaroğlu dünya ve ülke sorunlarını çözme eğitimi veren bir okuldan mı mezun olmuştur ya da böyle bir özelliği mi var? Başbakan hesap uzmanı olsa teröre çözüm sunabiliyor, avukat olsa sunabiliyor, mühendis olsa sunabiliyor, doktor olsa sunabiliyor, siporcu olsa sunabiliyor. Sanatçı olsa yine sunacak. Diyelim ki bir çoban ya da marangoz ya da demirci ya da bir manken başbakan oldu; o da çözüm getirdiğini söyleyecek ve bunu da uygulama hakkı olacak. Böyle demokrasi, böyle devlet yönetimi, böyle ülke yönetimi olur mu? Devlet, ülke yönetimi bilge, düşünür kişilere bırakılmalı. Bu konular en çok kim oy aldı ile çözülecek konular değil. Kemal Kılıçdaroğlu'na göre; teröre karşı çözümü sağlayacak olan şey öncelikle terör örgütünün kendisidir! Çünkü önerdiği çözümün uygulanabilmesi için önce terör örgütünün, silahlarını bırakması gerekmektedir! Yani hem terörü yani sorunu yaratan yan terör örgütü hem de çözümün ilk koşulu terör örgütü! Böyle terör mü önlenir? Duygusallıkla, varsayımlarla, şirin görünmelerle terör mü önlenir, terör mü yok edilir? Nasıl mantık bu? 'Ben iyi insanım, terör örgütü beni kırmaz, terörü bırakır.' mantığı ile terör mü yok edilir, ülke mi yönetilir, devlet mi yönetilir? Bu nasıl mantıktır? Yani neredeyse; 'Kadın başbakanımız olsa terör biter çünkü kadına el kalkmaz, kadın çiçektir.' mantığı da var dünyada. Hele bir de genç, güzel, sarışın, sarı ve uzun saçlı, 90-60-90 ise terör örgütü yelkenleri indirir mantığı da var dünyada. İnsan usu, şaşar çünkü 180 derecelik bilya rulmanlı bir tekerleğe benzer, dönebildiğince döner, bir de gıres yağlı ise, döndükçe döner. Her başbakan olan; ülke, devlet sorunlarını çözme hakkını kendisinde nereden buluyor? Bu, bilimsel ve ahlaklı mıdır? Sarıkta ya da makamda bilgelik veren bir özellik mi var? O zaman başbakanlara sağlık sorunlarımızı da soralım, bozulan ev cihazlarımızı da onarttıralım. Başbakan olmak, insana, ülkeyi ve dünyayı anlama özelliği, yeteneğe mi veriyor? Bırakalım da işleri, bilenleri yapsın. Başbakanlar, hükümetler devlet işlerine karışmasınlar; yatırımlarla, toplumun nicel gereksinimlerini sağlamakla uğraşsınlar. Başbakanlık alimlik makamı ya da kırallık makamı değil bakanların başlığı makamıdır. Başbakan devletin, ülkenin yöneticisi değil bakanlarının yöneticisidir. Önce kavramları yerli yerinde kullanmayı öğrenelim, devlet ve ülke sorunlarını çözmeye soyunmadan önce. Sonra da İmralı'ya gidip terör başına çözüm önerileri sormayalım. Anlaşılır şey değil; ülkede terörü yaratanlara teröre karşı çözüm soruluyor. Çok ilginç. Siyasetin yozluğu ve yozlaştırıcı etkisi bu olsa gerek. Boşuna değil; siyaset olan heryerde rezalet de oluyor. Devlet ve ülke yönetimini bilgelere, düşünürlere bırakmak gerekiyor; belli bir oy aldılar diye siyasetçilere, başbakanlara, hükümetlere değil. Makamlarla, oylarla başbakan hatta devlet başkanı da olunabilir ama ne bilimci olunur ne aydın ne bilge. Devletler ve ülkeler siyasetçilerin, oyların deneme tahtası değildir. Teröre karşı çözüm istiyorsan ya bilgelere ya genelkurmay başkanına sor. Sorunun varlığını, çözüm için gerekli sayma, sanma. Yahu siz daha kimin villası kimin, kimin villası havuzlu; onun kavgasını yapıyorsunuz. Bırakın devlet, ülke sorunlarının çözümünü bilgelere, düşünürlere, bilimcilere. Siyasetçi, milletvekili, bakan, başbakan, hükümet olmamın ölçütleri iyi ve doğru belirlenmeli herşeyden önce. Önce bu sorunu çözün siz. Yoksa 90-60-90, sarışın, uzun sarı saçlı, mini etekli, lensli bir kadın, başbakan seçilirse başka çözümler önerebilir devlet ve ülke sorunlarına ki al gözüm seyreyle o zaman dünyayı. Devlete, ülkeye ve bilimselliğe değer verin biraz. Oylarla devlet, ülke yönetilmez ancak şirket yönetilir. Polis taş ve molotof kokteyli atan, terör yanlısı göstericileri yakalayıp mahkemeye götürmek yerine 'Dağılın yoksa cıs yaparım.' derse; mahkemeler de getirilen o göstericileri 'Sizin yaşınız küçükmüş, siz daha 12'sinde, 17'sinde çocuklarmışsınız, bir daha yapmayın yoksa cıs ederim.' derse terör Avrupa'da, Abd'de önlenebilirse de dört yanı hem dışından hem içinden düşmanla çevirili bu ülkede önlenmez, azar iyice. Osman Pamukoğlu 'Ben terörü 1 yılda bitiririm.' diyor ama onu kimse dinlemiyor. Eğer gerçekten de terörü bitirmek gibi bir düşünceniz, ereğiniz varsa onu görevlendirin öyleyse. Nanik mi? Size de tarih nanik yapar öyleyse. Hiçbir yasa darbeyi önleyemez çünkü işin ucunda yurt vardır en azından. Günü geldiğinde darbeler ya da devrimler size nanik yapar o zaman. Bence Kılıçdaroğlu bir 'Utangaç' Akp'li. Bu yüzden Akp'ye geçerse hiç şaşmam. Çünkü anlaşılan o ki Akp ve Akp hükümetine muhalifliğinin tek nedeni, başbakanın samimiliği konusundaki kuşkusu. Yani ortada kuramsal, bilimsel, ulusal bir tutum yok! Bu ülkeye Gandi'ler değil Mustafa Kemal'ler gerekli. Chp'ye ilk darbeyi Baykal, ikinci darbeyi Kılıçdaroğlu vurdu. Chp'lier yozlaştı. Bu ülke için de insanlık için de artık çözüm değiller. Bence Chp, Kılıçdaroğlu'ndan da hemen kurtulmalı. Yoksa İnönü'nün şu sözü yine gerçek olacak: 'Yoksa seni ben bile kurtaramam.' Dünya ve Türkiye yeni bir tarihe gebe. Bu nedenle ordulara daha büyük, daha çok görevler düşecek. Siyasal partilerle, demokrasi denilen kapitalist seçimiyle bu işler yürümez, yürüyemez. Bu işler felsefe, mantık, bilimsellik işi; demokrasi, seçim, oy işi değil. Hiç bir uslu(akıllı) insan, toplum, devlet ve ülke; geleceğini, bir siyasal partinin alacağı oya bağlayamaz. Harç bitti, yapı paydos. Oy yok, bilge var. Demokrasi yok, bilgelik var. Tek çözüm: Ordu ve bilgelik işbirliği. Gerçek devlet , gerçek ülke , gerçek uygarlık, gerçek cesaret budur. Yurtları kuranlar ordular, demokrasiyi kuranlar da bilgelerdir çünkü. Ordulara ve bilgelere düşmanlık; demokrasiye ve özgürlüğe de düşmanlıktır. Tek tehlike; orduların ve bilgelerin kendilerine ihanet etmeleridir. Yoksa bu konuda başka sorun yok. Ordusundan korkulan bir ülkede ya ordu yozlaşmıştır ya toplum ya da ikisi birden... Yurdu kuranlardan niye korkulsun ki! Ama kuşkusuz ki bilgelerle dalga geçen bir yoz toplum, ordusundan da korkacaktır. Gerisi nanik. Gerisi nanay da nanay, şinanay. Kapatılması istenilen bir parti, Türkiye'yi yönetiyor; kapatılması istenilen bir başka parti de ana muhalefet partisi! Meclis, kapatılması istenilen ve istenilecek partilerle dolu! Garip bir ülke Türkiye gerçekten. Bunların darbelere karşı olmalarını anlamak kolay. Ben anlıyorum. Gerçekte Baykal'a tuzak, Akp işi değil Chp'nin başından Baykal'ı atıp Baykal'dan daha çok zaafları, yetersizlikleri olan Kılıçdaroğlu'nu getirip Türkiye'yi daha kolay bölünmeye doğru götürmek isteyen örgütlenmenin işi. Yani Akp'yi yaratan ve iktidara taşıyan güç. Ulusalcıların değil yani. Necdet Gürçiftçi 2010-Eylül'de internette yayınlandı.
Düzenleme: 23.03.2019 / 01:40
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir