Şiir Defteri

İLİM SÖZCÜĞÜ ARABÇA DEĞİL TÜRKÇE SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
22.11.2018 / 08:51
757 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Ülkemizde ve dünyada henüz gerçek, doğru bir Türkçe kurulmadığı; Türkçe sanılan, Türkçe varsayılan bir dile Türkçe denilmekte olduğu için var olan Türkçe de, Türkiye toplumu da kendi içinde de çelişkiler ile doludur Örnek ki birzamanlar(bir zamanlar) 'bilim' yok 'ilim' vardı ancak ikinci i'nin üzerinde ya çatı ya da şapka gibi birşey vardı ya da yoktu; Türk dil kurumu sözlüğüne göre ise 'ilm' yani ikinci i çatılı ya da şapkalı da çatısız ya da şapkası da yok. Ancak Türk dil kurumu genelde felsefecilerden; özelde ise dil felefecisilerinden, dil bilimcisilerinden değil edebiyatçılardan oluştuğu için açık ki dilin de, Türkçenin de özüne inemiyor olmalı ki 'İlm sözcüğü Arabça' demiş. Bence ise ilm sözcüğü Arabça değil Türkçe; Türkçe 'ilmek' yani 'değmek' sözcüğünden gelen yani 'Attığın taş bana ildi' yani 'Attığın taş bana değdi' anlamında. Bunun 'ilm'deki anlamı şudur: Var olan bilimsel bilgilerle hem bilgi olarak hem de beyin, ruh, kişilik, insan olarak daha üst gerçeklere, doğrulara, aşamalara ulaşmak ki buna 'ermiş'lik de diyebiliriz. Yani bilmek yalnızca bilmektir; ilmek ise bilinenlerle tasavvuf, felsefe türü birşeye ulaşmaktadır da; yani örnek ki bilim inşaat işçisiliğine(işçiliğine), ilim ise inşaat mühendisiliğine(mühendisliğine) benzer. Yani bilimi bir tahta merdivenin basamakları, ilimi de o merdivenin sonundaki meyva(meyve) ağaçı(ağacı) gibi düşünün. Gerçekte ise benim savıma göre; bilim ile bilm, ilim ile ilm de bilim ile ilim gibi farklıdır yani inşaat işçisiliği ile inşaat mühendisiliği gibi. Yani tümü de doğrudur ancak birbirlerinden farklıdırlar. Yani gerçekte ilim de vardır ve doğrudur, ilm de vardır ve doğrudur; bilim de vardır ve doğrudur, bilm de vardır ve doğrudur yani bilim somutluk, dünya, nicelik daha ağır basan bir haldir, ilim ise soyutluk, ruh yani nitel beyin yani kişilik ve nitelik daha ağır basan bir haldir yani örnek ki bilim fare ile uğraşır ancak ilim insanlık ile uğraşır. Eskiden bilim sözcüğü yoktu, Atatürk bile 'ilim' diyordu. Bilim sözcüğü kendini çağdaş, medeni, bilimsel, aydın sanan çokbilmişlerce sonradan çıkarılmış olmalı. Bu açıdan 'bilgisayar' adı da yanlış; bilgisayar bilgi mi sayıyor? Bilgisayar kullananlar da bilgiyi saymak yan bilgiye değer vermek oranı da çok düşmekte artık. Yani bakın birbirlerinden barbar, birbirlerinden vahşi, birbirlerinden ahlakdışı, birbirlerinden akıldışı bilgisayar oyunuları. İnternetin sosyal medya denilen toplumsal yönü ise zaten rezalet. Yani bilimci yetiştirmek, bilimci olmak başka; ilimci yani alim, alime yetiştirmek başkadır. Küçük bir örnek ki: Günümüzde görmekteyiz ki akademisyenler yani bilimciler bikini, mayo yani sütyen-külot, başkalarının yanlarında olabilmekteler ancak alime için böyle birşey söz konusu olamaz çünkü alimeliğe yalnızca bilim ya da ilim değil ahlak, edeb yani utanmak yani zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun en üst nitel aşaması da dahildir. Yani bir bilimciye 'Sütyen-külot ortalıkta dolaşmaya utanmıyor musun?' denilemiyor ancak bir alimeye böyle şey denilebilir çünkü ilime de, alimliğe ve alimeliğe de yalnızca bilgi, bilmek değil ahlak, edeb, utanmak da dahildir; bu nedenle hadis 'Sultanlarla düşüpkalkan(düşüp kalkan) alimler de hırsızdır' demiştir ancak günümüzde bunu bilimciye söyleyemezsiniz çünkü günümüzde bilim de, bilimcilik de nefsin içinde yani en büyük cehaletin; bu nedenle pılajlarda sütyen-külot, öğrencileri ile birlikte, deniz giren, güneşlenen öğretmenlere, akademisyenlere bolca rastlanmaktadır dünyanın laik ülkesilerinde oysa laiklik 'Her istediğini yap, kafana göre takıl, kafana göre yaşa' demek değil 'Akıl, mantık, vicdan; bilime göre yaşa, akıla göre yaşa, mantığa göre yaşa, vicdana göre yaşa' demektr öncelikle. Yani imamhatip lisesileri yerine bilim lisesileri açmak çözüm değil çünkü ahlakı, edebi, utanmayı dışlamış; nefse, modaya köle olmuş öğrenciler de üstelik de zaman geçtikçe daha çok miktarda çıkacaktır büyük olasılıkla. Yani alimlik, alimelik yalnızca bilim, bilgi değil ahlak, edeb, utanmaktır da ancak bu durum kuşkusuz ki yoz özel sektörün ve akıldışı-ahlakdışı modanın işine gelmez ki zaten bu nedenle bilim ile ilim arasındaki fark daha da büyümektedir. Yani dememesi gerektiğine karşın günümüzde bilimci 'Ben bilimciyim, istediğimi yaparım, istediğim gibi yaşarın, kimse bana karışamaz' havasındadır; bu nedenle pılajlarda, yüzme havuzularında, modada sıkça rastlanılan ve gerçekte bilime de, toplumuna da, insanlığa da zararlı bir tür olmaya başladı yani düşünün ki faşist Hitler'in bile yanında tıptan mühendisliğe kadar bilimciler vardı ancak yanında alim, alime, bilge yoktu, olamaz da çünkü bilimci bilim yanında paraya da çalışırken alim, alime bilim yanında ahlaka, edebe de çalışır; yani bilim ve bilimci nicel insanlığa çalışırken ilim, alime ve alime nitel insanlığa yani ahlaklı, edebli, utanmalı, bilimsel insanlığa da çalışır yani bir bilimciyi örnek ki ayda 10 bin Tl maaşla bir kapitalist şirket bilime ya da ahlaka ya da akıla ya da insanlığa aykırı işler ya da amaç için çalıştırabilir ancak ayda 100 bin Tl verse bile bir alimi, alimeyi çalıştıramaz, aradaki nitel ve soyut fark işte budur. Yani bir bilimci her pisliği yapabilir ancak alim, alime hiç pislik yapamaz çünkü ilimin temel bir özelliği de budur yani bilimci insanlığa doğru örnek olmak zorunda değil günümüzde artık alim, alime sonsuza kadar insanlığa doğru ve iyi örnek olmak zorunda ancak gerçekte bilim de, bilimcilik de ahlak, edeb, insanlığa saygıdır ki bunun bir örneğini tıptaki Hipokrat yemini'nde görmekteyiz. Yani eğitimde ahlak aykırı giyim, ahlaka aykırı görünüm, ahlaka aykırı hayat, ahlaka aykırı kişilik olmaz; bu nedenle eğitimde, okullarda, toplumda moda gibi akıldışı-ahlakdışı şeyler de olmamalıdır yani örnek ki mini etekle ya da mini şortla olunabilen bir okuldan bilimci yetişir ancak alim, alime yetişmez, bilimci de ne yapar, gider bir şirkete keyifine bakar ancak alim, alime insanca insanlık için de çalışmak zorundadır ki buna ahlak, edeb, vicdan da dahildir yani bilim yalnızca diplomaya bakan bir hale getirilmiştir kapitalist devletlerce, kapitalizımca(kapitalizmce), yoz siyasetçe, nicel demokrasice, yoz hukukça yani görüyorsunuz eşcinsel evlilik yani eşcinsel aile kurmak, sütyen-külot ortalıkta dolaşmak, zina, çıplaklık bile serbest ki böyle bir ülkede, böyle bir düzende, böyle bir toplumda dahi bilimciler bile yetişebilir ancak alim, alime yetişmez ancak önemli ya da üstün olan şey bilimci olmak değil alim, alime olmaktır hem günümüzde hem sözcük anlamı olarak hem nitelik olarak. Yani bilim günümüzde 'Ben sana padişah olamazsın değil, adam olamazsın dedim'in 'Ben sana bilimci olamazsın değil alim olamazsın' dedim hali olmuştur. Yani bilim yalnızca bilmek iken ilim felsefe, tasavvuf, kişilik, insanca olmaktır. İşte bu nedenle ki ne Batı ne Doğu; tek doğru yol felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisleri; yani Din hadisileri'ni bilmeden bilimci de, mucit de, dahi de olabilirsiniz ancak alim, alime olamazsınız yani fiyatı olan birşey olursunuz tıpkı pazarlardaki, market rafılarındaki ürünler gibi. Yani günümüzde amaç artık ne bilim ne bilimci olmak ne bilim insanı olmak, ne bilim adamı olmak, ne bilim kadını olmak; günümüzde en üstün, en büyük amaç alim, alime olmak artık. Bu nedenle de hem normal liseler hem imamhatip lisesileri ilim, alim, alime olmak üzerine kurulu olmalıdır yoksa Abd'de 12 yaşındaki bir kız çocuğunun matematik Pırof'u(Prof'u) yapılmasından sonra yetişkin yaşında fahişeliğe geçmesi durumuna benzer durumlar oluşabilir. Ülkemizde de akademisyenlerin, öğretmenlerin, doktorların, mühendislerin yani üniversite mezunularının, hukukta 'adi suç' denilen cinayetten, uyuşturucuya, fuhuştan hırsızlığa kadar adi suçlara karışma örnekleri sürekli artmaktadır; neden, çünkü düzen ve eğitim ilim, alim, alime, bilge olmak üzerine kurulu değil yani kalıp nasılsa ürün de öyle olur yani önce doğru kalıp koymak gerekir felsefe, bilim ve Din hadisileri ile ki bilim bilmektir de kısaca ilim=Felsefe+Bilim+Din hadisileri'dir; yani Din hadisileri olmayan yerde bilimciler, dahiler, mucitler olur da alim, alime, bilge olmaz; bir ülke, bir devlet, bir eğitim işte bu farkı yaratmalıdır ilim, alimlik, alimelik, bilgelik lehine yoksa herşey, heryer güller açan bir bataklığa döner. Bu bakımdan öncelikle modaya, çıplaklığa yani ahlakdışılığa savaşım(mücadele) başlamalıdır medyadan sokaklara, kamusal alanlardan okullara kadar örnek ki okullarda saç serbestliği çocukları daha küçük yaşta saç bağımlılığına, saç modasına, şampuan markasına, modaya ve akıldışı-ahlakdışı yoz ünlülere benzemeye köle etmektedir; bu nedenle okullarda hemen hertürlü moda yasaklanmalıdır; öğrenci modayı, cehaleti, nefsi, akıldışılığı, ahlakdışılığı değil felsefeyi, bilimi, Din hadisileri'ni izlemelidir yani örnek ki bir okulda öğretmen Lady Gaga, Madonna gibi olduktan sonra o okuldan, o eğitimden, o öğrencilerden öncelikle Din hadisileri yani alimlik, alimelik adına hayr(hayır) beklenilemez yani araçlar da amaçıları doğrultur ya da bozar yani din dersi de, fizik dersi de bikinili ya da çırılçıplak öğretmenlerce de verilebilir, bikinili ya da çırılçıplak öğrencilere ve öğrencilerin içilerinden dahiler, bilimciler de çıkabilir ancak o eğitimin herşeyden önce o öğrencilerin kişiliklerine zararı, kötülüğü olur yani durum güzel bir yemeği küflü bir kaba koymaya benzer ki yoz kapitalizım, yoz özel sektör, laikliğe yalnızca nicel yaklaşım, demokrasiye yalnızca nicel yaklaşım, eğitme yalnızca diploma yaklaşımı işte bunu yapmaya çalışmaktadır. Peki bunları Türk dil kurumu, Milli eğitim bakanı, cumhurbaşkanı, devlet, hükümet, milletvekilleri biliyorlar mı? Çünkü bunları bilmeden bir ülke de, eğitim de doğru yönetilemez. Yani temel, amaç, öz olarak Türkiye'ye de, tüm dünyaya da bilim, bilimciler değil ilim, alimler, alimeler, bilgeler gerekmektedir. Yani sözcükler(kelimeler) çok önemlidir çünkü bir harf ya da bir nokta bile anlamı değiştirebilir sözcüklerde. Yani 'Türkçe ile felsefe ve bilim yapılamaz' sözü de, 'Atatürk'ün dil devrimi ile milletin bir hayat damarı kesildi' sözü de saçmalıktır; gerçekleri, doğruları bilmemektir çünkü gerçek ki Türkçe olmadan felsefe ve bilim yapılamaz; ilim, alimlik ve alimelik olamaz yani görülmekte ki bir cehalet ve nefs türü olan siyaset de hem Türkiye'nin hem de insanlığın önünde engeldir tıpkı moda ve çıplaklık gibi. Öyleyse haydi; bilime değil ilime; bilimci, bilim insanı, bilim adamı, bilim bayanı olmaya değil alim olmaya, alime olmaya, bilge olmaya yoksa bilimin nitel yani insani sonuçlarından asla yararlanılamaz, insanca bir dünya asla kurulamaz. En doğrusu eğitimi Düşünür(Filozof) okuluları, Alimlik-Alimelik okuluları ve bilgelik okuluları olarak üçe bölmektir, ve Türkiye'yi de Düşünür meclisi, Alim/Alime meclisi ve Bilge meclisi olarak üç meclisin yönetmesidir, ve siyasetin da, milletvekillliğinin de, bakanlıklarında, cumhurbaşkanlığının da kaldırılmasıdır; başbakanlık zaten kalktı; sıra şimdi ötekileri de kaldırmakta yani Türkiye de, dünya da siyasetten kurtarılmalı ve yönetim felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne, düşünürlere, alimlere, alimelere, bilgelere verilmelidir. Yani siyasete son; felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne, düşünürlüğe, alimliğe, alimeliğe, bilgeliği özgürlük. Yani bunları bilmeden nasıl Milli eğitim bakanlığı yapacaksınız, nasıl ülke yöneteceksiniz, nasıl devlet yöneteceksiniz. Osmanlı'da değiliz ki artık, 'Ben dedim öyle olacak, ben yaptım öyle olacak' olsun; bilim var artık. Yani olsa olsa ilm sözcüğünü Türkler Arablardan değil Arablar Türklerden almıştır. Zaten Arabça 'nebi' yerine Farsça 'peygamber' demeleri de onlarda da tıpkı Türklerde olduğu gibi bir yabancı hayranılığı(hayranlığı) olduğunu göstermektedir. Yani bilime artık sütyen-külot ile de gidiyorlar ancak asla ilime böyle gidemezler. Anlaşılan ki bilim sözcüğü de bazı sözcükler gibi Türkiye toplumunu yozlaştırmak için, amaçlı türetilmiştir; en azından, bu sözcüğü türetenler açık ki ilime aykırı kimseler olabilir. Yani bilim basittir, ilim ise daha karmaşık bir haldir; yani bilim basit yani nefs kölesi yani nicel insanlar yaratabilir ancak ilim basit insanlar asla yaratmaz. Ve insan da, insanlık da en büyük düşmanı olan nefse karşı savaşmak zorundadır. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 22.11.18/08.35
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir