Şiir Defteri / Sizin Köşeniz / EYLÜLDE GEL ŞARKISINI SEVMEKTEKİ MANTIKSIZLIK SAVIM (DENEME)

Yazardan en yeniler

Müziği 'Bir kitlenin kulağına hoş gelen sesler' olarak tanımlamak nicel ve ilkel bir tanımlamadır; bu durumda örnek ki bülbül sesi de, kurt uluması da müzik olur. Müziği 'Bir kitlenin kulağına hoş gelen ancak bilimselliğe ve ahlaka aykırı olmayan hoş sesler' olarak tanımlamak gerekir yoksa örnek ki müzik diye küfürler, hakaretler, vahşet sözleri, tecavüz sözleri, seks sözleri ile de bazılarının kulaklarına hoş gelen müzikler yapılabilir. Yani müziğin doğru bir amaçı olmalı çünkü amaçlar da önemlidir örnek ki insan öldürmekte kullanılmış bir ekmek bıçağı ile kimse ekmek kesmek istemez. Gençlerin söylemesi gereken müzik yapıtlarını yaşlıların; bayların söylemesi gereken müzik yapıtlarını bayanların; bayanların söylemesi gereken müzik yapıtlarını bayların söylemelerini doğru da bulmuyorum, hoş da karşılamıyorum; ahlaklı insanların da ahlaka aykırı sanatçıları, ünlüleri sevmelerini, beğenmelerini, dinlemelerini de. Alpay'ın 'Eylülde gel' adlı müzik yapıtı şu sözleri içeriyor: 'Tatil geldiği zaman/Ağlarım ben inan Gidiyorsun işte/Arkana bakmadan Nasıl geçer bu yaz/Ne olur bana yaz Sen sen sen/Sen bir ömre bedel Yok yok yok/Gitme gitme gel/Eylülde gel, Okul yolu sensiz/Ölüm kadar sessiz Geçtim o yoldan dün/İçim doldu hüzün Yapraklar solarken/Adını anarken Bekletme ne olur/Gelmek zamanı gel Yok yok yok/Gitme gitme gel/Eylülde gel, Eylülde gel Eylülde okul yoluna Konuşmadan yürüyelim gireyim koluna/Görenler dönmüş hem de mutlu diyecekler Ağaçlar sevinçten başımıza konfeti gibi/Yaprak dökecekler.'. Müzik sanatçısılarının(sanatçılarının) akıllarına geleni müzik yapmamalarını savunan biriyim. Yani sanat diye herşey yapılmamalı, şiir diye akıla gelen herşey yapılmamalı, müzik diye akıla gelen herşey müzik yapılmamalı. Örnek ki bir bayın ağızından yazılmış bir şarkıyı bayan sanatçılar söylüyor, çok tuhaf, çok gülünç bir durum oluyor; örnek ki 'Dudakların gül gibi, seni çok seviyorum' gibi birşey olsun. Yani sanatçıların da, dinleyicilerin de sözlere dikkat etmeleri gerekli; özellikle de sanatçıların kendilerinin yaşlarınabaşlarına(yaşlarına başlarına) ve cinsiyetlerine. Alpay'ın 'Eylülde gel' adlı bir müzik yapıtı var. Bu yapıtı sevmemiş hiçkimse yoktur büyük olasılıkla. Birzamanlar(Bir zamanlar) ben de sevmişdim. Sonra düşünüm ki 'Ya bu adam bu şarkıyı kime söylüyor?'. Alpay 1935 doğumlu imiş. 'Eylülde gel' adılı yapıtını 1993 yılında çıkarmış yani 58 yaşında imiş. Yani yaşlı denilebilecek bir adamın, çocuğu denilebilecek yaştaki bir lise öğrencisine aşkı gibi bir durum var; 'Okul' denildiğine göre. Ve o öğrenci lise öğrencisi ise 18 yaşındadır en çok; ve Alpay o tarihte 58 yaşında. 58 yaşındaki bir adam o zamanlar sanırım öğretmen de olamazdı çünkü emekli olmuş olurdu büyük olasılıkla, o zamanki emeklilik yaşına göre. Şarkının sözlerinden de zaten 'Eylülde gel' diyen kişinin okul dışından biri olduğu anlaşılmakta ki büyük olasılıkla okul yolu üzerindeki bir esnaf olabilir. Eylülde gel adlı yapıttaki kız öğrenci diyelim ki üniversite öğrencisi olsun. Üniversite öğrencisi ise 18-22 yaş arasındadır öğrenci ancak Alpay yine 58 yaşında. Yani düşünün ki aynı yapıtı Alpay değil de 90 yaşındaki bir adam söylüyor. Yani örnek ki radyoda '16 yaşındaki' kız çocuklarına aşk şarkısıları(şarkıları), aşk türküsüleri(türküleri) söyleyen koca koca adamlar var, sanatçı diye, sanat diye, müzik diye. Yani hangi açıdan bakılırsa bakılsın mantık açısından da, akıl-ruh sağlığı açısından da, ahlak açısından da doğru bir durum yok çünkü sonuçta kızı yaşındaki birine aşkı var bir adamın. Sonra da toplumda ahlaka aykırılıktan ve yozlaşmaktan şikayetçi olmak neden? Sanatçılar toplumlarının yalnızca ahlaklarına değil akıl-ruh sağlıklarına da zarar vermemek, kötülük etmemek zorundalar çünkü demokrasi ya da laiklik ya da özgürlük serbestlik demek değil bilim ve ahlak yani mantık ve tutarlılık demektir. Kuşkusuz ki Alpay bu yapıtı kendisi için, kendisi açısından söylememiştir, sanat için ve para kazanmak için söylemiştir ancak sanat için de, para için de herşey yapılmamalıdır çünkü kişiye zararı, kötülüğü olmasa da topluma zararı, kötülüğü olabilir. Ben bu müzik ürününü de dinlemekten vazgeçtim artık. Radyoda çalmaya başlarsa radyoyu hemen kapatıyorum, Zeki Müren, Bülent Ersoy çıktığı zaman da; ahlaka aykırı modaya uyan ya da ahlaka aykırı hayata sahip sanatçılarda da yaptığım gibi; çünkü duygudan ya da sanattan önce ahlak önemlidir çünkü ahlak hem zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, demokrasinin, laikliğin, felsefenin, bilimin, özgürlüğün, medeniliğin en üst aşamasıdır hem de akıl-ruh sağlığının koruyucusudur. 'Önce bilim ve ahlak' demiş olan Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi ben sanatçılarda da, herkeste de önce bilimsel ve ahlaki duruma bakıyorum yani duygularım bilimin ve ahlakın yani evrenin en doğru insani iki şeyinin denetiminde. Yani insanlar giydiklerine, yediklerine içtiklerine, dinlediklerine, söylediklerine ve zevklerine dikkat etmeliler. Özgürlük serbestlik değildir, serbestlik özgürlük değildir; ancak bilime ve ahlaka uygun şeyle özgürlük olur, bilime ve ahlaka aykırı şeyler ise özgürlük değil serbestlik olur. Yani bu müziğin sözlerine nereden bakılırsa bakılsın mantıksızlık oysa Muhammed de, Atatürk de 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' diyor; ve bilim de, ahlak da önce mantık ile olur. Yani 'Eylülde gel' akılı, mantığı dışlayıp yalnızca nefsle dinlenilebilir bence ki nefs de dünyanın, insanlığın en büyük cehaletidir. Ben bir, insana bakarım; bir de eşine, sevgilisine, sevdiğine. Herşeyden soyutlanmış bir tanımlama doğru tanımlama vermez, doğru mutluluk vermez, doğru eylem getirmez. Akıl, mantık içermeyen şeyler yanlış olurlar; sanat, müzik bile olsalar. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 1.2.20/00.38

EYLÜLDE GEL ŞARKISINI SEVMEKTEKİ MANTIKSIZLIK SAVIM (DENEME)

Yazardan en yeniler

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler