Şiir Defteri

EZANA MÜSLÜMAN SAYGISIZLIĞI DURUMU (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
26.05.2020 / 09:11
540 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Diyanet'in, üstelik de sultanlığı kötüleyen, sultanlığın İslamiyet'e aykırı olduğunu açıklayan 'Sultanlarla düşüpkalkan alimler de hırsızdır' hadisine karşın siyasetçilerle cami açtığı, 'Dokuz yaşındaki kız çocuğu evlenebilir', 'Babanın kendi öz kızına şehvetle bakması günah değildir' gibi dine aykırı fetvalar verebildiği, ve Muhammed bile hiçbir mescide kendi adını vermemişken camilere sultan yani kişi adlarının verildiği bir ülkede açık ki İslamiyet doğru ve iyi anlaşılmış bir durumda değildir. İnsanları, toplumları ve insanlığı iki şey yanlış götürür: Cehalet yani bilgisizlik, ve nefs yani duyuları baştaçı etmek. Bazı Müslümanlar sanmakta ki İslamiyet hadisler olmadan da olur ancak yanılıyorlar oysa dini tanımlayan Din hadisileri bilinmeden din bilinemez; ve insanlar ya kendi bildiklerini din sanırlar ya da herşeyi yanlış anlarlar ve yanlış yorumlarlar; örnek ki Trt'de yayınlanan 'Kuran'ı güzel okuma yarışması' İslamiyet'e aykırıdır ki bunu geçenlerde bu konudaki bir yazımda yayınladım çünkü Kuran müzik gibi makamlı okunmakta, yarışmada amaç 'Güzel ses' ile etkilemek olmakta, ve 'Kuran okurken ağlamıyorsanız, Kuran'ı okumuş olmazsınız' hadisine aykırı davranılmaktadır ki bu da öncelikle Kuran'ın Türkçe okunmasını zorunlu yapar ki insanlar anlayabilsinler; Kuran asla yarışma konusu yapılamaz, hele ki nefssel bir yarışma konusu asla yapılamaz çünkü nefs dinin en büyük düşmanıdır çünkü nefs hem en büyük cehalettir ki cehalet de dinin en büyük ikinci düşmanıdır, hem de nefs kötülüklerin hem nedeni hem amaçıdır(amacıdır), unutmayın ki Adam(Adem) ile Eva'yı(Havva'yı) da Cennet'ten kovduran şey nefs idi yani dinin en büyük öğretisi, amaçı 'Nefse karşıtlık'tır, en büyük sınavı da 'Nefs'tir yani insanlara, toplumlara nefs öğretmek, nefs aşılamak dine en büyük düşmanlıktır ki akıldışı-ahlakdışı moda, akıldışı-ahlakdışı turizım(turizm), akıldışı-ahlakdışı medya, akıldışı-ahlakdışı ünlüler ve akıldışı-ahlakdışı siyaset de insanlara, toplumlara ve insanlığa nefs aşılamaya çalışmakta. Hadisler diyor ki 'Ezanı makamlı okumayın.', 'Kim insanların kalbini kazanmak için güzel konuşmayı öğrenirse Allah kıyamette onun hiçbirşeyini kabul etmez.' ve 'Gürültü yapan, bizden değildir' ki Muhammed zamanında araba yoktu, hoparlör gibi şeyler yoktu. Açık ki Müslümanlar inançlarına saygısızlık, hakaret saptamak için dikkatliler iken kendi yaptıkları saygısızlığın farkında değiller gibi görünmekte durum. Savım ki ezana Müslüman saygısızlığı iki türlü oluşmakta: 1- 'Ezanı makamlı okumayın.' hadisine aykırı olarak ezanı makamlı okumak ile. 2- 'Gürültü yapan bizden değildir.' hadisine aykırı olarak ezanı hoparlörle okumak ile. 2- Ezanı hoparlörle okumak ile. Birincisi açık, ve 'Kim insanların kalbini kazanmak için güzel konuşmayı öğrenirse Allah kıyamette onun hiçbirşeyini kabul etmez.' hadisi ile de ilgili ve uyumlu. İkincisini anlatayım. 'Gürültü yapan bizden değildir.' yani 'Müslüman değildir.'. Bu durum kuşkusuz ki ezandan değil, ezanı amplifikatör ile okunmasından kaynaklanmaktadır yani gürültü olan ezan değil hoparlördür; örnek ki bebekler ağlarlar ancak bebek ağlamalarını hoparlörle çevreye yaymak gürültü olur. Muhammed zamanında hem ezan makamsız okunurdu, hem hoparlörsüz okunurdu yani ezan olarak duyulan ses insan sesi idi, hoparlör sesi değil; domates gürültü değildir ve yararlıdır ancak hoparlörle 'Domates, domates!' diye bağırmak gürültü oluşturur yani doğru ya da iyi ya da yararlı ya da güzel şeyler yanlış araçlarla, yanlış yöntemlerle bu özelliklerinden uzaklaşabilirler; konuşmak gürültü değildir ancak bağıra bağıra ya da yüksek sesle konuşmak gürültü yaratır; Nutuk'u da hoparlörle bağıra bağıra okumak gürültü yaratır, hele ki hoparlörle yüksek sesle her gün ve günde 2-3 kez okunursa. Hoparlör ezan okuma araçı(aracı) değildir, gürültü yapmak, gürültü yaymak araçıdır, öyle ki müzik bile hoparlör ile gürültü biçimine dönüşür. Üçüncüsünü anlatayım. İkincisi ile aynı görünmesine karşın aynı değil; şöyle ki ezan okunmadan biraz önce insan Si'ye(Helaya) girmiş olabiliyor, ve üstelik de katı dışkı için; bu durumda biryandan hoparlörün ezan sesi duyulurken biryandan da insan katı dışkısını yapmak zorunda kalıyor. Bu nedenle açık ki ezanın hem makamsız okunması hem de mikrofonsuz, hoparlörsüz, amfisiz, doğrudan insan sesi ile okunması gerekiyor. Düşünün ki aynı amfi teknolojisi ile ya da markası, ve aynı mikrofon teknolojisi ya da markası ahlaka aykırı müzik yapanlarda da, siyaset yapanlarda da var. Denilecek ki 'Artık, iller(şehirler) çok büyüdü, sesle ezanı duyurmak olanaksız.'. İyi de hem küçücük köylerde, küçücük ilçelerde bile ezan hoparlörle okunuyor hem de Müslümanlar ezan saatlerini öğrenmeliler artık; televizyon var, ceptelefonu var, internet var, ezan saatlerini gösteren takvimler var; camiye yakın yerlerde evlerin camları hoparlör yüzünden sallanıyor, sabahın 4'ünde, 4 buçuğunda. Ramazan ayı'nda gece gece, Ramazan davulu denilen davullar. Din çok ses çıkarmak üzerine kurulu değildir; sakinlik ve sessizlik üzerine kuruludur; bu nedenle ki hadis 'Gürültü yapan, bizden değildir' diyor. Bu açıdan; Kuran'ın da makamsız ve mikrofonsuz okunması İslami açıdan zorunlu. Eğer, Muhammed ezanın anlamına, özüne değil güçlü olmasına, yüksek sesle olmasına ya da haz ya da mutluluk vermesine önem verseydi ezanı üç-beş güçlü sesli kişiden koro ile okuturdu. Müslümanlara önerim ki 'Ben Müslümanım' demeden önce, dini tanımlayan-açıklayan-anlatan-öğreten Din hadisileri'ni okusunlar, öğrensinler yoksa mezhepler, tarikatlar, cemaatler hem dinden hem birbirlerinden farklı yerlere giderler. Bilinmeli ki İslamiyet'in tek mezhebi, tek tarikatı, tek cemaati vardır; o da Din hadisileri'nin amaçıdır. Din hadisileri diyor ki 'Din ilimdir(bilimdir), ilim Çin'de de olsa gidip öğrenin, alimin uykusu bile cahilin ibadetinden üstündür; din ahlaktır, edebtir, utanmaktır; din vicdandır, merhamettir, dürüstlüktür, güvenilirliktir, tarafsızlıktır, medeniliktir, sakinliktir, huzurdur, nefssizliktir, inzivadır.'. İnsanlar başkalarının yaptıklarına bakarlarken bir de kendi yaptıklarına bakmalılar. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 26.5.20/09.11
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir