Şiir Defteri / Sizin Köşeniz / İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İLE TÜRKİYE'YE İKİLİ TUZAK DURUMU (DENEME)

Yazardan en yeniler

İstanbul sözleşmesi Türkiye'ye ikili tuzak durumu olabilir. Açık ki akıldışı, ahlakdışı, küresel, derin, ve barbar bir merkez dünyaya akıldışılık, bilimdışılık, ahlakdışılık, barbarlık, ve utanmazlık pompalamak için didinmekte; bunun için de moda, cinsellik, ünlü, medya, bilgisayar oyunu, sivil toplum örgütü, astroloji, medyumluk, fal, porno, şiddet haberileri(haberleri), cinayet haberileri, eşcinsellik, Tv yarışması, çocuk oyuncağı, müzik, filım(film), Tv dizisi, yetişkin insan dişisi gibi pekçok araç kullanmakta. Yani 21. yüzyılın en büyük saldırısı akıldışı-ahlakdışı moda saldırısıdır, bunun da en büyük silahı yetişkin insan dişisidir, amaç da moda ile önce yetişkin insan dişisini elegeçirmektir çünkü hem yetişkin insan dişisi daha çok para harcar, hem de açık ki yetişkin insan dişisi bikiniden, pirsinge kadar akıldışı-ahlakdışı modaya; astroloji, medyumluk, fal gibi bilimdışı şeylere; ve takıntı, saplantı gibi şeylerin oluşturulmasına daha eğilimli bir durum, yani toplumların, ve insanlığın en zayıf halkası durumu göstermekte; bu nedenle genelde ülkelerin, özelde ise Türkiye'nin; genelde insanlığın, özelde ise yetişkin insan dişisinin bilim ve ahlak ile korunmasına daha çok önem verilmelidir, toplumsal alanlar 'Bilim ve ahlak' ile korunmalıdır çünkü kişiye 'Zevk, haz, keyif, mutluluk, moda' gelen pekçokşey(pekçok şey/pek çok şey) gerçekte dostluk, özgürlük, demokrasi, laiklik değil Türkiye'ye ve insanlığa saldırıdır. Yani birileri İstanbul sözleşmesi ile Türkiye'ye saldırı içinde iken, birileri de İstanbul sözleşmesi'ni Akp iktidarına karşı başarı, zafer sanma saflığı içinde bulunmakta. Birinci tuzağın Türkiye'ye, Türk dünyasına, ve İslam dünyasına ahlakdışılığı olağanlık ve egemenlik olarak pompalamak, ve Türkiye'yi ruh olarak sömürgeleştirmek isteği olduğu zaten açık da ikinci tuzak da İstanbul sözleşmesi red edilirse toplumu kışkırtıcı eylemler, ve cinsel suçlar yarattırmak isteği olabilir yani Türkiye İstanbul sözleşmesi'ni uygulasa da, uygulamasa da iki büyük tuzağın içine sokulmak durumu yaşayabilir. Birinci durum Türkiye'ye eşcinsellik, porno, fahişelik, zina, çıplaklık, evlilikdışı cinsel hayat dahil hertürlü ahlaka, Türklüğe, 'Önce bilim ve ahlak' diyen Atatürk'e, ve dine aykırılığı benimsetmek, ve baştaçı ettirmek amaçı(amacı) taşır. İkinci durum yani İstanbul sözleşmesi red edilirse uygulanılacak durum ise daha kurnazca. Bu durumda; İstanbul sözleşmesi yandaşları toplumu tahrik edici eylemlere, etkinliklere girişebilir; örnek ki toplumsal alanlarda, ahlakçı insanları tahrik edici, cinsel ahlaka aykırı giyimlerle olabilirler, ahlaka aykırı davranışlarda bulunabilirler; örnek ki toplu taşım araçlarında, İslamcı kişiliği açık olan kişilerin yanlarına, önlerine mini etek, mini şort, tayt pantolon, göğüs dekolte şeylerle oturabilirler; öpüşebilirler. Tv dizisilerinde(dizilerinde); ahlakçı kesimi tahrik edecek görüntüler gösterebilirler; toplumu cinsel olarak tahrik ya da taciz edecek görüntüler kullanabilirler yani toplumda hem haz içerikli cinsel suçların, hem de şiddet içerikli cinsel suçların oluşmasını tahrik edebilirler. Bu durumda; örnek ki kocalarından boşanmak ya da kurtulmak isteyen kadınlar; babalarından kurtulmak isteyen çocuklar; öğretmenlerinden iyi not almak isteyen öğrenciler; onları cinsel taciz suçlaması ile tehdit edebilirler; bu durumda açık ki bu tür olaylarda büyük bir artış olabilir, dolayısı ile medyada da kasıtlı olarak bu tür haber artışı görülebilir; yani durum 'İstanbul sözleşmesi olmazsa işte böyle olur' dedirtmek durumu olabilir. Bu durum açık ki hem aile kurumuna kötülük, hem de toplum yapısına kötülük durumu olur ki bu da zaten amaçlardan biridir. Bu durumda açık ki ilk önlem cinsel suçlamalarda Yalan makinası kullanılması zorunluluğu olmalıdır. Yani, İstanbul sözleşmesi uygulansa da, red edilse de Türkiye için tuzak durumu olabilir yani İstanbul sözleşmesi'nin uygulanmaması durumunda buna Türkiye'yi pişman etmek istiyor olabilirler yani durum 'Türkiye imzalasa da, imzalamasa da Türkiye'nin zararı durumu' olabilir. Batı çok kurnazdır; büyük olasılıkla 'B pılanı/planı' yani tuzak içinde tuzağı da, tuzak dışında tuzağı da olabilir yani İstanbul sözleşmesi uygulanmazsa birileri toplumu tahrike ve tacize yönelebilir. Bu durumda açık ki çözüm Yalan makinasından başka bir de toplumsal cinsel ahlaka aykırı giyimliliğin yani insanları tahrik-taciz edici giyimle bulunmanın, ve cinsel ahlaka aykırı şeylerin yapılmasının yasaklanması olur; bir de özellikle Tvde kadına şiddet, kadın cinayeti, cinsel suç, ve magazin haberleri yasaklanmalıdır ki toplumun gaza, dolduruşa gelmesi, tuzağın işlemesi önlensin. Gerçek ki 'Önce bilim ve ahlak' diyen Muhammed'in de, 'Önce bilim ve ahlak' diyen Atatürk'ün de dediği gibi tek en doğru dünya 'Bilim ve ahlak' içindeki durumdur. Yani yalnızca Türkiye değil, tüm dünya 'Bilim ve ahlak'a göre düzenlenmelidir yoksa egemenlik 'Bilim ve ahlak'ın değil 'Bilimdışılık ve ahlakdışılık'ın olur tıpkı Batıda olduğu gibi. Evet 'Önce Türkçe' ancak 'Önce ahlak' da. Bu nedenle ki yalnızca Muhammed değil, Atatürk de 'Önce bilim ve ahlak' dedi. Yani Batıyı yenecek tek şey 'Bilim ve ahlak' birliğidir çünkü Batı 'bilim'i sahiplenmiş ancak 'ahlak'ı dışlamış durumda oysa ahlak beyinin, ve evrenin soyut nitel tek zirvesidir yani Batı en zirveyi dışlamış durumda, dolayısı ile yeri İnsanlığın başı değil İnsanlığın ayakları altı olacaktır. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 25.3.21/03.15

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İLE TÜRKİYE'YE İKİLİ TUZAK DURUMU (DENEME)

Yazardan en yeniler

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler