Şiir Defteri

ERDOĞAN KİMİN CUMHURBAŞKANI? (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
29.12.2018 / 01:27
720 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Chp başkanı Kılıçdaroğlu; Erdoğan için 'Sen benim cumhurbaşkanım değilsin çünkü cumhurbaşkanı bir siyasi partinin de başkanı değil tarafsız olur' dedi. Sözü gerçekte felsefe, bilim, dini tanımlayan Din hadisileri, ve beyinin doğası açısından da doğru çünkü örnek ki bir insan hem sanık hem yargıç olamaz bir davada ya da zıt iki şeyin kendisi olamaz çünkü cumhur başkanı yani cumhurbaşkanı cumhurun yani milletin başkanıdır oysa Akp başkanı Akp'nin başkanıdır ve toplum Akp karşıtılarını da içermekte. Erdoğan ise %52 oy aldığını ve milletin başkanı olduğunu ileri sürüyor. En azından %52 demek %100 demek değildir. Yani iş oy miktarına vurulursa zaten cumhur başkanı kavramı ya da tanımı açısından bir mantıksızlık ve tutarsızlık oluşuyor. Ancak asıl konu şu: Önemli olan oy miktarı değil. Hitler %90 oy alıp başa gelmişti. İslamiyet dini inançının dahi önderi, dahi dinderi Muhammed ise 'Benim oyum şu kadar' deyip ortayaçıkmamıştı(ortaya çıkmamıştı); ve 'Ben falan kesimin' ya da 'filan kesimin peygamberiyim' dememişti. Dünyanın döndüğü de halkın oy çoğunluğu ile kabul edilmemişti. Gerçekler ve doğrular yani felsefe, bilim ve dini tanımlayan Din hadisileri karşısında oy miktarı yani nicelik önemli değildir. Yani önemli olan ne oy miktarı ne de kimin cumhurbaşkanı olunduğu; önemli olan şey genelde felsefenin, bilimin, Din hadisileri'nin; özelde ise demokrasinin ve Türkçenin cumhurbaşkanı olunması. Acaba Erdoğan felsefenin, bilimin, Din hadisileri'nin ve Türkçenin cumhurbaşkanı mı? Öyle ise aldığı oy miktarının önemi bile yok çünkü gerçekler ve doğrular oylardan üstündür. 'Türkçe ile felsefe ve bilim olmaz' sözü ile de, 'Dil devrimi suikasttir, Dil devrimi ile hayat damarımız koparıldı' sözü ile de, 'İki ayyaş' sözü ile de Türkçenin de, felsefenin de, bilimin de, demokrasinin de, laikliğin de cumhurbaşkanı olmadığını kendisi ileri sürmüş oldu çünkü en doğru felsefe ve bilim Türkçe ile yapılır çünkü Türkçe hem yerel hem evrensel bir dildir, öyle ki özgürlük sözcüğünün gerçek, doğru anlamı yalnızca Türkçede vardır. 'Demokrasi bir tıramvaydır(tramvaydır), istediğim durakta inerim' sözü ile demokrasinin cumhurbaşkanı olmadığını yine kendisi ileri sürmüş oldu çünkü demokraside demokrasi araç değil amaçtır. Cumhurun yani herkesin yani toplumun başkanı olmayı bir siyasi partinin başkanı olmaya yeğleyemediği yani tarafsızlığı yeğleyemediği için Din hadisileri'ne aykırılığı yeğlediğini kendisi ileri sürmüş oldu çünkü din tarafsızlıktır. Yine; 'Bitaraf olan, bertaraf olur' sözü ile Din hadisileri'ne aykırı olduğunu kendisi ileri sürmüş oldu çünkü hem dini tanımlayan Din hadisileri yani din tarafsızlığı ister hem de dinli insan tarafsızları yani kendisinden yana olmayanları da korur. Açık ki tarafsız olmamak yandaş olmaktır; yandaş olmak ta ya cehalet ya nefstir yani dine en çok aykırı iki şey. Bunlar gibi birçok örnek ileri sürülebilir; hem felsefeye, bilime aykırılık konusunda; hem demokrasiye aykırılık konusunda; hem Türkçeye aykırılık konusunda; hem Din hadisleri'ne aykırılık konusunda. Kılıçdaroğlu ve onun gibi düşünenler Erdoğan'a 'Sen benim cumhurbaşkanım değilsin' derlerse; örnek ki Kılıçdaroğlu da cumhurbaşkanı olduğunda bu kez de Akp'liler ona 'Sen benim cumhurbaşkanım değilsin' diyeceklerdir, ve bir kısır döngü oluşacaktır, ve görülen ki bir kimsenin de oyların yüzde yüzünü alması olanaksızdır. Yani Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi 'Sen benim cumhurbaşkanım değilsin' yöntemi, biçimi, hali felsefe, bilim, Din hadisileri, demokrasi, Türkçe karşısında hiç anlamlı, geçerli, doğru değildir. Yani önemli olan şey 'Senin, benim' değil; felsefenin, bilimin, Din hadisileri'nin, demokrasinin, Türkçenin cumhurbaşkanı olmaktır; ve zaten felsefeden, bilimden, Din hadisileri'nden yana olmayanlar doğru var oluşu yitirmiş ya da başaramamışlar demektir. Yani bir cumhurbaşkanı hangi siyasi partiden olursa olsun; felsefenin, bilimin, Din hadisileri'nin yolunda ise; değil Türkiye'nin, tüm insanlığın cumhurbaşkanıdır çünkü felsefe, bilim, Din hadisileri evrensel doğrular, evrensel değerlerdir, evrensel erdemlerdir. Yani bir cumhurbaşkanı; değil %60; %100 oy bile alsa; eğer felsefenin, bilimin, Din hadisileri'nin ve Türkçenin cumhurbaşkanı değilse zaten ülkenin değil yalnızca sayıların, yalnızca niceliğin cumhurbaşkanı olur ki bu da övünülecek, onur duyulacak bir durum değildir; felsefeye, bilime, Din hadisileri'ne göre. Felsefeden, bilimden, Din hadisileri'nden yana ol da, istersen bana düşman ol, önemli değil. Dünyaya bir hükümdar da, demokrasi de gerekse, o; felsefeden, bilimden ve Din hadisileri'nden başkası değildir. Kendilerini felsefe, bilimle ve Din hadisileri ile değil de miktarla, nicelikle ölçenlere ne acı. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 29.12.18/01.22
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale

Bağlı Üyeler

  • Turkaydini07:40
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir