Şiir Defteri

İFTAR YEMEĞİNDE KURBAN ETİNDE YANİ NEFSTE DEĞİL DİN HADİSİLERİ'NDE BİRLEŞİLMELİ DURUMU (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
04.07.2021 / 06:00
473 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
İnsanın da, insanlığın da, toplumların da, dinin de, akıl-ruh sağlığının da, özgürlüğün de, demokrasinin de, laikliğin de, eğitimin de, adaletin de en büyük düşmanı nefstir. Neden? Çünkü savım ki nefs hem en büyük cehalettir, hem tüm kötülüklerin nedeni ve amaçıdır, hem de akılı, mantığı, ahlakı, vicdanı, akıl-ruh sağlığını engeller. Bu nedenle ki akıldışı, ahlakdışı, küresel, ve derin bir merkez dünyaya nefs pompalamaya, egemenleştirmeye çalışmakta, bunun için de moda, pılaj(plaj), ünlü, medya, sıpor(spor), yemek yarışması, moda yarışması, sıpor yarışması, güzellik yarışması gibi şeyleri kullanmakta. Din ise dini tanımlayan Din hadisileri'nin dediği gibi 'Bilim, mantık, ahlak, vicdan, merhamet, adillik, dürüstlük, tarafsızlık, gösterişsizlik, sakinlik, medenilik, israfsızlık, nefssizlik, ve bunlarla inziva'dır. Birileri akıldışı-ahlakdışı moda, ve akıldışı-ahlakdışı ünlülerle nefs pompalamaya çalışırken birileri de Müslümanları iftar yemeği, kurban eti, aşure, lokma, helva gibi nefslerde toplamaya çalışmakta. Beden ile beyin ya da ruh birlikte olmalarına karşın aralarında savaşım da vardır; beden beyine egemen olmak ister, nefsle yani düşünmeyi, mantığı dışlayan şeyle; beyin, ruh bedene egemen olmak ister düşünce, mantık, bilim, ahlak, vicdan gibi şeylerle. Bu nedenle ki sıpor savaşçı yaratır, okumak ise alim, alime; işte bu nedenle ki insanlığa alim, alime yapıcı şeyler değil de sıpor, moda, cinsel utanmazlık, teşhircilik gibi nefs kölesi yapıcı şeyler pompalanmakta. Mide beyinin, ruhun yanında değil bedenin yani nefsin yanındadır; çok yemekle alim, alime olunmaz ancak zalim olunabilir. Erdemler insanı zalim değil alim yapar, ve erdemlerin yeri mide, beden değil beyindir, ruhtur yani kas içermeyen bölgeler. Beden ne kadar güçlenirse, hayata egemen olursa, kişiye egemen olursa, beyindeki/ruhtaki yeri o kadar çoğalır; tersinde ise beyinde beyinin, ruhun yeri çoğalır yani düşünme-bilgi-kültür merkezinin, yani insan ne yaparsa o olur. Dini tanımlayan Din hadisileri'nin tanımladığı din nefse karşıdır; öyle ki 'Sultanlarla düşüpkalkan alim bile hırsızdır' der yani nefs alimi bile hem alimlikten hem de dinden çıkarır; yani toplumlara akıldışı-ahlakdışı bir merkezce nefs pompalanması boşuna değil; bakın Usa'da(Abd'de) zina, fuhuş, porno, eşcinsellik, eşcinsel evlilik, ensestlik, uyuşturucu, çıplaklık gibi dine aykırı herşey serbest çünkü bir toplumu yönetmenin en kolay yolu nefse köle yapmaktır çünkü nefs doğru düşünmeyi önler, nefse uygun gelenlere 'doğru, iyi', gelmeyenlere de 'yanlış, kötü' der. 'Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer' sözünün de içerdiği gibi nefse giden en kolay yol midedir. Bu nedenle akıldışı-ahlakdışı bir merkez yemek yarışması adı altında toplumları önce mideye köle etmekte, arkasından da moda yarışması, güzellik yarışması, sıpor gibi adlarla da ahlaka aykırı giyime yani nefsin en gizli durumu midedir, en açık durumu da ahlaka aykırı giyimdir. Bakın; 'İslam'ın şartları'nda da, 'İmanın şartları'nda da 'Kurban kesmek' yok. Neden yok? Çünkü din yoksul, zengin herkesin yapabileceği birşeydir oysa kurbanı ancak parası olan keser ki bu durumda din parası olanların dünyası demek olur, bu nedenle dinde kurban kesmek yoktur. Görülmekte ki kurban kesmenin nedeni, gerekçesi konusunda farklı açıklamalar bulunmakta; kimisi 'Allah için' diyor, kimisi 'Fakirler için' diyor oysa İmanın şartları'nda da, İmanın şartları'nda da görülmekte ki kurban kesmek yok; öyle ki kurban kesenler bile birbirlerine kurban eti dağıtmakta, her gün et yiyenler bile kurban kesip birbirlerine kurban eti vermekteler, neden, çünkü 'Kurban eti çok lezzetli' imiş yani lezzet yani zevk yani haz yani nefs. Öyle ki kurban kesenler bile kendilerini para açısından zor duruma düşürmekteler, bu nedenle de 'Ortak kurban' diye birşey yapmaktalar. Bir de 'İftar yemeği' konusu var; üstelik de ziyafete yani zevke yani hazza yani nefse dönüştürülmüş. İslamiyet'te, Ramazan ayı'nda, oruçta 'İftar yemeği' diye birşey yoktur, 'iftarlık' vardır yalnızca ki o da bir yudum su ya da bir hurma ya da bir zeytin tanesi gibi birşeydir. Bakın, Müslümanlar 'Müslümanlık', İslamiyet' diye durmadan birbirlerine İftar yemeği, kurban eti, aşure, Kandil helvası, lokma gibi yiyecek şeyler yani nefs dağıtmaktalar oysa nefs dine aykırıdır oysa din yiyecek-içecek dağıtmak değildir, dini tanımlayan Din hadisileri'ne uymaktır ancak biryandan hem din diye yiyecek-içecek dağıtılmakta, hem de din 'tarafsızlık' demek olmasına karşın birer yandaşlık ve dine aykırılık dünyası olan siyasete oy verilmekte, yandaşlık yapılmakta; Din hadisileri 'Sultanlarla düşüpkalkan alim bile hırsızdır' demesine karşın hem Ramazan ayı'na bile 'Sultan' denilmekte, hem de öz bebek kardeşlerini, ve öz çocuk kardeşlerini bile öldürtmekten çekinmemiş Osmanlı sultanıları baştaçı edilmekte; Din hadisileri 'Ezanı makamlı okumayın, makamsız okuyun' demesine karşın hem ezan hem de Kuran makamlı okunmakta; sonra da 'Allah adına' yiyecek-içecek dağıtmak, 'Allah adına' yemek-içmek yani dini tanımlayan Din hadisileri'ne giden değil mideye yani nefse giden yol Müslümanlık, din sanılmakta, öyle ki hem ortalıkta bikini diye sütyen-külot dolaşan sözde ünlüler bile kendilerini Müslüman göstermekteler, ortalıkta sütyen-külot dolaşan bu kişiler kendilerine Müslüman diyenlerce de baştaçı edilmekteler, öyle ki cinsel olarak ahlaka, dine aykırılık içinde olanlar da, bu nedenle örnek ki eşcinsel Zeki Müren bile kendine 'Müslüman' diyen bu toplumda üstelik de 'Sanat güneşi' olarak baştaçı edilmekte. İftar yemekleri, iftar sofrasıları, bayramlar Müslümanları birleştiriyormuş oysa bu durumda birleştiren şey nefstir yani dinin de, insanın da, insanlığın da en büyük düşmanı. Yani bu durum 'Din hadisileri'nde birleştik' ya da 'Dinde birleştik' durumu değil 'Nefste birleştik' yani 'Dinin en büyük düşmanında birleştik' durumudur. İşte, Din hadisileri yerine nefste birleşildiği için ki Müslümanların ülkeleri Batı dünyası yerine dünyaya egemen, önder, lider, merkez olamıyorlar ki bunu yalnızca akıldışı-ahlakdışı bir dünya olan Batı değil, akıldışı-ahlakdışı bir başka dünya olan siyaset de engellemektedir. Bilinmeli ki dini tanımlayan Din hadisileri'nin dediğinden başka din yoktur. İnsanlar nefste değil dini tanımlayan Din hadisileri'nde birleşmeli, din için de, dinli olmak için de. Müslüman dünyanın da, tüm insanlığın da tek kurtuluşu dini tanımlayan Din hadisileri'nin tanımladığı dinde birleşmektir ancak. Dinli mi olmak istiyorsunuz? Önce nefsten kaçın; oruçun amaçı da budur zaten. Bir elde nefs, bir elde din olmaz. Bu nedenle ki Din hadisileri 'Çarşı Şeytan'ın mescididir' diyor. Anlaşılıyor ki Osmanlı Müslümanları yanlışa yönlendirmiş; siyaset, tarikatlar, cemaatler, ve vakıflar da yanlışa yönlendirmekte. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 4.7.21/06.00
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir