Şiir Defteri

ERDOĞAN İNTERNETTEN KAYSERİ ŞEHİR HASTAHANESİ'NE VE ÜLKEYE BAKIYOR MU? (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
31.08.2019 / 08:05
841 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Ülkeyi gezerek yönetmek dönemi, çağı internetin icadı ile tarihe karışmış durumda; çağımızın ülke, devlet yöneticileri eski çağlarda olduğu gibi atlara, internetin icadından önce olduğu gibi arabalara, uçaklara değil kitaplara ve internete binip ülkelerini gezmek ve ülkelerini yönetmek zorundalar artık çünkü internet var artık, ışık hızında. Yani diyelim ki dünya tek bir devlet, tek bir ülke; devleti yönetenler tüm dünyayı araba, uçak ile nasıl gezebilirler? İnternetin bir de bu yönünü düşünmek gerekir yani internet demek yalnızca masabaşı(masa başı) birşey değil, tüm evreni gezdiren bir ulaşım araçıdır(aracıdır) da, taşıttır da. Yani çağımız 'Ben Tvittır mivıttır, Feysbuk meysbuk anlamam; kitap okumaya zamanım yok' diyecek yöneticiler çağı değil artık. Çağımız yalnızca bilgisayardan, internetten değil; felsefeden, bilimden, teknolojiden, edebiyattan, sanattan, dini tanımlayan Din hadisileri'nden anlayan; yalnızca seçim sandıklarından değil, kitaplardan, kitap yazmaktan, felsefeden, bilimden, teknolojiden, edebiyattan, sanattan, Din hadisileri'nden, internetten gelen ülke yöneticileri istiyor artık. Recep Tayyip Erdoğan demişdi(demişti) ki 'Ben kitap okumuyorum çünkü kitap okumaya zamanım yok'. Bence sorun zaman sorunu değil çünkü Erdoğan düğünlere ve patronların toplantılarına bile gidecek zamanı buluyor. Konu bence şu: Erdoğan kitap okumayı değil, gezmeyi ve konuşmayı seviyor ki ben Erdoğan'ın futbolculuk ve belediye otobüsü sürücüsülüğü(şöförlüğü) yapmış olmasını, ve Trt televizyonuna haber sunucusu/sıpikeri, spikeri olmak için başvuru yapmış olmasını buna bağlıyorum. Açık ki konuşmayı ve gezmeyi çok seven insanlar kitap okumayı pek sevmezler çünkü kitap okumak sabitlik ve suskunluk gerektirir. Bu açıdan ki ben kitap okumayı sevmesi gereken akademisyenlerin, kitap okumayı pek sevmeyen Erdoğan'ın yandaşı olmalarını pek anlayamıyorum; belki de kitap okumayı değil, konuşmayı ve gezmeyi çok seven akademisyenler de vardır, modaya kölelik yapmayı seven öğretmenler, akademisyenler ve öğrenciler olduğuna göre. Bana denilse ki 'Çok konuşmayı ve çok gezmeyi mi istersin, yazı yazmayı mı?'; 'Yazı yazmayı' derim yani ben de konuşmayı ve gezmeyi, hele ki gezmeyi hiç sevmeyen biriyim çünkü düşünmek için de, yazmak için de sabitlik ve suskunluk gerekir, ve Türkiye'nin de, insanlığın da çok konuşan, çok gezen, çok yapan insanlara değil, çok düşünen ve çok yazan insanlara gereksinimi var çünkü çağımızda da insanlık cehalet içinde yani nefsimi insanlığın durumundan üstün tutamam ki zaten nefs en büyük cehalettir yani 'Eğitim şart' diyorsak önce nefse karşı savaşmalıyız oysa ülkemiz nefsin zirvesi olan sütyen-külot çıplak pılajlarla(plajlarla) ve böyle otellerle doldu. Gezmek gözle görmek demektir, düşünmek akılla görmek demektir yani insanlara ve insanlığa gezmeyi önermem ki gezmek demek zaten başkalarının mekanlarını gezmek, başkalarının mekanlarında, başkalarının hayatları ile mutlu olmak; kendi evinde, kendi ailesi ile, kendi hayatı ile mutlu olmamak demektir yani zayıflık ve zaaftır yani nefstir yani en büyük cehalettir yani Türkiye'nin de insanlığın da gezen yöneticilere değil, oturan yöneticilere gereksinimi var ki alim, alime demek gezen insan değil, oturan insan demektir çünkü kitap okumak da, bilim de, düşünmek de, yazmak da oturmayı gerektirir yani gerçek kültür gezmek üzerine değil, oturmak üzerine kuruludur ki insanlık tarihinde uygarlık da, ekonomi de yani üretim de 'Gezen toplum' biçiminden 'Yerleşik toplum' biçimine geçmekle başlar. 'Din bilimdir/ilimdir, bilim yoksa din de olmaz' diyen bir dini inançtan olduğunu söyleyen insanların kitap okumaya zaman ayırmaları, kitap okumayı sevmeleri gerekir çünkü bilim kitapsız, kitap olmadan, kitap okumadan olmaz. Türkiye'yi yönetmek gerçekte çok kolaydır, üstelik de oturduk yerden yönetmek. Bir masa, bir bilgisayar ve bir de internet yeter. Girersin internete; ülkeyi milim milim görürsün, didik didik incelersin. İnternet bir ülkeye zum(zoom) yapar. İnternet bir ülkeyi gösteren teleskop, dürbün, mikroskop gibidir; değerini bilene. İnternet gerçekte vatandaşın, ülkenin çığlık sesidir. Bu nedenle hep diyorum ki bir ülkedeki internet özgürlüğü o ülkedeki demokrasinin ya da doğru yönetimin de ölçüsüdür. Erdoğan bir de şunu demişdi, Chp başkanı Kılıçdaroğlu'na: 'Ey Kılıçdaroğlu sen hiç Kayseri şehir hastahanesi'ni gördün mü?'. Ben de Erdoğan'a sormak istiyorum: 'Sen hiç internete girip Kayseri şehir hastahanesi hakkındaki şikayetleri gördün mü?'. Ben gördüm de çok üzüldüm ve çok utandım. Çok övünülen Kayseri şehir hastahanesi hakkında şikayetler doktorların, hemşirelerin, görevlilerin vatandaşlara kötü davranışı üzerine yoğunluklu, odaklı idi. Yani orası bir hastahane. Okulların, üniversitelerin, hastahanelerin ve ülkelerin başarıları, üstünlükleri kapladıkları alan yani ile değil; felsefede, bilimde ve dini tanımlayan Din hadisileri'nde üstünlükleri ile ölçülür. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın pek övdüğü Kayseri şehir hastahanesi'ne yönelik bazı şikayet örnekleri, aynen kopyalıyorum; kaynak 'şikayetvar.com': '1- 'Kayseri Şehir Hastanesi binanın ötesine geçememiş. Hastane çalışanlar ilgisiz düzgün bir üslupları yok insanları azarlamaktan başka bir iş yaptıkları yok. Kocaman bir bina içerisi kaos ortamı sıra çok bir yerden bir yere gitmesi mesele en önemlisi de ilgi sıfır. Hastane çalışanları komple değişmeli.'. 2- 'Kayseri Şehir Hastanesi kadın doğum bölümüne 7 de gelip otomattan sıra almama rağmen hasta kotasının dolmasıyla evime gönderilmem. Gerçekten yaptığınız hastaneye... Yönettiğiniz sisteme. Bu hastane daha iyi hizmet vermek için yapılmadı mı? Yok illaki özele gideceğiz para çok millette...'. 3- '08.00 açılış başladı orada çalışan hanımefendi yatan hastaları sıraya çağırdı. Hepsi numaralı zaten babam kağıdı verdi hanımefendi sert bir dile babama bağırdı bekle diye. Hem yatan hastaları çağırıyor hem de saygısızlık yapıyor. Bayan güvenlikte artistlik yapıyor.'. 4- 'Böylesi kötü bir hastane görmedim daha önce gece acilen gidiyorsunuz onca hasta var travma bölümünde sadece 1 doktor bakıyor. Ayrıca tetkikleri tek tek istiyor onca sırayı hastalara bekletiyor yeniden başka tetkik yolluyor ve arası o kadar da uzak ki acilen gittim lakin sonuç alamadan nefret ederek geri çıktım. Ayrıca ultrason çeken doktor olduğunu zanneden bir bayan bize kötü davrandı çekilin şuradan diyerek yazıklar olsun verilen onca paraya ne sistem var ne hizmet yazık!'. 5- 'Kayseri şehir hastanesinde yatış verilen bir hastaydık. Fakat hemşirelerin davranışları aşırı kötü kendilerini ne sanıyor Allah aşkına. İnsanlar mecbur diye üstüne geliyorlar. Hep sesini çıkaramadığım sürece de eziyorlar. seni ya sistem oturtulsun öyle hizmete geçsin her şey ya da. Adam akıllı denetimler olsun bize de yazık günah gerçekten canımızla mi uğraşalım yoksa personelin egosuyla mı buna acilen bir çözüm bulunması lazım.'. 6- 'Endoskopi ünitesinde bulunan sekreter, sekreterliğini unutmuş. Sadece sinir krizini hasta ve hasta yakınları üzerinde çıkarıyor. Herkese bağırıyor, güzel dille, tatlı dille konuşmadığı için hep tartışma yaşanıyor. Eğer çalışmak ağır geliyor, konuşmak zoruna gidiyorsa (bilgi vermek için görevlendirildiğini unutmuş) evine gitsin otursun.'. 7- 'Ülkemizde büyük bir hezimet olan şehir hastaneleri vakalarını her geçen gün ihmaller zincirinde katlanarak büyük bir kaos haline dönüşmekte. Yaklaşık bir aydır ameliyat olması beklenen hastam için bugün itibari doktordan zor bela yatış iznini koparabildik. Kat 3 üroloji bölümüne çıkmamız ve yatışı yapmamız gerektiğini söylediler ve servise çıktığımızda da yatak olmadığını ve tabiri caizse kovar bir dille gitmemizi söylediler. Hastamız yaşlı ve aynı zamanda zihinsel rahatsızlığı da söz konusu. Bu hususu dile getirdiğimizde de bekleme salonunda bekleyin yer olursa veririz yoksa gidin diye söylediler. Söylenmesi gerek birçok şey var aslında. Gösterişli devasal binalar yaparak hizmet yapılmıyor. Bu zihniyete yazıklar olsun.'. 8- 'Sözde yol tarif etmesi için orada duran ama insanları yanlış yönlendirmekten başka hiçbir şeyi başaramayan çalışanlar var ne zaman yol sorsam hiçbir zaman doğru bir yol tarifi alamadım ayrı binalarda olan birim için sağa dönün arkanızda kalacak diyor o bina da olmamasına rağmen!'. 9- 'Kayseri Şehir Hastanesi'nde bugün ameliyat olacağım ama hiçbir hemşire çalışan doğru düzgün ilgi göstermiyor, genel cerrah bölümündeki odalar düzenli değil temiz değil herkes kendi kafasına göre hareket ediyor önlükleri temiz değil bu durum hiç hoş değil.'. 10- 'Şu an Türkiye'nin en büyük Hastanesi yapıldı Kayseri'ye ün duyurmakla iş olmuyor sağlıkta hizmet gerekli sabahın 7.00 da hastanede olup sıra alıp sıramatikten ve sonrasında kadın doğum bölümünde sonuçlarını gösteremeden geri çevrilmek nedir neymiş efendim kota dolmuş bu adalet mi?.'. 11- 'Şehir hastanesine kadın doğum bölümüne geldim bugün 158 numaraya sıra aldım, sıramatikten ve 100 hasta var 70 tanesi Suriyeli zaten hadi bunu geçtim sıra numarası 130 bile olmadan sıra bitti, dediler. O kadar insanın beklediği saatler boşa gitti 2 saat dikildik orada ondan sonra sorduk sıramatik niye sıra veriyor hala diye, otomatik olduğunu söylediler. Orada kaç tane insan boşa gelmiş oldu, belkide evde çocuğu var çocuğunun derdine mi yansın, sıra alıp da muayene olamadığını mı pek bilemedim. Bir bayana da bu kağıdı gösterirsen sana sıra verirler demişler ama hasta kayıttaki bayan ısrarla bittiğini söyledi bayan ağlayarak ve bağırarak sinirlendi, o gidince de arkasından bir de laf söylüyorlar. Böyle saygısızlık görmedim. Diğer polikliniklerde 5000' e kadar 1000 'e kadar sıra varken kadın doğum gibi bir bölümde 130 bile olmadan sıra bitti.'. 12- 'İnsanları azarlayarak hiçbir yere varamazsınız. Kimse sizi zorla çalıştırmıyor. İşinizi doğru güzel bir üslupla yapamayacaksanız orada ne işiniz var gerçekten bilmiyorum. Bugün acil bölümünün yatan hasta bölümüne çıkmak için kapıya gittim ve ziyaret saati olmadığından alınamayacağım söylendi bende bir kez daha sordum tamam izin yok bir kez daha sormuş olabilirim ama bu denli azarlanacak laf yapılacak bir durum olduğunu asla düşünmüyorum, daha nicesiyle karşı karşıya kalınırken bir kez daha sordum diye demediğini bırakmadı oradaki görevli. Herkesin huyu davranışı farklı olabilir ama siz bir hastanede çalışıyorsunuz insanların psikolojisinin en düşük durumda olduğu yerde. Gerçekten gülünecek durumdasınız.'. 13- 'Doktorlar çok acımasız ve hastane karma karışık kayboluyoruz. Lütfen bu hali değişsin rica ederim değiştirin çok kötü bu haliyle, yol gösteren çok az kişi var. Kantinler karma karışık sürekli kavga çıkıyor, az çeşit yiyecek satılıyor. Sadece ben değilim Hastanedeki bir çok insan bu durumdan şikayetçi, lütfen sesimiz duyulsun. Bu hastanenin bu kadar büyük olmasına gerek yoktu ben bir avukat olarak bu durumun düzeltilmesini istiyorum. Düzenli olmasına gerek yok, eskisi gibi olsun bize yeter, eski haline geri dönsün. Bir de disiplin yok, tansiyonumu ölçtürmeye gittiğimde genel cerrah hastanesindeki kadınların tansiyonunu ölçen görevli yerinde değildi. Kendisi arkadaşlarıyla gülüp kahve içiyordu. Böyle bir şey olabilir mi, kadınların tansiyonunu erkeklerin tansiyonunu ölçmekle görevli kadın kadınların tansiyonunu ölçtü.'. 14- 'Çalışma takvimi yayınlanıyor, günlerce doktorunu bekliyorsun o gün sabahın en erken saatinde gidip kuyruğa giriyorsun doktoruna sıra almak için, kuyrukta sıra sana geliyor bir bakmışsın doktorun o gün canı istememiş çalışmıyor. Oh ne ala memleket! Sonra bir bakmışsın aynı doktor bir hafta sonra muayenede. Yine geliyorsun pat doktor yine yok. Yahu madem ki çalışma takvimine uymayacaksın millete neden eziyet edersin ya da hastane yönetimi neden böyle bir çalışma takvimi yayınlarsın? Hasta iki dakika muayeneye gecikince türlü türlü cümleler kuran doktorlar ve sekreterler, hasta mağdur olunca neden ses çıkarmaz?'. 15- 'Ben böyle saygısız konuşmayı bilmez çalışanlar görmedim. Emir kipiyle konuşup insanları azarlamaktan başka bir şey yaptıkları yok. Böyle büyük bir hastanede hizmet kalitesi, çalışan kalitesi sıfır, alerji testi bölümündeki çalışanlar çocuklara hiç nazik davranmıyorlar hiç hoş konuşmuyorlar. Devletin verdiği maaşlara yazık.'. 16- 'Ramazan Bayramı'nın 3. günü yüksek ateş ve halsizlik şikayeti ile Kayseri Şehir Hastanesi aciline gittim. Acilde muayene eden bayan doktor bir şey yok diyerek azarladı ve ateş düşürücü iğne vurdurarak gözlem odasına aldı gözlem odasındaki doktorda ilgilenmedi sadece antibiyotik yazıp gönderdi bunun üzerine şikayetlerin artarak devam etti Özel D. hastanesi'ne gittim orada ki KBB doktoru K.S. tedavi uygun diyerek başka ilaç yazmadı iki defa geceleri bulantı ile aynı hastanenin aciline gittim acilde ki doktor penisilin iğne yazdı. İğneden iki gün sonra bulantı ve kusma şikayetim artınca dahiliye doktoruna yönlendirdiler doktor karaciğerde sarılık var diyerek iki gün hastanede yatırdı sonunda hiçbir iyileşme yok diyerek profesör doktor M** Y*'a yönlendirdi.'. 17- '17 Haziran saat 10:26'da yaşanan bir olay Kayseri Şehir Hastanesi heyet kardiyoloji bölümündeyim içeriye işten anlamayan bir sekreter koymuşlar üslup bilmez iş bilmez neye göre içeri alıyorsunuz hastaları diyorum bende bilmiyorum diyor halbuki alan kendisi. Benden önce gelen dört kişiyi aldı dördüncüsünde artık durumu anlatmaya çalıştığımda ben yeni geldim bilmiyorum diyor e ben bekliyorum yarım saattir bu haksızlık dediğimde de bekle napayım gibi bir üslupla karşılaşıyorum. Diyeceğim o ki içeride yaptığı işi inanın okuma yazması olan herkes öğrenildiğinde yapar hastanelere insanlarla uğraşmayı seven diyalog kurmaktan gocunmayan insanlara saygılı personeller almanız gerekmektedir. Bu kadının ise her şeyden önce saygılı konuşma tekniği öğrenmesi gerekmektedir.'. 18- 'Özürlü raporu olan kız kardeşimin raporu yenileyeceğim. Telefonla bilgi almak istiyorum bilgi sahibi olamıyorum. Çünkü telefonu yetkili kişiye aktarıyorlar fakat aktardığı yerde kimse yok. Mesai saatinde bu insanlar ne yapıyor tahminim ellerinde kupa bardakları çay içiyorlardır.'. 19- 'Kayseri Şehir Hastanesi 12 Haziran Çarşamba saat 16 civarı çocuk kan alma odasında 2 görevli çocuğumun kolundan kan almaya çalıştı iğneyi soktu damarı bulamadı sok çıkar içeride çevir ileri geri sok çek olmadı e ne olacak öbür koldan alacak iyi öbür kolu da delik deşik ettiler iğneyi sokup içeride damar arıyor yine olmadı, damarı bulamadı iş bilmez adamı çocuk kan alma yerine niye koyuyorsunuz çocuk damarı ince olur tecrübeli birinin gelmesi gerekir vatandaşı delirtmek mi istıyorsunuz vatandasın sabrını mı deniyorsunuz başka birisi kanı alsın diyorum alacak biziz diyor sen alabilseydin zaten alırdın be çocuğumun kolunu deneme tahtası ettiler. Kanıda alamadılar çocuk hareket ediyor ondan diyor çocuğumun kolunu ben sıkıca tutuyorum alamayınca çocuğu suçluyor Sağlık Bakanlığından rica ediyorum o 2 personeli alın oradan iş bilen tecrübeli personeli getirin benim maaşımdan kesilen vergilerle tek kuruş da olsa bu acemi duyarsız adamlara maaş ödemesi yapılıyorsa.'. 20- 'Bir de hastane yaptık diye övünüyorlar sabah acil kadın doğuma gitmek zorunda kaldım insana değil hayvana muamele eder gibi davranıyorlar içerdi de kadın sancı çekiyor kes sesini bağırma konuşma M** isimli bir doktor var hiçbir şekilde konuşamıyorsun azarlayıp duruyor kapıdan girdiğin anda içeride ramazanlık gün kötü bir sigara kokusu hiç mi yetkilisi yok bu hastahanenin kimse memnun değil.'. 21- 'Bir hastamız burun ameliyatı olacakken başka ameliyata girecekti az kalsın. Böyle bir ilgisizlik olamaz. Kimse görevinin ne olduğunu bilmiyorlar. Orada bu konuyla alakadar hiç mi görevliniz yok? Hastanede çalışan ameliyathanede ki personelin bilgisizliği ilgisizliği telafi edilemeyecek sonuçlar doğurabilirdi.'. 22- 'Biraz önce Kayseri Şehir Hastanesi Kadın Doğum Bölümü'nden Dr. F**K** 'a gittim kompleksli kadın orada bizim sorularımızı cevaplamak için oturuyor. Sorduğum soruya çok komiksin komik olma gibi cevaplar verip azarlıyor. İnsanları böcek gibi görüp ezmeye çalışıyor, uğraşamıyorsan mesleğini bırak, senin gibilerini istemiyoruz. Türk toplumu için insani ve vicdani yönleri ağır basan konuşmayı bilen meslek erbapları lazım sizin gibi hak etmeyenler değil.'. 23- 'Bugün ......... bölümüne çocuğumu götürdüm bayan doktorun kesinlikle psikolojik sorunları var. Çünkü sağlıklı bir birey kesinlikle insanlara pislik, böcekmiş gibi davranmaz. Ama suç onda değil ona bizim paramızla yapılan bu hastanede çalıştıranlarda. Yaptırdığı tahlillerin sonuçlarına bile bakmadan başından savıyor. Ben kendisini uyarıyorum su değerler çok düşük diye ondan sonra ilaç yazıyor. Bir çok kisi çalışanların davranışlarından şikayetçi, bu nedenle kesinlikle çalışanlar hakkında anketler düzenleyerek disiplin işlemleri yapılmalı.'. 24- 'Hastane personelleri vurdumduymaz ve ters ters azarlama içindeler sıra olayı hiç yok öncelik hastane personelleri yakınlarında,3 sınıf insan yerine konulmak hak reva mı devletimiz bu personelleri cezasını vermesini istiyoruz, özellikle kadın doğum bölümü.'. 25- '11.05.2018 tarihinde 22:00 dan sonra Kayseri Şehir Hastanesine Anneannem ile acil bölümüne gittik iğne yazıldı. Anneannem benden önce evraklarını verdi daha sonra ben evraklarımı verdim iğne olmam için verilen kağıdı hemşire elimden alırken " tut şunu tut şunu " diye çok sokak ağzıyla azarlayarak elime verdi 4 numara geç bekle dedi bende yürüdüm arkamdan diğer hemşire " aranızda konuşup beni niye dinlemiyorsunuz. Kime diyorum şurada bekleyin dinlesenize gibi emrivaki ve üslubu çok kötü bir şekilde konuşma yaptı ve sadece ben ve ilerde annem ile anneannem vardı aramızda neyi konuşup ne anlamamış olabiliriz ki. Bende bana 4 numarada bekle dediler bu şekilde konuşamazsınız hem burası hastane nasıl bir tavır bu dedim sonra " size demedim arkanızda olanlara dedim dedi " bende onlar da benim ailem anneannem bu tavırda konuşamazsın dediğimde sesini yükseltip bağırdı size demedim diye ve hiçbir şekilde kendini frenlemeden haklıymış gibi yüksek sesle konuşmaya devam etti ve o an benimde sesim yükseldi. Olayın arası çok kısa hemşire hala bağırmaya devam etti bende anladım kadın fena biri sustum güvenlik sesi duyup geldi. Hemşire beni göstererek bu kadını buradan çıkarın diye bağırdı bende ben iğnemi olacağım ne çıkacakmışım sen ne diyorsun diye konuştum güvenlik dibime kadar gelip hiç bağırmadığım halde arkada hemşirenin sesinden herkes toplanmasına rağmen ben susarken güvenliğin tek yaptığı şey niye bağırıyorsunuz diye bana soru sorup durdu bende ben mi bağırıyorum görmüyor musunuz dedim daha sonra insanlar hemşireye sus artık niye bağırıp uzatıyorsun dediler bu arada diğer hemşire arkadaşının haksız olduğunu gördüğü için olay büyümesin diye bana gelin iğnenizi yapayım dedi içeri girdim olayın saçma sapan oluşundan gülümseyerek dedim ki sizde sinirlenmediniz değil mi iğneden korkuyorum dedim hemşire istemiyorsanız kalkın dedi bende hayır iğnemi yapın kötüyüm dedim yine şaşırdım bunlar nasıl çalışan diye. İlk defa gittim bu hastaneye Allah böyle insanların eline düşürmesin bu şekilde konuşmalar asla kabul edilemez. Onlar alışmışlar geleni azarlayalım kimse sesini çıkarmasın ama bu böyle devam edemez onlar devlet memuru ise bizde bu devletin vatandaşıyız. Yaptıkları işe ilk önce saygı duymaları gerekiyor hemşirenin de, kaba tavırda olan güvenliğinde uyarılması hatta ceza almalarını isterim hastalıkla mı uğraşalım bunların saygısızlık üslup bozukluklarıyla mı uğraşalım. Kimse keyfinden hastaneye gitmez ve hiç kimse kimseye de durduk yere tepki göstermez.'. 25- 'Dün Kayseri Şehir Hastanesi'nde genel cerrahi bölümüne gittim. Oradaki bir doktorun hastaya karşı muamelesini hiç beğenmedim. Beni yüzüme bile zoraki bakarak dinledi. Hastayı benimsemez umursamaz tavırlarıyla gerilmeme sebep oldu. Üstelik muayenede tahlil yapmadan kitle olabilir demesi doktorluğun yapıcı olması gerekir sözüne uymadı. Zaten tahlil yaptırmadan çıktım hastaneden çok sıra da vardı. Hastane de doktor da işkence gibiydi. Başka hastaneye gidip muayene oldum tahlil yaptırdım, dönüş temiz geldi. İnsanın önce mesleğini sevmesi lazım. Maalesef herkes alanında iyi olamıyor madem karakterin hastaya tavrı yapıcı olsun.'. 26- '6.04.2019 'da endokrinoji F** G**'a eşimi götürdüm. Bize neyiniz var diye sormadan Nevşehir 'de doktor yok mu da buraya geldiniz. Dahiliye de sizinle ilgilenir dedi. Bizde doktorun tavsiyesiyle geldiğimizi bildirdik, kan idrar verdik. Bize Mayıs 2 'de gelin dedi. Halbuki aynı gün hastanenizden saat 15.00'da mesaj geldi sonuçları alın diye. 2 Mayıs'ta geldik, tekrar idrar istedi,6 mayıs'ta gelin dedi. 6 mayıs'ta sonuçlara baktı -a - ilacını kullanmayın, yeni ilaç yazacağını bildirdi. Ben de hangisi bu ilaç diye sorduğumda, ilaçların isimlerini neden bilmediğimizi söyledi. Bizim Nevşehir' den geldiğimi içine sindiremedi işi yokuşa sürdü. Eşim 70 ben 72 yaşındayım. Eşim 18 bazı 20 ilaç kullanır, biz doktor veya eczacı değiliz ki bütün ilaçların isimlerini öğrenelim. Yemin ederim. Beş yaşındaki çocukları azarlar gibi azarladı. Bu yaşıma kadar F** doktor gibi doktor görmedim. Biz muayene için derman için geldik azarlanmak için gelmedik. 8 Ağustos'a randevu verdi. Eğer hasta hakları olarak doktor değiştirmem hakkım varışa ki var Y** hocaya muayene olmak istiyoruz. Sayın Baş Hekimim lütfen şikayetlere kulak verin. F** beyden şikayetçiyim. Telefonum 0542356**. Sizden Doktorumuzu Y** beye değiştirilmesini istiyorum!'. 27- 'İkidir Şehir Hastanesi'ne gidiyorum yazık ki o parayı oraya harcamışlar. Kadın doğuma gittik. O kadar rahat hareket ediyorlar ki hiç umurlarında değil yazıktır günahtır hamile kadınları o kadar eziyet etmenize ne gerek var? Diğeri de göze gittim yine aynı. Nerede bu devlet büyüklerimiz şikayetimizi göz önünde bulundurup duruma müdahale edin lütfen!'. 28- 'Fizik tedavi bölümünde kapı girişinin sol tarafında görevli personele hasta ziyaretine geldiğimi nereden gideceğimi sordum beni ahret sualine tuttu. Hastamın adı soyadı yetmedi kimliğimi bir anlam veremedim defalarca genel hastaneye gittim böyle bir şeyle karşılaşmadım. Dedim orası yanlış yapıyor dedi benden önce giren yakınlarıma sordum kimlik istediler mi diye hayır dediler. Bu neyin nesi bir anlam veremedim ziyaret için kimlik kaydı bilgisayara neden giriş yapılıyor işine gelen geldiği gibi mi hareket ediyor hayır kimliğimi vermiyorum ben ziyarete geldim dediğimde güvenlik çağırıyorlar bu nasıl bir sorumsuzluk. Ben böyle bir şeyle karşılaşmadım şimdiye değin bana mantığını açıklar mısınız lütfen.'. 29- '07. 04.2019 tarihinde 20:50 iğne vurdurmak için gittiğim bölümde kadın hemşire saygısız konuşup bana bağırdı. Nazikçe sorduğum halde hastanede çalıştığı halde daha kibar ve daha olgun bir şekilde konuşması gerekirken azarladı. Üstelik iğne yaptırmaya girdiğimde bayan olduğum halde içeride üzerim açık uzandığımı bile bile perdeyi düzgünce açmak yerine sinirle açtı ve dışarıdaki erkek beni gördü. Biraz daha duyarlı olması gerekirdi bu ne biçim bir ilgilenmedir. Azarlandı resmen hakkımı savununca daha bir azarlamaya başladı.'. 30- '12.03.2019 günü ortopedi polikliniğinden A***beye muayeneye gittim tırnak batmam olduğu için tırnağım çekildi ve tırnak kenarındaki et alındı 10 gün rapor verdi 10 gün sonra kontrole gel dedi. 22.03 2019 günü kontrole gittiğimde A*** hoca olmadığı için aynı poliklinik numaralı yere bakan O**T***'den sıra aldım muayeneye girdiğimde ayağımı açıp tırnağımı gösterdiğimde doktor niye bana geldin ne istiyorsun tarzında terslerce konuştu. Bende kendi hocam olsa sana gelir miydim dedim. Sorarım size bir doktora böyle bir yaklaşım tarzı yakışıyor mu?'.'. Kitap okumaya zamanı olmayan kişiler devletleri doğru ve iyi yönetemezler. Mustafa Kemal Atatürk savaş meydanlarına bile kitap ile gidebilen bir insan olduğu için bu ülkeyi doğru yönetebildi. Ve Muhammed 'Din bilimdir/ilimdir, bilim yoksa din de olmaz, bilim Çin'de de olsa gidip öğrenin' diyebildiği için doğru bir önder oldu. Evet Türkiye'yi yönetmek oturduk yerden bile yapılabilecek bir iştir. Yeter ki ülkeye felsefe, bilim, dini tanımlayan Din hadisileri, ve internetten bakılabilsin. Binaları herkes yapabilir; önemli olan, doğruyu yapmak. Evet, böyle onlarca şikayet var Kayseri şehir hastahanesi hakkında ki şikayeti olan herkesin internete girip şikayetini yazmadığını da düşünelim. Zaten şehir hastahanesi adında da bir mantıksızlık, tuhaflık var; sanki ötekiler köy hastahanesi imiş gibi; ve devletin hastahanesi bir ülkedeki en büyük, en doğru, en iyi, en üstün hastahane olmalı, şehir hastahanesi değil. Evet, verin bana bir bilgisayar ve internet; ülkeyi oturduğum yerden yöneteyim. Evet, 'Onlar konuşur, biz yaparız' işte bu kadar imiş. Zaten konuşmanın dışlandığı, aşağılandığı ya da küçümsendiği biryerde mantıkta da, işlerde de yanlışlık var demektir çünkü gerçekler ve doğrular sözler üzerine yuva yaparlar. Evet, güzel bir bina yaparsın; içinde insanlar okurlar; güzel bir bina yaparsın, içinde gıda hayvanı keserler; yani ikisi de güzel binadır ancak içleri farklıdır. Şehir hastahanesilerinin dışları güzel olabilir ancak bir de içlerine yani insan ilişkilerine ve hizmet araçlarına bakmak gerekir, ve üstelik de çağımızda oturduk yerden artık nkü hiçkimse sokaklarda 'Şundan şikayetim var, bundan şikayetim var' diye bağıra bağıra dolaşmıyor ancak internet sessiz bir çığlık olanağı sunmaktadır yani internetin değerini ve anlamını iyi bilmek gerekir. İnternet fasafiso birşey değil, bir iletişim ve ulaşım araçıdır da. Evet, çağ; gezen değil, oturan yöneticilerin; çok konuşan değil, çok yazan yöneticilerin çağı artık. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 30.0.19/08.06
Düzenleme: 31.08.2019 / 08:07
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir