Şiir Defteri

DİYANET'İN DEPREMİ ALLAH'TAN KENDİSİNE ALLAH'TAN BELAYI HAKARET GÖRMESİ DURUMU (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
03.11.2020 / 06:43
462 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Açık ki dini tanımlayan, açıklayan, öğreten, sevdiren Din hadisileri'ni bilmemek 'Kendi yutar salkımı, ele verir talkını/telkini' durumu yaratmakta. Bu nedenle de insanlar kendilerine gelen iyilikleri ilahlarından ya da kendilerinden, kendilerine kötülükleri de başkalarından bilmek durumu içine girmekte görünmekteler. Tuhaf yani İslamiyet'e aykırı bir Müslüman türü de türemekte ya da türemiş. Bunların kimisi 'Hastalıkları, hastalık salgınlarını, depremleri, koronayı, kazaları, belaları Allah veriyor' deyip Allah'ı kötü göstermekte olduklarını bilmeyenler; kimisi de doğumda yemek, ölümde yemek gibi, İslam'ı nefs sananlar; kimisi de İslam'ı 'Dünyevi işler için dua etmek' sanıp, her dünyevi sorunlarının çözümü için Allah'a dua etmeyi İslam/din sananlar; kimisi de dine aykırı Batıya kapılıp, hem ortalıkta bikini, mayo diye sütyen-külot gezen hem de kendilerini Müslüman/dinli sananlar; oysa, din dini tanımlayan, 'Din bilim(ilim), ahlak, vicdan, merhamet, dürüstlük, adillik, tarafsızlık, medenilik, israfsızlık, nefssizlik, ve bunlarla inziva demektir' diyen Din hadisileri'nin tanımladığı özelliktir yani bu özelliklere aykırılık varsa din yok demektir ki Din hadisileri de zaten 'Din bilim ve ahlaktır, bunlar yoksa din de olmaz' der, daha en başında. Ben, Diyanet'i 'Dini bilir de', 'İslam'ı anlar da görmüyorum ki bunun nedeni de Diyanet'in 'Dokuz yaşındaki kız çocuğu evlenebilir', 'Babanın, öz kızına şehvetle bakması haram/günah değildir' gibi dine aykırılıkları; cumhurbaşkanı da olsa siyasetçilerle cami açması, kendini siyasi iktidar yanlısı gösterecek şeyler yapması; öz bebek kardeşlerini, öz çocuk kardeşlerini, öz annelerini, öz babalarını bile öldürtmekten çekinmemiş Osmanlı hanedanlığı'na tepki göstermemesi, üstelik de bu hanedanlığı baştaçı eden siyasi yapılarla birlikte görünmesi; siyaseti, siyasetçileri, siyasi iktidarı, siyasi partileri hiç eleştirmemesi; üstelik de bebek, çocuk ölümlü deprem olgusunu 'Kıyamet alıştırması' olarak tanımlaması, ve camilere insan adlarının verilmesine tepki göstermemesi gibi durumlar. Siyaset dine aykırıdır çünkü siyaset toplumu bölmek, bölünenleri birbirlerine düşman etmek, ve dini tanımlayan Din hadisileri'ne aykırı bir dünya içinde kuruludur. Yani, ben bunları yapan birinin dini anlamadığını, dini bilmediğini yani dini tanımlayan, 'Din bilim(ilim), ahlak, vicdan, merhamet, dürüstlük, adillik, tarafsızlık, medenilik, israfsızlık, nefssizlik, ve bunlarla inziva demektir' diyen Din hadisileri'ni bilmediğini ya da anlamadığını; ve Kuran'ı da doğru ya da iyi anlamadığını düşünürüm. Din hadisileri'ni anlamamak açık da Kuran'ı anlamamak nasıl olmakta? Çünkü Kuran'da 'Allah merhametlidir, zulüm etmez' diyor; yani bu durumda açık ki özelde bebek, çocuk, hamile ölümlü, genelde ise insan ölümlü, ve konut yıkıcı depremleri Allah yapmaz da, yaptırmaz da; bu durumda, Allah'ın yaptığı ya da yaptırdığı depremler nasıl depremler olur, insanlara ve konutlara zarar vermeyen, kötülük etmeyen, dağ gibi yerlerde, ve Din hadisileri'ne aykırı durumdaki hükümdarların sarayları gibi yerlerde, ancak içindekilere zarar vermeyecek, kötülük etmeyecek biçimde, Allah'ın gücünü göstermek amaçlı depremler olur. Savım ki Kuran'a göre, ancak, insan, hele ki bebek ve çocuk ölümsüz, ve konut/hastahane/cami, minare gibi yıkımsız depremler Allah'ın iradesi depremleridir ya da suç Allah'ın deprem yapacağı ya da yaptıracağı yerlere yerleşim yapılmasındadır. Diyanet başkanı kişi 'Deprem Kıyamet alıştırmalarıdır' deyince, Chp'den de biri Diyanet başkanı kişiye 'Allah belanı versin' demiş. Medyadaki bilgiye göre de Diyanet başkanı bu sözü hakaret sayıp savcılığa şikayet dilekçesi vermiş. Burada; Diyanet'in, dini tanımlayan Din hadisileri'ni anlamama durumu yanında bir de İslam'ı doğru, iyi anlamama durumu görülmekte. Neden? Çünkü; örnek ki aşıklar bile sevdiklerine 'Senden gelecek bela başımgözüm üstüne' derler. Yani gerçek, doğru, mantıklı, zeki, akıllı Müslüman olmak; biri 'Allah belanı versin' dediğinde, 'Allah'tan ne gelirse başımüstünedir(başım üstünedir)' demelidir, 'Allah belanı versin' sözünü hakaret saymak yerine. Diyanet'teki Allah, din, ve deprem konusundaki mantıksızlık ya da tutarsızlık ya da çelişki açıkça açıkta çünkü Diyanet deprem yani 'bela' başkalarına olunca 'Kıyamet'in Allah'tan gelen alıştırması' anlamında konuşuyor, kendine olunca hakaret sayıyor, şikayet ediyor. Diyanet'e sormak gerekir: Allah'tan gelen, Allah'ın iradesi, Allah'ın seçimi olan birşey nasıl hakaret olabilir?'. Gerçek ki Diyanet din diye, dini tanımlayan Din hadisileri'ne sarılmalı, ve siyasetten uzaklaşmalıdır. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız, hiçbir dinden olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 3.11.20/06.43
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir