Şiir Defteri

CİNSEL UTANMAZ DÜNYANIN ARZUSU BATI ABD AB VE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ DURUMU (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
23.03.2021 / 10:16
451 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Açık ki dünyayı elegeçirmek(ele geçirmek) isteyen akıldışı, ahlakdışı, küresel, derin, ve barbar bir merkez kendine ne uygun araç olarak, insanlara akıldışı-ahlakdışı herşeyi giydirebilen, yaptırabilen modayı, buna en uygun araç olarak da ortalıkta bikini diye sütyen-külot, mini şort diye külotla dolaşabilen yetişkin insan dişisinin bu durumunu seçmiş olmalı ki 21. yüzyılın günümüzü dünyanın da, Türkiye'nin de akıldışı-ahlakdışı moda, akıldışı-ahlakdışı medya, akıldışı-ahlakdışı ünlü, ve kadıncı(feminist) görünümlü saldırısı durumu gibi bir durum oluşturmakta. Bu açıdan; Türkiye 'İstanbul sözleşmesi' adı altında, gerçekte insanlığa da, yetişkin insan dişisine de, demokrasiye de, laikliğe de, bilime de, ahlaka da, dine de, Atatürkçülüğe de aykırı bir saldırı altında durumu görmekte. Hep, herzaman(her zaman) 'Önce mantık'. Zinanın, fuhuşun, kadınların gittiği genelevlerin, pornonun, eşcinselliğin, eşcinsel evliliğin, çıplaklığın, uyuşturucunun, astrolojinin, medyumluğun, ensestliğin, eş değiştirmenin, kadın sütü ve peyniri satışının, ve 16 yaşında evlenmenin serbest olduğu yani genelde insanı ve insanlığı, özelde ise yetişkin insan dişisini aşağılayan, ve yetişkin insan dişisini seks nesnesi ve ticareti yapan bir dünya olan Avrupa birliği'nin insana, insanlığa, ve Türkiye'ye mantık dünyası vereceğini, getireceğini düşünmek de, sanmak da mantıksızlıktır yani 'kediyeciğeremanetetmek/kediye ciğer emanet etmek' durumu gibi birşeydir, demek ki Avrupa birliği yandaşlığı da, ondan ahlaka uygun şeyler beklemek de mantıksızlıktır, akılıyemişolmak(aklı yemiş olmak) gibi bir durumdur. Sorun şurada: 'Din'in ve 'ahlak'ın yanlış tanımında çünkü açık ki din karşıtıları dini, ve ahlakı 'Halkın afyonu' yani bilimdışılık olarak, dini inançlılar da dini gelenek, görenek, töre, baskı, tehdit, tabu, bilimdışılık, akıldışılık, insanlıkdışılık, barbarlık, vahşet, ilkellik, cehalet, mantıksızlık gibi şeyler olarak bilmekte ya da sanmakta yani dini tanımlayan Din hadisileri'ni yani dinin doğru tanımını, ve ahlakın doğru tanımını bilmemekte oysa Din hadisileri diyor ki 'Din bilim, mantık, ahlak, vicdan, merhamet, adillik, dürüstlük, sakinlik, medenilik, tarafsızlık, nefssizlik' demektir diyor yani akıldışı, bilimdışı, insanlıkdışı şeyler değil; ahlak da savım ki zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, akıl-ruh sağlığının, özgürlüğün, medeniliğin, insanlığın, evrimin, ve evrenin soyut nitel tek zirvesidir yani ahlaka karşı olmak da hem akıldışı, hem bilimdışı, hem insanlıkdışı, hem de mantıksızlıktır. Yani açık ki Avrupa birliği'ni savunmak da, İstanbul sözleşmesi'ni savunmak da 'Bilim'e ve 'Ahlak'a yani doğru insanlığa aykırılığı savunmaktır, istemektir. Bu nedenle ki ahlaka aykırı ne kadar kitle ve medya varsa Avrupa birliği, ve İstanbul sözleşmesi yandaşlığı göstermekte oysa Atatürk de, Muhammed de 'Önce bilim ve ahlak' dedi yani Avrupa birliği de, onun dayatması olan İstanbul sözleşmesi de hem Muhammed'e, hem de Atatürk'e aykırıdır yani bu durumda açık ki Avrupa birliği yanlısı olmak da, İstanbul sözleşmesi yanlısı olmak da Atatürk'e de, Muhammed'e de karşı olmak durumudur. Avrupa birliği eğer ahlaka uygun bir dünya olsa idi durum böyle olmazdı ancak gerçek ki Avrupa birliği ahlaka aykırı bir dünya. Avrupa birliği'ni, ve İstanbul sözleşmesi'ni savunanlara bakılırsa onların da genelde dini tanımlayan Din hadisileri'ne, özelde ise ahlaka aykırılık durumu içinde bulundukları görülür, örnek ki toplumsal alanlarda sütyen-külot bulunmak, zinaya karşı olmamak, eşcinselliğe karşı olmamak, ahlaka aykırı mekanlara karşı olmamak, sigaraya-içkiye karşı olmamak durumu gibi. Açık ki yetişkin insan dişisi açkısından Avrupa birliği de, İstanbul sözleşmesi de, bunların yandaşları da genelde Din hadisileri'ne, özelde ise ahlaka uygun bir dünya istememek; alime bir yetişkin insan dişisi türü istememek durumu içinde. Durum ki İstanbul sözleşmesi adı altında akıldışı-ahlakdışı bir yetişkin insan dişisi kitlesi, ve akıldışı-ahlakdışı bir hayat/ülke/dünya istenilmesi durumu vardır. Gerçekten insanca bir dünya, ve insanca bir insanlık istiyorsanız; genelde suçların, özelde ise yetişkin insan dişisine karşı suçların olmamasını istiyorsanız; akıldışı-ahlakdışı Batının, ve akıldışı-ahlakdışı Avrupa birliği'nin çevresinde değil Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak'ta birleşirsiniz, toplanırsınız. Aya gitmek için Avrupa'dan izin almak gerekmediği gibi bilimsel, insanca, doğru bir ülke ve dünya kurmak için de Avrupa'dan izin almaya gerek yok; niyetiniz varsa Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak'a sarılırsınız. Gerçek ki hem ahlakdışı giyimler içinde olmak, hem de Avrupa birliği'ni, ve İstanbul sözleşmesi'ni istemek Avrupa birliği'nin de, İstanbul sözleşmesi'nin de doğru bir durum olmadığını göstermeye yeter. Akıldışı-ahlakdışı modaya, akıldışı-ahlakdışı medyaya, akıldışı-ahlakdışı pılajlar(plajlar) dahil akıldışı-ahlakdışı mekanlara, akıldışı-ahlakdışı ünlülere, eşcinselliğe, fuhuşa, zinaya, akıldışı-ahlakdışı serbestliklere karşı çıkmak Avrupa birliği, ve İstanbul sözleşmesi yanlısı ise durum kuşkusuz ki farklı olurdu ancak görülmekte ki bu iki şeyin çevresinde genelde 'Din halkın afyonudur' ve 'Ahlak bacak arasında olmaz' diyen yani ahlakdışılığı amaç, övünç, üstünlük sayan cehalet, ve mantıksızlık toplanmakta. Yani, ahlakı savunmuyorsanız neden Avrupa birliği'ni, ve İstanbul sözleşmesi'ni savunuyorsunuz? Denilebilir ki Avrupa birliği'ne, ve İstanbul sözleşmesi'ne yandaş olan, Atatürk düşmanları da var. Açık ki bu durumu örnek yapmak da mantıksızlıktır çünkü o tür insanlar, ve medya Avrupa birliği'ne ve İstanbul sözleşmesi'ne 'Ahlak' nedeni ile karşı çıkmaktalar yani doğru birşey ile ki yalnızca Muhammed değil Atatürk de 'Önce bilim ve ahlak' demiş durumda yani birşeye Atatürk düşmanlarının karşı çıkması o şeyi yanlış yapmaz ancak birşeye ahlaka aykırı kimselerin sahip çıkması o şeyin yanlış olduğuna kanıt olabilir yani ÖNCE MANTIK. Ölçüt de, amaç da, çözüm de; Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak' olmalıdır. Yani, Avrupa birliği'ne, ve İstanbul sözleşmesi'ne değil 'Bilim ve ahlak'a sarılın; utanmayı dışlamışlardan insanlığa soyut nitel hayr gelmez ancak kötülük gelir. Açık ki Avrupa birliği yandaşlığı da, İstanbul sözleşmesi yandaşlığı da farkında olunmasa da Batı için Türkiye'ye, İslam dünyasına, ve insanlığa karşı düşmanlık ve ajanlık durumudur. Yanlışa ve kötülüğe karşı da, suçlara karşı da çözüm, zafer, başarı Batıdan, Abd'den, Ab'den, İstanbul sözleşmesi'nden, siyasi partilerden değil Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak' ülkesi olmaktan geçer. Gerçek ki utanması olmayanlar doğru bir dünya da, doğru bir ülke de, doğru bir insan türü de yaratamazlar. Gerçek ki ahlakı istemeyenler yanlış ve kötü şeyler istiyorlar demektir yani birinci ölçüt ahlak, ikinci ölçüt de bilim olmalıdır, yani 'ÖNCE MANTIK'. Akıldışı-ahlakdışı Batı, akıldışı-ahlakdışı Avrupa çalsın, sen oynama; bilim ve ahlak çalsın, sen oyna. Kafanıtopla(Kafanı topla), mantığını topla ki bu da ancak Atatürk'ün ve Muhammed'in de dediği gibi 'Bilim ve ahlak' ile olur yani 'Bilim ve ahlak'a aykırı hiçbirşeyi altın-elmas kaplı da olsa isteme; utanmayı dışlamış insanlardan insanca bir dünya da, mantıklı bir dünya da, bilimsel bir dünya da, adil bir dünya da, medeni bir dünya da bekleme çünkü ahlaksızlık en büyük nefstir, ve nefs hem en büyük cehalettir, hem kötülüklerin nedeni ve amaçıdır, hem de akılı, mantığı, ahlakı, vicdanı, insancalığı yok eder. Bilin ki 'Bilim ve ahlak'a uygun dünya istemeyenler doğru dünya istemeyenler, nefse kölelik isteyenler demektir. Yani; Abd de, Ab de, İstanbul sözleşmesi de farkında olunmasa da ahlaka ve bilime aykırı bir dünya istemek durumudur; ve Türkiye'yi Batı, Abd, Ab, siyaset, ve kapitalist sömürgesi, kölesi yapmak istemek demektir; utanmaları olsaydı zaten 'Önce bilim ve ahlak' ve 'Bağımsız ve özgür Türkiye' diyen Atatürk'ün ülkesinde Batı, Abd, ve Ab yandaşlığı hazırlopçuluğu, kolaycılığı içinde olmazlardı, 'Önce bilim ve ahlak' diyen, 'Bağımsız ve özgür' bir Türkiye yaratmak yoluna devam için uğraşırlardı, ve yalnızca Batıya, Abd'ye, Ab'ye değil tüm dünyaya, tüm insanlığa doğru ve iyi örnek olurlardı; açık ki Batı, Abd, Ab, İstanbul sözleşmesi yandaşlığı hem cehalet, hem mantıksızlık, hem Türkiye'ye karşı ajanlık, hem Türkiye'yi sömürgeleştirmek, hem de 'Komşununtavuğukazgörünür/Komşunun tavuğu kaz görünür' durumu durumudur. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 23.3.21/10.16
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir