Şiir Defteri

CEZA YARGILAMASINDA LİSE DÜZEYİ MANTIK DURUMU DURUMU (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
17.01.2021 / 12:39
389 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Kadın tecavüze uğramışsa, direnmemişse 'Tecavüze uğradı isen neden direnmedin?' diye soruluyor; insan kendine saldırıya karşı kendini savunsa yani dirense suç oluyor. Yani 'direnmek, karşı koymak' tecavüzde neden belirti, koşul, zorunlu sayılıyor da kendini saldırıya karşı savunmada suç sayılıyor? Yani direnmemek de suç, direnmek de suç. Durumu birazdan daha iyi anlayacaksınız. Anlaşılmakta ki kibir yalnızca genelde üniversite mezunularında(mezunlarında), özelde ise tıp alanında yok; hukuk alanında da var. Yerel yargılama alanında gördüğüm şey şu ki 'Dayak yemişsen haklısın' durumu var. 'Dayak' içine tırnak izi, tırnak çiziği, sıyrık, çizik de dahil. Örnek ki biri size saldırdı, siz de kendinizi korumak için onu ittirdiniz, yere düştü ve biryeri çizildi yere düşünce; ya da biri size saldırdı, siz de bileklerini tutup saldırıyı önlendiniz ancak bu sırada saldırganın bileklerinde tırnaklarınızın izileri(izleri) kaldı. Ve size saldıran kişi karakola gidip sizden şikayetçi oldu ve çiziğini ya da sıyrığını ya da tırnak izini gösterip rapor aldı. Siz ifadenizde dediniz ki haklı ve doğru olarak 'O bana saldırdı, ben de kendimi korumak için onu ittirdim' ya da 'bileklerinden tuttum'. Size saldıran da ifadesinde dedi ki 'Ben ona değil o bana saldırdı, hastahane raporum da var'. Saldırgan size karşı belki iki yalancı tanık da bulabilir. Siz 'İttim' ya da 'tuttum' dediğiniz için itiraf etmiş sayılıyorsunuz; saldırgan ise 'Saldırmadım, hastahane raporum da var' dediği, belki de iki ya da bir yalancı tanık da bulduğu için; savcı ve yargıç yani mahkeme sizi saldırmış, saldıranı da masum sayıyor. Saldırgan 'Ben saldırdım' diyecek değil ya? Burada sorun ne? Saldırıya uğrayanda çizik, sıyrık, berelenme, morluk gibi izlerin olmaması; bu tür izlerin saldıranda olması. Yani demek ki saldırıya uğrayanda da saldırı izileri olsa durum yani karar değişecek, ya da saldıranda da izler olmasa. Eğer saldırganı ittirmişseniz ve saldırganda tek bir çizik bile olmasa yine cezayı siz alabilirsiniz çünkü yargılama yöntemi yalnızca 'tırnak izi'ni değil 'ittirme'yi bile darp, suç saymakta ki biliyorsunuz boş pet su şişesini, meyvayı, ekmeği bile silah saymakta yani birine pet şişe ya da meyva ya da ekmek ya da simit attığınızda 'silah' atmış sayılmaktasınız. Bu durumdan çıkan sonu nedir? Haklı isen, mahkemede haklı çıkmak istiyorsan, ya tanığın olacak ya darp raporun ya da dayak yemiş olmalısın. Yani denilmiş gibi olmakta ki 'Dayak yiyen haklıdır, yemeyen haksızdır'. Bu durumda açık ki insanların saldırılara karşı kendilerini korumaları da suç sayılmakta. Açık ki bu mantık türü nicel ve tikel bir mantık türüdür; nitel, mantıklı ve bilimsel olmayan bir mantık türüdür. Bu nedenle ki yalanlar, iftiralar, yalancı tanıklar ceza yargılamasında ve boşanma davasında egemen olmakta. Bu durum açık ki ancak lise düzeyi, nicel ve tikel bir mantık durumu olabilir. Yani demek ki hukuk fakültesilerinde(fakültelerinde) felsefe ve nitel mantık öğretilmiyor olabilir. Açık ki böyle bir mantık ile adalet doğru sağlanmaz, yargılama doğru olmaz; böyle bir mantık ile; suçlu suçsuz, suçsuz da suçlu olabilir. Nicel mantık der ki 'El bileklerinde tırnak izi var; demek ki bu kişi saldırıya uğramış'. Nitel mantık der ki 'Eğer kişinin yalnızca bileklerinde tırnak izi varsa bir insan bir insana saldırmak istiyorsa neden bileklerini tutsun, ve bununla yetinsin çünkü bir insan bir insanın bileklerini tutuyorsa nasıl saldıracak elleri ile; demek ki bileklerinde tırnak izi olan kişi saldırmış ki öteki kişi de onun bileklerini tutmuş'. Öyle ki kendini bıçakla yaralayıp 'Beni eşim bıçakladı' diyenler bile oldu; eşinden boşanabilmek, eşinden uzunca kurtulabilmek, nafaka ve tazminat alabilmek için ancak iyi ki adli tıp, parmak izi ve Dna var. Yani 'Yaralısın öyle ise haklısın' diye bir mantık ancak düzmantıktır(düz mantıktır). Bu durumu önlemek için ceza davasılarında(davalarında), ve boşanma davasılarında, istek üzerine yalan makinası(makinesi) kullanılmalıdır. Adalet mahkemelerin verdiği karar değildir; gerçeğin ve doğrunun verdiği karardır ki gerçeğe ve doğruya giden en güvenilir yol bilimdir yani yalan makinası yani bilim olmadan hukuk adaleti aradığını da, sağladığını da söylememelidir. Yani iyi ki Dna diye, ve kıriminoloji(kriminoloji), adli tıp diye birşey var yoksa adalet iyice nicel mantığın buyuruğu(buyruğu) olurmuş. Adalet avukatların, savıların, yargıçların iki dudakları arasına emanet edilmemelidir; hukuk bilimsel olmalıdır, bilim olmalıdır, bunun için de yalan makinasını da kullanmalıdır. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 17.1.21/12.38
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir