Şiir Defteri

CORONADA SOSYAL MESAFE SAÇMALIĞI SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
10.04.2020 / 07:47
576 kez görüntülendi
3 yorum yapıldı
Yazımın amaçı(amacı) coronada ya da salgın hastalıklarda insanlar arasında uzaklık olmasına karşı bir amaç değil. Yazımın amaçı hem ülkemizin hem tıp akademisyenlerinin hem de ülkemizi yönetenlerin felsefeden, mantıktan ve Türkçeden ne denli uzakta olduklarını göstermek, ve konuya doğru bir tanım üretilmesini sağlamak. Coronaya karşı 'Sosyal mesafe' diye birşey denilmekte. Belli ki bunu çıkaranlar felsefeden, mantıktan ve Türkçeden çok birşey anlamıyorlar. Neden? Çünkü; var olan tanıma göre 'sosyalleşmek' nedir? Toplumla yani toplumdaki insanlarla yakınlaşmak. Yani işin özü 'Yakınlaşmak'. Yani insanlardan uzak durmaya 'sosyalleşmek' denilmiyor. Yani sosyalleşmek insanlara yaklaşmak, insanlara yakınlaşmaktır; insanlardan uzak durmak değil oysa 'Sosyal mesafe' denilen şey insanlardan uzak durulmasını istiyor, 1,5-2 Mt de olsa yani insanlara karşı bir zıtlık içermekte yani insanlarla araya bir 'mesafe' koymak açısından ancak 'kibir' ile eş anlamlı olabilir ki kibir de var olan tanıma göre sosyalleşme ile zıtlıktır. Buraya kadar olanı konunun mantıksızlık yönü. Bir de konunun acı yönü var. Türkiyedeki Türklerde, Orta Asya'dan gelme bir 'Yabancı hayranlığı' durumu var. Anımsarsınız; anlatıya göre; Orta Asya'da, Türk hükümdarı, Çinli bir kız ile evlenebilmek için, vatanına yağmur yağdıran bir dağı vermiş, ve bu nedenle de ülkesine hiç yağmur yağmadığı için de ülkesi kuraklık içinde kalmış, ve bu nedenle de Türkler o vatanlarını terk edip tüm dünyaya yayılmışlar. Yani sanki kendi ülkesinde kız yokmuş gibi, gitmiş Çinli kız için ne yapmış yani cehalet, bencillik, sorumsuzluk ve nefs. Aynı durumu Türkiye'de de görmekteyiz; bu durumu yok etmek için, Atatürk 'Ne mutlu Türküm diyene', ve 'Bir Türk dünyaya bedeldir' gibi sözler söyledi ancak Atatürk'ün ölümünden sonra Milli eğitim bakanı olan Hasan Ali Yücel yabancı hayranlığına kapılıp Avrupa kılasikleri(klasikleri) denilen yabancı kitapları harıl harıl Türkçeye çevirtip Türkiye'ye getirdi; sonra da Adnan Menderes ülkeye Amerikan hayranlığı ve bağımlılığı biçimine bürünmüş bir yabancı hayranlığı türünü getirdi; Atatürk Türklerdeki yabancı hayranlığını yok etmeye çalışırken bu ikisi bu hayranlığı yeniden körükledi. Savım ki Türkiye'deki yabancı hayranlığından öncelikle bu iki kişi sorumludur. Günümüzde de Türkiye işte bu durumda; bir Amerika'ya, bir Rusya'ya falan. Oysa Türkiye'nin tek birşeye gereksinimi var; Atatürk'ün de, Muhammed'in de dediği gibi 'Bilim ve ahlak', buna ek olarak da Atatürk'ün de dediği gibi 'Türkçe' ancak siyasete bakıyoruz, bu üç şeye de aykırılık içinde olduğunu görüyoruz. Yani, Türkiye'yi kurtarmak da, korumak da, dünya önderi yapmak da, insanlık önderi yapmak da, özgür ülke yapmak da, mutlu ülke yapmak da, güvenli ülke yapmak da, huzurlu ülke yapmak da ancak Atatürk'ün de dediği gibi bilim, ahlak ve Türkçe ile olur ancak görüyorsunuz ki ülkemizde bu üç şeye ısrarlı, düzenli bir saldırı var sürekli, moda ile de, turizım(turizm) ile de, siyaset ile de, tarikatlar ile de, cemaatler ile de, medya ile de, ünlüler ile de, sanat ile de. Şöyle ki; Türk dil kurumu sözlüğüne göre 'Sosyal' sözcüğü Fıransızca(Fransızca); 'mesafe' sözcüğü Arabça. Yani ülkemizde bir salgın hastalığa(sayrılığa) karşı savaşım verilmekte ancak bu savaşım yarısı Fıransızca, yarısı da Arabça olan yani yabancı sözcüklerden oluşan bir sözcük üretimi ile yapılmakta. Yani 'Milli/Ulusal' ve 'yerli' olmaktan söz ediliyor ancak bir hastalığa karşı bile yabancı sözcüklerle savaşım verilmekte ki bu durum en başta siyasetin ne denli bilimdışılık, akıldışılık, mantıksızlık, tutarsızlık, vicdansızlık, yabancı hayranlığı içinde olduğunu göstermekte. Yani gerçekte bir corona da beyinlerde, ruhlarda, kişiliklerde var ki en kötüsü de bu. Coronayı Fıransızla mı çıkardı da 'sosyal' diyorsunuz; Arablar mı çıkardı da 'mesafe' diyorsunuz. Önce dilinize, Türkçeye dönün, sonra da bilime ve ahlaka sarılın; tek doğru yol bu işte, Türkiye için. Dilini koruyamayan bir ülke, kendini de doğru var edemez, kendini de doğru koruyamaz, kendini de doğru geliştiremez. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 10.4.20/07.48
Düzenleme: 10.04.2020 / 07:47

bilalozturk


11.04.2020 / 16:38
Bu yazıda kullandığın kelimelerin çoğu Farsça, Latince ve Arapça zaten. Neden bahsediyorsun? Sen ne kadar diline sahip çıkıyorsun ki?

Birturkbilgesi


11.04.2020 / 17:50
Be hey çok bilmiş; başladın yine bana sataşmaya; anlamadığın ya da anlamak istemediğin ya da anlayamadığın konu şu: Ben sözcüklerin tümünü Türkçeye göre ve dil felsefe, dil bilime, dil matematiğine ve dil mantığına göre yani Gerçek Türkçeye göre yazsam hiçbirini anlayamazsınız. Zorunlu olarak; Türkçe olmayan sözcükleri de kullanıyorum. Öyle ki daha Türkçe dil bilgisini bile bilmeyen bir ülkedeyiz. Anne ya da ana yerine 'öke' yazsam kaç kişi anlar? 'Oturgaçlı götürgeç' gibi mantıklı sözcüğe gülen bir topluma Gerçek Türkçe ile yazsam kuşkusuz ki anlatmak istediklerimi anlatamam. Örnek ki 'Bilgisayar' sözcüğü Türkçe de olsa yanlış bir sözcük; hela yerine tuvalet diyen bir topluma 'Si' dediğimde ne anlayacak? Sen anlamadıklarını bırak, anlayabildiklerine bak, bu konu felsefel, bilimsel bir konu. Bu ülkede Türkçeye benden çok sahip çıkan birini görürsen alınından öp; demek ki Türkçeden anlamayan birisin. Senin Farsça, Arabça, Latince sandığın sözcüklerin alayı gerçekte Türkçe kökenli, sen daha bunu anlamıyorsun, ki yıllardır bunu anlatmaya çalışıyorum yazılarımla. Dilini öyle yabancılaşmışsın ki Türkçe sözcükleri Farsça, Arabça, Latince sanıyorsun. Ve 'Kelime' değil 'Sözcük', 'Bahsediyorsun' değil 'Bahis ediyorsun' ve Türkçesi de 'Söz ediyorsun'. Doğru Türkçeyi öğretmek için didinen bana bu söylediklerin olsa olsa gülünçlük olur.

bilalozturk


03.05.2020 / 04:31
Koca Türkçe senin eline kaldıysa yandık desene...
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir