Şiir Defteri

HUKUK TIP BİLİMİ ADLİYELER HASTAHANE GİBİ OLMALI SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
02.02.2021 / 08:34
393 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Gerçek ki hiçbir savcı da, hiçbir yargıç da verdiği her kararın doğru olduğunu ileri süremez ki bunu istinafça ve Yargıtay'ca bozulan yerel mahkeme kararları da doğrulamaktadır; öyle ki 'Ne kadar çok mahkeme, o kadar çok farklı karar' durumu bile oluşabilmektedir yani açık ki yerel mahkemeler bile birbirlerine zıt kararlar verebilmekte. Bu durumun temel nedeni de hukukun henüz bilim olmamasıdır; hukukun bilim ile değil siyasetle, siyasetçilerce yapılmasıdır ki bu durumda siyaset battıkça hukuk da batmakta, ve siyaset ne kadar çok batarsa hukuk da o kadar çok batmaktadır. Gerçek ki hukuk henüz bilim değildir. Bunun temel nedeni de hukuku yani yasaları(kanunları) bilimin değil siyasetin yapmasıdır ki siyaset zaten bilim olmadığı gibi bir de bilime aykırı bir dünyadır. Yani durum 'Ciğeri kediye emanet etmek' yani 'Bilim yapmayı bilimle ilgisiz kişilere teslim etmek' gibi bir durum özelliğindedir. Yani insanlığın temel sorunu; Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak' ile yönetilmek yerine 'siyaset' ile yönetilmesi, hukukun da henüz 'bilim' olmamasıdır. Hukuk tıp bilimi, adliyeler de hastahane gibi olmalıdır ki hukuk bilim olabilsin. Bilim nedir; Atatürk'ün de dediği gibi en doğru, en güvenilir yoldur, dünyadır, alandır. Hastahaneye gittiğinizde ne yapılıyor? Sizden dilekçe, tanık, kanıt ve avukat gibi bir danışman isteniyor mu; doktorlar hakkınızdaki kararı ifadenize ve tanıklara bakıp mı karar veriyor? Hayır çünkü tıp bilimdir. Ne yapılıyor hastahanede; doktor birtakım bilimsel tahliller istiyor, bilimsel veriler istiyor' ve onlara göre karar veriyor. Hukuk, adalet, yargı da; adliyeler, mahkemeler de böyle olmalıdır ki hukuk da, adalet de, yargı da bilimsel olabilsin. Hukukun bilim, bilimsel olması için pekçok şey üretilmiştir, örnek ki parmak izi, Dna gibi. Ancak açık ki özellikle ceza davasında ve boşanma davasında bunlar yeterli olmamaktadır çünkü sanıklar da, tanıklar da yalan söyleyebilmekte, iftira atabilmekte, ve hastahaneden alınan raporlar da yanlış yorumlanabilmekte. Örnek ki bir insan kendi kolunu birşeyle çizip, iki de yalancı tanık bulup, tartıştığı bir insanın, kendini 'çizik' biçiminde yaraladığını söyleyip masum kişiyi mahkum ettirebilmekte. Savım ki hukukun bilim olmasını sağlayacak şu dört şey zorunlu: 1- Hukuku, yasaları siyaset değil felsefe, mantık, bilim ve ahlak yapmalıdır yani bilim ve akademisyenler; ve mahkemelerde savcı, yargıç ve avukat yerine devletin ve 'hukuk bilimi'nin hukuk akademisyenleri olmalıdır. 2- Adliyeler hastahane gibi olmalıdır yani şikayetçi kişilerden de, şikayet edilen kişilerden de kendilerini kanıtlamaları istenmemelidir, bunu bilim ve teknoloji ve kendiliğinden yapmalıdır oysa açık ki hukuku, yargılamayı avukatların bile anlamakta zorlandığı görülmekte yani herkesin anlayamadığı, hukukçu olmayanın anlayamadığı bir hukukla insanları yargılamak hastahanede gerekli tahlilleri ve çekimleri hastanın yapmasını istemek gibidir. 3- Adliyelerde yalan makinası olmalıdır yani şikayetçi ya da şikayet edilen, ya da davacı ya da davalı yalan makinasının kendi üzerinde ya da karşı kişi üzerinde kullanılmasını isteyebilmelidir yani yalan makinası hastahanedeki ultrason, röntgen cihazı, Mr cihazı, laboratuvar gibidir yani bunlarsız hastahane olmadığı gibi yalan makinasız(makinesiz) hukuk, adalet, yargı da olmaz. 4- Yargı, hukuk, adalet kararı 'Hakimin kanaati'ne göre değil bilime göre verilmelidir; hastahanelerde doktorlar 'kanaatlerine' göre mi yoksa 'tahlillere, bilimsel sonuçlara, bilimsel verilere' göre, ve 'bilim' ile mi veriyorlar, yani'kanaat' ile bilim, hukuk, adalet, yargı olmaz. Bilimsel durum şu ki bir ülkede parmak izi, Dna analizi, ve yalan makinası üçlüsü yoksa o ülkede gerçek hukuk, gerçek adalet, gerçek yargı tam yoktur. Hukuk bu durumda kurtulmalı, bilim olmalı, bu nedenle de yalan makinasını kendine dahil etmelidir ki yalan makinası konusunda bilim ve teknoloji daha da ilerlemekte. Gerçek ki bir yalan makinası yalan bin ifadeden ve yanlış yorumlanılan bir rapordan üstündür, değerlidir, önemlidir yani önce parmak izi, Dna, yalan makinası; sonra ifadeler, tanıklar, ve deliller, olmalıdır. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 2.2.21/08.34
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir