Şiir Defteri

AKP DE CHP DE MHP DE İP DE VP DE GELSE ÇIPLAKLIK (DENEME)

Yazan: Birturkbilgesi
24.03.2019 / 10:05
995 kez görüntülendi
0 yorum yapıldı
Akp(Adalet ve kalkınma partisi) de gelse çıplaklık, Chp(Cumhuriyet halk partisi) de gelse çıplaklık, Mhp(Milliyetçi hareket partisi) de gelse çıplaklık, İp(İyi parti) de gelse çıplaklık, Vp(Vatan partisi) de gelse çıplaklık. Çıplaklık yani bikini-sütyen yani bikini/mayo yani pılajlar(plajlar) ve otel yüzme havuzuları(havuzları) yani turizım(turizm). Buna bir de konut sitesilerinin(sitelerinin) yüzme havuzularını ekleyelim. Pılajlar ve havuzlar yani insanların çocuk, genç, yaşlı, tanıdık, yabancı, bay, bayan; sütyen-külotlarına, külotlarına kadar soyundukları yerler. Yani toplumların fuhuş dışındaki, genelev dışındaki, porno dışındaki en utanmazlık halleri. Hep diyorum; döviz için ihraçat(ihracat/dışsatım) için ülke ülke, kapı kapı dolaşmak dilencilike(dlenciliğe) benzer yani sıradan dilencilik bireylerin dilenciliği ise dışsatım bağımlılığı da özel sektörün yani zenginlerin dilenciliği gibidir; ve kendi toplumu açken, yoksulken kendi toplumunun yiyeceğini, içeceğini başka ülkelere satmak ta başarı değil bir zavallılık halidir; önce kendi milletini doyurursun, beslersin, artarsa öteki ülkelere satarsın, hele ki bir yiyeceği öteki ülkelere örnek ki 5 Tl'den satarken kendi milletine 10 Tl'den satmazsın ki işte ihraçatın kapı kapı dolaşıp yapılan maaşlı pazarlamacılığa değil de dilenciliğe benzemesinin bir nedeni de budur yani her maaşlı pazarlamacı mallarını herkese aynı fiyattan satar. Yani hem kendi milleti açken öteki ülkelere satmak hem de kendi milletine örnek ki 10 Tl'den sattığı bir sebzeyi öteki ülkelere 5 Tl'den satmak bir zavallılık, çaresizlik halidir yani paraya sıkışan insanların mallarını eskiciye ya da bitpazarına satmaları gibidir yani amaç yeter ki para gesin çünkü parasızlık var. Bikinili, mayolu yani çıplak yani utanmayı-arı-edebi-ahlakı-insanlığı-medeniliği-akılı-mantığı dışlamış turizım ise bu zavallılığın en utanmaz halidir; bir de hem dinli geçinip hem de bunu yapmak hem akıldışılıktır ve hem akıl-ruh sağlığı bilimi konusudur. Döviz ya da diyelim Dolar(dolar). Peki kardeşim; yaz-kış karlarla, buzlarla kaplı kuzey ülkeleri Dolar'ı nasıl buluyorlar? Yoksa herşeylerini kendileri üretecek biçimde bir bilime, teknolojiye, medeniyete, akıla, mantığa, beyine, başarıya, kültüre, eğitime, düzene, devlete, millete mi sahipler? Örnek ki Norveç'de, Rusya'da, Çin'de kaç çıplak pılajı var? Örnek ki Çin'i turistik anlatan internet sitesilerine bakın; hiç çıplak pılajı, bikinili, mayolu görüyor musunuz; peki Çin genelde dövizi, özelde Dolar'ı nasıl sağlıyor; yoksa Çin'in Dolar'a fazla bir gereksinimi yok mu milletini külotuna, sütyenine, iç çamaşırına soydurtacak kadar, utanmayı-ahlakı-edebi-arı-namusu dışlatacak kadar? Çin'de pılajlar yok mu, var ancak insanlar pılajlarda günlük, ahlaklı, edepli, arlı, namuslu, dine uygun, ahlaka uygun giysileri ile çünkü internetten 'Çin'de plajlar'ı aradım bakdım(baktım) yani Çin'e gitmiş değilim. Peki Arabistan'da, İran'da, Katar'da pılajlar yok mudur, büyük olasılıkla vardır ancak tıpkı Çin'deki gibi. Türkiye halkı da pılajlara birzamanlar tıpkı Çin'de olduğu gibi deniz görmeye, gezmeye, piknik yapmaya giderdi; sonra önce moda ve ünlüler topluma özellikle 'utanmama'yı öğretdi, Allah'a inansaydın 'Allah belalarını versin' derdim. Yani ne demek; Kurtuluş savaşı vermiş ahlaklı, onurlu bir milleti ortalıkta sütyen-külot dolaştırmak; bunu eğer Yunanlılar ya da Abd ya da Sovyetler birliği ya da Rusya Türkiye'yi işgal edip yaptırmış olsaydı vay hallerine idi, düşünün ki Bulgaristan'da Türklerin, Müslümanların adları Bulgar adları, soyadıları(soyadları) ile değiştiriliyor diye ortalık birbirine katılmışdı(katılmıştı), ancak bakıyoruz şimdi aynı millet turizım diye, tatil diye, pılaj diye, havuz diye bikiniye, mayoya boğulmuş ve kendini dinli imanlı, Müslüman diye tanıtan Akp de turizımı arttırmak için adeta yırtınıyor değil mi? Bu ne perhiz ne turşu? Peki Müslümanlar değiller miydi Sovyetler birliği zamanında 'Sovyetler birliği'nde, komünizımda(komünizımda) ahlak, edep, namus, din iman yok' diyenler? Ne zamandır bikini, mayo yani sütyen-külot ile herkesin içinde dolaşmak dine imana ait oldu? Yani o pılajlar ve havuzlar ki öğretmenler öğrencileri ile, akademisyenler öğrencileri ile, komşular komşuları ile, vatandaş yabancı ülkelerin insanları ile sütyen-külot, külot yani dine ve ahlaka göre çıplak olarak birlikteler. Düşünün ki Bodrum hakimi diye bilinen hakime Mefharet'in 1950'li yıllardan mayolu fotoğrafları var internette. Yani soruyorum; 1950'li yıllarda kaçınız ortalıkta bikini, mayo yani iç çamaşırı ile geziyordu? Yani düşünün ki bu bayan bir de 'Türk milleti adına' diye karar yazdıran bir hakime yani yargıç. Yani açık ki toplumdaki yozlaşma yukarıdan aşağı gitmekte. Yani dün yalnızca yüzleri açık olan köylü kadınların çocukları, torunları bile bugün pılajlarda, otel havuzularında bikini, mayo ile olmaya doğru yönlenmekte, yönlendirilmekte; ne ile, en başta böyle şeylere izin veren siyasi iktidarlar ve hiçbir utanma tanımayan moda, sanat ve turizım türü ile. Batıyı hedef almak pılajlar, genelevler açmak, eşcinselliğe izin vermek, çıplaklığa izin vermek, zinaya izin vermek değil bilim ve teknoloji üretmeye yönelmektir ki hadis de zaten bu nedenle 'Bilim/İlim Çin'de de olsa gidip öğrenin', Atatürk te 'Hayatta en doğru yol gösterici bilimdir ancak ahlaklı olunması koşulu ile' demiştir çünkü aynı Atatürk 'Ben insanın/sıporcunun-siporcunun-sporcunun ahlaklısını severim/isterim' de demiştir. Birzamanlar(Bir zamanlar) Türkiye'de turizım demek tıpkı moda gibi 'medenilik' demekdi(demekti) çünkü ahlakı, edepi(edebi) içerirlerdi yani turistler gelirler, tarihi yerleri gezerler görürler, yerler içerler giderlerdi, günlük giysileri ile. Akp de olsa, Chp de olsa, Mhp de olsa, İyi parti de olsa, Vatan partisi de olsa yine çıplaklık yani çıplak pılajları, çıplak havuzuları, akıldışı-ahlakdışı moda olacak. Neden? Çünkü hiç duyuyor musunuz bu siyasi partilerden 'Genelevleri kapatacağız, zinayı yasaklayacağız, pılajlarda ahlaka aykırı bulunmayı yasaklayacağız, yüzme havuzularını yasaklayacağız, eşcinselliği yasaklayacağız, barları-pavyonları-gece kulübülerini-düskotekleri-sıtriptiz/striptiz kulübülerini(kulüplerini)-sexshopları-karma sıpor salonularını(salonlarını)-karşıt cinsli masaj salonularını-ahlaka aykırı medyayı yasaklayacağız' diye birşeyler? Yok; konuştukları tek şey yalnızca ekonomi ve terör çünkü milletin bu iki şey dışında başka birşeye özellikle akıldışı-ahlakdışı şeylere dikkat etmesini istemiyorlar, milletin ekonomi ve terör konusu dışındaki konuları olağan, normal görmesini istiyorlar yani dolaylı bir 'algı operasyonu' yapıyorlar yani iki kötüyü gösterip on kötüye razı ediyorlar gerçekte. Zaten Avrupa birliği'ne girmek istemek demek genelevlerin, fuhuşun, zinanın, eşcinselliğin, eşcinsel evliliğin, eşcinsel aile kurmanın, çıplaklığın, çıplak pılajların, pornonun serbest olması demek ki zaten Akp öncesi son hükümet zamanında Cine 5 adlı televizyonda gece 12'den sonra, şifreli yani paralı olarak porno yayınlar serbest olmuşdu(olmuştu) 'Avrupa birliği istiyor' diye; yani Avrupa birliği'ne girmek isteyen her siyasi parti bunları savunmak ve iktidar olduğunda bunları yapmak, gerçekleştirmek zorunda; peki Akp'den, Chp'den, Mhp'den, İp'den, Vp'den hangisi diyor 'Avrupa birliği'ne girmeyeceğiz' diye; hiçbiri çünkü döviz gerek çünkü dövizi felsefe ile, bilim ile, teknoloji ile, din ile, kültür ile, ahlak ile, edep ile üretebilecek bir kültüre, içeriğe, öze, bilgiye sahip değiller. Peki acaba sigaraya ve içkiye karşı savaş açmış olan ve dinli imanlı, dindar geçinen Akp neden acaba hiç genelevlere-barlara-pavyonlara-gece kulübülerine-sıtriptiz kulübülerine-diskoteklere-sexshoplara, zinaya, pılajlara, havuzlara, akıldışı-ahlakdışı turizıma, akıldışı-ahlakdışı modaya, eşcinselliğe, çıplaklığa, kamusal alanlarda cinsel sunumlu giysilere karşı da savaş açmıyor; savunması şu: 'Kimsenin özel hayatına karışmayız', bu laf boş laf, durumdan yırtmaya çalışmak çünkü ahlak özel hayat mı, toplumun-ülkenin ahlakına saldırmak özel hayat mı, kamusal alanlar özel hayat mı yani diyemiyor ki 'Avrupa birliği böyle istiyor', ve Avrupa birliği yarınbirgün de televizyonda porno yayınların, seks yayınılarının(yayınlarının), sokaklarda sevişmenin, sokaklarda cinsel ilişkinin serbest olmasını da isteyecek. Ya bakın türbanda bile 'Üstü türban, altı daracık' hali gelişmeye başladı bile. Vakıfbank'ın bayan voleybol takımının giydiği mayo denilen kısacık ve daracık şeyi gördünüz işte Orkid reklamında, ve bir de 'Dindar nesil yetiştireceğiz' diyen Akp başkanı ve cumhurbaşkanı Erdoğan da o takımı Çin'deki başarısından dolayı kutladı da, fırçalamak yani kınamak yerine oysa aynı spıroruları(sporları) baylar uzun ve bol şortlarla yapıyorlar yani açık ki genelde akıldışı-ahlakdışı Batı ülkeyi moda ile, özelde ise akıldışı-ahlakdışı moda da ülkeyi bayanlar üzerinden vurmak istiyor. Siyasi partilere oy verirken yalnızca ekonomi ve terör konusularına(konularına) bakmayın; ahlak açısından da durumlarına bakın. Kuşkusuz ki dünyanın, insanın ve insanlığın ve tek doğru yol göstericisi felsefe, bilim, ve dini tanımlayan Din hadisileri'dir. Evet bir ülkeye ve topluma önce demokrasi ve siyaset değil; önce felsefe, bilim, ve Din hadisileri devleti, yönetimi, düzeni gereklidir çünkü çiçek denilen şey saksıda da açar ovada da, bataklıkta da. Doğruyu mu istiyorsunuz; öyle ise önce ahlaka sahip çıkın, sonra da felsefeye, bilime, teknolojiye. Gerisi ya yanlıştır ya kötü ya fasafiso. 'Kadın çiçektir' deniliyor ancak dikkat edin aman bataklıkda(bataklıkta) açmasın. Ey siyaset sen de oyun kadar değil; ahlakın kadar konuş. Beton, gökdelen, köprü, havalimanı, yol, baraj, metro, hızlı tıren(tiren/tren), hastahane, okul, üniversite, fabrika, ekonomi dediğin şeyler heryerde var, Afrika'da bile. Doğru bir millet, toplum, halk, ülke, devlet, vatan, insan, kavim şu iki şeyin olmadığı yerde olmaz: Ahlak ve bilim. Bir de helalden, haramdan söz ediyorlar; çıplak pılajlar, çıplak havuzlar, zina, genelevler, eşcinsellik, barlar-pavyonlar ve bunlardan gelen dövizler, paralar helal mi? İşte bu nedenle ki hadis 'Dinsiz de olsalar ahlaklı iseler alimlerin, alimelerin yeri Cennet'tir' ve 'Bilim/İlim Çin'de de olsa gidip öğrenin' dedi yani siz ahlak ve bilim var mı, ona bakın herşeyden önce ve her konuda. Herşeyini kendin üretirsen ihraça, dövize gereskinimin ya hiç olmaz ya çok olmaz ancak biz Akp döneminde eti, buğdayı, mercimeki, patatesi, samanı bile öteki ülkelerden almak zorunda kalıyoruz, insaf yani çünkü Türkiye tarım ve hayvancılık ülkesi idi. Yani petrolden başka şeyi dışarıdan alıyorsan ya üretmiyorsun ya tembelsin ya bilimsellikten uzaksın ya da kafan çok iyi çalışmıyor demektir; sonra da turizım diye, döviz diye ülkeye işte böyle dolar çıplaklar. Necdet Gürçiftçi Bağımsız, özgür, bilimsel, tarafsız; hiçbir dini inançtan ve hiçkimseden yana olmayan dinli ve bilge İnternette yayınlandığı zaman: 24.3.19/09.55
Düzenleme: 24.03.2019 / 10:07
Kapat/(ESC)
Yorum Düzenleme

Yeni Üyeler

  • Samimi
  • siirsairii
  • AgahEfendi
  • sidarsevimli
  • meşale
Kapat/(ESC)
Tavsiye
Adınız:
Sizin eposta adresiniz:
Alıcının eposta adresi:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
İletişim
Adınız:
Eposta adresiniz:
Mesajınız:
Doğrulama Kodu:
captcha refresh
Kapat/(ESC)
Rastgele Şiir