Şiir Defteri

BİRGÜN GAZETESİNİN VE CHP'NİN MUHAMMED VE ATATÜRK KARŞITI İLKEL İLERİCİLİK ANLAYIŞI SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
13.06.2020 / 01:24
537 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Savım ki akıldışı-ahlakdışı, küresel ve derin bir merkez ülkelere yani tüm dünyaya akıldışılık ve ahlakdışılık yaymak ve egemenleştirmek için didinmekte ki bunu da akıldışı-ahlakdışı moda, akıldışı-ahlakdışı turizım(turizm), akıldışı-ahlakdışı ünlüler gibi araçlarla yapmaya çalışmakta, ancak bu konuda en büyük araçı da yetişkin insan dişisi çünkü tırnakları, dudakları, gözleri boyamaktan tutun, bikini/mayo/mini şort diye ortalıkta sütyen-külot dolaşmaya; astrolojiye, medyumluğa köle olmaktan, barbarlık sıporularına(sporlarına), dudak büyütmeye, meme büyütmeye, cinsel organ ağarttırmaya, saçı tuhaf renklere ve tuhaf modellere sokmaya, pirsinge, dövmeye, kuaföre etek tıraşı(traşı) yaptırmaya kadar ne kadar zaaf, ne kadar akıldışılık varsa, yetişkin insan dişisi türünde var; üstelik de toplumların en çok para harcayan kesimi de. Yani açık ki bir toplum yetişkin insan dişisine egemen olmak o topluma egemen olmak demektir. Bu akıldışı-ahlakdışı küresel ve derin merkezin etkisine kapılmış, güdümüne girmiş yetişkin insan dişisi kitlesi de gittiği heryere cinsiyetini, cinselliğini, cinsel tahrikini de götürmek, ve gittiği heryere giyim olarak yatak odası hali ile gitmek peşinde. Ahlak tabu da, gelenek de, görenek de, töre de, akıldışılık da, mantıksızlık da değildir; zekanın, akılın, mantığın, beyinin, ruhun, özgürlüğün, felsefenin, bilimin, demokrasinin, laikliğin, özgürlüğün, medeniyetin, eğitimin, insanlığın ve akıl-ruh sağlığının en üst nitel aşamasıdır. Yani, ahlakı dışlamak, ahlaka sırtdönmek yanlış birşeydir. Yani asıl gericilik ahlak değildir, ahlakdışılıktır. 20 yaşında öğrenci bir bayan şort ile ki büyük olasılıkla da mini şort denilen ancak gerçekte külot olan şeydir, bir kütüphaneye girmiş, ders çalışmak ya da kitap okumak için, falan. Kütüphane görevlisi de şort ile kütüphanede bulunmanın uygunsuz olduğunu, ve büyük olasılıkla da kütüphanedeki yetişkin insan erkeği öğrenci kişilerin, şortlu bacaklar nedeni ile dikkatlerinin olumsuz etkilendiğini söylemiş, bence haklı olarak. Yani bir bayan, kendisi etkilenmiyorsa neden cinsel sunumlu, cinsel tahrikli giysilerle toplum içine çıkar; demek ki önce kendisi etkilenmektedir, bu tür giysilerden ki giymektedir yoksa giymez. Bu tür giysilerden bayanların kendileri etkileniyorsa yetişkin insan erkeği türü insan neden etkilenmesin? Ancak ölüler etkilenmezler bu tür şeylerden. Doğru etki olumlu etki yaratır, yanlış etki de olumsuz etki yaratır; örnek ki yüksek sesli, gürültülü müzik dinlemekten de hoşlanan kişiler vardır ancak onlar bundan hoşlanıyorlar diye başkalarını rahatsız ederek müziği öyle dinleme hakları yoktur. Yani kütüphaneye de şortla girilmez; bay da olsa, bayan da olsa. Yani, atletle, fanila ile bay da girmemelidir ya da kokusu hiç hoşa gitmeyen bir parfüm sürüp de girilemez yani hiçkimse, hoşuna gidiyor diye, osuruk kokulu parfüm sürüp toplumsal alanlara girmek hakkına sahip değildir. Corona salgınında 'Benim canım öyle istiyor' deyip maskesiz olarak toplum içine girmek doğru mudur, değildir. Özgürlük başka şeydir, serbestlik başka şey. İnsanlar ve toplumlar gerçekler ve doğrular öğretilmediği için, özgürlüğü serbestlik sanmaktalar, serbestliği de özgürlük sanmaktalar oysa özgürlük Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' üzerine kuruludur, serbestlik ise serseriliğin dostudur; yani özgürlük bilimsel ve ahlaklı olmaktır, Toplumsal alanlarda, canının istediğini yapmak değil, toplumsal alanlarda canının istediğini yapmak, hiçbirşeyi umursamamak özgürlük değil serserilik olur. Demokrasi ve laiklik de bilim ve ahlak üzerine kuruludur yani demokrasi ve laiklik de canının istediğini yapmak, toplumu umursamamak, başkalarını umursamamak değildir. Kitap, kütüphane beden, cinsellik, cinsiyet yeri değil beyin, ruh yeridir yani kütüphanede insanlar beyinlerini, ruhlarını ortaya koymalılar; bedenlerini, cinsiyetlerini, cinselliklerini değil yoksa kitabı da, kütüphaneyi de anlamamışlar demektir. Yani kütüphaneye bedeni, cinsiyeti, cinselliği, modayı, gösterişi, nefsi, hazzı değil beyini, ruhu götürmek gerekir; okul, üniversite gibi yerler için de öyle. Ben bu durumda bir sıradanlık değil kasıtlı bir pırovokasyon(provokasyon) kokusu alıyorum çünkü o , 20 yaşında ve öğrenci olmasına karşın 'Ben kadınım' demiş; örnek ki siz 20 yaşındaki bir bayın yani yetişkin insan erkeğinin 'Ben 20 yaşında bir adamım' dediğini gördünüz mü; yetişkin insan erkeği türü o denli ilerlemekte, mantıklıklılaşmakta, medenileşmekte ki 'Ben insanım' demekte yani açık ki o küresel güç yetişkin insan dişisi kitlesine 'Ben insanım' yerine 'Ben kadınım' dedirtmeye çalışmaktadır. Yani hem 20 yaşında hem öğrenci hem kadın; ya 'kadın'ın anlamını bilmiyor olmalı ya da oraya pırovokasyon çıkarmak için kasıtlı, amaçlı olarak gitmiş olmalı çünkü Türkiye'de, Türklükte, Müslümanlıkta 'kadın' demek nicelik açısından 'bekareti bitmiş' demektir, nitelik açısından ise 'Ahlaklı, edebli, erdemli, güvenilir, dürüst' demektir yani Türkçede, Türklükte, Müslümanlıkta 'kadın' yalnızca nicelik değildir, niteliktir de yani ortalıkta ahlaka aykırı giyimle bulunmak Türklüğe göre de, Müslümanlığa göre de 'kadın' olmaya aykırıdır, terstir. Yani, Türklükte de, Müslümanlıkta da 'kadın' olmak her çiftleşen yetişkin dişisinin ileri sürebileceği, sahip olabileceği birşey değildir yani Türklükte de, Müslümanlıkta da 'kadın' olmak 'anne' ve 'eş' olmak ile özdeştir, ve 'anne' olmak da, 'eş' olmak da Türklükte de, Müslümanlıkta da 'Önce ahlak, edeb, namus' demektir. Yani, Türk insana ya da Müslüman insana 'Senin 20 yaşındaki bekar kızın kadın olmuş' denilse büyük bir tahrik olur. Eşcinselliği bile savunan Birgün adlı yoz gazete bu konuda haber yapıp demiş ki 'Kütüphaneye şortla giden genç kadına gerici uyarı'. Yani, herşeyden önce 'kadın' olduğunu, bakire olmadığını nereden biliyorsun? Demek ki Birgün gazetesine göre; kütüphaneye bikini ya da yalnızca külotla ya da çırılçıplak gitmek en büyük ilericilik durumunda olmakta? Birgün gazetesi demiş ki bir de 'ders çalışmaya kütüphaneye giden genç bir kadın kıyafeti nedeniyle yetkililer tarafından uyarıldı'; yahu hangi çağdasın, 'giysi, giyecek' yerine 'kıyafet' diyorsun, sonra da 'gericilik'ten, 'ilericilik'ten söz ediyorsun; uçak yerine 'tayyare', araba yerine 'tomofil' de de bari! 20 yaşındaki, öğrenci bir bayana 'kadın' demeye utanmıyorsun da, ona tepki gösterilmesinden mi utanıyorsun? O bayan demiş ki 'Ben 20 yaşında bir kadınım. Ortalıkta mini şortla dolaşmam normal birşeydir. Benim kişisel tercihlerime kimse karışamaz. Kadınlara giyim konusunda yapılan bu pısikolojik(psikolojik) baskılara dur denilmeli, tepki gösterilmeli; istediğimizi giyeriz, kimse bize karışamaz.'. Bu sözler, Türkiye'de, toplumsal alanlarda, ahlaka aykırı giyimli bayanlarla bir pırovokasyon içinde olunduğu izlenimi de, kuşkusuz da yaratmaktadır. Normal bir baya denilse ki 'Buraya fanila-şort giremezsiniz', bay özür diler ve girmez yani olağanı da, doğrusu da budur. Hangi bayan çıplaklar kampına 'Ben ille de elbise ile gireceğim' diye, hangi bay 'Damsız(Bayansız) girilmez' yazan diskoteğe 'Ben ille de damsız gireceğim' diye tutturur? 'Sana ne, bana ne, kime ne, kimseyi ilgilendirmez, herkes kendi işine baksın, kimse bana karışamaz' türü sözler pısikopatlık(psikopatlık), sosyopatlık, magandalık, barbarlık, ilkellik, saldırganlık kültürüdür; ve yalnızca ahlakta değil; felsefede, bilimde, demokraside, laiklikte, özgürlükte de yeri yoktur yoksa birileri de kütüphanede ya da lokanta da burun karıştırıp 'Benim böyle hoşuma gidiyor, tercihime karışamazsınız.' diyemez. Açık ki zekaya, akıla, mantığa, akıl-ruh sağlığına yalnızca kişileri ve sözleri değil ortamları, koşulları, durumları da fark etmek, önemsemek de dahildir. Ahlaka aykırı giyimlerle toplumsal alanlara giren bayanlar önce şunu anlamalılar: Asıl kendileri genelde topluma, özelde ise yetişkin insan erkeği kitlesini pısikolojik baskı yapmaktalar; yani 'Ben açıksaçık, daracık, ahlaka aykırı, cinsel tarihlik giyinip başkalarını, toplumu tahrik ve rahatsız ederim, ancak başkaları beni rahatsız etmek hakkına sahip değildir' demek ne mantığa ne akıl-ruh sağlığına uygun bir durumdur. Ahlak tabu değildir; yalnızca Muhammed değil, Atatürk de 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' diyor. Chp'nin oklarında eksik olan ancak Atatürk ile özdeş olan, Atatürk demek olan, iki ok var: Bilim, ve ahlak; çünkü Atatürk 'Önce ilim(bilim) ve ahlak' diyen bir kişidir. Ee, bu durumda, ahlaka aykırılık olur da Chp geri kalır mı; açık ki kalmaz, kalmamış da. Chp İstanbul milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi isimli bayan ya da yetişkin insan dişisi hemen bu ahlaka aykırılığın yanında yer almış ve konuyu hemen de Tbmm'ye taşımış. Anlaşılan ki genelde Chp, özelde bu yetişkin insan dişisi yalnızca Muhammed'in değil, Atatürk'ün de 'Önce bilim ve ahlak' dediğini bilmiyor ya da önemsemiyor olmalı. Tbmm ne demek; 'Türkiye büyük millet meclisi' demek; 'Türkiye' ne demek, 'Türk' demek; 'Türk' ne demek, önce ahlak demek; yani Türkün millet meclisindesin ancak Türkün ne demek olduğunu bilmiyorsun durumu oluşmakta bu durumda. Bu bayan kim; internette fotoğrafları var; birinde, Tbmm'de, tayt pantolonla, ayaklarında mavi renkli, sivri burunlu, sivri topluklu ayakkabılar; birinde, yine Tbmm'de siyah tayt pantolon, kırem(krem) rengi, sivri burunlu, sivri topuklu ayakkabılar, sivri topuk dediysem, bir fotoğrafta net olarak gördüğüme göre 10 cm falan yani 'Moda baştaçım, modasız yapamam' durumu gibi bir durum. Bu yetişkin insan dişisi bir de Bülent Ersoy hayranı olmalı çünkü internette şu haber var, 2016 yılına ait: 'Bülent Ersoy önceki akşam 24 Kasım Öğretmenler günü'ne özel gecede Ataşehir Silence hotel'de sahneye çıktı. Bülent Ersoy; Ataşehir belediye başkanı Battal İlgezdi'nin eşi Chp milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi'yi sahneye davet etti. Bülent Ersoy, milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi'ye 'Yahu eşinle konuş da beni buralı yapsın. Buraya taşınayım. O kadar geliyoruz konsere bir şey demiyor.' dedi.'. Yani, kendisine bir de'Yahu' diye seslenilmiş, denilmiş'. Bülent Ersoy kim; ahlaka, dine aykırı giysiler giyip; ahlaka, dine aykırı yaşayıp bir de 'Allah' diye bağıran, naralar atan biri; bu yıl da İspanya'daki bir çıplaklar kampına gitmiş biri; ve Chp'li bu bayan orada; demek ki Muhammed'in de, Atatürk'ün de 'Önce bilim' yanında, bir de 'Önce ahlak' dediğini bilmiyor ya da unutmuş ya da umursamıyor olmalı. Yani Chp sanki 'Nerede ahlaka aykırılık, nerede ahlakdışılık, nerede cinsel utanmazlık varsa ben oradayım, destekteyim' der gibi bir durum göstermekte. Yani, 'Önce bilim ve ahlak' diyen Atatürk'ün partisi olarak bilim yanında bir de ahlaka sahip çıkması gereken bu siyasi parti açık ki bilime de, ahlaka da sahip çıkmamakta çünkü ahlaka sahip çıkmamak bilime de, demokrasiye de, laikliğe de, özgürlüğe de, medeniyete de, medeniliğe de, insanlığa da sahip çıkmamak demektir çünkü ahlak demek felsefenin, bilimin, özgürlüğün, demokrasinin, laikliğin, medeniyetin, insanlığın en üst nitel aşaması demektir yani boru ya da korku ya da tehdit ya da töre ya da akıldışılık ya da demokrasi düşmanlığı ya da laiklik düşmanlığı ya da özgürlük düşmanlığı ya da Atatürk düşmanlığı demek değildir. Bu bayan hakkında internette, ağlarkenki(ağlarken ki) fotoğrafı ile birlikte şu haber de var: 'Chp'li Gamze Akkuş İlgezdi terörist cenazesinde ağladı. Chp İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, emniyet güçlerine roketatarla saldırırken öldürülen Pkk'li teröristin cenazesine katıldı. Kamuoyunda 'Rezidans kraliçesi' olarak bilinen Gamze İlgezdi, güvenlik güçlerine roketatarla saldırmaya çalışırken öldürülen Pkk'lı teröristin cenazesine katıldı. Cenazede öldürülen terörist için hüngür hüngür ağlayan İlgezdi 'Rezidansları yıkılsa bu kadar ağlamaz' dedirtti. 2015.'. Bence; Chp Altı ok'una 'Bilim' ve 'Ahlak' diye iki ok daha eklemeli ki 'Bilim ve ahlak' Atatürk'ün hem en büyük kişiliğidir hem en büyük vasiyetidir. 'Bilim ve ahlak' birliği yalnızca doğru zekaya, doğru akıla, doğru mantığa, doğru ruha ulaştırmaz; doğru akıl-ruh sağlığına da ulaştırır. Bilime ya da ahlaka aykırı hiçbir zafer gerçek ve kalıcı zafer değildir; bilim ve ahlak içeren hiçbir yenilgi de yenilgi değildir. Bülent Ersoy ile eğlen, mini şortluya sahip çık, teröriste hüngür hüngür ağla; böyle bir dünya normal bir dünya değildir. Gerçek ki kurtuluş, çözüm yetişkin insan erkeğinde de, yetişkin insan dişisinde değil; Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi yalnızca 'Bilim ve ahlak'tadır. Chp umut ya da çözüm olmak istiyorsa çözümü vitrinine yetişkin insan dişi koymakta, yetişkin insan dişisini baştaçı etmekte, yetişkin insan dişisine sarılmakta değil; Muhammed'in de, Atatürk'ün de dediği gibi 'Bilim ve ahlak'ta aramalıdır. Mini şort yetmez; kütüphaneye bikini ile gidin. Bedenle özgürleşilse kartallar, aslanlar alim, alime olurlardı; cinsellikle özgürleşilse eşek, at olmak hüner olurdu. Özgürlük de, demokrasi de, laiklik de, medeniyet de, Türkiye de cinsiyette, cinsellikte, bedende, kasta, kütlede, nicelikte değil yalnızca bilimde ve ahlaktadır. Demokrasi, laiklik ve özgürlük akıldışılığa ve ahlakdışılığa serbestlik vermek değildir, bilime ve ahlaka egemenlik vermektir. Yani; egemenlik kayıtsız şartsız milletin ise değil; kayıtsız, şartsız bilimin ve ahlakın ise doğru egemenliktir, doğru millet olmaktır, doğru ülke olmaktır. Mini şort da yetmez; çırılçıplak gezin çırılçıplak, öyle ki sokaklarda çiftleşin bile. Bilim ve ahlak ile insanlığa özenmek yerine akıl, ahlak ve vicdan yoksunu doğaya özenmek neden? İnsan ve toplumlar alanında 21. yüzyıl rastlantılar ve masumlukları çağı değil artık; o akıldışı-ahlakdışı, küresel ve derin merkezin etkinlikler, uygulamalar, ajanlıklar, pırovokasyonlar ve saldırı çağı. Kişisel haklar; bilimin ya da ahlakın ya da bilimin ve ahlakın başladığı yerde biter; bu nedenle ki insanlar kendi evlerinde bile, başkalarını rahatsız edecek biçimde müzik bile dinleyemezler, yoksa medeniyet de, medenilik de, demokrasi de, laiklik de yok olur. Anlaşılan ki genel de o küresel merkez, özelde ise moda insanlara yalnızca akıldışılık ve ahlakdışılık değil; diktatörlük, barbarlık, saldırganlık, ilkellik ruhu da pompalamaktadır. Toplumlar bayanlar ya da baylar ya da baylar ve bayanlar şımardıkça, sorumsuzluklaştıkça değil, bilime ve ahlaka uyduklarında ilerler, yükselirler, gelişirler, medenileşirler, insanileşirler, bilimselleşirler, değerlenirler. 21. yüzyılda bilin ki; farkında olunmasa da; her akıldışılığın, her bilimdışılığın ve her ahlakdışılığın arkasında o akıldışı-ahlakdışı, küresel ve derin güç var; zevkler de, renkler de o gücün denetiminde ve yönlendirmesinde artık; eğer insan ve toplumlar bilime ve ahlaka sarılmamışlarsa. Yani, ilericilik bilimde, ahlakta, bilime ve ahlaka uymakta artık. Gericilik ise bilime ve ahlaka aykırılıkta. Dünya ahlaksız Batının kıçına takılmakla değil; bilime ve ahlaka uymakla insancalaşır. Bu nedenle ki bilime ve ahlaka sahip çıkmayan hiçbir siyasi partiye oy verilmemelidir. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 12.6.20/12.20
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz

Bağlı Üyeler

  • asli-korkmz35314:32
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir