Şiir Defteri / Sizin Köşeniz / HUKUK VE CEZA (DENEME)

Yazardan en yeniler

Ceza üzerine kurulu hukuk hukuk değildir, yanlış bir düzeni korumak ya da saklamak çabasıdır. Yok hadımmış, yok şuymuş, yok buymuş, idam etseniz ne yazar, bir insan işsizlikten, yokluktan, eğitimsizlikten, devletin sahip çıkmamasından ölmüşse zaten onu bir daha öldüremezsiniz; ne oldu; suç devam ediyor yine. Demek ki çözüm diye gidilen yol yanlış çünkü ülke felsefe, bilim, ve dini tanımlayan Din hadisileri üzerine kurulu değil, ve hukuku, yasaları felsefe, bilim, Din hadisileri değil, birer cehalet, akıldışılık, bilimdışılık, barbarlık, insanlıkdışılık dünyası olan Siyaset-Özel sektör dünyası ve ilişkisi yapıyor. Yani tecavüz ahlaksızlık da devletin, milletin, vatanın, kamunun fabrikalarını, madenlerini, kaynaklarını, servetlerini özel sektöre, şirketlere, kapitalistlere satmak; bikini, mayo diye ortalıkta sütyen-külot dolaşmak; sokaklarda daracık ya da açıksaçık giysilerle dolaşmak ahlaksızlık değil mi? Yani seçim az ahlaksızlık ile çok ahlaksızlık arasında mı? Düzen ahlaksızlık üzerine kurulu ise daha ne beklenirki(beklenir ki? Yani suçlar gerçekte büyük bir ahlaksızlık okyanusunun içinde oluşmuş suç adaları durumunda yani adaları görüyorsunuz da okyanusu neden görmüyorsunuz? Bir çocuğa tecavüz eden bir gence 30 yıl hapis cezası verilmiş; bir kadının katili için ağırlaştırılmış müebbet cezası istenmiş. Bu aslında vahim bir durumdur çünkü 30 yıl ceza verilmese, ağırlaştırılmış müebbet verilmese, örnek ki 10 yıl hapise verilse bu suçlar kat kat artacak; ya da bu suçlara hiç ceza verilmese herkes bu suçları üstelik te koşa koşa işleyecek anlamı çıkar yani ülkemizin bir suç potansiyeli olduğu anlamı yani herkesin herkesten korkması gerektiği anlamı çıkar yani böyle bir ülkede hukuk olsa ne olur, olmasa ne olur, yani herkes tehlikeli, herkes suça hevesli ya da herkes suçlu adayı olduktan sonra? Türklükte de, Müslümanlıkta da, dinde de ne çocuğa tecavüz vardır ne de tecavüz vardır. Öyle ise insanları Türklükten, Müslümanlıktan, dinden, insanlıktan, doğrulardan uzaklaştıran şeyleri incelemek, araştırmak, sorgulamak gerekir. Bunların başında akıldışı-ahlakdışı moda, akıldışı-ahlakdışı medya, akıldışı-ahlakdışı ünlüler, akıldışı-ahlakdışı özel sektör, akıldışı-ahlakdışı turizım(turizm), akıldışı-ahlakdışı siyaset gelmektedir. Bakın ülkeye; biryanda(bir yanda) camiler, din dersi, biryanda sütyen-külot, utanmazlığın zirvesi pılajlar(plajlar), zina yasallığı, eşcinsellik yasallığı, eşcinsel evlilik yasallığı. Yani tecavüz yanlış, kötü birşey de çıplaklık, eşcinsellik, eşcinsel evlilik yanlış, kötü şeyler değil mi; bunlar Türklüğe göre de, İslamiyet dini inançına(inancına) göre de, dine göre de yanlış ve kötü şeyler ancak tuhaf ki hukuka, demokrasiye, siyasete göre yanlış ve kötü şeyler değil; yani demek ki ülke Türklüğe, İslamiyet'e, dine göre değil hukuka göre düzenleniyor; peki hukuk neye göre düzenleniyor, siyasete ve özel sektöre göre; yan, doğrudan, iyiden ayrılmış bir hukukta, demokraside, laiklikte, ülkede, doğrudan ve iyiden ayrılmış insanları suçlamadan önce doğrudan ve iyiden ayrılmış hukuku, demokrasiyi, laikliği, ülkeyi suçlamak gerekir yani bataklık yapılmışsa kuşkusuz ki sivrisinekler de olur; sivrisinekleri suçluyorsunuz da bataklığı yapanları neden suçlamıyorsunuz? Açık ki Türkiye'de hukuk Türklük, İslamiyet ya da din üzerine de değil; gerçekler ve doğrular üzerine de değil; felsefe ve bilim üzerine de değil ceza üzerine kuruludur. Yani tecavüzcülere 29 yıl yerine 10 yıl hapis cezası verilse tecavüzler artacaksa; cinayet işleyenlere müebbet hapis yerine 10 yıl hapis verilse cinayetler artacaksa; hırsızlık yapanlara 3 yıl hapis yerine 1 ay hapis verilse hırsızlıklar artacaksa; asıl vahim konu budur; yani doğru toplum suçlara ceza verilmese bile suç işlemeyen toplumdur; peki böyle toplumu ne yaratacak; böyle bir toplumu ülkenin felsefe, bilim, ve dini tanımlayan Din hadisileri üzerine kurulması ve hukukun ceza üzerine değil akıl-ruh hastahanesinde tedavi ve eğitim üzerine kurulması yaratacak, siyaset ve özel sektör sömürgenliği, cehaleti, nefsi, yanlışı, kötülüğü üzerine değil. Yani açık ki ceza üzerine kurulu hukuk, ve çözüm diye cezaların ağırlaştırılması gerçekte adalet sağlamak ya da sorunları çözmek üzerine değil; siyaset ve özel sektör cehaleti, nefsi, barbarlığı, ilkelliği, bilimdışılığı, ahlakdışılığı, sömürüsü üzerine kurulu düzeni korumak, ve bu düzenin yanlış, kötü, akıldışı, bilimdışı, ahlakdışı, insanlıkdışı olduğunu toplumdan saklamak içindir yani toplum 'Oh, 30 yıl hapis cezası aldı', 'Oh, ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı', 'Oh, idam cezası aldı' diyecek ve rahatlayacak, mutlu olacak, ve asıl sorunu yani bozuk düzeni görmeden yaşamına(hayatına) devam edecek, bozuk düzen de keyif için de düzenine devam edecek. Böyle hukuk olmaz; gerçek, doğru hukuk cezalar azaldıkça suçların azalmasını sağlayan hukuktur, cezalar arttıkça suçların azalmasını sağlayan değil çünkü suçların azalması suç işleme olasılığının ya da olanağının azalması demek değildir. Yani tecavüze 30 yıl ceza verilmesi demek tecavüze hiç ceza verilmese herkes tecavüz edecek; cinayete ağırlaştırılmış müebbet ya da idam verilmese herkes cinayet işleyecek demektir ki böyle bir toplumdan daha vahim bir toplum olamaz; yani böyle bir hukuk hem kendini hem de toplumu aldatıyor demektir. Yani sorarım size; tecavüze hiç ceza verilmese tecavüz suçu işler misiniz, cinayete hiç ceza verilmese cinayet işler misiniz, hırsızlığa hiç ceza verilmese hırsızlık yapar mısınız; işte, suçlulara ceza istemeden önce asıl yanıt(cevap) vermeniz soru bu. Yani bir toplumu ya da insanları suç işlemekten ceza değil; felsefe, bilim, ahlak, insanlık, medenilik uzak tutmalı ancak bakıyoruz ülkede, öz bebek kardeşlerini, öz çocuk kardeşlerini, öz annelerini, öz babalarını, öz evladlarını, eşlerini öldürtmüş Osmanlı hanedanlığı'nı, Osmanlı sultanlarını baştaçı eden, ve Cehennem denilen işkenceliği, vahşethaneyi, insanlıkdışılığı, akıldışılığı, vicdandışılığı baştaçı eden bir dini inançı baştaçı eden siyasi partiler ülke yönetiyor, hukuk yapıyor, kanun yapıyor, okullarda eğitim veriyor. Yani ülkede kim suçlu değilki(değil ki)? Ülkenin yanlış ve kötü yolda olduğu şunlardan da belli, açık zaten: Türklükte de, İslamiyet dini inançında da, dinde de ortalıkta sütyen-külot dolaşmak yoktur ancak ülke ortalıkta sütyen-külot dolaşılan pılajlar, oteller dolu, ve onlara siyaset, siyasetçiler ve hukuk izin veriyor. Yani doğrudan ayrılanı kuşkusuz ki yanlışlar ve kötülükler bekler. Yani açık ki ülkemizde hem Türklükten, dinden, gerçeklerden ve doğrulardan uzaklaşılmaktadır hem de 'Türklük, din, gerçekler, doğrular tut; suçlar kaç' yapılmaktadır. siyasetin ve özel sektörün yöneteceği ülke de ancak bu kadar olur. Kendinize şunu sorun: Tecavüze, cinayete, hırsızlığa, gaspa hiç ceza verilmese bunları yapar mısınız? İşte; bir toplumda hiç ceza olmasa bile hiç suç işlenmiyorsa hem o ülke doğru ülkedir, hem de o ülkede doğru hukuk gerçekleşmiş demektir yoksa durum hep tek kale maç olur. Yani bakın, adam yolda bulduğu parayı, altınları götürüp sahibine veriyor; bunu, bulunan şeyleri karakola vermemek suç olduğu için değil yani hukuktan, yasalardan(kanunlardan), cezadan korktuğu için değil; insanlık, vicdan, ahlak, medenilik adına yapıyor ki asıl hukuk, gerçek hukuk ta işte budur. İşte bu vatana böyle bir ülke gerekir ki bunu da siyaset ve özel sektör düzeni değil; felsefe, bilim, ve Din hadisileri düzeni, ve hukukun ceza üzerine değil, tedavi ve eğitim üzerine kurulu olması sağlar ancak. Çözüm ceza arttırmakta değil; felsefe, bilim, Din hadisileri üzerine ülke kurmakta, ve tedavi ve eğitim üzerine hukuk kurmaktadır yoksa durum 'Yanlış ve kötü düzen yani asıl suçlu kaç; vatandaş suçlu yakalan' olur. Yani idam cezası verilse suçların yine sona ermediğini görecekler; bu kez de yok 'Testere ile idam edelim', yok 'Ateşde yakalım', yok 'Asitte eritelim' diyecekler çünkü doğru yaklaşım yoksa çözüm gerçekleşmez, çözüm gerçekleşmeyince de tutumlar daha da barbarlaşır, daha da vahşileşir yani bir kısır döngü oluşur. Yani bu yollar çözüme ve medeniliğe değil; çözümsüzlüğe ve vahşiliğe gider. Görülmekte ki toplum felsefeden, bilimden, Din hadisileri'nden yani çözümden yani medenilikten korkmaktadır yani toplum farkında olmadan gerçekte çözüm istememektedir ki bunun sorumlularının en başında da topluma medenilik yerine barbarlık aşılayan siyasetçilerdir, siyasi partilerdir. Yani kaç siyasetçi felsefeye, bilime, kitap okumaya, internette olsun düşünce yazısı yazmaya meraklı? Açık ki bir ülke felsefeden, bilimden ve Din hadisileri'nden uzaklaştıkça; hem suçlar artar hem de suçlara verilen cezalar artar. Yani bunu anlamanız gerekiyor artık yoksa durum bulanık suda balık avlamaya çalışmak gibi olur. Bir Türkün, bir Müslümanın çocuğu neden suç işlesin ya da işlemeye yönelsin yav? Türkün, Müslümanın çocuğu neden kötü bir insan olsun? Acı birşey değil mi bu? Siz önce bunu düşünün. Ancak biryandan sütyen-külot ortalıkta dolaşanları alkışlarsanız, biryandan da bunu düşünemezsiniz. Biryandan ortalıkta sütyen-külot dolaşanları alkışlarsanız, biryandan da sağlıklı, doğru, iyi düşünemezsiniz. Fabrika bozuksa imalat da bozuk olur. Ve felsefe, bilim, Din hadisileri üzerine kurulu olmayan bir düzen bozuk düzen demektir. Evet; felsefe, bilim, Din hadisileri üzerine kurulu bir Türkiye gerekli. Böyle bir Türkiye'ye insanlığa da, dünyaya da önder ve örnek olur. Evet; hiç ceza verilmeyecek olsa tecavüz edecek, cinayet işleyecek, hırsızlık yapacak, gasp yapacak, banka soyacak, kuyumcu soyacak, hayvanlara işkence yapacak, dolandırıcılık yapacak, zina yapacak, fuhuş yapacak, pornoda oynayacak, ortalıkta çırılçıplak gezecek olanlar el kaldırsın? Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 28.8.19/06.49

HUKUK VE CEZA (DENEME)

Yazardan en yeniler

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler