Şiir Defteri

BANA İSA'DAN SÖZ ETME- 2 (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
09.05.2021 / 05:40
677 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Yaratıcı'nın, cennetinden yani kendi yanından kovduğu iki insan Yahudi idi. Hitler de Yahudileri Avrupa'dan kovmak istemekle Yahudilerin 'Yaratıcı'sını, İsa(ki o da Yahudidir) peygamberin Yaratıcı'sını sevindirmiş olmuyor muydu? Herşey Yaratıcı'yı sevindirmek için ise Yaratıcı'yı sevindirmek güzeldir. Ve ilk iki insan olan, biri bay, biri bayan iki Yahudiyi yanından kovan Yahudilerin 'Yaratıcı'sını sevindirmek için Yahudilerin şu anki yurtları İsrail'den de kovulmaları gerekmez mi? 'Yaratıcı'yı sevindirmek güzeldir. İsa da Yaratıcı'yı sevindirmek için öldürülmedi mi? Hiroşima'da, Nagazaki'de; bir kıral(kral) için onbinlerce çocuğu öldürmek; Batının Yaratıcı'sını sevindirmiş olmalı çünkü Batı öylesine dinlidir ki Batılıları sevindiren birşey Yaratıcı'larını da sevindirmiş olmalı. Bir at için insanı öldürenler bir kıral için kolaylıkla yüzbinlerce insanı öldürdüler. Türklerde 'At, avrat, silah' sözü vardır. Batıda ise bu sözün biraz değişiği olmalı: At, orospu, silah! Batı çağdaştır, uygardır, ileridir, üstündür, demokrattır, insan hakları ile donanmıştır, sanayidir, teknolojidir; bir bildikleri vardır... Doğulular biraz çocuksudur, uçurtmayı uçururlar, vurdurmazlar; uçurtmayı gönderip şimşek çekmeyi beceremezler... Doğu bilgedir, Batı deneyci. Hitler'in, Romalılar'ın, Engizisyon İsacılarının insanlar üzerindeki deney tutkularını anlamak gerekli... Saygı ve sevgi göstermek gerekmiyor, gerekli değil... Batı varlığı ve varsıllığı sever; o yüzden; İsa'yı öldüren Romalı askerler İsa'nın üzerindeki değerli giysiyi paylaşamamışlar, ve o giysi için kura çekmişlerdi... Kızını başıboş bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya varır, sözünü değiştiriyorum; kızını başıboş bırakırsan ya Amerikalıya varır ya Avrupalıya... Türkiye ile Batı öylesine yakın, içlidışlı oldu ki bazan şaşırıyorum, 'Kurtuluş savaşı Avrupalılara karşı değil de Afrikalılara karşı mı oldu?' diye. Yayınlanmamış bir din kitabında okudum: Ölüm yaşamın değil yaşam ölümün sonucudur... Doğru, güzel, iyi, yararlı, hoş, bilimsel, insancıl, toplumsal söylemiş... Çözümler, sona ermiyorsa çözüm değildir. Arya müzik türünün Batıda gelişmiş olması şaşırtıcı değildir. Roma arenalarındaki, Engizisyon'lardaki, Nazi kamplarındaki insan çığlıkları; 'Kutsal ruh'un torunlarına böyle bir ruhsal müzik türünü üflemiş olmalı... Ben aryayı sevmem; türkü türkü türkülerimizi severim; yanında da asalak olmayan sanat müziği türünü... Ama 'Kaşlarının arasına domdom kurşunu değmiş' ağıt, yas, anıt müziğiyle, türküsüyle oynayanları, göbek atıp gerdan kıranları, meme ve kıç hoplatanları hiç sevmem; işte Türkiye'deki gerçek Batılılar bunlardır! Abd'den ve Ab'den yana oy vereceklerine kuşkum yok. Bir lise öğrencisine, liseyi bitirince ne yapacağını sormuştum. 'Amerika'ya gidip Cia ajanı olacağım' demişti. Şimdi ise ortalık bu işlevde, Amerika hayranı, akıldışı-ahlakdışı sanatçı, ünlü kaynıyor. Atatürkçü, çağdaş, Batıcı, ilerici bir lisede okuyordu. 'Yaratıcı' bu tür insanları 'Yaratıcılık' uğruna cennetten kovmasın da ne yapsın. Liseli kız öğrencilere 'Okulu bitirince ne yapacaksınız?' diye sormaktan korkuyorum. Ya onlar da 'Playboy'da, Penthouse'da çalışmak istiyorum' derlerse... Fuhuş tüccarı bir bayan 2004 yılında; Atatürkçü, laik, ilerici bir Tv kanalında şöyle mutluluk saçıyordu: 'Yaptığım işle gurur duyuyorum. Devlet bize, çalışacak bayan bulmakta yardımcı olsun.'. Bu kadın bu sözleri bir padişaha söyleyemezdi ama bir genelev patroniçesini vergi rekortmeni ilan edebilen devlete, ve medyaya söyleyebiliyor... Bu nasıl devletki? Batıda devlet herhalde böyle oluyor... Vardır bir bilmedikleri... Ne demiş Doğulular: 'Olmaya devlet başa, insan kuzgunun leşine döner'... İsa'nın gözlerinin ne renk olduğunu hiçbir din kitabı yazmıyor; yazmadığına göre yeşil, sarı ya da mavi değilmiş demek... 'Yaratıcı' herşeyin güzelini seviyorsa; yeşil, sarı, mavi renk gözleri sevmiyor, demek. Bilgisayar dünyasında, virüs yazılımı denilen kötü şeyler var; dost gibi görünürler, bilgisayara kötülük yaparlar, zarar verirler, ve kendilerini yazan, yazmış olan sahiplerine ya para ya mutluluk ya ikisini birden kazandırırlar. 'Türk aydını' denilen ya da kendilerine 'Türk aydını' diyen 'şeyler' vardır; gerçekte dışlarından da, içlerinden de bakıldığında 'Türklük' ile de 'Aydınlık' ile de ilgileri yoktur; bana sorarsanız, ilgileri 'Türk düşmanlığı', 'karanlık', 'yozluk' ve Batı uşaklığı ile ilgilidir; İsa'nın arkasından gittiğini sanan Batı dünyası ile. Bunlar, ellerinde sigara, içki ve çocukları yaşlarındaki sevgilileri ile; Müslümanların cinselliğe ve boşinançlara düşkün kesimini haklı olarak eleştirirlerken, kültürel açıdan; Batının, Hıristiyan dünyanın, İsacı dünyanın cinselliğe ve boşinançlara düşkün kesiminin, pornolarının, cinselliğe düşkünlüğünün ve boşinançlarının uşaklığını, temsilciliğini, simgeciliğini yaparlar; Müslümanların inançlarına, törelerine, törenlerine, başörtüsüne, tespihine dil ile saldırırlarken Batının, Hıristiyan dünyanın, İsacıların yayınladığı seks dergilerini kapışırlar, porno filmlerde ve porno dergilerde, boyunları haçlı Hıristiyan, İsacı orospuların üregenital bölgelerini gözleri ile ve hayranlıkla yalarlar, internette ise bilgisayarın camından içeri gireceklermiş gibi. Türkiye'de, yoz insanların dünyasında ünlü olan bir bayan oyuncu şöyle demişti: 'Ben film çekimlerime, dizi çekimlerime gitmeden önce porno film izlerim'. Bir Abd başkanının, devlete ait işyerinde, sekreterinin ağzına cinsel organını verdiği düşünülürse; Batılılaşmakla, cinselleşmenin uyumsuz şeyler olmadığı görülür. Çıplaklık, cinsel dışa vurumculuk, cinsel utanmazlık artık Afrika'nın değil Batının simgesi. O gün, yeni evlenmiş genç kızların 'Gerdek', 'İlk gece hakkı'nın Avrupa'da bir zamanlar kıralların, soyluların doğal haklarından sayıldığı bilinirse Batı demokrasisinin, Hıristiyan dünyasının, İsacıların yalnız kırallara, soylulara ait olan bu hakkı 'demokratikleştirerek' herkese yaymalarını anlamak kolay olur. İsa bir aydın mıydı? İsa bir aydındı; bilimsel olmayan bir aydın. Çünkü onun bilime gereksinimi yoktu: Kopan organları birleştirir, hastaları dokunarak iyileştirir, yaraları üfleyerek kapatır; bir ekmeği, böle böle bin ekmek yapar; su üstünde yürür; körlerin gözlerini on saniyede açardı. O bilimsel bir aydın değildi çünkü bilime gereksinimi yoktu. Bu yüzden; hayvanları, hastahaneleri, lokantaları, otelleri, eğlence yerleri, televizyon ve radyo istasyonları, okulları, fabrikaları, uçakları, otomobilleri, silahları, tirenleri yok diye; ilkellikle, bilimsel olmamakla suçlayamayız. İsa bilimsel değil ama bilge bir aydındı. Onun; Türkçede 'mesel' denilmiş olan 'örnek'leri, masalları okunur ve anlaşılırsa bilgeliği de anlaşılır. Bir din kitabında şunu okumuştum: 'Bilim olmadan önce din vardı'. İsa'nın 'örnek'lerini severim; güzel, doğru, bilimsel bir kavrayış ve anlatım sürecidirler. Buradaki 'sürec' sözü önemli ve zorunlu. İsa'nın 'masal'ları raslantı, o anlık, o günlük, o olaylık şeyler değil bir 'sürec'tir; bir tümün bir araya getirilmesi gereken bölümleridir. Hıristiyanlar, İsacılar Hiroşima'ya ve Nagazaki'ye attıkları bombaların üstlerine 'Little boy(Küçük oğlan)', ve 'Fat man(Şişman adam)' değil İsa'nın hain müridinin adı olan 'Yahuda' koymalıydılar çünkü ben Batıyı Hıristiyan, İsacı olarak değil İsa'ya hainlik yapan 'Yahuda' olarak görüyorum ama 'Yahuda'ların en iğrenci, en onursuzu, en insanlıkdışısı, en zavallısı, en kişiliksizi, en korkağı, en rezili, en haini. Necdet Gürçiftçi İnternetde yayınlandığı zaman: 9.5.21/05.40 (Bana İsa'dan söz etme- 2005 şubat)
Düzenleme: 09.05.2021 / 05:54
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir