Şiir Defteri / Sizin Köşeniz / CORONA VE DENİZ SUYU (DENEME)

Yazardan en yeniler

Hep diyorum: Salgın hastalıklarda; üstelik de aşısı, ilaçı(ilacı) olmayan salgın hastalıklarda hep herşeyin en kötüsü düşünülmelidir çünkü hem aşısızlık, hem ilaçsızlık, hem de gerçek ki virüsün ne yapacağı belli olmaz çünkü mutasyon geçirebilir ki mantar için de bu geçerlidir ki örnek ki bu yıl zehirsiz olan bir mantar cinsi birkaç yıl sonra zehirli duruma gelebilir ki bu durum tıpkı evcil bir hayvanın saldırgan duruma gelebilmesi gibidir, örnek ki bir köpeğin kendi sahibini bile ısırabilmesi ya da öldürebilmesi gibidir. Yani insana güvenilmeyen bir dünyada hayvana ve virüse nasıl ve neden güveneceksin? Felsefenin öğretilmediği yani felsefe diye felsefe biliminin değil de felsefe tarihinin öğretildiği; bilimdışı şeylere inananların bile 'uzman, 'akademisyen' olabildiği ülkemizde alim, alime yokken nedense uzman bolluğu var. Bayan uzmanlarda ise uzman'dan çok, makyaj, takı, pirsing, dövme, moda rafına benzemek durumu ile mankene benzemek durumu var, yani bazı 'uzman'lar 'Uzman mı, manken mi?' bakmakla anlamak zor. Tıp akademisyenlerinin corona salgını konusundaki cehaletleri gösterdi ki tıp akademisyenleri uzun bir süredir ezbere konuşmaktalar. Nasıl ezbere konuşmasınlar ki; hem felsefe bilmiyorlarsa, hem de evlerinde bir mikroskop bile yoksa? Abd'de tıp konusunda ne yazılıyorsa, tıp konusunda tek bildikleri o. Corona konusunda da 'uzmanlar' demişler ki 'Havuz suyundan corona kapılabilir ancak deniz suyundan kapılmaz'. Ben 'Corona havada 20 dakika kalabilir, havadan bulaşabilir, herkes maske takmalı' derken o 'uzman'lar 'Corona havada kalmaz, havadan bulaşmaz, yalnızca corona hastası olanlar maske taksın' diyorlardı. Bu durumun dört temel nedeni var bence: 1- Okullarda felsefe diye felsefe bilimi değil felsefe tarihi öğretilmesi. 2- Üniversitelerde zorunlu felsefe bilimi dersi olmaması. 3- Akademisyenlerin ve uzmanların yalnızca kendi konuları ile ilgilenmeleri, yüksek genel kültüre sahip olmamaları., 4- Akademisyenlerin kibir içinde olmaları. Bilirsiniz 'Balda mikrop yaşamaz' denilmekte. Açık ki bu sözü söyleyenler mikrop konusunda oldukça cahiller. Mikrop olarak bakteriler ve bir de virüsler var. Balda bakteri olmayabilir ancak virüs olabilir ancak virüs de sıpor(spor) olarak bulunabilir, ve bal yenilince o sıporlar yiyen kişiye geçerler ve hastalık yaparlar, yani 'Balda mikrop olmaz' demek bilgisizliktendir. Deniz konusuna gelelim. Virüs asitte, ateşte, tuzda bile varlığını sürdürebilme özelliğine sahiptir, 'bazı virüsler' olarak; yani bakterileri öldüren balda bile virüs sıpor olarak da bulunabiliyorsa tuzlu da olsa deniz suyunda neden bulunmasın? Deniz suyunda Hiv virüsü, hepatit virüsü yok mu? Bir de şu var: Deniz, kıyıya doğru sürekli bir hareket içindedir ki bu nedenle ki denizde ölmüş ya da denize atılmış cesetler zamanla kıyıya vururlar. Denizin kıyıya hareketi, üstelik de denize girilen kumsallar sığ su olduklarından, deniz kıyısında yani kumsalda su birikmesi, bu su birikmesinde de corona virüsü birikmesi olabilir, sıpor durumunda olsa da. Önerim ki 'Deniz suyunda corona virüsü olmaz, deniz suyu ile corona bulaşmaz' deyip ezbere konuşmamalı, en azından birkaç deney yapıp sonuça bakmalı. Yani, ey 'Deniz suyunda corona virüsü olmaz, deniz suyundan corona bulaşmaz' diyen uzmanlar; bu konuda kaç araştırma yaptınız da böyle diyorsunuz? Sigara dumanından bile corona bulaşıyorsa deniz suyundan neden bulaşmasın? Deney yaptınız mı? Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 11.6.20/22.54

CORONA VE DENİZ SUYU (DENEME)

Yazardan en yeniler

En Çok Okunanlar

Yeni Üyeler