Şiir Defteri

DEMET AKALIN HANDE YENER VE CUMHURBAŞKANI (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
29.12.2019 / 06:41
691 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Bilim ve ahlak üzerine kurulu bir ülkenin cumhurbaşkanının bilime ve ahlaka aykırı kimselerle, üstelik de cumhurbaşkanlığı binasında görüşmesi, üstelik de onların toplumda şımarmasına neden olması çok yanlış; ve Türkiye de Atatürk'ün dediği gibi bilim ve ahlak üzerine kurulu olmalıdır. Tarih: Ekim 2019. Demet Akalın, İnstagram hesabında, İstanbul-İzmir otoyolunu kullandığını, 2 saatte yolu kolayca geçtiğini ve çok beğendiğini belirtmiş, ve cumhurbaşkanı da Demet Akalın'ı telefonla arayıp teşekkür etmiş. Ancak Chp milletvekili o yolun 2 saatte ancak yasal hız sınırını aşmakla bitebileceğini söyleyip savcıları Demet Akalın'a karşı göreve çağırmış, ve Demet Akalın'ı arayıp teşekkür eden Erdoğan hakkında da hem bundan dolayı toplumdan özür dilemesi gerektiğini hem de suçu ve suçluyu övmek suçundan dolayı soruşturma açılmasını istemiş. Demet Akalın; cumhurbaşkanının kendisini teşekkür için aramasından önce üç gün üst üste rüyasında gördüğünü, ve sonra da cumhurbaşkanının kendisini aradığını söylemiş. Yani hem bilimdışı birşeye inanıyor, hem bilimdışı bir inanışı yayıyor hem kendini Allah'ın sevgili kulu gibi gösteriyor, hem de sanki doğaüstü güçleri var sanıyor, hem de böylece kendini cumhurbaşkanı ile ahbap gibi göstermiş oluyor. Oysa mantıklı ya da Müslüman bir insanın; bikini, mayo diye ortalıkta sütyen-külot gezenlerle Allah'ın da, İslamiyet'in de işinin olmayacağını bilir. Hem İslami ahlaka aykırı hallerle ortalıkta bulunup hem de kendini Müslüman sanmanın ve göstermenin mantığı doğru olamaz. Yani yolu beğenmişse beğenmiş, ve üstelik de sava göre yasal hızı aşıp da beğenmiş. Beğenmişse beğenmiş, neden arıyorsun, teşekkür ediyorsun yani; cumhurbaşkanı kendisini her öveni aramak, teşekkür etmek zorunda mı? Demet Akalın kim; düşünür(filozof), alime, bilge falan mı? Yolu beğense ne olur, beğenmese ne olur; cumhurbaşkanı muhalefete 'İsteseniz de, istemeseniz de; beğenseniz de, beğenmeseniz de yapacağız' demiyor mu? Peki, cumhurbaşkanı o yolu beğenmeyenleri aramış mı; neden Demet Akalın? Bakıyoruz, Demet Akalın, ne zaman isterse cumhurbaşkanı ile görüşebiliyor; cumhurbaşkanı ile arasında bir yakın dostluk varmış izleniminin oluşması hali oluşuyor. Üç gün üst üste rüyasında görmüş falan da; acaba Demet Akalın cumhurbaşkanı ya da cumhurbaşkanlığı üzerinde Rasputincilik oynamaya mı hevesli; kendini doğaüstü güçleri, ilahi dünya ile yakınlığı var gibi gösterip? Rüyaları hayata ve kişilere önder, baştaçı etmek; toplumu rüyalardan medet umdurtma durumu yaklaşımı nedir? Geçenlerde de sözde sanatçı Demet Akalın almış yanına bir başka sözde sanatçı Hande Yener'i yanına, yine cumhurbaşkanının yanına gitmiş. Hande Yener kim; o da bikini, mayo diye ortalıkta sütyen-külot dolaşan, internette İslami ahlaka aykırı fotoğrafları ve kılipleri(klipleri) ile dolu biri. Ne yani onun da mı ayağını cumhurbaşkanlığı konutuna alıştırmaya çalışıyor acaba? Amaçları, konuları ne imiş? 'Çocuk istismarına ve kadına şiddete karşı bir sosyal sorumluluk projesi için cumhurbaşkanı ile görüşmek' imiş. Kadın isterse Adalet bakanı ile görüşüyor, isterse cumhurbaşkanı ile görüşüyor. Ya siyasete atılmak istiyor ya da kendisini siyasi iktidarın önemli bir elemanı gibi göstermeye çalışıyor olabilir. Uzun ve bol giysileri. Birtek başlarında türban yok, başları açık. Yani ortalıkta dolaştıkları haller değil. Hanımhanımcık(Hanım hanımcık) giyinmişler; ah ne hanımlar, ne hanımlar; sanki ortalıkta sütyen-külot dolaşanlar, internet ahlaka aykırı fotoğraflar ve kılipleri ile dolu olanlar onlar değiller. Yani sormak gerekiyor: Cumhurbaşkanına saygınız varsa ortalıkta neden cumhurbaşkanının yanına giderken giyindiğiniz gibi hallerle değilsiniz; toplumsal alanlarda dine aykırı giysiler giyiyorsunuz? Yani bikini denilen sütyen-külot ile ortalıkta dolaşıp, cumhurbaşkanının yanına giderken de ahlaka uygun giyinip 'Bakın size saygı gösteriyoruz' ne demek? Ben cumhurbaşkanı olsaydım derdim ki 'Bana değil, önce ahlaka ve topluma saygı gösterin; toplum içinde ahlaka uygun giyinin, topluma yanlış örnek olmayın'. Sanki düşünür, alime, bilge, uzman olmuşlar ya; çocuk istismarı ve kadına şiddet konusunda bir sosyal sorumluluk projesi için cumhurbaşkanı ile görüşmeye gitmişler. Sanki bu ülkenin bilimcileri, akademisyenleri, uzmanları yok. Demet Akalın'ın eğitim durumu nedir? İnternetteki bilgiye göre lise mezunu. Hande Yener'in eğitim durumu nedir? İnternetteki bilgiye göre o da lise mezunu. Yani bu ülkenin üniversite okumuş, bilimci, eğitimci, hukukçu,düşünür, araştırmacı insanları varken iki lise mezunu kişi çocuk istismarına ve kadına şiddete karşı bir pıroje(proje) için cumhurbaşkanına gidiyorlar. Yani gören de sanır ki akademisyenleri bile aşmışlar. Bu durum örnek ki romatizma hastasılarına 'Kışın yağmurda bol bol ıslanın' demek ya da hastalıklara çözüm olarak şifalı otları kullanmayı önermek gibi birşey çünkü soruna karşı cehaleti çözüm göstermek gibi birşey çünkü 21. yüzyılda insani ve toplumsal sorunların çözümleri üniversite altı eğitime kapalı artık çünkü öncelikle felsefe ve mantık bilmek gerekiyor. Yani Demet Akalın ve Hande Yener depreme karşı öneri üretip Deprem bilimi akademisyenlerine götürebilirler mi; suçlar da böyle birşey. Ne istiyordu, Demet Akalın çocuklara karşı cinsel suçlar için? Hadımın çözüm olmadığını söylüyordu, idam cezasını istiyordu. Alime ya, çok akıllı ya, çok bilimsel ya, herşeyi biliyor; sanki şeriat ile yönetilen ülkelerde suç oranı sıfır imiş gibi. Peki bu iki bayanın Mia(Maoa) geni'nden, bu genin küresel ve derin bir güççe tahrik edildiğinden; akıldışı-ahlakdışı modanın, akıldışı-ahlakdışı turizımın(turizmin), akıldışı-ahlakdışı yabancı ve yerli sözde ünlülerin bu geni tahrik etmek için kullanılmakta olduğundan; akıldışı-ahlakdışı modanın ve akıldışı-ahlakdışı turizımın genelde ahlakçı ülkeleri, özelde ise Türkiye'yi çökertmek, yıkmak, devirmek için bir ajanlık olarak kullanılmakta olduğundan; ahlakdışı suçları önlemenin birinci yolunun bu geni etkisizleştirmek olduğunundan, bunun için de akıldışı-ahlakdışı moda, akıldışı-ahlakdışı turizım, akıldışı-ahlakdışı mekanlar, akıldışı-ahlakdışı medya ve akıldışı-ahlakdışı ünlülük başta olmak üzere akıldışı-ahlakdışı herşeyin de, astrolojinin de yasaklanması olduğundan; çözümün bilim ve ahlak üzerine bir ülke ve dünya kurmak olduğundan haberleri var mı? Demet Akalın ve Hande Yener eğer ahlaka aykırı suçlara karşı savaşmak istiyorlarsa önce akıldışı-ahlakdışı modaya, akıldışı-ahlakdışı turizıma, akıldışı-ahlakdışı medyaya, akıldışı-ahlakdışı mekanlara, akıldışı-ahlakdışı kanunlara, ve tarikatların-cemaatlerın devlette yuvalandırılmalarına karşı savaş açmalılar, bakın Milli eğitim bakanı tarikatlarla ve cemaatlerle el ele vermiş 'Milli eğitim' yapıyor. Bakın, ülkemizde zina suç değil, eşcinsel evlilik suç değil; bir ilahiyatçı çıkıyor 'Yedi yaşındaki kız çocuğu evlenebilir' diyor, bir ilahiyatçı çıkıyor 'Dokuz yaşındaki kız çocuğu evlenebilir' diyor, bir ilahiyatçı çıkıyor 'Babanın kendi öz kızına şehvetle bakması günah değildir' diyor. Kötülüklerin nedeni nefstir; nefs hem en büyük cehalettir hem de kötülüklerin hem nedeni ve hem amaçıdır(amacıdır); akıldışı-ahlakdışı moda da, akıldışı-ahlakdışı turizım da nefstir. Ortalıkta sütyen-külot dolaşıp, kötülüğe karşı savaşmak ancak akıldışı Batı kültürüdür, ve bilimdışılıktır. Yanlışlara ya da kötülüklere karşı olanlar insanların önce kendilerinin yanlış ve kötülük içinde olmamaları gerekir. Bu ülkenin valileri var, kaymakamları var, belediye başkanılar(başkanları) var. Sanatçı ise sanatçısın; derdiniz gider onlara anlatırsın, herkes gibi. Evet ben cumhurbaşkanı olsaydım bu iki kişi ile görüşmezdim; 'Gidin derdinizi valiye, kaymakama, belediye başkanına anlatın' derdim. Yani ortalıkta bikini, mayo diye sütyen-külot dolaşıp sonra da ahlaka uygun giyinip cumhurbaşkanına gitmek de gerçekten büyük cesaret ya da sorumsuzluk pırojesi bence. Oldu olacak, bundan sonra giderlerken yanlarına Tuğçe Kazaz'ı da alsınlar çünkü belli ki onun da siyasette bir yer edinmek hevesi olabilir. Ancak bence, sanatçılar önce doğru sanatı yani doğru sanatın bilim ve ahlak üzerine kurulu olduğunu, ve dini tanımlayan 'Din ilimdir(bilimdir) ve ahlaktır; ilim(bilim) ve ahlak yoksa din de olmaz' diyen Din hadisileri'ni öğrensinler. Öyle, ortalıkta ahlaka aykırı dolaşıp, sonra da Müslümanlık taslamak da, alimelik taslamak da olmuyor. Bir toplumda deli oranı yüksekse idam cezası bile çözüm olmaz çünkü deliler idamdan da korkmazlar, insanları delirtirseniz idamdan bile korkmazlar, üstelik suçlarını işledikten sonra kendilerini kendileri bile öldürebilirler çünkü delilik de, hayat da ölüm korkusunun altında değildir; çözüm, toplumlardaki deli miktarını yok etmektir ki bu da ancak felsefe, bilim, Din hadisileri ve Mia geni'ne karşı savaş üzerine kurulu devlet sistemi ile olur. Bedava internette hiçbir düşünce, felsefe, bilim yazısı olmayan bu iki kişinin kendilerini 'Sosyal pıroje' yapmaları ancak gülünç olabilir. Düşünüyorsan, internet de bedava, yazarsın, herkes okur. Çağ 'düşünüyorum, öyle ise varım' değil 'Düşünüyorum, öyle ise yazıyorum' çağı artık. Yani cumhurbaşkanının yardımcıları varken cumhurbaşkanının bunlarla doğrudan görüşmesi de neden? Düşünür değiller, alime değiller, bilge değiller, topluma ahlaka uygun giyim örneği değiller. Hem toplumu yozlaştırıyorlar hem de istedikleri zaman bakanla, istedikleri zaman cumhurbaşkanı ile görüşebiliyorlar; böyle doğru Türkiye olmaz Cumhurbaşkanı bir de diyordu ki 'Kitap okumaya zamanım yok'. Kitap okumaya zaman yoksa bu iki yoz, sözde sanatçı, sözde ünlü ile görüşmeye nasıl zaman var? Bunlar kitaptan daha mı değerli, daha mı önemli? Ben olsam kitap okumayı yeğlerim. İyi ya; ortalıkta sütyen-külot dolaş; sonra da milletin, devletin istediğin bakanı ile, cumhurbaşkanı ile, istediğin zaman görüş. Çok biliyorlarsa bedava internette yazı yazsınlar; çok paraları var, kitap yazsınlar. Pılajla, akıldışı-ahlakdışı moda ile farkında olmadan da olsa devleti birleştirmeye çalışmasınlar. Oldu olacak bir de Diyanet başkanı ile görüşsünler; 'Hocam, bikini ile ortalıkta dolaşmak, giyimde ahlakı hiçe saymak insanın Müslüman olmasını önler mi?' gibi soruları sorsunlar. Türkiye'nin, dünyanın ve insanlığın sorunları lise mezunu, iki sözde sanatçı ile, iki sözde ünlü ile çözülecek konular değil; çözümleri felsefe, bilim, Din hadisileri, düşünürlük, alimlik, alimelik, bilgelik, uzmanlık gerektiren konular. Ben cumhurbaşkanlarının hayata akıldışı-ahlakdışı moda ile takılanlarla görüşmesinden yana değilim. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 29.12.19/
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir