Şiir Defteri

HERŞEYİ YİYEN ÇİN KENDİ BAŞINI DA YEDİ (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
03.02.2020 / 01:05
703 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
İnsan olarak da, ülke olarak da cehalet çözüm, kurtuluş, başarı olarak parayı görür oysa Muhammed de, Atatürk de 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' dedi. Yani ülkelerle işbirliği yapmak, dost olmak için paraya değil önce o ülkelerin bilimsel ve ahlaki durumlarına bakmak gerekir. Ve gerçek ki bilimdışılığın ve vicdansızlığın egemen olduğu Asya insanlık için de, akıl için de asla çözüm durumunda değil bir durumda. Yani bir insanla bile dost olmak için önce akıl-ruh sağlığına, ahlakına, vicdanına bakılır; ülkeler ya da devletler de bu zorunluluktan ayrı değiller yoksa Nazi Almanyası ile dost olmak, işbirliği yapmak, ticaret yapmak erdem olurdu. İnsanların da, ülkelerin de paralarına, zenginliklerine değil bilimselliklerine, ahlaklarına ve vicdanlarına bakmak gerekir. Ben de insanlarda da, ülkelerde de önce bilimsellik, ahlak, vicdan ve nefssizlik ararım, isterim. Bu nedenle ki 'Yalnızlık akıllı insanın dostudur' çünkü hem bilimsel hem ahlaklı hem vicdanlı insan ne kadar var? Vatan partisi tuhaf ki kendine önder, lider, ölçüt olarak, Muhammed'in ve Atatürk'ün de dediği gibi bilimi, ahlakı ve vicdanı yani insancalığı almak yerine ekonomiyi almakta; bu nedenle de Türkiye'ye yön ya da dost olarak İran'ı, Rusya'yı, Çin'i yani barbar ülkeleri göstermekte idi, sırf Abd'ye karşılar, Abd ile didişiyorlar diye. Yani açık ki Vatan partisi'nin ekonomici anlayışının umurunda değil Rusya'daki diktatörlük ve bilimdışılık, İran'daki vahşi idamlar ve bilimdışılık, ve Çin'deki diktatörlük ve bilimdışılık. Müslümanların da dediği gibi dünya bir sınav(imtihan) yeri de ancak başka türlü bir sınav yeri. Anlaşılıyor ki dini tanımlayan Din hadisileri'ni bilmeyen, nefse köle bir Müslüman türü dünyanın bir sınav yeri olmasını da yanlış anlamaktalar çünkü 'Yiyin için ancak israf etmeyin' ayetini 'Allah tüm bu güzel yiyecekleri, güzel içecekleri biz yiyelim içelim diye verdi, istediğimiz şeyi bol bol, tabak tabak, kepçe kepçe yiyelim, içelim ancak israf etmeyelim' diye anlamakta, öyle ki 'Bir oturuşta tabak tabak yemek yiyorum ancak hiç israf etmiyorum' bile diyen tuhaf insan türü ortaya çıkmış durumda oysa dini tanımlayan Din hadisileri'ni bilselerdi dinin nefssizlik istediğini bilirlerdi. Dünya şu açıdan bir sınav yeridir: Nefssizlik açısından. Yani dünya ve din şöyle demekte, şöyle bir sınav yapmaktadır gerçekte: Bakalım insanlar nefse yenilip herşeyi yiyip içecekler mi yoksa nefslerini yenip herşeyi yiyip içmeyecekler mi?' çünkü herşeyi yiyip içen herşeyi yiyip içmeyen insan türü bu sınavı kazanacak. Nefs hem en büyük cehalet hem de kötülüklerin hem nedeni hem amaçıdır. Bu nedenle din diyor ki 'Bakalım insanlar nefsi mi yenecekler yoksa nefse mi yenilecekler?', ve kuşkusuz ki nefse yenilenler de dinden uzaklaşırlar ki bu nedenle de zaten hadis 'Sultanlarla düşüpkalkan(düşüp kalkan) alimler de hırsızdır' yani dinden çıkar demiştir, bir hadis de 'Fakirlik müminin süsüdür' demiştir, bir hadis de 'Dünyadan yeterinden çoğunu alan helakından almış olur' demiştir, bir hadis de 'Müminin evi kamıştandır, yemeği bir parça ekmektir, başı tozlanmıştır' demiştir. Yani gerçekte dünya bolluğu bol bol yiyip içmek için değil nefs sınavı içindir, din açısından. Anlaşılan ki Çin'de de aynı yanlış mantık var çünkü kırlangıç yuvası çorbası, yarasa yuvası çorbası, böcek, kedi, köpek, fare, yarasa, yılan, ne varsa yenilen bir ülke. Şu örnek konuyu daha iyi anlatabilir: Bazı patronlar işe yeni aldıkları elemanları denemek için işyerinde yere ya da orayaburaya(oraya buraya) para koyarlar; 'Bakalım eleman o parayı bulunca bana getirecek mi yoksa cebine mi atacak?' diye sınamak(imtihan etmek) için; işte, dünyadaki güzel güzel yiyecekler ve içecekler de insanları 'Bakalım herşeyi mi yiyip içecekler yoksa az şeyi mi yiyip içecekler?' diye bir sınav işlevi görmektedir. Bakın, Türkiye'de bir toplu taşım araçında(aracında) bir yolcu bir başka yolcunun düşürdüğü ve içinde 400 Tl para bulunan cüzdanını bulup aracın sürücüsüne(şöförüne) verdi, sahibi gelirse versin diye ancak sürücü cüzdanı cebine attı, araçtaki kameralar sayesinde de bunu yaptığı saptandı ve işten atıldı yani nefse yenildi yani 400 Tl için ona sürekli bir gelir, geçim kaynağı sağlayacak işinden oldu ki buna 'Dimyat'a pirinçe(pirince) giderken eldeki bulgurdan da olmak' diyen bir atasözü de var yani nefs insanları yiyeceklerle ve içeceklerle de sınamaktadır(imtihan etmektedir), 'Acaba bana uyup elindeki bulgurdan da olacak mı?' diye, kuşkusuz ki din nefse uymayanları, nefs de kendine uyanları, köle olanları sever. Evet, ne buldu ise yiyen Çin; Corona virüsü ile kendi başını da yedi, ve üstelik de başka insanlara da zararı, kötülüğü olmakta. Demek ki doğadaki herşeyi de, satılan herşeyi de yiyip içmemek, nefse köle olmamak gerekiyor. Yani dünyada bir sınav varsa o da nefsledir, başka şeyle değil. Nefs önce akılı yok eder, sonra da ahlakı; bu nedenle ki ahlakdışı moda da, ahlakdışı turizım(turizm) da özgürlük yeri değil nefse kölelik yeridir yani dünya sınavını yitirmişlerin yeri tıpkı Sodom, Gomora, Pompei gibi Evet herşeyi yiyen Çin, tam dünya ticaretinin zirvesinde göbekatarken(göbek atarken); Firavun'un öldüren küçücük sivrisinek gibi küçücük bir virüs Çin'i yerlebir(yerle bir) ediverdi. Corona virüsü hastalığına karşı 20 aydan önce icat edilemezmiş. 20 ayda da Çin ekonomisi diye birşey kalmaz ortalıkta. Demek ki herşey ekonomi demek değil, ekonomi de herşey demek değil. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 3.2.20/01.05
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir