Gürlerim, gülerim güçlü bir seste,
Sesim duyulur uzakta bir sazda.
Dağlar ardını aşar benim sızılarım,
Duyan ahlar, kanar yanık yaralarım.
Bilmez, tozu duman kuş olur, uçar;
Süzülür ovadan, anlamaz Yaşar.
İtin kulağı keskin, dikilir sese,
Belki umut olur gökteki sise.
Anlamaz okuyan; anlarsa anam,
Ağlar durur, yoktur onu durduran.
Durmadan çapalar, hiç bitmez çile,
Kim bilse, üzülür Anadolu diye.
Kavruk yüzümde iz, çatlak ellerim,
Sürülmüş topraklar gibi gönlüm serin.
Bir kıvılcım düşse kurak selime,
Gökteki sis iner toprağın dibine.
Kırılır dağlarım rüzgâr esince,
Kanar eski yaram, sözün değince.
Nice vakitler tattım yaşamadan geçen,
Sancımadı hiç ömürden giden.