Şiir Defteri

HUKUKUN GUGUK KUŞU YA DA SİYASETİN ELİNDE OYUNCAK DURUMU DURUMU (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
19.02.2021 / 06:44
716 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
İnsanların ve insanlığın temel sorunlarından biri de sözcüklerin doğru anlamlarını bilmemektir. Sözcüklerin doğru anlamlarının bilinmemesi pusulaya yönlerin yanlış yazılmış olması gibidir. Bu nedenle ki örnek ki ülkemizde 'Ezanı makamlı okumayın, makamsız okuyun' hadisine karşın Trt, Kuran'ı bile 'Kuran'ı güzel okuma yarışması' yapmakta, makamlı biçimde; ortalıkta, kendilerine 'Dinli' diyen bikinililer, mayolular, mini şortlular, ahlaka/dine aykırı giyimliler dolaşmakta çünkü dini tanımlayan Din hadisileri dinin pusulası gibidir, bu pusula yoksa gemi yanlış yere gider. Dünya yani insanlık henüz demokrasinin, laikliğin, ahlakın, dinin, ve özgürlüğün ne demek olduğunu açık ki anlamamış durumda. Yapmakta olduğum temel şey de insanlığa bunların doğrularını anlatmaya, öğretmeye çalışmak. Demokrasi, laiklik, ve özgürlük 'Önce bilim ve ahlak' demektir çünkü ancak doğru şeyler demokrasi, laiklik, ve özgürlük olur oysa dünyada görülmekte ki demokrasi, laiklik, ve özgürlük diye herşeyin yanlışı ve kötüsü istenilmekte çünkü dünyayı yani ülkeleri Muhammed'in de, Atatürk'ün de istediği gibi 'Bilim ve ahlak' değil, 'Bilim ve ahlak'a aykırı dünyalar olan siyaset ve özel sektör yönetmekte; sorarım, hangi siyasetçinin ya da kaç siyasetçinin ve kapitalistin amaçı alim, alime, bilge olmaktır? Yani insanlık dünyası daha en baştan yanlış ve kötü yoldadır, yani 'doğru'yu seçmemekte, demokrasi-laiklik-özgürlük diye 'yanlış'lardan seçim yapmaktadır çünkü siyaset ve özel sektör denilen kapitalistlik bunu istemektedir. Ahlak da savım ki zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, akıl-ruh sağlığının, özgürlüğün, insan olmanın, demokrasinin, laikliğin, evrenin soyut nitel en zirvesidir. Yani ahlakı dışlamak da 'doğru'yu dışlamaktır, ve insanlığın doğru yola gitmesini önlemektir. Dini ise bundan 1400 yıl önce kadar Muhammed tanımlamış. Dini tanımlayan Din hadisileri 'Din bilim, ahlak, vicdan, merhamet, dürüstlük, adillik, güvenilirlik, tarafsızlık, sakinlik, medenilik, nefssizlik, ve inzivadır' diyor yani yine siyasete ve kapitalistliğe aykırı şeyler. Siyasetin ve kapitalistliğin dinsel, dincilik söylemlerine bakılmasın, 'Din hadisileri'ne sarılmışlar mı, Din hadisileri'nden söz ediyorlar mı ona bakılsın, gerçek ki siyasetin de, kapitalistliğin de din ile yani Din hadisileri ile ilgisi yoktur çünkü Din hadisileri devletçi ekonomi türünü de ister, gerektirir oysa siyaset demek kapitalist demektir, kapitalist demek siyaset demektir. Anlaşılmamış şeylerden biri de açık ki hukuk. Dünyadaki hukukun var olan durumundan görülmekte ki hukuk guguk kuşu durumunda çünkü hukuk bilim olamamış çünkü hukuk siyasetçilerin elinde, bilimin değil. Duvar saatilerine(saatlerine) kuş sesi olarak guguk kuşu sesi konulmuş olması da insanlığın hem cehaletini, hem mantıksızlığını, hem vicdansızlık durumunu göstermekte. Guguk kuşu nedir; yumurtalarını başka kuşların yuvasılarına(yuvalarına) bırakır, yumurtalarından çıkan guguk kuşu yavrusuları(yavruları) yuvanın gerçek sahibi kuşun yumurtadan yeni çıkmış yavrusularını yuvadan atıp öldürür, ve yuvanın gerçek sahibesi kuş kendi yavrusularını beslediğini sanıp guguk kuşu yavrusularını besler. Ve insanlar yani insanlık böyle bir kuşun sesini duvar saatine koyup mutlu olmakta. Açık ki dünyada hukukun da durumu guguk kuşu durumunda. Bu nedenle ki zina, fuhuş, eşcinsel evlilik, porno, çıplaklık, ensestlik, uyuşturucu gibi ahlaka aykırı ne varsa yasal duruma getirmeye çalışmakta. Neden? Çünkü hukuku Muhammed'in de, Atatürk'ün de istediği gibi 'Bilim ve ahlak' değil, bunlara aykırı dünyalar olan siyaset ve kapitalistlik yapmakta, bu nedenle ki kapitalist ülkelerde koltukları yükselen şey yalnızca siyaset değil özel sektör yani kapitalistliktir; yani kapitalist ülkelerde demokrasi, laiklik, özgürlük, ve doğru hukuk yükselmez; siyasetin koltukları, kapitalistliğin koltukları, ve demokrasi-laiklik-özgürlük-hukuk diye demokrasiye, laikliğe, özgürlüğe, ve hukuka aykırılığın koltukları yükselir, bu nedenle ki siyasetçiler ve kapitalistler 'diktatörlük' ve 'savaş' özlemi taşır ki siyaset zaten toplumları bölmek, insanları siyasi parti diye birbirlerine düşman etmek, kapitalistlik de toplumları köleleştirmek üzerine kuruludur. Yani siyaset ve kapitalistlik; demokrasiyi, laikliği, özgürlüğü, ve doğru hukuku yuvalarından atmakta, ve oralara kendilerini yerleştirmekte. Bu nedenle ki zina, fuhuş, eşcinsel evlilik, porno, çıplaklık, ensestlik, uyuşturucu, astroloji, medyumluk, falcılık gibi akıla, bilime ve ahlaka aykırı bir dünyaya doğru götürmeye çalışmakta dünyayı, ve insanlığı, yani demokrasinin, laikliğin, özgürlüğün, hukukun, ahlakın, dinin, ve akıl-ruh sağlığının yuvasılarına zina, fuhuş, eşcinsel evlilik, porno, çıplaklık, ensestlik, uyuşturucu, astroloji, medyumluk, falcılık gibi 'Bilim ve ahlak'a aykırılığın yavrusularını koymakta. Yani 'Bilim'i ve 'Ahlak'ı koruması gereken demokrasi, laiklik, özgürlük, hukuk, ve akıl-ruh sağlığı 'Bilim'e ve 'Ahlak'a aykırılığı korumakta, ve egemenleştirmekte. Türkiye'de de durum aynı durumu göstermekte. Zina, eşcinsel evlilik, toplumsal alanlarda akıldışı-ahlakdışı moda, astroloji; genelev, bar, pavyon, gecekulübü, sıtriptiz(striptiz) kulübü, bay-bayan karışık masaj salonu gibi ahlaka aykırı işyeri serbestliği gibi; demokrasiye, laikliğe, özgürlüğe, ahlaka, dine, ve doğru hukuka aykırı somut serbestlikler var. Türkiye'de hukukta doğru hukuka aykırı bir de soyut aykırılıklar bulunmakta. Bunlardan biri de 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu' suçu. Bu suç da guguk kuşu durumu göstermekte çünkü 'doğru' kavramını dışlamış durumda çünkü genelde hukuk 'Bilim ve ahlak'ı dışladığı için, özelde bu yasa da aynı duruma ait mantıksızlığı göstermekte çünkü bu suç 'Bilime ve ahlaka', dolayısı ile 'demokrasiye, ve laikliğe karşı' koşulunu dışlamış bir durum göstermekte yani bu suça göre 'Bilim ve demokrasi' istemek de bu suça girebilir ya sa sokulabilir, 'Önce bilim ve ahlak' diyen Atatürk'ü savunmak da, 'Dünya dönüyor' diyen Galile'yi de çünkü hukuk kendine temel ve amaç olarak 'Bilim ve ahlak'ı almadığı için, siyasi iktidarların ya da sistemin hoşuna gitmeyen, işine gelmeyen herşeyi bu suça sokabilir oysa açık ki bu suç 'Bilime, ahlaka, demokrasiye ve laikliğe karşı halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek'i suç saymakta; bilim, ahlak, demokrasi, ve laiklik için halkı tahrik etmek'i değil. Yani açık ki genelde 'hukuk'un yuvasından 'hukuk'un yavrusuları atılmış, yerine siyasetin, özel sektörün, bilime aykırılığın, ahlaka aykırılığın, dine aykırılığın, özgürlüğe aykırılığın, akıldışı-ahlakdışı Batının yavrusuları koyulmuş; özelde ise 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu' suçundan 'Demokrasiye, laikliğe, bilime, ve ahlaka karşı halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu' yerine 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu' gibi herşeye karşı ileri sürülebilecek bir suç tanımı, durumu koyulmuş bir durum görülmekte çünkü herşeyden önce gerçek şu ki 'Türk' demek de, 'Dinli' demek de 'Önce ahlak' demektir oysa ortalık ahlaka aykırı serbestlikler ile dolmakta tıpkı Batıda olduğu gibi; bu durumda açık ki, örnek ki zinanın serbestliğine karşı başkaldırı suç olur ancak zinayı savunmak suç olmaz; bu durumda örnek ki öz bebek kardeşlerini, ve öz çocuk kardeşlerini bile öldürtmekten çekinmemiş Osmanlı sultanılarını(sultanlarını) baştaçı etmek suç olmaz da, bunu baştaçı eden bir siyasi iktidara karşı çıkmak suç olabilir. Konuları anlamak için koşullara da bakmak gerekir. Laikliği ve demokrasiyi anlamak için de bunların ilk dönemilerine(dönemlerine) bakmak gerekir; laiklik ve demokrasi isteyen insanlar, bunu 'bilime aykırı'lık ile yönetilmemek, 'doğru' ile yönetilmek için istediler, ve ahlaklı insanlardılar. Fıransız(Fransız) devrimi'ni, Türkiye Kurtuluş savaşı'nı düşünün; hiçbirinde zina, fuhuş, genelev, porno, eşcinsellik, çıplaklık, ahlaka aykırı moda, ahlaka aykırı pılaj(plaj) isteği yoktu; bir de şimdiki duruma bakın, genelde akıldışı-ahlakdışı Batı, özelde ise akıldışı-ahlakdışı Ab ne isterse olmakta. Açık ki hukuku 'Bilim ve ahlak' değil, bunlara aykırı bir dünya istediği açık olan siyaset ve kapitalistlik istemekte. Bu nedenle ki örnek ki üniversitelere rektörleri, Yargıtay'a üyeleri bile siyaset atayabilmekte yani siyaset demekte ki 'Benim dediğim olacak' oysa bilimde de, ahlakta da, dinde de, demokraside de, laiklikte de, özgürlükte de, adalette de siyasetin dediği değil 'Bilim'in ve 'Ahlak'ın dediği olmalıdır, Muhammed'in de, Atatürk'ün de istediği gibi. Türkiye'de, siyasi partilere izin verilmişse; bilime ve ahlaka aykırı şeyler yapsınlar; zinayı, fuhuşu, eşcinselliği, çıplaklığı serbest yapsınlar; Abd, Ab kuyrukçuluğu yapsınlar; devletin, vatanın, milletin, kamunun malını özelleştirsinler yani satsınlar; milleti siyasi parti siyasi parti bölüp kardeşi kardeşe düşman etsinler; yandaşlık, torpil, kıyakçılık yapsınlar; bilime ve ahlaka uzak olsunlar; Türkiye'yi ve dünyayı bilimden ve ahlaktan uzaklaştırsınlar, diye değil; Türkiye'yi ve dünyayı bilimde ve ahlakta daha çok ileri götürsünler diye verildi, yani bu durumda açık ki 'Bilim ve ahlak'a aykırı tüm siyasi partilerin, tüm Tv kanalılarının, tüm medyanın kapatılması; bilime ve ahlaka aykırı herşeyin yasaklanması gerekir ki bu durum ne faşizımdır(faşizmdir), ne de diktatörlüğün kötü türüdür, ne demokrasiye-laikliğe-özgürlüğe-hukuka aykırılıktır çünkü faşizım da, diktatörlüğün kötü biçimi de 'Bilim'e ve 'Ahlak'a aykırılık ister oysa demokrasi de, laiklik de, özgürlük de, doğru hukuk da 'Bilim ve ahlak' ister. Doğrunun pusulası 'Önce mantık'tır, sonra 'bilim'dir; doğru hayatın pusulası da 'Önce mantık', sonra da 'ahlak'tır. Yani mantık da, ahlak da dışlansa dünya da, hayat da doğruya değil yanlışa ve kötüye gider ki buna da demokrasi, laiklik, özgürlük, eğitim, sanat, ekonomi, hukuk, adalet, doğru ülke, doğru devlet, doğru vatan, doğru toplum, doğru durum denilemez. Demek ki ülkeleri de, dünyayı da siyaset değil, Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak' yönetmelidir; hukuk da siyasete göre değil 'Bilim ve ahlak'a göre yapılmalıdır. Yani 'Demokrasi, laiklik, özgürlük, akıl-ruh sağlığı, eğitim, ekonomi, ve hukuk' demek için 'Önce bilim ve ahlak' demek zorunludur. Görüyorsunuz işte; siyasi partiler biraraya gelip Anayasa yapacaklarmış ki içlerinde 'Öz bebek kardeşlerini, ve öz çocuk kardeşlerini bile öldürtmekten çekinmemiş Osmanlı sultanılarını baştaçı eden; demokrasi, laiklik, ve Atatürk düşmanı' siyasi partiler de var,'Zina, fuhuş, porno, eşcinsel evlilik, ensestlik, çıplaklık, uyuşturucu, astroloji gibi ahlakdışı ve bilimdışı şeyleri serbest bırakmış, akıldışı-ahlakdışı Batıyı kendilerine pusula edinmiş' siyasi partiler de var oysa Anayasa'yı da, hukuku da 'Bilim ve ahlak'ın yapması gerekir. Açık ki siyaset hükümdarlığın uzantısıdır, hukuku da kendine benzetmek istemektedir. Yani 'Özgür ülke' önce hukukun siyasetten kurtarılması, ve Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Önce bilim ve ahlak'a sarılması ile olanaklıdır yoksa hukuk olur guguk kuşu. Bu nedenle ki; hukuka güven, bilime güven gibi %100 değil; ve Fetö'cü yargıçlar, savcılar, avukatlar yani hukukçular var oldu. Yani öncelikle 'Bilim'e yani mantığa yani demokrasiye yani laikliğe aykırı, karşı, düşman insanların hukukta, üniversitelerde, ve Türkiye devleti'ni yönetmekte ne işleri var? Açık ki siyasetin ve özel sektörün güdümündeki hukuk türü hukukun yuvasından doğruları atmakta, yerlerine yanlışları koymakta. Ülke yönetmek isteyen insanlar önce kendilerini düzeltmeliler; dini tanımlayan Din hadisileri'nin dediği şeylerle ile, ya da özetle 'Bilim ve ahlak' ile. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 19.2.21/06.43
Düzenleme: 19.02.2021 / 06:46
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir