Şiir Defteri

BAHŞETMEK SÖZCÜĞÜ FARSÇA DEĞİL TÜRKÇE SAVIM (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
02.03.2021 / 05:32
386 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Türkiye'yi kurtarmak da, korumak da, yaşatmak da ekonomiden, demokrasiden, laiklikten, hukuktan, cumhuriyetten, siyasetten değil Türkçe'yi kurtarmaktan ya da geliştirmekten geçer; bakın 'ekonomi, demokrasi, laiklik, hukuk, cumhuriyet, siyaset' diyoruz yani hiçbiri Türkçe sözcük değil durumunda yani sorunlarımızı bile Türkçe olmayan sözcükler ile anlatmak zorunda kalıyoruz. Öteyandan; Türkçeyi geliştirememek ya zeka yetersizliği anlamına gelir ya bilimsel olmamak ya Türkçeye önem vermemek ya da Türkçe, Türkiye, ve Atatürk düşmanlığından gelir. Ekonominin çok iyi durumda olması demek Türkiye'nin başarılı olması demek değildir çünkü kendi dilini başaramamak büyük bir başarısızlık demektir. Gerçek ki bir toplumun anlakı(anlağı/zekası) kendi diline olan ilgisi ile de ölçülür çünkü ancak nitel zekası yüksek olmayan toplumlar dillerini geliştiremezler. Birileri Türkçeye 'hijyen, etik, misyon, vizyon, aktivite, plasman, performans, izole, sosyal, mesafe, kıyafet, bariz, devasa, bahsetmek, bahşetmek gibi yabancı sözcükleri yerleştirmeye çalışmakta görünmektedir; üstelik de bazı yapancı sözcüklerin Türkçesileri(Türkçeleri) de varken. 'Bahşetmek' sözcüğü 'Farsça' demiş Türk dil kurumu sözlüğü. Anlaşılan ki Türk dil kurumu dil felsefesi, dil mantığı, dil bilimi, ve dil geometrisi ile değil edebiyat, ve 'topluma göre'lik ile durum yapmaya çalışmakta çünkü 'bahşetmek' sözcüğünün Farsça değil Türkçe olduğunu anlamak hiç de zor birşey değil; öteyandan, bir sözcüğü başka bir toplum ya da ülke ya da dil kullanıyor diye o sözcük 'Türkçe değil' anlamına gelmez çünkü her dil Türkçe'den sözcükler almış durumda görünmekte yani Türkçe sıradan, önemsiz, değersiz, 'Olmasa da olur' türü bir dil değil örnek ki Atatürk Türkiyesi'ndeki 'özgürlük' sözcüğü olmasa dünyada, hiçbir dilde bu sözcüğün anlamına eşit bir sözcük olmaz çünkü 'freedom, serbestlik, hürriyet' gibi sözcükler 'özgürlük' sözcüğünün yerini tutamazlar çünkü 'özgürlük' sözcüğü 'özün doğru, iyi, ve gür gelişimi' anlamında iken 'freedom, serbestlik, hürriyet' gibi sözcükler beden ile, nicelik ile, dışsallık ile ilgili sözcükler durumundadır, örnek ki kuşu kafesinden bırakmak 'serbest bırakmak, hür bırakmak'tır ancak insanı hapishaneden bırakmak 'özgürlük' değildir çünkü o insan doğru ve iyi şeyler yapmak yerine yanlış, kötü, zararlı şeyler yapabilir, bu nedenle ki freedom, serbestlik, hürriyet gibi sözcükler örnek ki 'zincirlerden kurtulmak' gibi anlama gelirken 'özgürlük' ise ancak 'bilim'e ve 'ahlak'a uymak ile olur. Yani, Türkçeye saldırı Türkiye'ye, Atatürk'e, düşünmeye, özgürlüğe, akıl-ruh sağlığına, ve insanlığa da saldırıdır. Örnek ki Farsça denilen, Farsa diye bilinen 'bahşetmek' sözcüğü Farsça değil Türkçe kökenli bir sözcüktür; Türkçedeki 'bağışlamak' sözcüğünün değiştirilmiş biçimi ki zaten Türk dil kurumu sözlüğü de 'Bahşetmek=Bağışlamak' yazmış ancak tuhaf ki bu sözlük de 'Bahşetmek sözcüğü Farsçadır' demiş. Açık ki 'bahşetmek' sözcüğü 'bağış etmek' sözcüğünün değiştirilmişidir. Örnek ki 'Adınızı bahşeder misiniz?' demek 'Adınızı bağışlar mısınız?' yani 'Adınızı söyler misiniz?' demektir. Bunun gibi; İngilizcede de, Türkçe kökenli pekçok sözcük var. Durum göstermekte ki Türk dil kurumu'nun yabancı sözcük saydığı pekçok sözcük, daha önce de pekçok örneğini internette yayınladığım gibi gerçekte ya Türkçe sözcüktür ya da Türkçe sözcük kökenlidir. Anlamını dil felsefesi, dil mantığı, dil bilimi ve dil geometrisi ile açıklayamadığın sözcük de, anlamını bilmediğin sözcük de senin değildir; açıklayabildiğin her sözcük de senindir. Önce ekonomiye, demokrasiye, laikliğe, teknolojiye değil; önce Türkçeye sahip çık çünkü Türkçe yalnızca dil, mantık değil, bilim de demektir yani Türkçe gelişirse herşey de gelişir; Türkiye'nin bağımsızlığı, ve özgürlüğü önce Türkçeden geçer; bu nedenle ki Atatürk Türkçeye büyük önem, değer verdi ancak bakın ne yazık ki bu yazıda bile pekçok yabancı sözcük zorunluluğu oldu. Türkiye'ye ait, öteki ülkelerdeki tarihi yapıtları(eserleri, ürünleri) arayan Türkiye öteki dillerdeki Türkçe sözcükleri de, Türkçe kökenli sözcükleri de aramalıdır; baklavaya, böreğe, kebaba yani helaya gidecek şeylere patent isteyenler Türkçeye, ve Türkçe sözcüklere yani ruha gidecek şeylere de sahip çıkmalıdırlar. Necdet Gürçiftçi Hiçbir dini inançtan ve hiçbir siyasi partiden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 2.3.21/05.32
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • asli-korkmz353
  • kalptenkelimeler
  • SürekliYazSürekliYaz
  • WhitePageSürekliYaz
  • Sürekli_Yaz
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir