Şiir Defteri

KARL MARX DA YANILDI (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
05.09.2023 / 17:41
212 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Şu yalan dünyada yanılanlar yalnızca dinliler değil, dinsizler de. İşin özü gerçekte; yalan dünyaya sarılan herkes yanılır. Yani bu bağlamdan ve anlamdan olmak üzere yalnızca dinlileri değil, dinsizleri de bilimsel olarak eğitmek gerektiğini belirteyim. Karl Marx'çı olmak bir yanılgıdır; Karl Marx'ı yani diyalektik felsefeyi öğrenmek ise çok yararlı. Yani karıncaları öğrenmek yararlıdır, örneğin ancak karıncalara benzemeye kalkmak çok zararlıdır. Gerçekte özellik ile; Türkiye toplumundaki yanılmaların temel nedeni olarak ben 'Yabancı hayranlığı tutkusunu' görüyorum. Yani Türkiye toplumunda; 'Yabancı olsun da çamurdan olsun' gibi bir anlayış var, düşünceme göre. Bunun da altında bence; insanların birbirlerini kıskanmaları, çekememeleri yatıyor. Bunun da altında bence; yaratıcılığın az olması var. Yani bence; yaratıcı olamayanlar, yaratamayanlar birbirlerini kıskanırlar ve yabancılara yönelirler. Bunun bir örneğini de ben; ülkemizin mis gibi pideleri, lahmacunu, peynirleri var iken yabancı fastfood(hızlı gıda) türü yiyeceklere; yabancı peynirlere, örneğin kaşar gibi peynirlere yönelmede görüyorum. Pide ya da lahmacun yemek için yarım saat kadar beklemek gerek, doğru ancak buna da bir çözüm bulunabilir, bulunmalı. Ancak ülkemizde örneğin mis gibi, lezzetli mi lezzetli, sağlıklı mı sağlıklı tulum peynirleri var iken kaşar denilen genelde Avrupa, özelde üstelik de Yahudi icadı, tatsız tuzsuz ve içine küflü kaşar artıkları ve sağlığa zararlı katkı maddeleri konulan kaşar peyniri hayranlığını anlayamıyorum. Hele bir tulum peyniri yiyin de peynir nasıl olurmuş görün. Dersiniz ki peynir budur. Türkiye'deki yabancı hayranlığının ana nedenlerinden biri de Hasan Ali Yücel'dir. Bu kişi; Türkiye'de; özgün, yeni, özel, dünya çapında, evrensel romanlar, öyküler, şiirler, düşünce kitapları, kültür kitapları, bilim kitapları yazdırmak yerine hemen gidip Avrupa'nın düşünürlerinin, yazarlarının, şairlerinin, mitlerinin kitaplarını harıl harıl Türkçe'ye çevirtmiştir. Bunu, Atatürk öldükten sonra yapdı(yaptı), Atatürk zamanında değil. İnanıyorum ki bunu Atatürk zamanında yapmaya kalksa idi Atatürk buna kesinlik ile karışı çıkardı. Bunu üç yıl kadar önce bir yazımda anlatmışdım(anlatmıştım). Bence işte, Türkiye'de; Atatürk'çülerin, demokrasinin, laikliğin yenilgisinin, sonunun ilk tohumlarını, ilk temellerini bu adam, bilmeyerek atmıştır. Bu yüzden ülkemizde masal kültürü bile gelişemedi. Batı; evrensel masallar kaynar iken bizde bir Keloğlan var, onu da bizden başka bilen yok ki o da Batı masallarının nitelliği, evrenselliği karşısında sınıfta kalır. Yani Hasan Ali Yücel bu ülkeye; genelde kültürel, düşünsel, felsefel hazırcılığı; özelde Batı hazırcılığını ve hayranlığını soktu. Lisede yıllarca Batı'nın mitlerini, düşünürlerin, yazarlarını, şairlerini, felsefesini babamızın malı gibi öğrenmek, ezberlemek zorunda bırakıldık ve bunlara hayran, bağımlı, dalkavuk yapıldık. Yani biz gerçekte herşeyi Hasan Ali Yücel ile daha en başta kaybettik(yitirdik). Ruha yabancılık sokuldu mu artık ne yapsan boş. İşte ben bu düşünsel zinciri, düşünsel köleliği kırmaya ve Türkiye'yi özgür bırakmaya çalışıyorum. Bugün ülkemizin bugünkü durumundan Abd'yi, kapitalizimi, emperyalizimi, kapitalistleri, özel sektörü(bölgeyi) suçlamadan önce bence genelde Hasan Ali Yücel'i, özelde de ise onun arkasından giden sözde komünistleri, sözde solcuları, sözde demokratları, sözde aydınları, sözde Atatürk'çüleri, sözde laikleri suçlamak, eleştirmek gerekir. Bence onun yüzünden, Türkiye'de; yaratıcı olamayan, sınırlı bilinçli, dışa bağımlı, kısır, özsüz, saldırgan, şiddet yanlısı, silah yanlısı bir sol, aydın kesim, laik kesim, Atatürk'çü kesim oluştu. Gerçek yalınkat değil, der Marx; yazıya girmeden önce işte oradan buradan dolanıyoruz. Ancak yine de Marx'ın diyalektik maddecilik(eytişimsel özdekçilik) felsefesine göre 'Herşey birbiri ile ilgilidir' ilkesini de unutmamalıyız. Bu arada; Marx, Darwin, komünizim(komünizim), komünist, solcu düşmanlarına; 'Diyalektik materyalizim(materyalizm) felsefesindeki (Materyalizim) sözcüğünün, dünya mallarını, dünya nefsini, ahlaksızlığı değil de 'Ruh maddeyi yani evreni, doğayı değil de madde evreni, doğayı yaratır, anlamına yani bilinen adı ile 'Objektif olmak' anlamına geldiğini belirteyim. Yani diyalektik materyalizime; ahlaksızlık, namussuzluk damgası vurmak hem belden aşağı vurmaktır hem de iftiradır, haksızlıktır, bilim dışılıktır. Ha, tarihde yani diyalektik materyalizim öncesi yani Marx öncesi tarihde(tarihte) materyalizimi dünya nefsi, dünyaya uşaklık olarak yorumlamış, üretmiş, yaşamış olanlar olmuş olabilir ancak o, onların sorunu. Bu arada Marx'ın bir fabrikatör oğulu(oğlu) fabrikatör yani kapitalist olduğunu belirteyim. Karl Marx'a göre toplumu, tarihi; tarihi, üretim biçimi; onu da üretim araçlarının ne oldukları yapar. Yani tıraktör(traktör) icat edilmemiş iken, ekonomileri sanayi ekonomisi olarak tanımlayamayız; feodal yani tarıma dayalı ekonomiler olarak tanımlayabiliriz. Yani örneğin bir ormanda, kesilmiş ağaçlar var ise, oralar da insan da var demektir ve balta ile kesilmiş iseler balta; testere ile kesilmişler ise de testere var demektir ki bundan da orada metal üretimi ve işleme sanatının olduğunu anlarız. Yani örneğin gidip Orta Çağ'da bilgisayar mühendisi ya da bilgisayar tamircisi(onarımcısı) aramamalıyız. Yani Karl Max'a göre; örneğin eşek üstünde giden bir insanı, eşeğe göre tanımlamalıyız yani neyin üstünde yer alıyor ise çünkü fabrikanın üstündeki insanı yani fabrika sahibini kapitalist olarak tanımlarız. Ancak Karl Marx yanılıyor bence. Karl Marx'ın 'Madde herşeydir' kuramına uyar isek; insanları, toplumları, ülkeleri mevsimlerin köleleri, uşakları olarak düşünmemiz gerekir. Doğal ki onun zamanında seralar yokdu(yoktu). Örneğin domates, biber yemek için yazı beklemek gerekirdi. Şu an ekonomilere baktığımızda görmekteyiz ki yiyeceklerin, içeceklerin çoğu mevsimlerden bağımsız olarak üretilmektedir ve ilaçlamak, ürünler üstünde, mevsimlerden daha çok etkiye sahiptir. Doğal ki Marx zamanında tarım ilaçları da yoktu. Herşey kaderine(yazgısına) terk edilmişdi(edilmişti), bırakılmışdı (bırakılmıştı). Yine öte yandan Marx'a göre; kişilerin hayatlarını maddi yani ekonomisel durumlarının belirlemesi gerekir. Yani aile içi huzuru; maddi yani ekonomisel durumunun belirlemesi gerekir. Ancak buna göre de örneğin Türkiye'de asgari ücret ile çalışan hiç bir kimsenin olmaması gerekir çünkü ya hapisde (hapiste) ya mezarda olmaları gerekirdi. Çünkü asgari ücret gibi insanlık dışı, köleye yakışır ücret alanlar huzursuz, kavgacı, saldırgan, pisikopat(psikopat) sosyopat, bunalımlı olmalı ve ya suç işlemeli ya da intihar etmelidir. Yani kelebeği kelebek yapan, kanatları değil; kelebek olmasıdır. Uğur böceklerinin ve uçakların da kanatları var ancak kelebek değiller. Yani aile içi sorunlarda ekonominin yani devletin de payı olmasına karşın(rağmen) kişilerin de büyük payları var. Yani insan; doğum ile insan olmaz; bedeni yapmaz insanı, insanca. Madde olmadan enerji olmaz ancak bu doğa ya da nesneler için gerekli. Kalori deposu olup da hayata anlamsızca küsmüş, pısırık, ruhsal enerjisiz çok insan var. Piyano sahibi olamadığı için üzülen çok insan var iken; piyano sahibi olup da üzgün olan çok insan var. Her gün bal, kaymak, havyar, karides yiyip de sağlıksız olan ve insanca olmayan çok insan var iken; her gün kıt kanaat yaşayıp giden ancak insanca insan olan çok insan var. Bir arabayı araba yapan, onun nesnesidir ancak insanı insan, insanca tarihi yapan, insanca toplumu yapan, insanca dünyayı yapan; ekonomiden, üretimden, nesnelerden daha başka şeylerdir. İşte; Marx'ın, komünistlerin, solcuların, dinsizlerin anlayamadığı ancak dinlilerin anlayabildiği temel şey bu. Bence Marx tek dersini doğadan, nesnelerden, üretim araçlarından çıkarmak yerine biraz da dinlerden de, peygamberlerden de, evliyalardan da yani düşmanlarından da ders almayı becerebilse idi günümüzde komünizim belki de tek devlet yani ekonomi biçimi olurdu. Gerçekte; Marx'ın hem fabrikatör oğulu hem de fabrikatör olması bile tarihde(tarihte) üretim araçlarından yani üretim biçiminden yani ekonomiden daha başka şeylerin daha çok etkin ve daha çok egemen olduğunu gösteriyor. Yani seksi; pozisyon(biçim, aşkı hormonlar değil, hayal gücü belirler. Marx'ın, dini afyon sayması da dünya görüşünün yanlışlığına başka bir kanıt. Bizde bir söz vardır; ne eker isen onu biçersin, der. Afyon eker isen, afyon biçersin; bilim eker isen bilim biçersin. Ona bakılır ise günümüzde demokrasi denilen garip yönetim biçimleri de, moda ve sanat denilen şeyler de, medya denilen şey de, internet denilen şey de birer uyuşturucu biçimlerinden başka şey değiller. Komünistlerin, solcuların, dinsizlerin ellerindeki sigaralar da, içkiler de birer uyuşturucudur. Önce, aynaya bakacaksın; önce iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batıracaksın. Evet; çok emeğiniz geçti insanlığa da, tarihe de, felsefeye de, bilime de, bana da ancak artık güle güle deme zamanı geldi artık size Karl Marx ve yandaşları. Sizi tarih sahnesinden, gösterişli koltuklara alalım artık. Neden mi? Çünkü; bilim ile dini bilimselce birleştirebilen bu bilge geldi artık. Evet; Heraklit'in ve Karl Marx'ın da dediği gibi, 'Herşey değişir'. Değişelim bakalım. Bilimsel gerçekler karşısında nitel değişmeyen; gericidir, bilim dışıdır, felsefe bilmezdir. Yani benden değildir. Evet, bu saatden(saatten) itibaren(başlayıp) yabancı hayranlığını bırakıyoruz. Evet; felsefesiz insan yoktur, felsefesinin adını , felsefesini bilmeyen insan vardır. Çocuklar kötü doğmaz, onları biz kötü yaparız. Bu da 'Enerji maddeyi değil, madde enerjiyi yaratır'ın ve 'Vardan yok, yoktan var olmaz'ın insana, topluma, tarihe kötü biçimde yansıtılmışlığının başka bir kanıtına başka bir örnektir; anlayana. Bazı şeyler, herşey için geçerli değildir. Evet, Karl Marx da yanıldı. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge 5-Şubat-2013 tarihinde internetde yayınlandı.
Düzenleme: 05.09.2023 / 17:49
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir