Şiir Defteri

FATİH ALTAYLI EŞCİNSELLİK VE STANDART (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
25.06.2021 / 07:22
371 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Bir toplumun siyasetçilerini, ve ünlülerini eğitmek o toplumun en az yarısını eğitmek demektir çünkü toplumun en az yarısı onları baştaçı eder. Bir toplumun yetişkin insan dişisine egemen olmak ise o toplumun en az dörtte üçüne egemen olmak demektir çünkü insan dişisi demek aşk yani bir insan erkeğini egemenliği altına almak, evlilik/aile, ve en az bir çocuk yetiştirmek demektir. Bu nedenle ki abuksubuk ya da gereksiz insanlar demeyip siyasetçiler, ve ünlüler konusunda da yazmak zorunda kalıyorum. Cinsel tercihi topluma yansıtmak örnek ki dalağını, karaciğerini, böbreğini ya da yüreğini(kalbini) eline alıp toplum içinde gezmeye(gezmeğe) benzer. İnsan cinsiyetini ya da cinselliğini ya da bedenini değil ruhunu, insanlığını vurgulamalıdır çünkü genelde beden, özelde ise organları ilkelliktir; ve ilkellikle de, teşhircilikle de övünmek, mutlu olmak, saygınlık aramak akıl-ruh sağlığına uygun bir durum değildir; insan olmak yerine doğayı, hayvanları, bitkileri örnek ve amaç almak durumudur ancak ne yazık ki insanlığa, tüm dünyaya böyle bir durum pompalanmaktadır; yani alim, alime, bilge gibi olmak yerine örnek ki aslan, kaplan, kurt, tilki yani hayvan ya da çiçek yani bitki gibi olmak. Fatih Altaylı 'Standardınız var mı!' adlı, 24.6.2021 tarihli yazısında demiş ki 'Bayılıyorum bir kısım halkımızın 'ahlak' ve 'edep' anlayışına. Bayılmak ne kelime. Ölüyorum. Muazzam bir standarda sahipler. O kadar muazzam ki, 'çifte' tanımı bile yeterli olmuyor. Kat kat üstüne. Duruma göre, konuya göre. Dün LGBTİ bireylerin pikniğinin polis zoruyla engellenmesini yazdım. 'Hangi hakla' diye. Bir grup tepki gösterdi. Yukarıda bahsettiğim grup. Atadan, dededen, dinden, imandan, gelenekten, görenekten girdiler. Nereden çıktıklarını göremedim bile. Galiba çıkamadılar. Böyle bir ahlaksızlığa izin verilmesini nasıl savunurmuşum, böyle bir rezalete İstanbul'un göbeğinde nasıl göz yumarmışım. Peki o zaman ben size birkaç soru sorayım. Ödeşebilirsek ödeşelim. Şeyh hazretleri odasına soktuğu herkesi badelerken, karı koca, kadın erkek ayrımı yapmadan alayına dalarken dininiz, imanınız neredeydi! Bir tekinizin bile bu rezalete karşı çıktığını duymadım. Hadi o sapık şeyhti, müritleri de onun kadar sapıktı diyelim geçelim. Vakıf adı altında örgütlenmiş tarikat yurdunda talebe 'sıbyanlara' tacizde bulunulurken, adlı adınca söyleyelim gariban ana babaların emaneti evlatlara tarikat yurdunda tecavüz edilirken neredeydiniz, sesinizi duymadım. Anadolu'nun bir kentinde 11 yaşındaki kız çocuğuna eşraf ve kamu görevlileri aylar boyunca cinsel saldırıda bulunurken ve bu saldırganların isimleri gizlenirken ayağa kalkıp ahlaktan, edepten söz ettiğinize tanık olmadım. Tüm bunlar dine, imana, ananeye uyuyor da, cinsel tercihleri farklı bir grup yetişkinin piknikte buluşması ahlaksızlık oluyor öyle mi! Hırsızlık, yolsuzluk, kul hakkı yeme konularına hiç girmiyorum. Çünkü siz ahlakı yalnızca cinsel konularla sınırlıyorsunuz, farkındayım. Ama bari orada tutarlı olun. Orada bir standart tutturun. Fazlasını zaten beklemiyorum.'. Yazı o kadar çok mantıksızlıkla dolu ki insanın 'Zaten mantıklı olsaydı ünlü olmazdı' diyesi geliyor. Fatih Altaylı'nın önce kişiliğine bakalım bilimsellik açısından. Fatih Altaylı kişilik yani mantık yani ruh olarak bilimsel biri mi? Habertürk Tvdeki yayınına astrolog denilen kimseleri çıkardı, ve astroloji denilen bilimdışılığa karşı olmak yerine onlarla birlik olmak, dostluk, yandaşlık durumu gösterdi. Görülmekte ki bilimsel biri değil. Acaba sigara da içiyor mu çünkü sigara içmek de bilimselliğe aykırı. Bilim beyinin nicel zirvesi demek; nitel zirvesi de ahlak. Hem bilimsel olmayan, hem ahlakçı olmayan bir beyin açık ki iki zirveden de uzakta kalır; bu nedenle ki Muhammed de, Atatürk de 'Önce bilim(ilim) ve ahlak' dedi yani bilim göz gibidir, ahlak ise ışık, yani ışık olmadan göz işe yaramaz; göz olmadan da ışık işe yaramaz; yani bilimin ve ahlakın birlikteliği zorunlu doğru bir ruh için. Şimdi gelelim bir de Fatih Altaylı'nın adına. 'Fatih' adı öncelikle fetih yani başka halkların vatanlarını işgal etmek yani savaş yanlısı olmak açısından bilime de, dine de, ahlaka da, insanlığa da, dünya barışına da aykırı bir durum. Eğer bu ad ona Fatih adlı sultandan dolayı verilmişse bilinmeli ki hem Muhammed 'Sultanlarla düşüpkalkmak hırsızlıktır' diyor yani sultanlığın dine aykırı olduğunu belirtiyor, hem de tarih Fatih adlı sultanın 2 yaşındaki kardeşi Ahmet'i ve Hasan'ı, ve iki eşini öldürttüğünü, öyle ki Fatih kanunnamesi ile bu durumu kanun durumuna getirdiğini ileri sürmekte. Bu durumda Fatih Altaylı adını yeniden düşünmeli çünkü bu durum doğru ise dine de aykırı, Türklüğe de, vicdana da, Atatürkçülüğe de, insanlığa da; ve cinayet olarak da 'Suçu ve suçluyu övmek' suçu olarak Türk ceza kanunu'na da. Şimdi gelelim Fatih Altaylı'nın eşcinsellik konusundaki sözlerine bireysel yani tikel açıdan yaklaşıma: 1- Eskiden eşcinselliği savunmak için 'Doğa, gen, kıromozom(kromozom) gibi şeyler gösterilirdi ancak bu savlar bilime aykırı olmuş olmalı ki şimdi de bedene yani doğaya yani maddeye değil duyguya yani özneye yani insana sarılınmakta 'Bireysel tercih' yani 'tercih' sözü ile. 'Seçim' gibi Türkçesi varken 'tercih'i yani Arabçasını kullanmak neden, sanki eşcinseller yeni nesil değil de eski nesildenmiş gibi? Durum ki ya algı operasyonu denilen şey var ya da yeni nesi Türkçeye yabancı ya da Türkçeyi sevmiyor olmalı ki bu durum zaten kendibaşına(kendi başına) bir mantıksızlık durumu içermekte eşcinsellik açısından. 2- Diyor ki 'Şeyh hazretleri odasına soktuğu herkesi badelerken, karı koca, kadın erkek ayrımı yapmadan alayına dalarken dininiz, imanınız neredeydi! Bir tekinizin bile bu rezalete karşı çıktığını duymadım. Hadi o sapık şeyhti, müritleri de onun kadar sapıktı diyelim geçelim. Vakıf adı altında örgütlenmiş tarikat yurdunda talebe 'sıbyanlara' tacizde bulunulurken, adlı adınca söyleyelim gariban ana babaların emaneti evlatlara tarikat yurdunda tecavüz edilirken neredeydiniz, sesinizi duymadım. Anadolu'nun bir kentinde 11 yaşındaki kız çocuğuna eşraf ve kamu görevlileri aylar boyunca cinsel saldırıda bulunurken ve bu saldırganların isimleri gizlenirken ayağa kalkıp ahlaktan, edepten söz ettiğinize tanık olmadım. Tüm bunlar dine, imana, ananeye uyuyor da, cinsel tercihleri farklı bir grup yetişkinin piknikte buluşması ahlaksızlık oluyor öyle mi! Hırsızlık, yolsuzluk, kul hakkı yeme konularına hiç girmiyorum. Çünkü siz ahlakı yalnızca cinsel konularla sınırlıyorsunuz, farkındayım. Ama bari orada tutarlı olun. Orada bir standart tutturun. Fazlasını zaten beklemiyorum.'. A: Fatih Altaylı'nın saydığı cinsel durumlar zaten Türk ceza kanunu'na göre suçtur, ve cezalandırılır ancak eşcinsellik, eşcinsel evlilik suç değil serbest yani insanların zaten suç olan şeylere değil de serbest olan şeylere tepki göstermeleri mantıklı bir durumdur. B: Ben hem eşcinselliğe, hem zinaya, hem toplumsal alanlarda akıldışı-ahlakdışı modaya, hep ahlakdışı pılaj(plajlara), hem ahlakdışı ticari mekanlara karşıyım, hem de suç işlemeseler bile şeyhlere, tarikatlara, cemaatlere çünkü dini tanımlayan, 'Din bilim, ahlak, mantık, vicdan, adillik, dürüstlük, tarafsızlık, güvenilirlik, sakinlik, medenilik, gösterişsizlik, israfsızlık, nefssizlik, ve bunlarla inzivadır' diyen Din hadisileri'nin tanımladığı dine öyle ya da böyle aykırılar. C: İnsanların yanlışları yanlışlara doğruluk kazandırmaz yani birileri yanlış birşeye tepki göstermiyor diye o şey doğru olmaz, doğruluk kazanmaz yani Fatih Altaylı yanlış bir şeyi bir başka yanlış şeye haklılık ya da doğruluk vermek için kullanmamalı. Yani 'Siz de içki içiyorsunuz' deyip sigara içmek savunulamaz. D: Demokrasinin, özgürlüğün, ve akıl-ruh sağlığının temeli de, amaçı da 'Bilim ve ahlak'tır. Bu nedenle ki Muhammed de, Atatürk de 'Önce bilim ve ahlak' dedi. Yani demokrasi, özgürlük, akıl-ruh sağlığı, haklılık, hukuk, adalet 'tercih' sözcüğünün arkasına saklanamaz, saklandırılamaz. Ve; pısikoloji(psikoloji) bilimi tercihleri baştaçı yapan, onurlandıran, kutsayan, dokunulmazlaştıran bir bilim değil zevkler ve renkler dahil tercihleri de inceleyen, irdeleyen, araştıran bir bilimdir yani tercih sözcüğünü kullanmak ile ne bilim, ne de pısikoloji bilimi yanlışların, kötülüklerin, bilimdışılıkların, akıldışılıkların, insanlıkdışılıkların yanlarında yer aldırılamaz. Neron'un tercihi de insanları aslanlara yedirmektir, Hitler'in tercihi de insanları öldürmekti. Sigara içmek de, gürültü yapmak da, sümüğünü yemek de, uyuşturucu kullanmak da, enseslik de, porno da, toplumsal alanlarda sevişmek de, Atatürk heykelilerine saldırmak da, teröristlik de, zina da, fuhuş da, çorbayı buruna pipet sokup içmek de, sokakta eller üstünde yürümek alışkanlığı da, hırsızlık da, tiner koklamak da, cinayet de, kiralık katillik de, insanların yanında osurmak da, insanların yanlarında burun karıştırmak da, korona aşısı olmamak da tercihtir ancak yanlış şeylerdir. Yani 'tercih' sözcüğü arkasına saklanılamaz da, sığınılamaz da. E: Peki, bunca okumuşluğuna, aydınlığına, kültürlülüğüne, bilgililiğine karşın Fatih Altaylı'nın kendisi mantıklı ve tutarlı mı? Şöyle ki Fatih Altaylı Atatürkçü olduğunu ya da Müslüman olduğunu söylüyorsa genelde hertürlü(her türlü) bilime ve ahlaka aykırılığın, özelde ise eşcinselliğin karşısında olması gerekir çünkü Muhammed de, Atatürk de 'Önce bilim ve ahlak' demektir yani bu durumda, Fatih Altaylı Atatürkçü de olsa, Müslüman da olsa, genelde ahlaka aykırılığı, özelde ise eşcinselliği savunmakla ya da korumakla Fatih Altaylı da mantıksızlık ve tutarsızlık göstermiş olur. Yani, hem Atatürkçü hem de Müslüman olduğunu söylemek hem de bilime ve ahlaka aykırı şeylerin yanında yeralmak(yer almak) mantıksızlığı, ve tutarsızlığı durumu. Ancak durum ki eşcinselliğe karşı çıkan Müslümanların, ve Atatürkçülerin durumları en azından ahlakı savundukları için, kendi açılarından da mantıklı ve tutarlıdır yani mantıksızlık ve tutarsızlık içinde olanlar, Atatürkçü ya da Müslüman olduklarını söyleyip ahlaka aykırılığa karşı çıkanlar değil Atatürkçü ya da Müslüman olduklarını söyleyip ahlaka aykırılığa karşı çıkmadıkları gibi bir de yandaşlık gösterenler olur; yani örnek ki içkiye karşı çıkan ancak sigara içen Müslümana 'İçkiye karşı isen neden sigara içiyorsun?' denilip bu durum sigarayı savunmak için de kullanılamaz; insanlarda pekçok(pek çok) doğru da, pekçok yanlış da birlikte bulunabilmekte, yani birinin, evinin önünü kirletmesi insanlara tüm ili(şehiri) kirletme hakkı vermez, böyle bir hak savunusuna kanıt da yapılamaz. İnsanların mantıksızlıkları da, tutarsızlıkları da yanlış şeyleri doğru, kötü şeyleri iyi yapmaz. Şimdi gelelim, eşcinselliğin küresel durumuna: Savım ki akıldışı, ahlakdışı, vahşi, insanlıkdışı, bilimdışı, küresel, ve derin bir güç dünyaya akıldışılık, vahşilik, utanmazlık, ahlakdışılık aşılamak, pompalamak için didinmekte. Bunun için de moda, ünlü, cinsellik, eşcinsellik, porno, çıplaklık, yetişkin insan dişisi, bilgisayar oyunu, reklam, yarışma, festival, pılaj(plaj), otel, eğlence, eğlence yeri, Tv dizisi, sinema filımı(filmi), astroloji, medyumluk, fal, savaş oyunu, oyuncak silah, medya, siyaset, önce bilim ve ahlak olan demokrasinin tanımını 'Demokrasi serbestlik demektir, halk iradesi demektir' gibi olarak sözcüklerin anlamlarını değiştirmek gibi araçlarını kullanmakta. Bu nedenle ki dünyaya olduğu gibi Türkiye'ye de bilime ve ahlaka aykırılık saldırısı var yani bu durum yalnızca Türkiye'ye değil her ülkeye yönelik bir durum, ve bu durum bir rastlantı da, masumluk da değil kasıtlı, artniyetli, düşmanca bir saldırı, yani açık ki dünyada tüm ülkelerden oluşan ve ülkeler üstü bir akıldışı-ahlakdışı devlet kurmak, olmak istiyor özelde moda, genelde ise hem en büyük cehalet olan, hem tüm kötülüklerin nedeni ve amaçı olan, hem de akılı, mantığı, ahlakı, vicdanı, akıl-ruh sağlığını engelleyen nefs; bu nedenle ki dünyaya, insanlığa, ülkelere yalnızca bilimdışılık ve ahlakdışılık değil hedonizım(hedonizm) de pompalanıyor ki Tvyi(Tv'yi) saran yemek yayını gibi yayınların nedeni bence budur yani amaç insanlığı kaştan yukarı çıkarmak değil kaştan aşağı indirmek. Bu nedenle ki öteki ülkelerde de, Türkiye'de de 'ünlü' diye akıldışı-ahlakdışı insanlar öneçıkarılmakta(öne çıkarılmakta), topluma önder/lider ve örnek/amaç/onur/gurur yapılmaya çalışılmakta. Bir de gelelim Fatih Altaylı'nın mantıktaki yanlış durumundan başka bir de dildeki yanlış durumuna. Fatih Altaylı şöyle demiş: 'Şeyh hazretleri odasına soktuğu herkesi badelerken, karı koca, kadın erkek ayrımı yapmadan alayına dalarken dininiz, imanınız neredeydi?'. Ben 'Alo Fatih' demeyeceğim, 'Ey Fatih' diyeceğim; hiçkimse kötülüklere de, yanlışlara da ses çıkarmasa da ses çıkaran felsefe de, mantık bilimi de, bilim de, ahlak da, din de, Muhammed de, Atatürk de işte orada; onlara bakmak yerine neden insanlara bakıyorsun; bu nedenle ki 'dininiz, imanınız neredeydi?' deme, çünkü din hep yerinde durmakta, 'dinliliğiniz, imanlılığınız neredeydi?' de, yani insanları suçla, dini değil, ancak bir de şu var: Topluma, din diye, dini tanımlayan, 'Din bilim, ahlak, mantık, vicdan, adillik, dürüstlük, tarafsızlık, güvenilirlik, sakinlik, medenilik, gösterişsizlik, israfsızlık, nefssizlik, ve bunlarla inzivadır' diyen Din hadisileri'nin tanımı değil Arabça, Arab tarihi, Arabçılık, Osmanlıcılık, siyasi yandaşlık, gelenek, görenek, töre, bilimdışı şeyler öğretilmekte. Zaten, Fatih Altaylı'nın 'Şunu yapmadınız, bunu yapmadınız' diye şikayetçi olduğu durum da ahlaka aykırılığın sonuçlarındandır ki eşcinsellik de ahlaka, bilimselliğe, insanlığa, onura, gurura, vicdana, dine, ve akıl-ruh sağlığına aykırıdır. Yani, genelde bilime ve ahlaka aykırılığı; özelde ise eşcinselliği rastlantı, masumluk, kendiliğindenlik sanmak da; yalnızca bireysel konu sanmak da; demokrasi, özgürlük, akıl-ruh sağlığı gibi şeyler sanmak aldanmaktır, mantıksızlıktır, ve cehalettir. Gerçek ki 21. yüzyılın en büyük küresel kitle imha silahı da, saldırısı da, terör örgütü de akıldışı-ahlakdışı modadır. Bilinmeli ki bilime ve ahlaka aykırı herşey 21. yüzyılda masumluk da, rastlantı da değil küresel ve kasıtlı bir saldırıdır; ve bilimdışı, ahlakdışı herşey insanlığa karşı da, Türkiye'ye karşı da düşmanlıktır, saldırıdır, ajanlıktır, yıkıcılıktır. Açık ki bikini diye ortalıkta sütyen-külotla, mini şort diye külotla, tayt pantolon diye dar ve uzun külotla dolaşmaya alışık olmaya alıştırılmış toplumlar zina, fuhuş, porno, ensestlik, eşcinsellik, çıplaklık, uyuşturucu gibi şeyleri de zamanla hoşgörmeye başlayabilirler Usa'da(Abd'de) olduğu gibi, yani yanlış da, kötülük de tek başına gelmez, pekçok akrabaya sahiptirler. Sigara Türkiye'ye 'ilaç' yani sağlık, moda 'medenilik' yani utanmak, turizım 'kültür' yani ahlak, bira 'böbreklere yararlı yani sağlık' diye getirildi, bir de şimdiki durumlarına bakın; şimdi de eşcinsellik 'tercih' diye getirilmeye çalışılmakta, bakalım daha neler olacak. Cinsiyet de, cinsellik de olağan durumuları(durumları) olarak ilkelliktir; onları ruhun ya da onlardan daha üstün olan beyinin üzerine çıkarmak hem ilkellik, hem barbarlık, hem de akıl-ruh sağlıksızlığı durumudur. İnsan bedenini değil ruhunu göstermelidir; doğru ruh da Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilimsel ve ahlaklı' olan ruhtur. Tercih Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Önce bilim ve ahlak' olmalıdır. Bilimi ve ahlakı dışlamış tercih doğruluğun ve iyiliğin tercihi değil yanlışın ve kötülüğün tercihidir. Ey Fatih, onlar tutarsız da sen tutarlı mısın? Hem 'Önce bilim ve ahlak' diyen Atatürkçü isen, hem 'Önce bilim ve ahlak' diyen Muhammedçi isen bir de aynaya baksan; internette bikini denilen sütyen-külotla, bikinili eşin, ve bikinili kızınla, yalnızca şortlu senle; yani yarıçıplak fotoğraflarınız var da. Muhammed 'Din ahlaktır, edebtir, utanmaktır; bunlar yoksa din de yoktur' diyor da. 'Dinime söven Müslüman olsa' sözünü hiç anlamam ancak 'Tenceredibinkaraseninkibendenkara/tencere dibin kara, seninki benden kara' sözünü anlayabiliyorum. İnsan; genlerini, doğasını, bedenini, doğayı, dünyayı aşabildiğince insanlaşır ki bunu da ancak Muhammed'in de, Atatürk'ün dediği gibi 'Bilim ve ahlak' sağlar çünkü bilim beyinin nicel zirvesidir, savım ki ahlak da zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, akıl-ruh sağlığının, özgürlüğün, demokrasinin, laikliğin, evrimin, insan olmanın, insanlığın, evrenin nitel zirvesidir. 'Atatürk de sigara, içki içiyordu; şortla denize giriyordu' deme çünkü Atatürk 'Benim sözümle ya da yaptığımla bilimin ya da ahlakın dediği çelişirse beni değil bilimi ve ahlakı dinleyin' dedi. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 25.6.21/07.21
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir