Şiir Defteri

EMRE KONGAR VE SAKAL (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
03.12.2020 / 12:21
545 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Gerçek ki dünyadaki, sağcılık da, solculuk da; dinsizlik de, dini inançlılık da; demokratlık da; laiklikçilik de; düzen karşıtlığı da, düzencilik de; sivil toplum örgütüleri de; siyasi partiler de; tarikatlar da, cemaatler de mantıksızlık ve tutarsızlık üzerine kurulu çünkü nefsi dışlamıyorlar, varlıklarının ilk koşulu nefs. Nefse ise savım ki hem en büyük cehalettir, hem kötülüklerin nedeni ve amaçıdır(amacıdır), hem de önce akılı, mantığı, sonra da ahlakı ve vicdanı yok eder. Bu nedenle ki nefse kölelik olan yerde felsefenin de, bilimin de, demokrasinin de, laikliğin de, eğitimin de, medyanın da, sanatın da, sıporun(sporun) da, turizımın(turizmin) da, modanın da, özgürlüğün de, dinin de doğrusu olmaz. Ne yazık ki ülkemizdeki Atatürkçüler de Atatürk gibi 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' demek yerine 'Önce nefs' diyen bir özellik içindeler. Gerçek ki akademisyen düzeyindeki insanlar böyle. Emre Kongar toplumbilimi(sosyoloji) alanında Pırof(Prof) düzeyinde akademisyen. sanırım Atatürkçü, demokrasici, laiklikçi de. 'Adam akademisyen, üstelik de Pırof, yanlış yapmaz demek gerçek ki yanlıştır çünkü dünyadaki akademisyenler doğru yolda olsalardı dünya doğru yolda olurdu. Emre Kongar'a toplumbilimi alanında sorular sorulsa açık ki tümünü de çatırçatır(çatır çatır) bilir çünkü ezberlemiştir ki üniversite eğitiminin temel yanlışlarından biri de 'ezbercilik' üzerine kurulu olmasıdır, ezbere dayalı olmasıdır ki bu nedenle tıp fakültesini de genetik/kalıtımsal ezber özelliği güçlü olanlar kazanırlar ve bitirirler; bu nedenle ki tüm dünyada üniversite eğitimi gerçekte gensel ve kalıtımsal bir dünyadır, bu nedenle de insanlık dünyadaki bunca üniversiteye, akademisyene, üniversite öğrencisine ve üniversite mezununa karşın 21. yüzyılda bile insanlıkdışı ve bilimdışı bir durumda. Emre Kongar 1980'de, Kenan Evren 'Akademisyenler hiçbir biçimde sakallı olmayacaklar' diye bir yasa çıkarmış. Emre Kongar da 'Sakalıma devlet değil karım karışır' deyip üniversiteden istifa etmiş. Bu durum ilk bakışta hem darbe karşıtlığı açısından hem de kadına ve aşka bağlılık ve saygı açısından alkışlanacak bir durum olarak görünmekte ancak felsefe, bilim ve insanlık açısından ise utanç verici bir durum. Neden? Çünkü eşin sakal sevgisini yani nefsini bilimden, üniversiteden, üniversitedeki öğrencileri eğitmekten üstün tutmak o eş açısından, ve kadın yandaşları açısından olumlu birşey olsa da bilim, üniversite kavramı, üniversitelilik, akademisyenlik ve insanlık açısından utanç verici bir durumdur. Düşünün ki Kurtuluş savaşı'nda, gencecik insanlar, lise öğrencisileri(öğrencileri) bile vatan ve millet için cepheye, savaşa koştular; onların da sevdikleri, aşkları, sevdaları, beğendikleri, canlarından üstün tuttukları vardı ancak onlar kendilerini, sevdiklerini, hazlarını, zevklerini, nefslerini değil vatanı, milleti, insanlığı, doğruları aşktan da, kendilerinden de üstün, yüksek tuttular. Devletler de doğru ve iyi şeyler isteyebilirler. Diktatörler de doğru ve iyi şeyler söyleyebilirler. 'Sakalıma devlet değil karım karışır' demek 'Bana bilim değil karım karışır' demektir. Peki, Emre Kongar askere giderken gerekli tıraşları olmadı mı? Gerçek ki doğru bir akademisyen ya da bilimci bilim ile eşi arasında bir seçim yapması istenilse bilimi seçer tıpkı 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' diyen Muhammed gibi, 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' diyen Atatürk gibi. Doğrunun ölçütü Emre Kongar ya da birileri değil dini tanımlayan, 'Din bilim(ilim), ahlak, vicdan, merhamet, dürüstlük, adillik, tarafsızlık, medenilik, nefssizlik demektir' diyen Din hadisileri'nin tanımladığı dindir. Bir insan bilim için sakalını kesemiyorsa doğru bir bilimci değildir, ezberci bir bilimcidir. İnsana alimlik, alimelik yetmez, nefssizlik ve mantık da gerekir; bu nedenle ki Muhammed 'Sultanlarla düşüpkalkan alimler de hırsızdır', ve 'En acıdığım insanlardan biri de cahiller içindeki alimlerdir' dedi. Akademisyenlik beyindir ve ezberciliktir, insana bir de erdemlerden oluşan ruh yani uygulama gerekir. Düşünün ki bu dünyada; hayatını ölüme atan Galile, Sokrat, Hypatia, Curie gibi bilimciler tarihi var. Açık ki çağımızdaki akademisyenlerin ahlakdışı moda, makyaj, dövme, pirsing yani nefs kölesi durumlarından 'bilicilik'in bilimcilik olduğu sanılmakta. Gerçek ki bilim diyor ki 'Ben bilim için sakalını bile kesemeyen akademisyene bilimci demem'. İnsanlar vatan için canlarını veriyorlar, sen bilim için sakalını vermiyorsun. Keseydin daha gür çıkardı. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 3.12.20/12.22
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir