Şiir Defteri / Sizin Köşeniz / FAİZ DİN AŞIRI FAİZ VE EKONOMİ (DENEME)

Yazardan en yeniler

Türk dil kurumu 'faiz sözcüğü Arabça' diyor. Müslümanlar 'Faiz haram' diyor. Peki, İslamiyet'te yasak olan faiz ile, günümüzdeki Müslümanların anladığı faiz aynı şey mi? Öncelikle gerçek şu ki 'faiz' sözcüğünün 'fa'sı 'fahişe' sözcüğünün 'fa'sı; yani 'faiz' fahişelik gibi 'ahlak'a aykırı bir durumu içerir. 'Fahişe' sözcüğünü bir de 'cinsellikte aşırıya kaçmak' olarak düşünmek gerekir çünkü fahişelerin yaptıkları şey olağan olan cinselliği aşırıya kaçıp yani ahlakı dışlayıp yapmaktan başka şey değil. Fahişenin fahişeliği ille de para karşılığında, para için yapması gerekmez; fahişelik boğaztokluğuna(boğaz tokluğuna) yani yeme, içme, barınma gibi şeyler karşılığında da yapılabilir, hiç para almadan zevk için de yapılabilir. Yani açık ki 'fa' ön eki 'olağandışılık'ı içermekte; bu nedenle ki evlilikteki cinsellik de cinsellik olmasına karşın fuhuştaki cinsellik ile aynı, eşit sayılamaz çünkü evlilikteki cinsellik 'olağan'dır, olağandışılık değil. 'Fa' sözcüğü bir de 'zorlama' anlamı içeriyor olabilir yani 'faiz'in 'fa'sı da, 'fahişe'nin 'fa'sı da zorlama içeren bir durum olabilir ki faizle alınan para ve faizi geri ödenmezse ödemeyene karşı yasal olsa da, olmasa da birtakım zorlamalar yapılmaktadır. Ancak açık ki 'faiz'in zorlaması 'dıştan' yani faiz ile borç verenlerden gelir ancak 'fahişe'likte zorlama ya zorla fuhuş yaptırmaktan ya da ekonomik zorlamalardan kaynaklanır ancak yine açık ki kimse zorlanmazsa faizle borç almaz yani açık ki 'fa' sözcüğü 'zorlama' içermektedir. Peki, 'zorlanma' ile, ve faiz ile kimler borç alır? Açık ki öncelikle tüccar, esnaf, kapitalist olanlar, ve kumar borcu gibi borcu olanlar. Günümüzde ise bankalardan faiz ile borç almaya bir de 'keyfi'ler eklenmiş durumda yani ev, araba, beyaz eşya, ceptelefonu, Tv, bilgisayar, mobilya gibi şeyler satın almak isteyenler yani Muhammed zamanında da, Musa zamanında da esnaf, tüccar olmayan kimse de, kumar oynamayan kimse de faiz ile borç almazdı büyük olasılıkla. Günümüz çağından önceki çağda yani bankaların olmadığı, faiz konusunun yasal düzenleme içinde olmadığı çağda faiz oranı açık ki oldukça barbarca idi ancak günümüz çağında bankalar var ve banka faizi devletçe belirlenmekte. Açık ki İslam'ın karşı olduğu faiz aşırı 'fa' ile başlayan durumdur yani gönüllülük, rıza dışı bir durum yani tıpkı günümüzdeki tefeci faizi gibi. Kaldı ki Muhammed zamanında enflasyon da yoktu ki faiz olağan birşey olsun, yani demek ki bu durumda İslam'ın tanımladığı faiz ya gereksiz bir faizdir ya da faiz ile borç verilen kişinin kazançından(kazancından) pay almak içindir yani kazanç ortaklığı gibidir. Aşırı, çok yiyip(yeyip) içmek de İslam'a aykırıdır yani faizin İslam'a aykırı olması açık ki koşulsuz olmayabilir yani örnek ki 1 yıllığına borç verilen 100 altının karşılığında 1 yılda yalnızca 1 altın ya da 1 gümüş almak açık ki İslam'a aykırı olmayabilir çünkü işin içinde risk de var yani verilen borç geri gelmeyebilir, borç alan ölebilir falan. İslamiyet'te yasak olsa da faiz dine aykırı değildir çünkü çağımızda hem enflasyon var, hem faiz ile borçu(borcu) yasal denetim altındaki bankalar vermekte, hem de para bir mal türü olduğundan fiyatının olması da olağandır yani örnek ki bakkal satın aldığı şeyleri nasıl ki maliyetlerine kazanç eklemeden satmıyor, vermiyor, bankaların da bir maliyet faizi ile topladıkları paraları, mevduatları bir kazanç karşılığı olmadan vermeleri beklenilemez, akıla aykırıdır, mantığa aykırıdır oysa din akıl, mantık ister ki bankaların kiraları, vergileri, memurlarının maaşları/Sgk pırimleri(primleri), elektırik(elektrik), internet, telefon gibi giderleri var oysa Muhammed zamanında tefecilerin böyle giderleri yoktu yani hem bankalar yasal kuruluşlardır, hem devlete/millete/vatana vergi vermekteler, hem işsizlere iş vermekteler, hem de paraya gereksinimi olanlara para bulmaktalar yani bankalar esnafın, tüccarın yaptığı gibi bir iş, ticaret yapmakta oysa tefecinin ne kendine yararı vardır, ne devlete, millete, vatana. Açık ki faiz değil, aşırı faiz dine aykırıdır tıpkı aşırı çalışmak, aşırı mutlu olmak, aşırı yemek, aşırı gülmek, aşırı para harcamak, suyu aşırı kullanmak gibi. Yüksek faizden şikayet edilmekte, 'Yüksek faiz ile ekonomi, ülke kalkınmaz' denilmekte. Açık ki onlar konuya yanlış yaklaşmaktalar çünkü faizin yükselmesi ya para kıtlığından ya enflasyondan ya da ekonominin gelişmesinden yani yatırım için, iş yapmak için bankalardan borç almanın artması ile olur yani yüksek, aşırı faiz, aşırılığın herşeyde zararlı olması gibi zararlıdır ancak faizin aşırı yükselmesi ekonomide işlerin aşırı açılmasından, bankaların para yetiştirememesinden de olabilir. Eğer para azlığından ise devlet para basar çünkü Tl devletin kendi bastığı para ancak para basmak enflasyona neden oluyorsa demek ki ya tüketim aşırılığı ya da üretim azlığı vardır; tüketim fazlalığı varsa ya toplum yoksulluktan kurtuluyor, yoksulluktan çıkıyor, alamadığı şeyleri almaya koşuyor ya da toplum israf içinde demektir. Yani, ne olağan, normal, haklı faiz dine aykırıdır; ne de ekonomi şahlanırken faizin yükselmesi mantıksızdır, yanlıştır, kötüdür, zararlıdır. Yani, faize değil yüksek, aşırı faize karşı olmak gerekir, herşeyde aşırılığa karşı olmak gerektiği gibi yani yeri gelir faizin yükselmesinden, yeri gelir faizin yükselmemesinden şikayetçi olmak gerekir çünkü faiz yükseliyorsa ve işler açılıyorsa, ekonomi yükseliyorsa iyidir, ancak faiz düşük ancak yatırım yoksa kötüdür yani faiz düşük ancak işler kötü, yatırımlar yoksa durum açık ki iyi birşey olmaz yani ekonomide, faize değil sonuça bakılmalıdır. Arabaların hız yapmaları olağan ve doğru birşeydir çünkü hareket etmeyen araba gidemez; yanlış olan şey arabanın hız yapması değil, aşırı hız yapmasıdır. Bu nedenle ki tırafikte(trafikte) kasıtlı olarak çok yavaş giden sürücülere de ceza kesilir. Bu nedenle ki çok çocuk yapmak da, çok sevişmek de dine aykırıdır. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 24.1.21/05.45
Düzenleme: 24.01.2021 / 05:48

FAİZ DİN AŞIRI FAİZ VE EKONOMİ (DENEME)

Yazardan en yeniler

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler